SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tahribat Önlenmeli"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:30:32
A- A+ PAYLAŞ

Tarihi ve kültürel varlıkların tahribatını önlemeye yönelik yasal boşlukların ivedilikle doldurulması gerektiği bildirildi.

Malatya Kent Konseyi, Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubunun koordinasyonunda gerçekleşen çalıştayda “Malatya Bölgesi Arkeolojisi Ve Kültürel Mirasımız” konusu masaya yatırıldı. Gün boyu süren oturumlarda, “Malatya Bölgesi Arkeolojik Alanlar ve Geleceği, Kültürel Mirasımız ve Müzecilik, Gelecek Elli Yılda Şehirlerimiz ve Kültürel Mirasımız” alt başlıkları tartışıldı.

Kent Konseyi Fethi Gemuhluoğlu Salonu’nda düzenlenen çalıştaya; Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca, Gazeteci- Yazar Asım Demirkök, Turizm Uzmanı Bülent Korkmaz, Gazeteci- Yazar Celal Yalvaç, Fırat Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölüm Bşk. Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Aytaç, Kaçakçılık Şube Müdürlüğünden Komiser Durmuş Ali Çetin, Öğretmen Hanifi Aslan, Antropolog Hüseyin Şahin, Malatya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Gencay, Malatya İl Jandarma Komutanlığı Başçavuşu Mehmet Atmaca, Valilik İl Özel İdaresi Koruma ve Uygulama Denetim Birimi (KUDEB) Başkanı Levet İskenderoğlu, İnönü Üniversitesi Güzel San. Fak. Seramik Sanatları Öğrt. Üyesi Fazıl Ercan, İnönü Ün. Tarih Böl. Öğrt. Üyesi Yrd. Doç. Dr.Recep Özman, Fırat Ün. Tarih Böl. Öğrt. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yüksel Arslantaş, İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fak. Resim Bölümü Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr Yüksel Göğebakan, Malatya Müze Müdürü Tevhit Kekeç, Tarihçi/Yazar Süleyman Demir, Fırat Kalkınma Ajansı -Uzman Tuba Pembegül, Malatya Valiliği Malatya Kitaplığı-Tarihçi Yahya Karakaya, Gazeteci-Yazar Raşit Kısacık, Malatya Kültür Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali İhsan Öztürk katıldı.

Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca, yapılan çalıştay da amaçlarının Malatya da tarihi ve kültürel envanterin her geçen gün yok olmaya başlandığına dikkat çekmek ve bu konuda yerel-ulusal kurumları çözüm üretmeye zorlamak olduğunu kaydetti.

Düzenlenen çalıştay neticesinde, çözüm önerileri aşağıda belirtildiği şekilde açıklandı:

“Yaklaşık on bin yıllık geçmişe sahip olan Malatya, dünya kültür tarihine önemli veriler sağlamış olan Caferhöyük, Değirmentepe ve Aslantepe başta olmak üzere birçok höyük’e sahiptir. İlk kent öncesi köy yaşamını ve ilk kent -devlet deneyimini yaşayan Malatya, coğrafi konumu nedeniyle birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır. Bu özelliği dikkate alınarak yüzey araştırmaları çoğaltılmalıdır.

Yüzey araştırmaları sonucu tespit edilen arkeolojik alanların envanteri ve haritaları çıkarılıp tescil edilmelidir.

Envanteri çıkarılan veya henüz çıkarılamayan bu alanların korunması için Karayolları ve MTA benzeri hareketli bir teşkilatın kurulması sağlanmalıdır.

Envanteri çıkarılan alanların güvenliği yalnızca polisiye tedbirlerle korunamayacağı gerçeğinden hareketle bölgedeki köy ve mezralarda yaşayan köylüler broşür, kitapçık, afiş, bilgilendirme toplantıları gibi projelerle bilinçlendirilmelidir. Bununla yetinilmeyip çevre okullar ve camilerde tarihi mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasının hem insanlık için hem de dini duyarlılık açısından önemli olduğu konusunda halk bilgilendirilmelidir.

Malatya bölgesinde yer alan arkeolojik alanların tahribat boyutunun görülebilmesi için öncelikle bilimsel bir rapor hazırlanmalıdır. İlgili bakanlığın kurum ve kuruluşların dikkati çekilmelidir.

Tahribatın önüne geçmek için Köy muhtarlıkları, Jandarma genel komutanlığı, yerel yönetimler ve müzeler arasında sonuç alıcı işbirliğinin kurulması için gerekli yasal önlemler bir an önce alınmalıdır.

Arkeolojik kazılara daha fazla geç kalınmadan hemen başlanılmalıdır.

Yerli ve yabancı üniversitelerin arkeolojik kazılara başlamaları için bürokratik engeller azaltılarak teşvik edici önlemler alınmalıdır.

İnönü üniversitesinde bir arkeoloji bölümü açılarak bölge ölçeğinde işlevsellik kazandırılmalıdır.

Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de okullarda zorunlu “şehir tarihi” dersleri konulmalıdır.

Müzelerin işlev ve imkânları çağdaş koşullar gözetilerek yeniden ele alınmalıdır.

Müze-okul işbirliğini arttıracak mevzuat değişikliğine derhal gidilmelidir.

Tarihi yapıların onarımı bilimsel denetim olmadan ihale edilmesine son verilmelidir.

Malatya Valiliği, Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) gerek uzman gerekse bütçe imkânları açısından güçlendirilmelidir. Ayrıca bu kurum özerk hale getirilerek yasal bir statüye kavuşturulmalıdır.

Bir arkeoloji politikası oluşturulmalıdır. Bu bağlamda kısa, orta ve uzun vadeli projeler hemen başlatılmalıdır.

Tahribatın bir kısmının Karayolları, DSİ ve yerel yönetimlerin yol açma faaliyetleri sırasında yapıldığı gerçeği dikkate alınarak söz konusu bu kuruluşların uzman arkeolog, sanat tarihçisive plastik sanatlar uzmanı bulundurmaları sağlanmalıdır.

Şehirlerin geleceğinin sahip oldukları tarihi ve kültürel değerlerle ölçüleceği gerçeği tüm vatandaşlar tarafından anlaşılmasını sağlayacak projeler geliştirilmelidir.

“Barış için tarih” sloganı ile tarihi mirasın farklı dil, din ve etnik gruplar arasında barışı sağlayıcı yönü olduğu işlenmelidir.

Malatya coğrafyasının barındırdığı tarihi ve kültürel mirasın gelecek kuşaklar için ne kadar önemli olduğu projelerle bilhassa ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklara anlatılmalıdır.

Yazılı ve görsel medyanın kültürel mirasın korunması konusunda tanıtıcı programların yapılması sağlanmalıdır.

Kültürel mirasın korunmasına yönelik faaliyet gösteren sivil inisiyatifler desteklenmelidir.

Yapılması düşünülen “Kent Tarihi Müzesi” hem Malatya’nın kentsel gelişim tarihini yansıtacak şekilde olması hem de bir eğitim ve kültür merkezi niteliğine sahip olması için tasarlanmalıdır.

Bilhassa kırsal alanlarda takibi ve korunması zor olan kültür varlıklarının uydu takip sistemi ile korunması için gerekli çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır.

Tarihi ve kültürel varlıkların tahribatını önlemeye yönelik yasal boşlukların ivedilikle doldurulması gerekir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız