SON DAKİKA
SON DEPREMLER

TBMM'de Olağanüstü Toplantı Yapıldı

0
Güncellendi - 2016-07-16 19:29:46
TBMM'de Olağanüstü Toplantı Yapıldı
A- A+ PAYLAŞ

TBMM darbe girişimine karşı olağanüstü toplandı ve mecliste grubu bulunan AKP, CHP, HDP ve MHP'den darbe girişimine tepki geldi.

AKP GENEL BAŞKANI VE BAŞBAKAN YILDIRIM

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, "Bunlar, asker değil bunlar asker kılığında teröristler, canilerdir. Gözleri dönmüştü, gözlerini kan bürümüştü, cinnet halindeydiler, ihanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı. Ancak, bilmedikleri şuydu, 'milletin evine dokunanın eli yanar, milletin evine el uzatanın o eli kırılır, milletin evine saldıranın ocağı söner" dedi.

Meclis'te grubu bulunan siyasi parti liderleri, 15 Temmuz'daki askeri darbe girişimi nedeniyle Meclis Genel Kurulu olağanüstü oturumunda biraraya geldi. AK Parti adına konuşan Genel Başkan, Meclis Grup Başkanı, Başbakan Binali Yıldırım, yaptığı konuşmada, "Gazi Meclisin değerli başkanı, siyasi partilerimizin değerli genel başkanları, yüksek yargının değerli başkanları, değerli misafirler, milletvekilleri, konuşmamın başında şu muhteşem dizeleri paylaşmak istiyorum, Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal. Dün gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan, tankların önünde kahraman olarak dikilen, o mübarek kanlarıyla bayrağınını hürriyeti. Hepsini saygıyla, şükranla selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum, üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonra en büyük rütbeye ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı, ancak bugün milletin hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekanları cennet olsun. Yaralı kardeşlerimi selamlıyorum. Hepsine acil şifalar diliyorum" ifadelerini kullandı.

Yıldırım'ın, "Milli iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimi buradan yürekten selamlıyorum, böyle kahraman bir milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum" sözleri ayakta alkışlandı.

Siyasi partilerin genel başkanlarına da dayanışmalarından dolayı teşekkür ettiğini belirten Yıldırım, polislerin alnından öptüğünü ifade etti. Yıldırım, "Peygamber ocağı TSK'nın vatanını, milletini, bayrağını seven demokrasiye gönülden bağlı her subayının, astsubayını, uzman, erbaş ve erlerinin alınlarından öpüyorum. Darbe karşısında dünyaya örnek olacak bir duruş sergileyen basın yayın organlarımıza, medya temsilcilerimize özellikle teşekkür ediyorum. STK'lar, sabaha kadar kesintisiz ezan ve sala okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dünyanın her yerinde bayraklarını alıp sokağa çıkan, vatandaşlarımıza, dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum" dedi.

"Ya demokrasi ya ölüm' diyerek bu salonda dimdik durdunuz"

Yıldırım, "Dün gece barikatları aşarak, tankları geçerek kurşunları savuşturarak, TBMM'ye geldiniz. Işıkları yaktınız, genel kurulu açtınız. 'Ya demokrasi ya ölüm' diyerek bu salonda dimdik durdunuz. Milletin meclisinin üzerine bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri adım atmadınız. Her birinizin ölümü yanıbaşında hissettiğini biliyorum. Dünya demokrasilerine, parlamentolarına örnek bir duruş sergilediniz. Millet, sokakta istiklaline sahip çıkarken siz de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, milli iradeye, demokrasiye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla, tarih bu yüce meclisi bir daha yazdı. Bu tavrınızla, Türkiye'nin talihini değiştirdiniz. Yüzlerce yıl unutulmayacak, bir dayanışma, kardeşlik, işbirliğini sergilediniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü, Gazi Meclis, sizler hakediyorsunuz. Parti ayrımı yapmaksızın, bu yüce meclisin her bir üyesini selamlıyor, milletim adına şükranlarımı sunuyorum."

"TBMM, Gazi Meclis, 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, uzun, sıkıntılı gecesini yaşadı" diyen Yıldırım, "1960'ta darbe yapanlar, milli iradeye saldırsalar bile meclisin bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları, Meclisi bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri meclise dokunmadılar ama dün gece öyle pervasızca saldırı gerçekleşti ki meclisin hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar, asker değil bunlar asker kılığında teröristler, canilerdir. Gözleri dönmüştü, gözlerini kan bürümüştü, cinnet halindeydiler, ihanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı. Ancak, bilmedikleri şuydu, 'milletin evine dokunanın eli yanar, milletin evine el uzatanın o eli kırılır, milletin evine saldıranın ocağı söner. Daha 24 saat geçmeden elleri yandı, o bombalara basan tetiklere basan elleri kırıldı, inşallah ocakları da ebediyen söndü. Bugün, burada tarihe not düşmek isterim. Bundan sonra 50 yıl, 100 yıl, bin yıl, bu milletin evine bu meclise kim el uzatırsa akıbeti aynı olacaktır. Darbe girişimi yapanların yanına kar kalmadı, bundan sonra da kalmayacak. Bugünden itibaren hiç kimse milletin evine ve iradesine el uzatmayı aklından geçiremeyecektir ama geçiren de olursa gözünün önüne bugün hayatları sönmüş darbeciler gelecek ve buna asla yeltenemeyeceklerdir" ifadelerini kullandı.

"Bütün siyasi partiler, ortak bir sesle'Darbeye hayır' dedi"

Bugünün yeni bir gün olduğuna dikkati çeken Yıldırım, tüm siyasi partilerin ortak bir sesle 'Darbeye hayır' dediğini, bugünün demokrasiye birlikte sahip çıkılan gün olduğunu ifade etti. Bugün burada sergilenen dayanışmanın yeni bir sürecin başlangıcı olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bu birliktelik ruhuyla, Türkiye'yi Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine de çıkarırız. Bugün acı bir hadisenin ardından çoğalan umutların günüdür. TC Başbakanı olarak Meclimizde olan birliktelik ruhuna sahip çıkacağımız sözünü veriyorum" dedi.

Yıldırım, 81 vilayetinin her bir köşesinde AK Partililer, CHP'liler, MHP'liler, HDP'lilerin el ele verdiğini, tek yürek olduğunu anlatarak, "İhanet ve terör karşısında sarsılmaz birliktelik içerisinde olma talimatını biz milletimizden aldık. Bu tarihi dayanışmayı inşallah geleceğe de taşıyacağız. Bir kez daha darbe karşısında kahramanca duran milletime şükranlarımı sunuyorum. Bir kez daha partilerimizin genel başkanlarına, grup başkanvekillerine teşekkür ediyorum. Diyorum ki inadına milli irade, barış, kardeşlik. Millete darbe yapmaya kalkanlar darbeyi kendileri yemiştir. 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür. Bugünün yıldönümüdür, demokrasi bayramı günüdür" diye konuştu.

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU..

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün demokrasiye yapılan saldırıyı açık yüreklilikle grubu adına, kendilerine oy veren bütün kitleler adına ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları adına açıkça lanetlediklerini belirterek, " Dün halkımız meydanlara çıktı darbeye karşı direnme hakkını kullandı. Hukukun çiğnendiği, hukukun üstünlüğünün reddedildiği hallerde mesela demokrasinin darbeyle yok edilmesinin istenmesi halinde direnme hakkının ne kadar meşru olduğunu dün gördük" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti bize altın tabak içinde sunulmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devletini acıyla, kanla, gözyaşıyla kurduk. Yeniden bir devlet kurmak için verdiğimiz mücadele bütün dünyanın saygısını kazandı. Mazlum milletlere örnek bir devlet kurduk. Cumhuriyeti, demokrasiyle taçlandırmakta Cumhuriyeti kuranların çocuklarına vasiyetidir. Demokrasiyi oluşturmak, geliştirmek, derinleştirmek kolay değildir. Tarihin her evresinde bunu görürüz. Bizde demokrasi adına ağır bedeller ödedik. Dikkat buyurunuz, hatırlayınız; bu ağır bedeller hep darbe dönemlerinden sonra olmuştur” diye konuştu.

“Dün yaşadığımız olay doğrudan bir darbe girişimidir”

“Dün yaşadığımız olay doğrudan bir darbe girişimidir” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetimize, demokrasimize, tarihsel birikimimize yapılmış açık bir saldırıdır. Oysa biz demokrasimizi güçlendirmek ve baki kılmak için anayasamıza öyle maddeler koyduk ki, değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir diyoruz. İşin anahtarı da aslında burada. Her koşulda demokrasiyi savunmak, hukukun üstünlüğünü, laikliği savunmak hepimizin ortak görevi ve ortak paydası olmalıdır. Kuşkusuz dün demokrasiye yapılan saldırıyı açık yüreklilikle Grubum adına, bize oy veren bütün kitleler adına, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları adına açıkça lanetliyoruz. Olay hepimizde derin üzüntü yarattı. Fakat ne mutlu ki bu süreç, siyasette başından beri olması gereken bir ortak paydada bizleri birleştirdi. Nedir bu ortak payda? Bu ortak payda Cumhuriyet ve demokrasiye olan bağlılığıdır TBMM’nin. Demokrasiyi geliştirmek ve derinleştirmek hepimizin ortak paydası oldu. Bu bize gurur ve onur veriyor. Ancak bunu sadece dilimizle değil, yüreğimizle de söylemeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Dün halkımız meydanlara çıktı darbeye karşı direnme hakkını kullandı”

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Demokrasi aynı zamanda üstünleri hukuku değil, hukukun üstünlüğüdür. Demokrasi aynı zamanda anayasa ve ettiğimiz yemine bağlılık demektir. Demokrasi aynı zamanda düşünce özgürlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda medya özgürlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda tarafsız ve bağımsız yargı demektir. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Demokrasi aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkı demektir. Dün halkımız meydanlara çıktı darbeye karşı direnme hakkını kullandı. Hukukun çiğnendiği, hukukun üstünlüğünün reddedildiği hallerde mesela demokrasinin darbeyle yok edilmesinin istenmesi halinde direnme hakkının ne kadar meşru olduğunu dün gördük. Direnme hakkına bundan daha güzel bir örnek verilemez. Şunu hiç kimse unutmasın; Bu Meclis sonuna kadar demokrasiyi savunacaktır. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu Meclis Cumhuriyetin değerlerini de sonuna kadar savunacaktır. Bundan da kimsenin endişesi olmasın.”

“Bu darbe girişimi parlamenter demokratik sistemimizin önlediğini de unutmamız gerekiyor”

Meclis’e düşen tarihi bir sorumluluk olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hep birlikte Cumhuriyet ve özgürlükçü demokrasi bağlamında cepheyi genişletmek zorundayız. Benzer olayların tekrarlanmaması için herkes bu tarihi sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadır. Bu darbe girişimi bize şunu açık ve net gösterdi. Bu darbe girişimi parlamenter demokratik sistemimizin önlediğini de unutmamız gerekiyor. Bu parlamenter demokratik geleneğimizin bize kazandırdığı bir mirastır. Bu mirasa sahip çıkmakta hepimizin ortak görevidir. Darbenin bastırılması ayrıcı parlamenter demokratik sistemimizin ulaştığı olgunluğu da göstermektedir. Ayrılık, gayrılık yok demokrasi konusunda sonuna kadar birlikte mücadele var. Bu parlamenter demokrasi sistemimizin olgunluğunu gösteren en önemli olaydır Türk siyasal tarihinde” değerlendirmesinde bulundu.

“Medya dün halkın doğru bilgilendirilmesini sağladı. Halka direnme hakkını kullanma konusunda cesaret verdi”

İlerde bu darbe girişimi nasıl önlendi diye tarihçilerin oturup araştıracaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede korkusuz, demokrat ve özgürlükçü kalmış bir medyamız var. Her türlü eziyet ve yasağa rağmen özgürlüğünü korumaya çalışan medya darbecilerin yolunu kapattı, özgürlüğün yolunu gösterdi. Dün televizyonlarımızın başında otururken bu gerçeği hepimiz gördük. Hepimizin gözleri önünde canlı yayında medya dün halkın doğru bilgilendirilmesini sağladı. Halka direnme hakkını kullanma konusunda cesaret verdi. Medyaya bu bağlamda yürekten teşekkür ediyorum. Neden medya özgürlüğü diye ısrarla söylerdik, medya özgürlüğü çağdaş demokrasilerde yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü büyük güç. Artık bu gücün hepimizin önünde olduğunu da hepimiz bilelim. Siyasi partilerin darbe karşısında gösterdiği ortak tavır Cumhuriyete ve demokrasiye bağlılık konusunda öz eleştiri yapma fırsatını da bize sundu. Çünkü demokrasi geliştikçe Türkiye dünyanın saygın ülkelerden biri olacaktır. Bu konuda en ufak bir endişemiz yok. Bu darbe girişimiyle ilgili olarak her siyasi partinin oturup bir öz eleştiri yapması tarihin zorunlu kıldığı bir durumdur. Bu darbe girişimiyle ilgili olarak her türlü darbeye karşı olmak bu parlamentonun görevidir. Darbecinin kimliği ve amacı ne olursa olsun teröre karşı nasıl ortak bir tavır koyuyorsak bir tepki gösteriyorsak demokrasi üzerindeki vesayete karşı da ortak tavır, ortak hedef koymalıyız ve mücadele etmeliyiz. Demokrasi üzerindeki vesayeti asla kabul etmemeliyiz. Madem ki milletin takdiriyle buraya geldik, madem ki milletin oyu çok değerlidir, madem ki milli irade çok değerlidir demokrasi üzerinde kim olursa olsun makamı mevkisi ne olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun demokrasi üzerinde vesayete bu parlamento asla izin vermemelidir, vermeyecektir de bundan sonra” ifadelerini kullandı.

“Önümüzde çok kritik bir dönem olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz"

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Korumaya yemin ettiğimiz demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bütün bu sorunlarımızın aslında çözüm anahtarıdır. Dün burada her partiden milletvekilimiz el ele yan yana mücadele ettiler. Büyük saldırılara karşı birlikte göğüs gerdiler. Patlayan bombalar altında demokrasiye sahip çıktılar. Yarında hepimiz ortak akılla, uzlaşı kültürü içinde Türkiye’nin sorunlarını çözmek için birlikte çalışmak zorundayız. Bu bizim halkımıza vereceğimiz, vaat edeceğimiz güzel bir olaydır. Yaşadığımız tüm sorunları tam demokrasi daha fazla özgürlük ve adalet içinde çözebiliriz. Çünkü özgürlüklerin kısıtlanması adaletin tek taraflı hale getirilmesi ve demokrasiden taviz verilmesi sorunların çözümü değil, sorunların kendisidir. Demokrasiye yönelen her tehditte Türkiye’ye yönelen bir tehdittir. Anayasa ve hukukun dışına çıkanlar kim olursa olsun bunun bedelini mutlaka ödemeliler. Önümüzde çok kritik bir dönem olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Bu dönemi soğukkanlılıkla devletin vakarına ve ciddiyetine yakışan bir anlayışla yani hukuk içinde kalarak atlamamız gerekmektedir. Devletin vakarına saygı göstereceğiz. Hukuktan vazgeçmeyeceğiz. Adalet mülkün temelidir. Kim adaletten saptıysa hukukun içinde yargılayacağız. Ön yargılardan uzak adalete teslim edeceğiz. Bu saldırılar sırasında hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifa milletimize de başsağlığı diliyorum. Halk arasında gerilimi tahrik ve teşvik edici üslup ve girişimlerden kaçınılması gerektiği vurgusuyla Türkiye’nin bir daha böyle acılar günler yaşamamasını diliyorum.”

MHP LİDERİ BAHÇELİ..

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel başkanı Devlet Bahçeli, “Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçiği sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Olağanüstü Genel Kurul toplantısında konuştu. 15 Temmuz günü gerçekleştirilen darbe girişimine ilişkin değerlendirmede bulunan Bahçeli, “Dün gece demokrasiye pranga vurulmak, darbe indirilmek istenmiştir. Göz göre göre millet iradesi çok açık saldırı ve suikasta uğramıştır. Türkiye’mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, milli varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk ordusunun içine sızmış bir avuç düşman işbirlikçisi ortalığa çıkmıştır” ifadelerini kulandı.

“Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır”

Yapılan darbe girişimi ile Türk milletinin kalbinden hançerlendiğini belirten Bahçeli, olaya ilişkin ise “Şimdiye kadar hiç olmayan bir şey gerçekleşmiş ve Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarından bazıları rehin alınmıştır. Genelkurmay karargahı ise işgal edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri içine yuvalanmış vatan ve millet hasımları dün gecemizi zehir etmiş, tarihimizde eşine az rastlanır bir ihanetin taraf ve failleri olmuşlardır. Türk demokrasisi çok çetin bir imtihandan geçmiştir. Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyurunuz; çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır” açıklamasında bulundu.

Bahçeli, darbe girişimi sırasında emniyet binaları, devlet televizyonu, özel kanallar, istihbarat kuruluşları, yollar, köprüler, hava limanları, askeri üs ve bölgeler ablukaya alınarak peş peşe saldırıya uğradığına dikkat çekti.

Başkan Bahçeli, 96 yıllık kutlu bir mazisi olan TBMM’nin bombalanmasının korkunç bir olay olduğunu ve herkesi dehşete düşürdüğünü vurgulayarak şunları kaydetti:

“Böylesi bir çılgınlığı, böylesi bir hayasızlığı Milli Mücadele yıllarında yedi düvel bile yapmamış, yapamamıştır. Türk vatanın işgal yıllarında, bu barbarlığa, bu gözü dönmüş caniliğe hiçbir muhasım odak cüret ve cesaret dahi edememiştir. Gazi Meclis’e düşen ve isabet eden her bomba 79 milyon Türk vatandaşına değmiş, milli yüreklerde patlamıştır. Bu şerefsiz kalkışma, bu karanlık darbe girişimi yalnızca seçilmiş hükümet veya milletvekillerine değil, Türk milletinin tamamını hedef almıştır. Türkiye’nin tarihsel varlığından rahatsız olan, milletimizin birlik ve kardeşlik ruhundan ürken kanı bozuk çevre ve odaklar son kozlarını oynayarak ülkemizi kaosa mahkum etmeyi amaçlamışlardır.”

“Demokrasi uçurumdan dönmüştür. Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır”

Dün gece yaşanan olayların darbe teşebbüsü olduğu kadar aynı zamanda kanlı bir terör saldırısı olduğunu söyleyen Bahçeli, “ Bu saldırı Türk askerinin içinden devşirilmiş, kandırılmış, aklı çelinmiş veya buna çoktan teşne küçük bir grup tarafından icra edilmiştir. Demokrasi uçurumdan dönmüştür. Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır. Milli iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, derin komplo ve kumpas inançla püskürtülmüştür. Unutmayalım ki, Halaskar Zabitanlar dönemi çok geride kalmıştır. İhtilalleler, muhtıralar, cunta devirleri tarihin çöplüğüne çoktan atılmış ve üzeri küllenmiştir. Türk milletinin ortak geleceği hukuk ve demokrasidir. Milli birlik ve kardeşliğimizin dayandığı zemin milli ve manevi ilkelere, tartışılmaz esaslara bağlıdır” şeklinde konuştu.

“Hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz”

“Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini çatlatamayacak, nitekim huzur cellâtlarının sonu her daim hüsran olacaktır.” diyen Bahçeli, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Parti aidiyetimiz ne olursa olsun; siyasi, ideolojik ve dünya görüşümüzün pusulası neyi işaret ederse etsin, hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz. Bizim müştereklerimiz zaman zaman bahse konu olan farklılıklardan daha fazladır. Anıda birsek, ati de bir ve beraber olacağız. Tarihimiz birse talihimiz de birdir. Çünkü biz büyük Türk milletiyiz. Başka bir Türkiye yoktur. Başka bir vatan coğrafyası da yoktur. Ne yapacaksak, neyi başaracaksak, nereye varacaksak demokrasinin sınır ve tahammül çemberinde kalarak bunları yapacak ve Allah’ın izniyle de başaracağız. Muzaffer bir millete hezimet yaşatmaya hiçbir melunun nefesi yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti her musibeti def edecek karar, yeterlilik ve kuvvettedir. Gazi Meclis’e bomba atacak kadar gözü dönen çürümüşler de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası, bir üyesi ahlaken ve esasen asla olamayacaklardır. Ülkemize kast eden vatan hainlerinden hesap sormak, bunların yediğini içtiğini burunlarından getirmek hepimizin namus borcudur. Demokrasiye sahip çıkarak büyüyeceğiz.”

“Altını net olarak çiziyorum ki, milli tercih ve geleceğimizin güvencesi demokrasidir”

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sirayet etmiş kanserleşmiş hücreleri sökerek, keserek yok etmek ama bunu yaparken de askeri tümden zan altında bırakmamak gerektiğine değinen Bahçeli, “Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçiği sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir. Bugünkü ağır provokasyon ortamını fırsata dönüştürmeye çalışanlara karşı son derece dikkat edip uyanık olmak başlıca zorunluluktur. Bu itibarla aziz milletimiz sabırlı ve soğukkanlı olmalıdır. Altını net olarak çiziyorum ki, milli tercih ve geleceğimizin güvencesi demokrasidir. Bundan da en ufak bir ödün verilmesi mümkün değildir. Milli refleks ve kararımız bin yıllık kardeşliğin idame ve devamıdır. Kararımızdan dönmeyeceğiz. Yerli veya yabancı; bölgesel veya küresel operasyonlara da sağlam ve sarsılmaz bir iradeyle cevap verip asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade etmeyi milli bir görev addediyorum” diye konuştu.

HDP’Lİ BALUKEN: TÜRKİYE HALKLARI DARBEYE ASLA BOYUN EĞMEDİ

HDP Lideri Selahattin Demirtaş adına konuşan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken şunları söyledi:

“15 Temmuz akşamı saat 10 sularında başlayan, hala bu saate kadar tehdit olarak varlığını devam ettiren bir darbe girişimiyle karşı karşıyayız. Bu darbeci anlayışını partim adına en sert şekilde kınadığımı ifade ediyorum. Hiçbir darbenin hiçbir gerekçesi olamayacağını ifade etmek istiyorum.

Bu darbe girişiminin de kontrol altına alınması en büyük temenni ve amaç olarak ortaya konulmuştur. Bu pervasız saldırılar sonucu 161 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, Meclisimiz bombalanmıştır. Bu demokrasimizin ne büyük tehlike altında olduğunu ortaya koymaktadır. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Böylesi saldırılar asla başarıya ulaşamayacaktır. Bu tarz saldırı yapmayı planlayanlar bilmelidir ki, Türkiye halkları darbeye asla boyun eğmedi, bundan sonra da asla eğmeyecektir. 1969, 1971, 1980'de ve 28 Şubat'ta görüştüğü üzere askeri ve diğer yollarla gerçekleşen tüm darbelere karşı dimdik durulmuştur.”

“HDP bugüne kadar olduğu gibi tarihi direnişin misyonu olarak görevini yerine getirecektir. Her türlü işbirliğini gerçekleştireceğimizi ifade ediyoruz. Siyaseti dizayn etmek isteyen hiçbir yöntem kabul edilmeyecektir. Dün akşamki darbe girişimi tipik bir askeri darbeyi aşan vahşet, katliama, kaosu hedefleyen komplike bir planlamayı ortaya koymuştur.

Devleti ele geçirmeye çalışan iktidar kavgaları ülkeyi uçurumun kenarına sürüklemekteydi. Bu gerginliğe karşı tek çıkış noktasının Kürt meselesi başta olmak üzere, hukuk devletinin güçlendirilmesi, demokrasinin geliştirilmesini her platformda ifade ettik. İşleyen darbe mekaniğine ilişkin her türlü uyarıyı yaptık. Ancak her uyarımıza rağmen iktidar, halkımızın beklentilerini tam olarak karşılayamamıştır.

2013 yılına kadar güçlendirilen paralel yapı, 7 Haziran seçim sonuçlarının tanınmaması, siyasetçilerin dokunulmazlıklarının kaldırılarak askere verilmesi, demokratik siyaset alanını daraltmıştır. Bizler HDP olarak bu darbe girişimine zemin hazırlayan 7 Haziran sonrası devreye konan savaş politikaları olduğunu ifade ederiz. Demokrasi dışı güçlere yasal güçler katarak darbe mekaniğini güçlü tutmuştur.”

iha- Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız