SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Tehlikenin Farkında mısınız?!

A- A+ PAYLAŞ

Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan cevher işleme tesisinde işlenen ve yaklaşık bir yıl boyunca, yönetmeliklere aykırı olarak fabrika aralarına, kayısı bahçelerine ve yollara dökülen atıklarda, başta çinko olmak üzere bakır, demir, krom ve civa gibi ağır metaller tespit edildiği bildirildi.

1. ve 2. Organize Sanayi Bölgeleri’nin ‘Güya!’ arıtılmış atık sularının Tohma ve Karakaya Baraj Gölü’nde yarattığı çevre felaketini bilimsel raporlarla gözler önüne seren İnönü Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Hidrobiyolog Yrd. Doç. Dr. Didem Gökçe, bu kez yönetmeliklere aykırı olmasına karşın Organize Sanayi Bölgesi içinde faaliyetine izin verilen Cevher İşleme Tesisi’nden işlendikten sonra yine yönetmeliğine aykırı olarak aylarca açık alanda muhafaza edilen ve yağmur, kar suları ile bir kısmı da doğaya karışan atıkların, başta kanser olmak üzere birçok ölümcül hastalığa yol açtığı bilinen çinko, kurşun, bakır, demir, krom ve civa gibi ağır metaller içerdiğini laboratuar analizleri ile ortaya koydu.  

Gıda firmalarının da faaliyet gösterdiği 2. Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan Cevher İşleme Tesis’inden çıkan, ancak katı atık depolama yönetmeliğine aykırı olarak yaklaşık bir yıl boyunca fabrika aralarına dökülen, kayısı bahçesi sahiplerine ve dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere bazı kişilere satılan, açık alanda muhafaza edildiği için doğaya karışan, buna rağmen denetim yetkisi olan görevlilerin ‘Vaziyeti idare etme yöntemi’ ile seyirci kaldığı bu atıklarda, insan sağlığı üzerinde kanser ve diğer bazı ölümcül hastalıklara sebebiyet verdiği bilinen ağır metaller tespit edildi.

‘BEKLENENİN ÜZERİNDE ÇIKTI’

2010 yılında, yaklaşık bir yıl boyunca Organize Sanayi Bölgesi’ne ‘Metal Çöplüğü’ dedirtecek şekilde açık alanlara dökülen atıklardan 2011 yılının Mart ayında alınan numuneleri, İnönü Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Merkezi Araştırma Laboratuarında analiz eden Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hidrobiyolog Yrd. Doç. Dr. Didem Gökçe, atıklarda beklenenin üzerinde ağır metaller tespit edildiğini söyledi.

Alınan numunelerin, kurşun, kadmiyum, alüminyum, çinko, bakır, demir, krom ve civa gibi ağır metaller yönünden analiz edildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Gökçe, ‘Bunların gramdaki, miligram değerler incelendi ve yüksek değerde ağır metal içerdiği ortaya çıktı’ dedi.

Gökçe, laboratuar analiz sonuçları ile ilgili olarak tüyler ürperten şu bilgileri verdi:

“Organize Sanayi Bölgesi’nin çeşitli noktalarına dökülmüş bu atıklardan üç ayrı noktada üç ayrı numune alındı ve ağır metal yönünden incelendi. İncelenen bu metaller, doğal ekosistemde, doğal toprak yapısında bulunmaması gereken metaller.  Her biri çok yüksek değerde çıktı. Örneğin Çinko, 100 gramda 5534 mg kadar çıktı ki bu oldukça yüksek bir değer. Üçüncü örnekte ise 2970 mg yüksek bir çinko değerine rastlıyoruz. Benzer şekilde diğer ağır metallerin de beklenenin çok çok üstünde bir miktarda çıktığını bu analiz raporları bize gösteriyor. Kıta içi su kalite değerleri açısından, hem atık madde değerlerine hem sıvı kontrol değerlerine bakacak olursak, bunların sınır değerlerinin çok çok üzerinde olduğunu görüyoruz.  Atık suları yönetmelik birçok şekilde ayırmış. Maden, gıda veya sektörel atıklar veya doğal ekosistemde bulunması gereken kalite kriterleri şeklinde ayrı yönetmeliğe tabi.

Sonuçları her iki açıdan kıyasladığımızda bütün bu değerlerin yönetmelikte belirtilen değerlerin üzerinde ağır metal içerdiğini görebiliriz.”

Şubat ayında Organize Sanayi Bölgesi içindeki bu cevher skandalına ilişkin haberlere yansıyan metal atıklarına ilişkin görüntüleri hayretle izlediklerini kaydeden Gökçe, bunun insan ve çevre sağlığını nasıl tehdit ettiğine ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:

“Haberlerde takip etmiştik. Cevher işleme tesisinden çıkan metal atıklar, üzeri kapatılmadan kapalı sistem dışında, doğal ortamda açık bir şekilde muhafaza ediliyor. Tamamen katı atık depolama yapılmadan serbest bir şekilde ortama bırakılmış. Mart ayında yağışlı ve rüzgarın olduğu hava şartlarında yağıştan dolayı sızıntı sularının diğer ekosisteme yayılması rüzgarla birlikte başka ekosisteme yayılacak. Ayrıca haberlerde gördük kayısı bahçeleri ve yolda dolgu malzemesi olarak kullanılıyor.

Bu şeklide enerji transferi yoluyla bitkiler bütün bunları köklerinden alacak ve meyvesine kadar taşıyacak. Oradan beslenen canlılar ve en nihayetinde insana bulaşmasının yolu açılmış olacak.’

BİRÇOK CANLI YOK OLDU

Doğal ekosistemdeki bu kirlenmenin 2005-2006 yıllarında başladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Gökçe, o yıllarda Karakaya Baraj Gölü’nde omurgasız canlıların en önemli bir türü olan Zebra Midye üzerine çalışırken buna rastladıklarını söyledi. Canlının bünyesinde de o yıllarda ağır metal birikintisin saptandığını kaydeden Gökçe, “Zebra Midye olarak bilinen bu midye,  küçük çakıl taşından biraz büyük üzeri çizgili olan bir midye türü. O zaman ki analizlere baktığımızda içinde yüksek derecede metal birikimi olduğunu saptamıştık. Biz bu araştırmadan da anlıyoruz ki, kirlenme zaten o zamandan bu yana başlamış. Şimdi zaten bu canlılar yok. Midyeler, göl tabanında yaşayan canlılar ve balıklar içinde önemli bir besin kaynağı. Karakaya Baraj’ının Fırat ağzından Kale’ye kadar olan kısmında toplam 6 örneklemeye baktığımızda bu midyeler içinde civa, kadminyum, bakır çinko, demir ve krom miktarların yüksek olduğunu tespit ettik. Şimdi de 2011 yılındayız ve Tohma Çayı’nın kirliliğini zaten artık biliyoruz. Ve korkarım ki şimdiki kirlilik 2006 yılına göre daha da yüksek düzeyde.” diye konuştu.

‘DENETİM YOK’

Yrd. Doç. Dr. Didem Gökçe, sürdürülebilir kalkınma için sanayileşmenin  ve üretimin şart olduğunu ancak bunun kriterlerinin de yönetmeliklerde çok iyi bir şekilde belirtildiğini söyleyerek sorunun sanayileşmeden değil yönetmeliğe uyulmamasından ve denetim eksikliğinden kaynaklandığını söyledi. Gökçe, “Üretim yaparken, gerek katı gerekse sıvı atık yönetmenliği, bunun sınırlarını çok güzel bir şekilde çizmiş. Maalesef buna uyulmuyor. Burada şu iki sonuç çıkıyor. Birincisi, evet üretim yapıyoruz ama çevreyi düşünmüyoruz, ikincisi kontrol yapılıyor ama yeterli değil. Zaten oto kontrol sistemimiz hiç çalışmıyor” ifadelerini kullandı.

ÖLÜM SAÇMANIN CEZASI 14 BİN TL!

Geçtiğimiz Şubat ayında kamuoyunun gündemine getirilen ve laboratuar analizleri ile de ölüm saçtığı kanıtlanan bu atıklar için Çevre Orman İl Müdürlüğü, çıkan haberler üzerine ise söz konusu tesise sadece 14 bin TL para cezası kesmişti. Çevre Orman İl Müdürü Cumali Sayın, “Gidip gerekli uyarıları yaptık. 14 bin 200 TL para cezası verdik. 90 gün de süre tanıdık. Bu süre içinde atıkları taşımamaları halinde tesisi kapatacağız” açıklamasını yapmıştı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız