SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tam Bir Vicdansızlık"

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:17:45
A- A+ PAYLAŞ

Trafik kazasında ölen oğlu Emir Hilmioğlu'nun cenazesine katılabilmesi için izin verilen Ergenekon tutuklusu, İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu'na, izin süresi içerisinde "kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle" evinde gecelemesine izin verilmemesine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert tepki geldi.

Silivri Cezaevi'nden Ankara'ya Pazar akşamı getirilen Hilmioğlu, evinde bir saat kaldıktan sonra geceyi geçirmek üzere Sincan Cezaevi'ne götürülmüş, yine Pazartesi gecesini de cezaevinde geçirmişti.

Bu konu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da gündemindeydi. Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, bu konuda şöyle dedi:

"Ama yüreğimizi burkan bir şey var. Fatih Hilmioğlu bir hocadır, bir akademisyen, bir profesör, bir tıp adamı, gencecik çocuğu yaşamını yitiriyor, kendisi hapishanede, çocuğunun cenazesine katılacak ama diyorlar ki 'sen kaçarsın, akşam tekrar seni hapishaneye götüreceğiz'. Tam anlamıyla bir vicdansızlık. Hangi çağda yaşıyoruz. Evladı ölmüş, cenazesine katılmış, elleriyle o gencecik oğlunu toprağa veriyor, bunun kaçacak hali mi var. Onu alıyorlar, uyuşturucu baronlarıyla aynı kefeye koyuyorlar. Ben merak ediyorum bu kararı veren yargıç da vicdan var mı, bu kararı veren yargıcın oğlu var mı, çocuğu var mı acaba, insan sevgisi var mı, evlat sevgisi var mı? Neden diyoruz orası adalet dağıtmaz. Bunun için dağıtmaz diyoruz. Neden diyoruz orası siyasal iktidarın sopasıdır diye, bunun için söylüyoruz işte. Vicdanı olmayan bir yargıcın yargıç koltuğuna oturması doğru mudur? Yüreğinde evlat sevgisi olmayan bir yargıcın o koltuğa oturması doğru mudur? Onun için o kararı veren kişi yargıç değildir, kinini kusan bir adamdır o." 

KILIÇDAROĞLU ZİYARET ETTİ..

Bu arada CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, oğlunu son yolculuğuna uğurlayan Ergenekon sanığı Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'na taziye ziyaretinde bulundu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 21 yaşındaki oğlu Emir'i trafik kazasında kaybeden Prof. Dr. Hilmioğlu’nu evinde ziyaret ederek kendisine başsağlığı diledi. CHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre CHP lideri Kılıçdaroğlu, Hilmioğlu’na, "Allah'tan sizlere sabır diliyorum. İçinde bulunduğunuz koşullar acılarınızı daha da artırıyor. yakından izliyoruz. Dün geceyi cezaevinde geçirmeniz kabul edilecek bir şey değil. Bu kararı veren hakimlerin vicdanlarının olmadığı görülüyor. Çok üzüldüm ve bugün tepkimi grup toplantısındaki konuşmamın açılışında ortaya koydum" dedi.

Açıklamada Fatih Hilmioğlu'nun da Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na şunları söylediği belirtildi:

"Gösterdiğiniz yakınlık ve ilgi nedeniyle teşekkür ediyorum. Yaşadığımız hukuksuzluklar, keyfi uygulamalar tahammül boyutlarını aştı. 5 yıldır yaşanan Ergenekon Davası süreci bütünüyle hukuksuzluklar içeriyor. Onlarca insan tahammül edilmez acılar yaşadı. Hala da yaşatılıyor. Neden? İddia makamının iki temel dayanağı var. Birincisi, 'Ergenekon terör örgütü', ikincisi 'Darbe teşebbüsü'. Her iki iddia da üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen kanıtlanmış değil. Askeri istihbarat teşkilatına soruyorlar, 'Ergenekon terör örgütü var mı' diye. 'Yok, haberimiz yok' cevabı alıyorlar. Sivil istihbarata soruyorlar, cevap aynı. 'Böyle bir örgütün varlığından haberimiz yok' diyor ülkenin en büyük istihbarat kuruluşları. Ama biz olmayan bir örgütün yöneticileri olarak yargılanıyoruz. Yine benzer biçimde darbe teşebbüsü iddiasına ilişki ortada geçerli hiçbir kanıt yok. O dönemde görev yapan Genelkurmay Başkanı 'böyle bir şey yok' diyor. Generaller 'yok' diyor ama darbe teşebbüsü iddiasıyla onlarca insan acılar içinde. Yakınlarını kaybediyorlar; annesini, babasını, oğlunu, karısını kaybediyor insanlar. Yazıktır. Bu sürecin bir an önce durması gerekir. Bu ülkenin en iyi yetişmiş hocalarından olan benim de hocam Mehmet Haberal hasta, tedavisi tam manasıyla yapılamıyor. Dünya çapındaki bir değerimizi yitirme tehlikesiyle karşı karşıyayız ama mahkeme bu yaşananları görmezden geliyor. Ben mahkeme duvarı ne demek Silivri'de öğrendim. Tamam insanlar yargılansın ama iddianame de sorgulansın. Delilsiz mesnetsiz iddiaalarla bu ülkenin en iyi yetişmiş insanları hapislerde çürütülmesin. Bunun da bir bedelinin olması gerekir. Sayın Genel Başkanım sizin gösterdiğiniz yakınlık ve destek için teşekkür ederim. Bu çabaların devam etmesi lazım. Silivri'de yaşananların bu ülkenin gündemine taşınması lazım."

Hilmioğlu’nun bu sözleri üzerine CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, "Maalesef Türkiye'de bütün çabamız medyanın yanlı tutumu yüzünden kamuoyuna yeterince yansımıyor. Ama biz durmuyoruz katıldığımız bütün platformlarda bu konuyu gündeme getiriyoruz. Avrupa Birliği’nde, dünyanın diğer ülkeleriyle bu konuyu konuşuyoruz. Dünya da bu meseleyi yeni yeni anlıyor. Başlangıçta bize 'darbe yanlısı' diyen Batılı dostlarımız da durumun vehametini anlamaya başladı. Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na bile girdi. Türkiyede yaşanan anti demokratik uygulamalardan bütün dünyanın haberi var. Projeksiyonlar Silivri'ye dönük ama ülkenin bütün hapishanelerinde büyük dramlar yaşanıyor. 10 kişilik koğuşta 49 kadın kalıyor ve günde bir kez su veriliyor. Düşünebiliyor musunuz, bu yaşananlar 12 Eylül dönemlerini aratır hale geldi. Bu yaşadıklarımız, bir tek kişinin hırsı nedeniyledir. Cumhurbaşkanı farklı şeyler söylüyor, yaşananların anti demokratikliğine işaret ediyor. Ama bir tek kişi, Recep Tayyip Erdoğan'ın hırsı bütün süreci tıkıyor. Hukuk, hukukun evrensel ilkeleri unutuluyor Başbakan ne derse hakimler onu uyguluyor. Biz, arkadaşlarımız elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'nin her yerinde hapishaneleri izliyoruz. Anında üstüne gidiyoruz ama siyasi bir parti olarak bizim söylediklerimiz yetmiyor. Toplumun diğer dinamiklerinin de aydınların meslek odalarının da bu duruma tepki göstermesi gerekir. Ben Barolar Birliğinin suskunluğunu anlamıyorum. Yargı camiasından Baroların ortaya çıkıp yaşananlara dikat çekmesi gerekir" dediği belirtildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız