SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Tartışılan Ölüm, İddialar..

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde diş ağrısından dolayı hastaneye götürülen ve burada ölen gencin durumu adliyeye taşınırken, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi hasta yakınlarının iddialarını yalanladı.

Doğanşehir'de diş ağrısı şikayetiyle hastaneye gittikten sonra verilen ilaçları içmesinin ardından fenalaşarak tekrar hastaneye götürülen 17 yaşındaki Mesut Bahçeci, kaldırıldığı yoğun bakım servisinde hayatını kaybetti.

Oğullarının gerekli teşhis ve tedavi yapılmadığı için öldüğünü öne sürerek konunun araştırılması için adliyeye başvurduklarını söyleyen anne Meryem Bahçeci, "Oğlum Mesut dişinin ağrıdığını söyledi. Doktora götürdük, ilaç verdiler. İlacı kullandı, ateşi yükseldi. Ağrıları iyice arttı.

Doğanşehir Devlet Hastanesi'ne götürdük, serum taktılar. 2.5 saat kaldıktan sonra 'Ateşini düşüremiyoruz, Malatya'ya sevk ediyoruz' dediler. Ambulansla Malatya'ya götürdük. Beydağı Devlet Hastanesi'nden hemen Turgut Özal Tıp Merkezi Araştırma Hastanesi'ne gönderdiler. Bu arada oğlum bizimle konuşuyordu. Bana anne 'Ben iyiyim ama çok üşüyorum, üstümü örtün' dedi. Araştırma Hastanesi'ne götürdüğümüzde çocuğun şuuru yerindeydi. İçeri aldılar. Ben yanındaydım. 'Çocuğum zehirlenmiş olabilir, midesini
yıkayın' dedim. Doktor M.Ö. bana, 'Sen karışma, ben tıbbi müdahale yapıyorum' dedi. Bu arada oğlum bana üşüdüğünü söyledi, ben de üstünü giydirdim, hatta pijamasını kendi giydi. Daha sonra beyin filmine götüreceklerini söylediler. Bu arada beni de dışarı çıkardılar, kardeşi Hüseyin yanında kaldı. Filme götürdüler, getirdiklerinde hemen panikle solunum cihazına bağladılar. Kapı arasından gözetliyordum. Paniklediklerini görünce şaşkına döndüm. İçeri girmek istedim almadılar. Kardeşi Hüseyin'i de dışarı
çıkardılar. O sırada içeri giren hemşire panikleyerek 'Ne yaptınız?' dedi. Bağlı olduğu solunum cihazından çıkartıp başka solunum cihazına bağladılar. O sırada ben ne olduğunu sordum. Doktor M.Ö. bana solunumunun durduğunu söyledi. Çocuğumu yoğun bakıma aldılar. Doktora 'Düzelir mi?' dedim, 'Evet ama 1 günde de düzelebilir, 1 ay, 3 ay veya 1 yılda da düzelebilir' dedi. Solunumu durduktan sonra gece saat 01.30 sularında midesini yıkamışlar. Sabah başka doktorlar muayene etti ve beyin ölümün gerçekleştiğini söyledi. Ben de doktor M.Ö.'ye, 'Ne oldu da oğlum diş ağrısından öldü?' dedim. Kağıtları suratıma fırlattı, 'Ben ne bileyim. Bana getirmeseydiniz' dedi. Yarım saat sonra bizden habersiz, imzamız olmadan fişlerini çekip morga indirmişler" iddialarında bulundu.

Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Doç. Dr. Murat Cem Miman ise konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:

"Bahse konu Mesut Bahçeci adlı hasta, 28.01.2008 günü saat 18:33'de merkezimiz çocuk acil servisine getirilmiştir. Getirildiği esnada hastanın bilincinin kapalı olduğu, ağzından köpük geldiği ve beyin fonksiyonları ile ilgili ilk muayene bulgularının da olumsuz olduğu kayıtlarımızda mevcuttur. Hastaya acil serviste ilk müdahale esnasında maske ile oksijen verilmiş ve yaşamsal önemi olan diğer tüm önlemler alınmıştır. Bundan sonra hastanın durumu ile ilgili tetkikler yapılmış ve bilgisayarlı tomografi
çekilmiştir. Hasta bu işlem için hekim eşliğinde radyoloji ünitesine götürülmüş ve getirilmiştir. Akabinde, hastanın solunumunun acil servis ünitesinde kötüleşmesi üzerine nefes alıp vermesini rahatlatmak için soluk yoluna hortum yerleştirilip elle pompalama yöntemi ile solunum yapması sağlanmış, hemen çocuk yoğun bakım ünitesine yatırılmış ve 3 gün boyunca burada takip ve tedavi edilmiştir. 29-31 Ocak 2008 tarihleri arasında hastanın tüm klinik verileri kayıtlı olup durumunda hiçbir düzelme gözlenmemiştir. Hastanın takibi sırasında zehirlenme veya menenjit ön tanısı konulmuştur. Hasta 31 Ocak 2008 tarihinde yoğun bakım ünitesindeki yatışının 3. gününde arrest ol muş, standart canlandırma işlemlerine cevap vermemiş ve saat 14.50'de vefat etmiştir. Hastanın klinik durumu göz önüne alınarak yatışından itibaren adli vaka olarak değerlendirilmiş ve ölüm sonrası da otopsi uygulanmıştır. Hasta ile ilgili olarak iddia edilen bazı hususlar gerçeği yansıtmamaktadır. Acil serviste solunum cihazında
arıza olduğu iddiası tamamen gerçek dışıdır çünkü çocuk acil servisinde bu cihaz bulunmamaktadır. Görevli hekimlerden hiçbiri, aile fertlerinden hiçbiri ile herhangi bir şekilde tartışmamıştır. 31 Ocak günü hastanın arrest olmasından vefatına kadar geçen tüm olaylar ve yapılan tüm tıbbi işlemler kayıt altındadır. Hastanın fişini çekmek tarzında bir olay asla vuku bulmamıştır. Hastanın arrestini takiben standart bir canlandırma protokolü uygulanmış, hastada düzelme olmayınca yine uluslararası geçerli tıbbi bilgiler ışığında canlandırma işlemine son verilmiştir. Hastanın vefatını izleyen ilk dakikalarda aileye durumdan bilgi verilmiş ve otopsi yapılacağı da kendilerine iletilmiştir. Vefatın tıbbi olarak kanıtlandığı durumlarda bedenin bir an önce soğuk depolama koşullarına ulaştırılması bakımından ilgili hekimler tarafından imzalanan ölüm tutanağı dışında, aile tarafından imzalanması gereken bir belge bulunmamaktadır. Hastanemiz ailenin acısını anlamakta ve paylaşmaktadır. Öte yandan, merkezimizde tıbbi olarak yapılması gereken her işlem yapılmış, hasta 3 gün boyunca yoğun bakımda tedavi edilmeye çalışılmış ancak her türlü çabaya rağmen kurtarılamamıştır. Kurumumuzun tamamen sözel ifadelere dayalı, hasta yakını psikolojisi içinde ortaya atılmış iddiaları ile yıpratılmaması bakımından, kanıtlanabilir gerçekler doğrultusunda haber ve bilgi verilmesi gerekliliği de aşikardır. Nitekim şahsın kuşkulu hastalığına neden olan durumlarla ilgili adli süreçler zaten hastanede iken başlatılmış ve otopsi ile de savcılığa
bilgi verilmiştir".

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız