SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Teşrifat' İstemeyen Başbakan..

A- A+ PAYLAŞ

Türkiye'nin ilk petrol keşfinin yapıldığı Raman Dağı'ndaki ilk petrol kuyusunu görmek ve bilgi almak için yola çıkan dönemin Başbakanı Dr. Refik Saydam (Fotoğrafta İsmet İnönü'nün yanında, sağda öndeki)'ın petrol sahasına 6 günde ulaşabildiği ortaya çıktı.

Başbakan Dr. Refik Saydam'ın 1940 yılında Raman Dağı'nda petrol bulunması ile ilgili yaptığı ziyaretle ilgili belgeler, o dönemde bir başbakanın ulaşımda yaşadığı sıkıntıları gözler önüne serdi. Trenle yolculuk yapan Saydam'ın karayolunda kullanacağı otomobilleri de yine trenle yanında götürdüğü ortaya çıkarken, yolculuğunda trende yattığı belirlendi.

Bugün Batman ili sınırları içinde kalan Raman Dağı'nda 20 Nisan 1940 tarihinde 1 numaralı kuyuda petrol bulunduğu yönünde bilgiler gelmesi üzerine dönemin Başbakanı Saydam, 25 Nisan 1940 tarihinde Ankara'dan trenle Diyarbakır'a gitmek üzere hareket etti. Başbakan Saydam, hareket etmeden önce Diyarbakır Birinci Umumi Müfettişliği'ne, "Bu akşam Ankara'dan hareket ettim. 27 Nisan 1940 Cumartesi sabahı saat 6'da Diyarbakır'a varmaya uğraşacağım. Beşiri kazasına derhal hareket edebilmek için icap eden tedbirlerin alınmasını rica ederim. Yanımızda iki kapalı otomobil vardır. Trenle Bismil'e kadar gitme imkanı olursa otomobil seyahati için daha kolaylık görülür mü? Cevapları yolda bekliyorum" yazılı bir telgraf gönderdi.

Trenle Kayseri'ye gelen Başbakan Dr. Refik Saydam'a Kayseri istasyonunda Diyarbakır Birinci Umumi Müfettiş Abiden Özmen'den gelen telgraf ulaştırıldı. Ancak telgraf Başbakan Saydam'ın Diyarbakır programında değişiklik yapmasına neden oldu. Diyarbakır Birinci Umumi Müfettiş Abiden Özmen'den gelen telgraf şu şekildeydi:

"Bugün Diyarbakır'a teşrif etmek üzere hareket ve bilahare Erzincan'a doğru seyahat başvurulacağını haber aldık. Sayın Başvekilimizin bölgeyi şereflendirecekleri haberi hepimize sevinç verdi. Şimdi Ankara Radyosu ise Diyarbakır'a yapılacak seyahatin petrol sahasına kadar uzanacağını söyledi. İşin büyük önemine nazaran Sayın Başvekilimizin petrol sahasının tetkiklerini arzu ve azimlerini takdir ediyorum. Yalnız 2 günden beri hafif surette devam eden yağmurun bugün çok şiddet kesbederek tabii kara yollarından tekerlekli vesaitin hareketini inkıta uğratmış olduğundan sayılı kış günlerinden olan cuma ve cumartesimizi atlatıp da 2 gün kadar hava açmadıkça petrol sahasına gitmeğe imkan hasıl olmayacaktır. Eğer Diyarbakır seyahat programının sonuna bırakılırsa belki petrol sahasına gitmek imkanı elde edilecektir."

"ŞİDDETLİ YAĞMUR VAR, OTOMOBİL İLE SEYAHAT İMKANI YOK"
Kayseri'den Sivas'a geçen Başbakan Dr. Refik Saydam, Erzurum ve Malatya istikametine giden trenlerin yol ayrımı olan Çetinkaya İstasyonu'nda 26 Nisan günü Cumhurbaşkanlığı Umumi Katipliği'ne gönderdiği telgrafta, program değişikliğini bildirerek, "Ankara'dan hareket ettikten sonra Üçüncü Umumi Müfettiş ile yaptığım muhaberede Diyarbakır mıntıkasında şiddetli yağmurdan dolayı otomobil ile seyahat imkanı olmayacağı bildirilmiştir. Buna nazaran evvele Divriği Madenleri'ni görerek, ardından cumartesi günü Malatya Bez Fabrikası'nı ziyaret edeceğim" bilgisini verdi. Başbakan Dr. Saydam, program değişikliğini aynı şekilde Başvekalet Müsteşarı Vehbi Demirel'e de bildirerek, "26-27 gecesini Divrik'te (Divriği'de), 27 günü öğleden sonrayı Malatya'da, 28 Nisan Pazar akşamına kadar Ergani ve Guleman'da kalarak, 29 Nisan sabahı Diyarbakır'da bulunacağım" şeklindeki bilgileri verdi.

Başbakan Saydam, Malatya Valiliği'ne de telgraf çekerek, merasim ve teşrifat istemediğini bildirdi. Saydam, Çetinkaya Tren İstasyonu'ndan trenle Divriği'ye hareket etti. Divriği'de geceleyen Saydam, Cürek bölgesine giderek Divriği demir madeni sahasında inceleme yaptı.

"HAVALAR AÇIK DEVAM EDERSE YOLLAR BİRAZ KURUR"
Dr. Saydam, 27 Nisan günü trenle geldiği Malatya'da Sümerbank Bez Fabrikası ile Malatya Tütün Fabrikası'nda inceleme yaptıktan sonra yine trenle Elazığ'a geçti. Ancak Başbakan Saydam'a Diyarbakır'dan Diyarbakır Birinci Umumi Müfettiş Abiden Özmen'den gönderilen telgrafta, "Yağmurlar dün akşam dinmiştir. Bugün hava sabahleyin çok açık idi. Öğle üzeri bulutlandı. Fakat henüz yağmur yok. Petrol işletmesinin Diyarbakır ajanı dün sabah saat 10'da kamyon ile ve yarımcıları adamlarıyla petrol sahasından hareket etmiş, ancak bugün saat 1.5'da (13.30) yani 15 buçuk saatlik bir seyahatten sonra Diyarbakır'a gelebilmişlerdir. Batman suyu taşkıncadır. İki kayığı vardır. Su taşkın olduğuna göre, otomobilleri geçirecek kayıkların bir taraftan diğer cihete gidip gelmeleri 40-50 dakikalık iş oluyor. Petrol arama mütehassısı Cevat Eyüp, bugün Diyarbakır Valisi ile telgraf hattı vasıtasıyla görüşerek sayın büyüklerimizin petrol sahası seyahatini salı günü yapmalarının muvafık olacağını söylemiştir. Havalar açık devam ederse yollar biraz kurur, yoldaki sular çekilir. Salıya seyahat muvafık olur. Esasen seyahate icap eden vesaitin tertip ve tanzimi için Diyarbakır'ı teşrif buyurduğu gün Diyarbakır'da bir gün ikamet buyururlarsa, ertesi gün hareket olunursa çok isabet edilmiş olur" şeklinde bilgiler verildi.

"YAĞMUR SÜRÜYOR, ÇAYLAR YÜKSELDİ, PETROL SAHASINA GİDEMİYORUM"
Geceyi geçirdiği Elazığ'da Pertek Köprüsü'nde ve hastanelerde inceleme yapan Başbakan Dr. Saydam, geçtiği Gezin'de geceledikten sonra Maden ilçesine ve ardından Guleman'a geçerek incelemelerde bulundu. Ergani'den Diyarbakır Birinci Umumi Müfettişliği'ne telgraf çeken Başbakan Dr. Saydam, "Hiçbir şekilde merasim ve teşrifat istemiyorum. Geceyi trende geçireceğim" emrini verdi.

Geceyi trende geçiren Başbakan Dr. Saydam, yağmurlu havadan dolayı petrol sahasına gidemeyeceğini Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye telgrafla şu şekilde bildirdi:

"Sabahtan beri devam eden sağanak halindeki yağmurların neticesi olarak çaylar yükselmiş ve bugün için geçilmesini imkansız hale koymuştur. Hava bulutludur. Bugün icap eden ziyaretleri yapmak için Diyarbakır'da kalıp, hava ve yol vaziyetini takip edeceğim."

BAŞBAKAN'DAN İNÖNÜ'YE, "ELLERİNİZDEN ÖPERİM"
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ise, Başbakan Dr. Refik Saydam'a şu telgrafı gönderdi:

"Mühim maden havzalarını tetkik buyurduğunuz seyahatinizin faydalı olduğuna şüphe yoktur. Biz burada hep iyiyiz. Selam ve muhabbetle."

Başbakan Dr. Refik Saydam, aldığı telgrafa şu şekilde cevap verdi:

"Reisicumhurumuzun yüce katına yüksek iltifatınızı aldım. Arzı şükran ederim. Afiyette ve neşeli olduklarını öğrenmek benim için de bir kuvvet oldu. Tazimle ellerinizden öperim."

6 GÜN SONRA PETROL SAHASINA ULAŞTI
30 Nisan günü vilayeti, belediyeyi, halkevini, hastaneyi, liseyi, tayyare alayını ziyaret ederek incelemelerde bulunan Başbakan Dr. Refik Saydam, geceyi Diyarbakır'da geçirdikten sonra 1 Mayıs günü havanın düzelmesi üzerine saat 05.00'de Bismil'e, ardından da petrol sahasına giderek incelemelerde bulundu. Dr. Saydam, petrol sahasına Ankara'dan trenle getirdiği iki adet otomobille ulaştı.

Petrol sahasındaki incelemelerin ardından tekrar Diyarbakır'a geldi. Başbakan Dr. Refik Saydam, Raman Dağı'ndaki gezisi sonrasında geldiği Diyarbakır'da trene binmeden önce Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye şu telgrafı çekti:

"Sondaj mahallini gördüm. Raman Dağı'nda yapılmakta olan sondajın bugünkü vaziyeti mütehassısların kati ifadelerine göre, bir petrol mıntıkasının tezahürüdür. Mıntıkasının arazi teşekkülünün müsait bulunması, bu tezahüre hususi bir kıymet vermektedir. Bunun hududunu ve verimini tespit için daha müteaddit sondajlara ihtiyaç vardır. Bundan sonraki mesaiye mütehassıslarca tespit edilerek program dahilinde devam olunacaktır. Bu hususta icap eden tahsisat Büyük Millet Meclisi'nden istenecektir. Bu gece
Erzincan'a hareket edeceğim."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız