SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Tartışılır Duruma Gelmemesi İçin..'

A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi'nde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti’ nin Kuruluşunun 100'ncü Yılında Eğitim Kurultayı"nın sonunda yayınlanan bildirgede, son dönemdeki önemli sapmaların cumhuriyetin kuruluş felsefesini tehdit eder boyuta ulaştığı öne sürüldü. Bildirgede, rektör atamaları ve Cumhurbaşkanının konumuyla ilgili de eleştiri ve iddialara yer verildi.

Çeşitli üniversitelerden 30'un üzerinde bilim adamının katılımıyla 24-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen kurultayın "Basın Bildirgesi" olarak açıklanan görüşleri şöyle sıralandı:

"24-26 Nisan 2008 tarihleri arasında İnönü üniversitesi'nin ev sahipliğinde toplanan “Türkiye Cumhuriyeti’ nin Kuruluşunun 100'ncü Yılında Eğitim Kurultayı'nın katılımcıları olarak aşağıdaki görüşlerimizi ve öngörülerimizi kamuoyumuzun bilgilerine sunmayı bir görev saymaktayız.

1- Kurultayın, Ulusal Egemenliğimizi tüm dünyaya kabul ettirdiğimiz 23 Nisan 1920 gününün 88. yıldönümünde Türkiye Cumhuriyeti Kurucularından İsmet İnönü'nün adını taşıyan bir üniversitede gerçekleştirilmiş olması, tarihsel anlamda önemli bir etkinlik olarak değerlendirilmiştir.

2- Kurultayın amacı Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100’üncü yılında ulaşmamız gereken eğitim hedeflerinin belirlenmesine yöneliktir.

3- Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi, öğretim birliği temelinde ulusal, bilimsel, laik, karma ve uygulamalı eğitim sistemi ile Cumhuriyet kuşakları yetiştirmeyi amaçlamıştır.

4- Cumhuriyetimizin 85 yıllık döneminde eğitimde çok önemli başarılar sağlanmış olmasına rağmen henüz olması gereken çağdaş düzeyin oldukça gerisinde kalınmıştır.

5- Bir taraftan, okul öncesinden yükseköğretime kadar farklı eğitim düzeylerindeki okullaşma oranları, çağın çok gerisinde kalmış, diğer taraftan ise son yıllarda daha da belirgin olmak üzere on yıllardır eğitim sistemimizin öğretim birliği, ulusallık, bilimsellik, laiklik, karma ve uygulamalı eğitim niteliklerinden önemli sapmalar olmuştur. Bu sapmalar, son dönemde Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini de tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.

6- Cumhuriyetimizin kazanımlarının korunarak bilimsel gelişmelerle gelecek kuşaklara aktarılmasında, ulusal eğitimin en önemli işleve sahip olduğu vurgulanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti eğitiminin bu işlevini tam anlamıyla yerine getirebilmesinde ‘Öğretim Birliği Yasası’ kapsamında laiklik ilkesi ışığında, ulusal, bilimsel, sanatsal, halkçı, karma ve dogmalardan arındırılmış eğitim sisteminin ve uygulamalarının 2023 yılı için öngörülecek modelini oluşturmanın yaşamsal bir görev olduğu saptanmıştır.

7- Eğitim kurumlarımızın çok önemli bir parçası da üniversitelerimizdir. Bilindiği üzere, önümüzdeki günlerde tedviren görevlendirmelerle birlikte yaklaşık 35 üniversitemizin rektörleri belirlenecektir. Rektör atamaları, üniversitelerdeki seçim sonuçlarının YÖK'teki değerlendirilmesinin ardından, Cumhurbaşkanı tarafından yapılmaktadır. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu ortam, rektör belirleme sürecini sorgulanır bir duruma getirmiştir. Bu sorun, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebiyle açılan parti kapatma davasını Anayasa Mahkemesi'nin kabul etmesi ile doğmuştur. Davanın karara bağlanmasıyla Sayın Cumhurbaşkanı'nın statüsünü yitirmesi olasılığı yadsınamaz. Dolayısıyla böyle bir olasılığın gerçekleşmesi halinde Cumhurbaşkanınca atanacak çok sayıda rektörün durumu da tartışılır bir konuma gelecektir.

Bu durumda, üniversitelerde yapılacak seçimlerin sonuçlarında herhangi bir değişikliğe gidilmeksizin , Sayın Cumhurbaşkanımızın rektörleri atamasını, veya Anayasa Mahkemesi'ndeki davanın sonuçlanmasına kadar bu atamaları ertelemesini umuyor ve bekliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız