SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tayyip Erdoğan Yenildi"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:02:52
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı odaklı olayların içerisinde CHP olarak hiçbir zaman yer almadıklarını, sadece parti olarak halk hareketine destek vermeye çalıştıklarını söyledi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’de baskıcı bir yönetim anlayışı olduğunu ama CHP olduğu sürece kimsenin demokrasinin önünde engel olamayacağını söyledi.

Taksim Gezi Parkı olaylarının iki yönü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Birinci yönü şudur; 2010 referandumuyla başlayan, 2011’de Kanun Hükmünde Kararnamelerle devam eden bir süreç. Bu süreç içinde yargı siyasal iktidar tarafından baskı altına alındı. Parlamento açıkken, parlamento bir tarafa itilerek Kanun Hükmünde Kararnameler çıkartılarak parlamentonun üzerine gölge düşürüldü. Yine bu süre içerisinde defalarca uyarmamıza karşın, demokrasilerde bunlar olmaz dememize karşın bilinç bir şekilde ben bildiğimi okurum anlayışını bu ülkede egemen kılmaya çalıştılar. Kendilerine yandaş sendikalar oluşturmaya çalıştılar. Yargıyı siyasallaştırdılar. Özel yetkili mahkemelerle kendilerine karşı duranların tamamını, yazarını, akademisyenini, avukatını hapislere attılar. Toplumu susturmak istediler. Bütün baskıları kurdular toplumun üzerinde” diye konuştu.

“BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA TAKSİM GEZİ PARKI OLDU”

AK Parti hükümetinin sendikaları susturduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, hükümetin medyayı da susturduğunu ileri sürdü. Bir memur sendikanın AK Parti hükümeti döneminde üye sayısının yüzde 770 arttığını dile getiren Kılıçdaroğlu, bu anlayışı kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.

Baskıyı kabul etmeyeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Taksim Gezi Parkı’nda bardak damla damla doldu, bardağı taşıran damla Taksim Gezi Parkı oldu. İnsanlar kendi kentlerini sahip çıkmak isteler, genç çocuklarımız. Umudumuz bu gençler. Geleceğimiz olan çocuklar bunlar. Ama bu çocuklara devletin acımasız yüzünü gösterdiler. Biber gazıyla, jopla, hata silahla, TOMA’larla ve sopalarla üzerine yürüdüler. O gencecik çocuklar saldırı yapıldı ve bütün Türkiye ayağa kalktı. Bardak taşmıştı artık. Öyle bir noktaya Türkiye’yi getirdiler ki yargıyı kuşattınız, sivil toplumu yok ettiniz, medyayı yok ettiniz, yazarlara sansür uyguladınız. Aydınlar korktu köşelerine çekildi ve sonra bir başka sürece geldiler. Doğrudan sokaktaki yurttaşa müdahale etmeye geldiler ve ülkenin Başbakanı öyle bir noktaya geldi ki bu ülkede kadınların kaç çocuk doğuracağına, bu çocukları da nasıl doğuracağına karar verir noktaya geldi.”

“BÜTÜN DÜNYA TÜRKİYE GERÇEĞİNİ ÖĞRENMEYE BAŞLADI”

Baskıların üzerine halkın Taksim Gezi Parkı olaylarıyla birlikte patladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın baskıya dayanamadığını, nefes alamadığını ve halkın Gezi Parkı’yla küçük bir alanda nefes almaya çalıştıklarının altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, “Gezi Parkı eylemine 76 ilden destek geldi ve ilk kez dünyanın gözü açıldı. Ne oluyor bu ülkede dendi. Neler oluyor bu ülkede dendi ve dünya Türkiye gerçeğini öğrenmeye başladı. Biz anlatıyorduk ama bize inanmıyorlardı. Baskı var diyorduk bize inanmıyorlardı. Aydınlar hapiste diyorduk, ‘canım çıkaracaklar’ diyorlardı. Gazeteciler hapiste ‘yapmayın ya gazeteciler mi hapiste’ diyorlardı. Doğru değil bu diyorlardı. Sonunda aşama aşama bütün dünya gerçeği öğrendi” dedi.

“CHP OLAYLARIN İÇERİSİNDE HİÇBİR ZAMAN YER ALMADI”

Taksim Gezi Parkı’nda CHP olarak hiçbir zaman olayların içerisinde olmadıklarını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, bunun bir halk hareketi olduğunu ve halk hareketine CHP olarak sadece destek olmaya çalıştıklarını vurguladı. Parti olarak Taksim Gezi Parkı’ndaki gençlerin dinlenmesini istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu çocuklar bir derdi var bir şeyler anlatmak istiyorlar bu çocuklar. Bu çocuklarımızı dinleyin dedik. Ben dinlemem diyor. Dinleyeceksin arkadaş sen. Nitekim onu dinleyen noktaya getirdiler. Ama bu süre içerisinde bizim önerilerimiz oldu, provokasyonlara gelmeyin dedik. En büyük büyük provokatörü açıkladık. Bu ülkenin başbakanı… En büyük provokasyon. Üç haftadır olaylar devam ediyor. Milletvekillerimiz göstericilerle polis arasına girdiler, bir olay çıkmasın dediler. Valiyle konuştular. Bakanlarla konuştular. Emniyet Genel Müdürüyle konuştular ve yüzyüze geldiler. Konuştular, demokratik bir eylemi orantısız bir güçle sonlandırmayın dediler. Yanlış yaparsınız dediler, Türkiye’yi dünyaya rezil edersiniz dediler. Eski bir milletvekilimiz bir provokatörle kavga etme noktasına geldi. Öyle bir mizansen düzenlediler ki TOMA molotof kokteyli atan sivil giyimli polisler çıktı. Ama o gençler yine de polis kardeşlerine ellerini uzattılar. Onlara karanfil verdiler. Siz bizim kardeşimizsiniz dediler. Sizinle çatışmak istemiyoruz dediler. Biz bu ülkede özgürlük ve demokrasi istiyoruz dediler” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Meydanı’nda başlayan ‘duran adam’ eylemlerine destek vererek, "Demek ki sessiz durularak da diktatörler korkutulabilir" dedi. CHP Grup Toplantısı’na katılan kadınlar ise ‘kırmızı’ elbise giydi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkı odaklı olayların ardından kullandığı üslubu eleştirdi. Taksim Gezi Parkı olayların ardından hükümetin CHP’ye gelmeden önce bir suçlu bulma çabaların içerisinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın suçu uluslar arası medya ya ve faiz lobisine attığını söyledi. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında 30 yaşındaki bir sanatçıyı milyonlara hedef olarak gösterdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Baktı ki onlara diş geçiremiyor, yabancı kuruluşlarına diş geçiremiyor. Onlar çünkü bunun gerçek yüzünü gördüler. Ne olduğunu bildiler. Diktatördür diyordum inanmadılar, şimdi diktatör olduğuna inandılar. Şimdi Avrupa’yı suçlayamıyor olmadı CHP’yi suçladı. Ben ne demiştim ‘yalancıdan Başbakan olmaz’ hayatı yalan üzerine kurulu. Hatta bunların bir bakanı gazetelere bir açıklama yapmış. ‘Biz uzay gemisi yapacaktık bu olaylar bizim uzay gemisi yapmamızı engelledi.’ CHP, demokrasiyi savunan partidir. Herkesin inancına saygı duyan partidir. Herkesin kimliğine saygı gösteren partidir. Herkesin kazanmasını isteyen partidir. Önce halk zenginleşecek diyen partidir. Yandaş zenginleşmesin diyen partidir” dedi.

“DEMEK Kİ SESSİZ DURULARAK DA DİKTATÖRLER KORKUTULABİLİR”

Taksim Meydanı’nda ‘duran adam’ eylemlerine de atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Taksim’de duran bir genç, sadece duruyor. Polisler gelmiş, çantayı açıyorlar ne var içinde diye. İçinde bir şey yok. Fakat tedirginler bu adamlar burada niye duruyor diye. Anlamıyorlar. Ya bu adam seni protesto ediyor. Sessiz durarak, en büyük eylemdir bunun farkında değiller. O duran adamada diktatörü korkuttuğu için gerçekten teşekkür ediyorum. Demek ki sessiz durularak da diktatörler korkutulabilir” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı olaylarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumunu eleştirerek, “Zalimlere, ‘zulmün artsın’ derler. Zulmün artsın ki, bir an önce gidici olasın” dedi. 

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı odaklı olayların ardından gelinen noktanın iç açıcı olmadığını söyledi. Taksim Gezi Parkı odaklı olayların ardından ölenlerin, yaralananların ve sakat kalanların olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, olayların ardından zarar görenlerin Türkiye’nin kendi insanın olduğunu vurguladı.

“KİM VERECEK BUNUN HESABINI”

Taksim Gezi Parkı olaylarda gözünü kaybeden bir kızı ziyaret ettiğini sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Yazık günah değil mi bu çocuğa. Hayalleri vardı, umudu vardı o gencecik çocuğun. Bunun hesabını kim verecek ve kimden sorulacak bunun hesabı. Halkımızın bu gibi olaylarda söylediği güzel bir laf vardır. Zalimlere, 'zulmün artsın' derler. Zulmün artsın ki, bir an önce gidici olasın” dedi. Taksim Gezi Parkı odaklı olayların kardeşi kardeşe düşürdüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, olayların gencecik çocukları perişan ettiğini ve hükümetin bu gençleri fişlemeye kalkıştığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, “İsteğin kadar fişle o fişlerin tamamını yırtıp çöp sepetine atacağız CHP’nin iktidarında” dedi. Türkiye’nin geldiği noktada herkesin birbiriyle kavgalı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, hükümetin dış politikasını eleştirdi.

 

“İSTER POLİSİNLE GEL, İSTER ASKERİNLE GEL”

Hükümetin dış ülkelerle yaptığı kavganın aynısını yurt içinde de yapmaya başladığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Dışarıda yarattığı dalgayı yurt içine ithal ediyor. Yurt içinde kavganın filizlerini ve tohumlarını atmaya başlıyor ve öyle bir noktaya geldi ki kendi ülkesini adeta savaş alanına döndürdü. Polis takviyesi yapılıyor. Şimdi askerde indire biliriz diyorlar. İster polisinle gel, ister askerinle gel, ister yandaşınla gel. Eğer bu ülke özgürlük istiyorsa kim olursa olsun ona kulak kabartmalıyız ve özgürlük alanlarını geliştirmeliyiz. İstediğimiz bu bizim. Kavga olmasın barış olsun, huzur olsun bu ülkede. Esnaf zarar ediyor. Alışveriş yapılmıyor. Kepenkleri indirdim diyor; yazık günah değil mi bu esnafa” diye konuştu.

“TOPLUMU AYRIŞTIRARAK, BÖLEREK, KUTUPLAŞTIRARAK BİR ÇATIŞMA ZEMİNİ HAZIRLANIYOR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olayları kışkırttığını iddia eden Kılıçdaroğlu, olayların bu noktaya gelmesinin sorumlusu olarak Başbakan Erdoğan’ı gösterdi. Bir Başbakan’ın insanların ölmesi için değil yaşaması için çaba göstermesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “İnsanların ölümü için güç takviyesi yapılır mı? Gencecik fidanlarımız bunlar. Bu kadar baskı, bu kadar şiddet uygulanır mı? Toplumu bölen bir anlayış var. Ayrıştırarak, bölerek, kutuplaştırarak bir çatışma zemini hazırlıyor” dedi.

“KENDİNE OY VERMEYENLER ÇAPULCU”

Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bölünmeye değil beraber olmaya ihtiyacının olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki bütün insanların kendilerinin kardeşinin olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine oy vermeyenleri ‘milli irade’ saymadığını belirtti.

Başbakan Erdoğan’ın milli iradeyi kendisine oy verenler olarak gördüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kendine oy vermeyenler ise çapulcu. Milli irade, halkın iradesi sandığa yansıdığı zaman bütün yurttaşları kapsar. Hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar tüm vatandaşlarımız değerlidir. Bütün vatandaşlarımızı kucaklamak zorundayız. Milli iradenin özünde bu yatar. Benim oyum yüzde 49, benim söylediğim geçerli. Senin oyun gerçekte yüzde 49 ama parlamentoda yüzde 49 değilsin sen. Sen oy hırsızlığından yararlanıyorsun. Hala bunun farkında değilsin. İnsanlar senin zaten demokrat bir siyasetçi olarak görmüyorlar, öyle bir beklentileri de yok. İnsanlar bir parça ahlak kırıntısı bekliyorlar. Hani meşhur ya ‘Dicle kenarında kaybolan koyunun hesabını benden sorarlar’ inancı var insanların yüreklerinde. Sende o ahlak kırıntısı dahi kalmamış. 11 yıldır iktidardasın. 11 yılın sonunda bir diktatörümüz var artık. Bütün dünya diktatör olarak kabul ediyor. Diktatörün ustası demokrasinin çırağı bile olamadı diyorlar. Geldiğimiz budur. Oysa bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var” diye konuştu.

“KORKMADAN MEYDANLARDA HAYKIRAN BİR TÜRKİYE”

Başbakan Erdoğan’ın itibar kaybettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin itibarıyla, Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarının ilk kez ayrıştığını dile getirdi. Türkiye’nin itibarının arttığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin itibarını gençlerin attırdığını kaydetti. Dünyanın yeni Türkiye’yi gördüğünü sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Yeni Türkiye demokrasi ve özgürlük taleplerini korkmadan meydanlarda haykıran bir Türkiye. Korkanlar kimler; polis gücüyle asker gücüyle, TOMA’larıyla, silahlarıyla, sopalarıyla o gencecik çocukların üzerine giderler. Onlar bu ülkenin korkaklarıdır. Herkes bunu böyle bilsin. Günümüz dünyasında zorbaların itibarı yoktur. Zalimlerin itibarı yoktur. Zulme karşı direnenlerin itibarı vardır. Zulme karşı direnmek bir insanlık hakkıdır ve o gençler zulme karşı direniyorlar. Bir kenti kendi yandaşlarına peşkeş çekenlerin itibarı yoktur dünyada. Kendi kentine sahip çıkanların itibarı vardır. Gencecik çocukların üzerine sıkanların itibarı yoktur. O biber gazına rağmen özgürlük isteyen gençlerin itibarı vardır. Olay budur” dedi.

“SİZ KAZANDINIZ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN YENİLDİ”

Taksim Gezi Parkı’na gelen annelerin çocuklarına sahip çıkmak için orada olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“O annelerin ellerinden öpmek gerekiyor. O çocukları zalimlere yedirmeyeceğiz. Diktatörün hırpalamasına izin vermeyeceğiz. Bizim milletvekillerimiz hastanelerde onlara ziyaret ettiler. Onların sorunlarına sahip çıktılar. O çocuklara sahip çıktılar. O çocukların masum eylemlerine hepimizin saygı duyması gerekir. Demokrasinin gereği budur. Onları hırpalamak yanlıştır. Onlara fişlemek yanlıştır. Onları birer potansiyel suçlu gibi görmek yanlıştır. Avrupa Birliği’nden sorumlu Bakan ‘Bu saatten sonra Taksim’e çıkanlar terörist sayılır’ diyor. Hangi akılla, hangi vicdanla sen bunu söylüyorsun. O gencecik çocukları yer altına itmek doğrumudur. Bıkarın eylemlerini yapsınlar, kimseye zararları yok. O gençlere sesleniyorum; ‘Siz kazandınız. Recep Tayyip Erdoğan yenildi.’ ‘Sevgili gençler öyle bir tarih yazdınız ki 21. yüzyılda Türkiye’nin itibarına itibar kattınız.’ Öyle bir tarih yazdınız ki bütün dünya destek oldu. Öyle bir tarih yazdınız ki Mustafa Kemal’in çocuklarını bütün dünya öğrendi.”

“GENÇLER SİYASETÇİLERE ADAM GİBİ DERS VERDİ”

Taksim Gezi Parkı’ndaki gençleri siyasetçilere ders verdiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, gençlere seslenerek, “Size kulak kabartmayan, sizi dinlemeyen siyasetçilere adam gibi ders verdiniz. Siz her türlü aşağılamaya karşı adam mizah ürettiğiniz. Ürettiğiniz her mizah diktatörün çöküşü oldu” dedi. “Siz kazandınız, diktatör kaybetti” diyen Kılıçdaroğlu, “Siz firavun düzenine karşı mücadele ettiniz. Yaşam tarzınız sizin özgürlüğünüzdür. Yaşam tarzını özgürlük üzerine inşa ettiğiniz için bütün dünya kucaklıyor. Bizde sizi destekliyor ve sayıyoruz. Tayyip Erdoğan halka karşı yürüttüğü savaşı kaybetti. Kaybettiğinin farkında aslında. Etrafındakiler gaz veriyorlar. Mitingler düzenliyorlar. Belediye otobüsleriyle adamlar taşıyorlar. Sadece Türkiye’de değil ‘Ey diktatör sen dünyada da kaybettin.’ Çünkü 21. yüzyılın dünyası diktatörlere kapalıdır. Sen kaybettin o gençler kazandı. O gençler şunu çok iyi biliyor, ‘Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı vardır’ diyorlar” dedi.

Öte yandan CHP’li kadınların hepsi kırmızı giyerek, “Her yer Taksim, her yer direniş” diye bağırarak sloganlar attılar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız