SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Tezahürat Yasağı Olur mu?"

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:36:27
A- A+ PAYLAŞ

CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, özellikle futbol maçlarında taraftarlara getirilen yasakları Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Erdoğan’ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Seçer, “Dünyada ‘tezahürat’, ‘deplasman’ yasağı uygulanan ülkeler var mıdır?” diye sordu. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Seçer, futbolun siyaset aracı olarak kullanıldığını, iktidarın tribünleri baskı altına almaya çalıştığını öne sürdü. Seçer, “Daha önce ‘Gezi sivil toplumun ürünü’ diye yazan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bugün İstanbul'un olimpiyat adaylığı olumsuz sonuçlanırsa bunun Gezi Parkı eylemcileri yüzünden olacağını ifade etmiştir. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, ‘Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder. Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar bedelini öder. Kanunda bedeli neyse. Stadyumlar siyaset yeri değil’ açıklamasında bulunmuştur. Her iki açıklama ve spor karşılaşmalarındaki diğer uygulamalardan da açık olarak görüldüğü üzere iktidar toplumsal muhalefeti sindirmek için her yolu denemekte ve tribünleri baskı altına almaya çalışmaktadır. Buna karşın bir maçta tribündeki taraftarlara Mısır bayrağının dağıtılması, bazı milletvekillerinin boynundaki atkılarla ‘siyasi mesaj’ vererek protokol tribününde oturması akıllarda soru işaretleri yaratmıştır. Toplumsal tepkiyi beraberinde getirecek bu uygulamalar iktidarınızın sporda siyaseti değil muhalefeti istemediğini açık olarak göstermektedir” dedi.

Soru önergesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Seçer, yeni sezonda başlayan ‘e-bilet’ uygulamasının tribünleri dolduran taraftarlarda ‘fişleniyor muyuz’ endişesine neden olduğunu savundu. Kombine kart satışı sırasında sözleşmeye ‘siyasi ve ideolojik slogan atılması yasaktır’ ifadelerinin yerleştirildiğine işaret eden Seçer, “Taraftara deplasman yasağı getiriyor. Bir eğlence, oyun olması gereken sporda yasak üstüne yasak getiriliyor. Biz bunu Mersin’de Akdeniz Oyunları’nda da gördük. Ne yapacaklar daha, taraftarların ağzını mı bantlayacaklar? Bütün bunlar siyasetin spora olan müdahalesi değil de nedir? Ama aynı iktidarın bazı milletvekilleri boynundaki atkılarla protokol tribününde siyasi mesaj vermekten çekinmiyor. İktidarla aynı düşünüyorsan spora siyaset karıştırmak serbest olacak; karşıysan terörist ilan edilebilirsin” ifadelerini kullandı.

SEÇER BAŞBAKAN’A SORDU

Seçer, Başbakan Erdoğan’dan şu sorulara yanıt vermesini istedi: “Siyasetin spora müdahalesi neden bu kadar görünür bir hal almıştır? Bakanlarınız ve diğer yetkililerin taraftarları tehdit niteliğinde açıklamalar yapmasının nedeni nedir? Spor ve sporcu ahlakını yüceltmek yerine ilgili bakanlarınızın bu hassasiyetten yoksun yaklaşımlarının nedeni nedir? Siyasetten bağımsız ve özerk olması gereken ancak bu özelliğini yitirdiği belirtilen federasyonların siyasi etkiler altında karar aldığı iddiaları doğru mudur? Önergenin yanıtlandığı tarihe kadar olan dönemde son üç yılda her branş ayrı ayrı gösterilmek üzere kaç şiddet ve benzeri gerekçelerle kaç kulübe, sporcuya ve karşılaşmayı izleyen yurttaşa hangi mevzuat uyarınca hangi cezalar verilmiştir? Dünyada 'tezahürat', 'deplasman' ve benzeri yasağı uygulanan ülkeler var mıdır varsa hangileridir? Sporun son yıllarda kavganın, güvensizliğin ve düşmanlığın zemini haline getirilmesinin sorumluluğu kime aittir? Hükümetinizin ve parti üyelerinizin spor ve sporcu ahlakına yönelik hassasiyetlerini arttırmak için yaptığı bir çalışma var mıdır/olacak mıdır? 2010-2013 yıllarında her branş ayrı ayrı gösterilmek üzere spor federasyonlarının harcamaları ne kadardır? Uluslararası spor müsabakalarında giderek artan başarısızlıklar ve doping skandallarının sorumluluğu kime aittir?”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız