SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Telefonla Ehliyet Gönderilirse"

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:36:46
A- A+ PAYLAŞ
Trafik Haftası nedeniyle yapılan törende önemli eleştiriler ön plana çıkarken, Vali Yardımcısı Şükrü Özcan, “Çuvaldızı devlet olarak kendimize batırma taraftarıyım”, Emniyet Müdürü Mustafa Aygün, “Sadece 2 ve 3 kurumu trafik yönüyle sorumlu düşünüp, kendi sorumluluklarımızdan sıyrılmak doğru değil”, MESOB Başkanı Şevket Keskin ise, “Şehir Mezarlığı’nın yanında çift debriyajlı araba ile 2 vitesi geçmeden ağır vasıtaya ehliyet verilen bir ülkede trafik kazalarından bahsedemezsiniz” ifadelerini kaydetti.
Trafik Haftası nedeniyle kutlama töreni etkinliği Malatyapark AVM'de gerçekleştirildi. Törene Vali Yardımcısı Şükrü Özcan,Cumhuriyet Başsavcısı Muzaffer Sayın,  Belediye başkan yardımcısı Alican Bozkurt, Emniyet Müdürü Mustafa Aygün, TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve MESOB Başkanı Şevket Keskin, oda başkanları ile kalabalık bir topluluk katıldı.
  
Etkinlikte Emniyet, Karayolları, Zabıta, Jandarma Trafik, Şoförler ve Otomobilciler Odası tarafından stantlar açılarak, bilgilendirme amaçlı broşür ve hediyeler ile trafikte kullanılan malzemeler sergilendi.
  
Törende konuşan Emniyet Müdürü Mustafa Aygün, "Hepimizin malumu istatistiklere baktığımızda trafik yönüyle çok iç açıcı bir durumda olmadığımızı görüyoruz. Zira, istatiski bilgilere baktığımızda yıllık 10 bin civarında vatandaşımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Rakamlara vurduğumuzda, bu küçük bir ilçe demek, bu 10 yılda orta ölçekli bir il demek. Dolayısıyla son 30 yılda terör olaylarında vermiş olduğumuz kaybın 10 mislini trafik kazalarında vatandaşımızı kaybetmişiz. İstatiski bilgileri nedense bizde çok fazla dikkate alınmaz, ama bu bir gerçeği ifade ediyor. Trafikte insan unsurunun ne kadar önemli olduğunu yapılan istatistikler gösteriyor. Baktığımızda yüzde 96 etkileri itibariyle insan faktörü ön plana çıkıyor. Sadece yüzde 4'lük birim yol şartları ve diğer etkenler trafikte etkili oluyor. Fakat insan unsuru hep ön plana çıkıyor. Maksadımız bu algıyı oluşturmak. Vatandaşımızın trafik yönüyle bilinçlenmesini sağlamak, ebetteki vazife ve sorumluluk yönüyle belli kurumlar bu işin önderliğini yaparken, sadece 2 ve 3 kurumu trafik yönüyle sorumlu düşünüp, kendi sorumluluklarımızdan sıyrılmak doğru değil. Dışarı çıkıp baktığımızda, daha doğrusu ben bakıyorum, 10 sürücümüzden 8 tanesinin cep telefonu kullandığını  görüyorsunuz. Daha yakın tarihte görevlilerimizin çocuklarla yaptığı bir mini anket var. Bu anket sonuçlarına baktığımızda büyüklerin en fazla ihlal ettiği kural, ışık kuralı. Daha sonra diğer kurallar geliyor" şeklinde konuştu.
  
TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve MESOB Başkanı Şevket Keskin, "Öyle bir algı va rki, arabaya bindiğiniz zaman yayadan şikayetçisiniz, yaya olduğunuz zaman sürücü ve şoförden şikayetçi oluyorsunuz. Bunları gözden geçirmek lazım. Belki de uygulama çok iyidir, belki de sistem iyidir, ama uygulamaların çok yanlış olduğu bütün devlet büyüklerinin gözünden kaçıyor. Özelikle sürücü kursları çıktıktan sonra yetiştirilen şoför ve sürücülere baktığınız zaman içler açısı. Tabii ki adam para kazanacak. Halen daha motor dersinin verildiği bir ülkede şoförün dikkatli araba kullanmasından bahsedemezsiniz. Artık servisler arabalarına dokunmasını istemiyor. Arabası kaldığı yerde kendi arabasını  çekiyor. Geriye ne kaldı; trafik kuralları ve direksiyon. Allah aşkına sürücü kurslarında inanır mısınız, telefonla ehliyet gönderiyorlar. Şehir Mezarlığı’nın yanında çift debriyajlı araba ile 2 vitesi geçmeden ağır vasıtaya ehliyet verilen bir ülkede trafik kazalarından bahsedemezsiniz ve trafik kazalarını insan faktörü var diye bahsedemezsiniz. Çünkü sistemi siz yapıyorsunuz. Çünkü sistemi getirenler yapıyor. Kırmızı ışıkta geçmeyi bilmeyen, kavşaklarda nasıl geçileceğini bilmeyen, frenin yerine gaza basan, gazın yerine frene basan insanları yetiştirip, o dağın başında eğitim verip, getirip o kağıt parçası ile trafiğin içerisine sokarsanız, o kazalar geçinilmez olur. O insanlar sakat kalır, o insanların çoğu ölür. Gelin bu sistemi başta değiştirelim. En azından eğitimin son günüde ehliyet verileceğinde çok ciddi olarak üzerine gidelim. MOBESE ile, izleme ile, trafikte ceza kesmekle, yollara barikat kurarak, radar kurarak bu trafik önlenmez, bu kazalar önlenmez. Gelin hep beraber kanayan bu yarayı hep beraber deşifre edelim. Benim yıllarca şoförlük yaparak, nerede nasıl geçeceğini bilirken, bugün 1 aylık şoföre büyük yolcu otobüsleri teslim ediliyor. Gerçekten şoför olan, nasıl arabasını gideceğini, hangi virajda gideceğini bilen o insanlarla, bugün 1 aylık eğitimle ehliyet alanları aynı kefeye koyarsanız, bizim bağrımız yanar. İnsanlar, sevgiyi, saygı kaybederse, her şeyi kaybeder. Mutlaka ehliyet verilirken, eskiden olduğu gibi üçlü komisyon uygulaması tekrar hayata geçirilmeli. Bugün mektupla, telefonla ehliyetler veriliyor. Üçlü komisyonda karayolları, trafik şubesi ve meslek kuruluşları mutlaka bulunmalı" dedi.
  
Yayaların mutlaka yaya geçitlerini kullanmasını isteyen Keskin, "Yayalarımız istediği yerde geçiyor. Özellikle bayan kardeşlerimiz, ellerinde cep telefonu ile konuşarak, yolu karşıdan karşıya geçiyor. Milli eğitim, artık okulların şehir merkezinde kalmasına bir çare bulmalı. Çocuk, okuldan yola adımını attı mı, kendisini anayolda buluyor. Böyle olunca trafik kazaları meydana geliyor. Kabahat o çocuğu yolun ortasında bırakandadır" ifadelerini kaydetti.
  
Belediye Başkan Yardımcısı Alican Bozkurt, sürücülerin insan odaklı programlara uyarak,. özellikle yayaların geçişlerine çok dikkat etmelerini istedi.
  
Malatyapark Genel Müdürü Ali Günaçar ise, Malatyapark AVM'nin bu yılki hedefinin 8 milyon insanı ağırlamak olduğunu, ancak alınan tüm önlemlere karşın, insan yoğunluğundan dolayı istenmeyen kazaların oluştuğunu ve bu nedenle de çevreyolu ve İnönü caddesi üzerinde önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
 
 Vali Yardımcısı Şükrü Özcan'da şunları söyledi, "Çuvaldızı devlet olarak kendimize batırma taraftarıyım. Ben sadece şunu söylemek istiyorum, bir idareciden ziyade bir vatandaş olarak, 3 yıldan fazla Malatya'da yaşayan bir hemşeriniz olarak şuna dikkat çekmek istiyorum, gerek belediyemizin ve gerekse de karayolları'nın yaptıkları yol çalışmaların da, işaretlemelere, uyarı levhalarına daha fazla önem verilmesi gerekmekte. Daha dün yaşadığım bir olay, üniversite yolunda giderken kendi özel aracımla, yolun ortasında bir tane kamyon, bir tane kepçe, ne 50 metre gerisinde, ne de önünde her hangi bir işaretleme yok. Hatta durup tartıştım. Yani virajı aldığınızda direk karşınıza çıkan bir durum. Orada kaza yapmak an meselesi. Dolayısıyla bu noktada ihmali olan iş sahiplerinin gerekli cezai işlemlere maruz kalması sanırım caydırıcı olacaktır. Son zamanlarda çevreyolunda karayollarının çalışmasından dolayı maalesef bir çok vatandaşımızı kaybettik. Bu konuda Karayollarının şapkasını önüne koyup, düşünmesi lazım. Avrupa'yı idarecilerimiz arasında gidipte görmeyen yoktur, Avrupa'da yol çalışması esnasında 200 metrelik bir alanda ışıklandırma ve her türlü işaretlemeye yer verilir. Bir insanın canına kast etmenin bütün insanlığın canına kast etmek olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Bu noktada ihmali olanlar, üzülerek söylüyorum, idareciler olarak başta bizlerde dahiliz, Bir canı katletmenin, buna dahil olmanın faturası çok ağırdır. Yapacağımız çalışmalarda uyarı levhalarına ve kamuoyunu çalışmalar konusunda bilgilendirilmesine dikkat edelim."
  
Trafik Haftası  nedeniyle düzenlenen yarışmalarda şiir dalında dereceye giren Ezgi Erdoğan, Asiye Aktaş ve Tuğce Yılmaz'a, Resim dalında Sevgi Özgül, Filiz Oğuz ve Abdulhamit Çoban'a ve Kompozisyon dalında Nilay Yağıç, Duygu Taştan ve Yeliz Ekici'ye ödülleri verildi.
 
Trafikte örnek tutum ve davranışları nedeniyle Yılın Örnek Trafik Polisi seçilen Polis Memuru Neslihan Mutlu ile örnek davranışları nedeniyle Yılın Şoförü seçilen Nurettin İlik'e de ödülleri verildi.
 
Törene katılanlar stantları gezdiler.
 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız