SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"TSK'nın İçine de Sızdılar"

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:45:22
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Geniş bant internet aboneliği sayısı biz görev geldiğimizde 20 bindi, şu anda bu sayı 34 milyona ulaşmıştır. 20 bin nere, 34 milyon nere? Bunu göremeyecek kadar gözler körelmiş. Okullara geniş bant internet erişimi sağlayan kadroya, siz yasakçı, sansürcü derseniz, diktatör diye çamur atarsanız hiç kusura bakmayın o çamur döner bu çamuru atanların yüzüne çarpar" dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün İstanbul Maltepe'de bir olaya müdahale eden polis memurlarına menfur bir saldırının gerçekleştirildiğini belirterek, "Bir polisimiz şehit oldu, biri de yaralandı. Şehit polisimiz Mehmet Emin Aydın'a Rabb'imden rahmet niyaz ediyor, İstanbul Emniyetine, polis teşkilatımıza, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Yaralı polisimize de yüce Rabbim'den acil şifalar niyaz ediyorum. Yine, Taksim'de bir binada meydana gelen patlama nedeniyle yaralanan 6 vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum. Geçen haftaki grup toplantımızdan bugüne kadar Ankara ve İstanbul'da önemli uluslararası temaslarımız oldu. Aynı zamanda çok önemli açılış törenlerini gerçekleştirdik. Bu arada temel atma törenlerini gerçekleştirdik. Geçen hafta Salı günü İspanya Başbakanı Sayın Rajoy ve heyetini Ankara'da ağırladık. Türkiye, İspanya 5. hükümetlerarası zirveyi gerçekleştirdik. Bilindiği gibi bir yıl İspanya, bir yıl Türkiye olmak üzere Başbakanlar riyasetinde bu zirveleri yapıyoruz. Çarşamba günü de İspanya Başbakanı Rajoy ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Meclis Başkanımızın da katıldığı bir törenle Ankara Sincan'da Batıkent-Sincan metro hattının açılışını yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Rajoy ile birlikte Batıkent'ten metroya bindik ve Sincan'a gittik. Sincan'da gerçekten büyük bir katılımın olduğu bu toplantıda, çok çok farklı bir coşku ve heyecan vardı. Hem devletimizin zirvesi hem İspanyanın konuk Başbakanı Sincan'da halkımız tarafından büyük bir coşkuyla kucaklandı. Ankara Büyükşehir Belediyemizin başlattığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın tamamladığı Batıkent-Sincan metro hattı 15,5 kilometreden oluşuyor. Metro belirlenen zamandan 11 ay önce tamamlandı ve hizmete açıldı. Şu anda Batıkent'te yolcular aktarma yaparak Sincan metrosuna biniyorlar ancak yapılacak düzenlemelerle bu aktarmayı kaldıracak, Kızılay'dan Sincan'ı birbirine kesintisiz bağlamış olacağız. Mart ayı içerisinde Kızılay-Çayyolu hattını da hizmete açıyoruz. Bu hattı da belirlenen süreden 10 ay önce açmış olacağız. Kızılay-Keçiören metro hattı ise 2014 sonunda tamamlanarak o da testlerine başlanacak, böylece Ankara'da şu anda 23,5 kilometre olan raylı sistem uzunluğunu inşallah 67,5 kilometreye yükseltmiş olacağız. Batıkent-Sincan metro hattının Batıkentli, Eryamanlı, Sincanlı kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

Hafta içinde Afganistan-Pakistan-Türkiye Üçlü Zirvesi'nin gerçekleştirildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Afganistan ve Pakistan arasındaki meseleleri ele aldığımız zirve kapsamında Pakistan Başbakanı Sayın Navaz Şerif, Afganistan Cumhurbaşkanı Sayın Karzai ile de ayrı ayrı görüşmelerimiz oldu. Hafta içinde Katar Emiri, Irak Kürdistan bölgesi Başbakanı ile görüşmelerimiz oldu. İstanbul'da bu görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Ülkemizi ikili olarak ilgilendiren bölge sorunlarını ele alma fırsatını bulduk" şeklinde konuştu.

Hafta sonunda İstanbul'da açılış ve temel atma törenlerine katıldıklarını belirten Erdoğan, "Cumartesi günü Yenikapı'da İstanbul'un metro ulaşımı için hayati derecede önemli olan bir bağlantı hattını bir projeyi gerçekleştirdik. Çünkü Haliç'in üzerinden bir köprüyle Şişhane'yi Yenikapı'ya bağlayan bir hattı bu. Üsküdar'dan Yenikapı'ya, Marmaray'a binerek, Marmaray'ı bir kez daha tecrübe ederek bunu yaşadık. Bu heyecan veren anı İstanbullularla birlikte yaşama fırsatı bulduk. 3.5 kilometre uzunluğunda Şişhane Haliç Köprüsü ve Yenikapı olmak üzere 3 istasyondan oluşan hattı açarak Sarıyer, Maslak, Levent, Taksim'i Marmaray hattına oradan da Üsküdar ve Kartal'a bağlamış olduk. Bu hat İstanbul'un binlerce yıllık tarihinin olduğu bölgede inşa edildi. Gecikmeyi, ek maliyeti göze alarak tarihi eserlerin ortaya çıkarılması için büyük bir hassasiyet sergiledik. Kazılar sırasında 23 antik gemi kalıntısı, 50 binden fazla tarihi eser ortaya çıkarıldı. Bu kazılar sayesinde İstanbul'un bilinen tarihi 8 bin 500 yıl öncesine kadar belirlenmiş oldu. Tarihi eserlerin yoğun olduğu bölgeden geçen bu hatta tarihi dokunun zarar görmemesi için titreşim ve gürültüye en aza indirecek özel ray bağlantıları yapıldı. Hattın en önemli yapısı ve istasyonu Haliç üzerine inşa ettiğimiz köprü oldu. İstanbul'un hem Marmara hem Haliç tarafını seyretme imkanı veren bu köprü İstanbul turizmine de çok önemli katkı sağlayacak" diye konuştu. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bu hattın da İstanbulumuza bir kez daha hayırlı olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Tabii bu arada, belediyecilik nedir bilmeyen, belediyecilikten nasibini almayan birileri 'İstanbul'un silüetini bozuyor' diye yakıştırmalar, yapıştırmalar yapmaya kalkıyor. Alakasız bir yaklaşım ve yakıştırma. 'Yetişemedikleri üzüme koruk' diyorlar. Haliç'i ve İstanbul'u seyretmek insana bir başka mutluluk veriyor. İstanbul'u ziyaret eden turistler için farklı o farklı bir imkan sağlayacak. Birileri de balık tutuyor' diğer köprülerin üstünde. 'Şimdi balık tutuyorsanız, onun vesilesi biziz'. O Haliç'i biz temizledik. CHP'den İstanbul'u aldığımız zaman Haliç kokudan geçilmiyordu. Temizlik diye birşey yoktu, bitmiş ve tükenmişti. Sizin çevrecilikle ne alakanız var ya. Şimdi tertemiz Haliç'i buldunuz, orada balık tutuyorsunuz ve bu balığı avlarken de buraya nasıl geldik hala farkında değilsiniz."

İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi'nin temelinin pazar günü atıldığını anlatan Erdoğan, 790 bin metrekarelik bir alan üzerinde bu hastanenin inşasının başladığını söyledi. Erdoğan, 2 bin 682 hasta yatağı kapasiteli son derece modern imkan ve teçhizata sahip 6 ayrı hastaneyle dev bir tedavi kütlesi inşa edeceklerini belirterek, burada aynı zamanda spor hastanesi de bulunduracaklarını ifade etti. Tüm Türkiye'ye hizmet verecek spor hastanesinin de bu alan içinde kurulacağına dikkati çeken Erdoğan, 30 ay gibi kısa bir süre içinde bunun tamamlanacağına ve teslim edileceğine işaret etti.

"HÜKÜMET İNTERNETİ YASAKLIYOR' DİYE YAYGARA KOPARANLAR VAR"

Dün Ankara'da tarihi ehemmiyeti olan bir törenin gerçekleştirildiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye genelinde 100 bin öğrencimize daha tablet bilgisayarlarını teslim ettik. Şu ana kadar dağıttımız tablet sayısı 63 bine ulaştı. Mart ayı sonunda bu sayıya 675 bin daha ilave edeceğiz. Böylece tablet bilgisayarlar yavrularımıza eline ulaşır. Bu arada arkadan yeni ihale geliyor. Orada 10 milyon tablet bilgisayar var. Ülkemide yavrularımız ellerine tablet bilgisayarları ulaştırmış olacağız. Şu an itibarıyla meslek liseleri hariç tüm liselerimizdeki sınıflara 85 bin adet etkileşimli tahta kurulması işlemini gerçekleştirdik. Meslek liseleri ve diğer okullarımızı kapsayacak şekilde 40 bin okula daha daha etkileşimli tahta yerleştireceğiz. Önümüzdeki 18 ay içinde etkileşimli tahtası olan sınıf sayımız 350 bine ulaşacak. Bilgisayar ve internet tabanlı eğitimde, dünyanın ilgiyle ve hayranlıkla izlediği bir dönüşümü yaşıyoruz. Hem öğrencilerimiz hem de öğretmelerimiz yeni sisteme ayak uydurdular. Şu anda 5 bin eğitim videosu, 3 bin 200 metin ve ses kaydı oluşturuldu. 54 bine yakın konularına uygun ve tarihi arşiv niteliğinde görsel malzeme hazırlandı. 100 bin öğretmenimiz Fatih Projesi'nin eğitimi aldı ve bu malzemeleri kullanacak donanımı kazandı. Önümüzdeki aylar itibarıyla geniş bant internet erişimine sahip okul sayısı 50 bine ulaşacak. 11 yıl önce, okullarımızda bilgisayar ve internet yok denecek kadar azdı. Şu anda okullarımızda 1 milyon bilgisayar, 30 bin bilişim teknolojisi sınıfı yakında sayısı 50 bine ulacak olan geniş bant internet imkanı bulunuyor. Bir kısım medyada, 'hükümet interneti yasaklıyor, sansür getiriyor' diye yaygara koparanlar var. Öbür yanda milletim kimin ne yaptığını bizzat yaşayarak görüyor. Biz laf üretmiyoruz, icraat üretiyoruz" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: 

"Dün, 100 bin çocuğumuz evlerine ellerinde tablet bilgisayarlarla gitti. Yaklaşık 163 bin öğrencimiz etkileşimli tahta yani internetle eğitim görüyor. Bu iktidara nasıl oluyor da internete arşısınız yaftası yapıştırılmaya çalışılıyor. Bu medyanın İstanbul'da plazalarda attığı manşetlerle, Anadolu'da milletin gördüğü birbirini tutmuyor. Okullara 1 milyon bilgisayar gönderen, 30 bin bilişim teknolojisi sınıfı kuran bir hükümete interneti engelliyor diye ithamda bulunursanız size dünyanın her yerinde gülerler. Ama maalesef dünyanın da belli odakları işte bu medya gruplarıyla oraları kaynak kabul ederek haberler yapıyorlar. İşin aslı, kendi yayınladıkları haberler farklı. 163 bin çocuğa tablet bilgisayar dağıtan, bütün öğrencilere de bunu verecek olan bir iktidara interneti yasaklıyor iftirasını atarsanız ve dünya da bunun farkına vardığınız zaman herkes sizinle alay eder. Geniş bant internet aboneliği sayısı, biz görev geldiğimizde 20 bindi, şu anda geniş bant internet sayısı 34 milyona ulaşmıştır. 20 bin nere, 34 milyon nere? Bunu göremeyecek kadar gözler körelmiş. Okulara geniş bant internet erişimi sağlayan kadroya, siz yasakçı, sansürcü derseniz, diktatör diye çamur atarsanız hiç kusura bakmayın o çamur döner bu çamuru atanların yüzüne çarpar." 

Başbakan Erdoğan, İnternet ve bilgisayarın uygun şekilde kullanılmaması, denetim ve düzen altında olmaması durumunda yararlı bir araç olmaktan, bir eğitim aracı olmaktan çıktığını ve çok acı sonuçları olan bir tehlikeye dönüştüğünü söyledi.

“ABD VE AVRUPA’DA BUNA KARŞI ALINMIŞ TEDBİRLER VAR”

ABD’de bu tehdidi önlemeye dönük çok sıkı tedbirler olduğunu ve Avrupa’da aynı şekilde alınmış tedbirlerin, düzenlemeler olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Burada internetin kimi zaman nasıl bir tehdit olduğunun görülmesi bakımından bir çalışma arkadaşımızın çocuklarının başına gelen hadiseyi de özellikle anlatmak istiyorum. 12-13 yaşlarındaki iki çocuk, evdeki bilgisayarda internette gezinirken, karşılarına bir ekran görüntüsü çıkıyor. Ekran görüntüsünde çocuklardan birinin resmi var. Bilgisayarın kamerasından çekilmiş. Yani birileri bilgisayara girmiş, kamerasını kontrol altına almış ve evin içindeki görüntüyü çekmiş. Sonra görüntüyü bir sayfaya yerleştiriyor. Sizi tanıyoruz, sizi biliyoruz, adresiniz elimizde, bir polisiz jandarmayız diyerek Jandarma’nın polisin MİT’in logolarını da sayfaya yerleştirerek, çocuklardan verilen hesaba para yatırmaları isteniyor. İnanın birçok çocuk, anne babaları duymasında diye korkuyla kendilerine ekrandan emredileni yapıyorlar. Bizim arkadaşımızın çocukları korkuyla ağlayarak babalarını arıyorlar. Babaları çocukları teskin ediyor. İşte bu internette yapılan belki de en basit dolandırıcılık şeklidir” diye konuştu.

“BUGÜN DE AYNISINI YAPIYORLAR”

“Şimdi biz buna karşı bir tedbir alınca bir düzenleme getirince belli çevreler koro halinde sansür türküsü söylemeye başlıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan, “Bizi anne babalar anlıyor öğretmenler anlıyor. 2011’de güvenli internete geçerken işte bu çevreler sokağa döküldüler. Çocuk yaştaki kızın eline o ahlaksız pankartı tutuşturup sokakta eylem yaptılar. O zamanlar işte bu CHP tıpkı bugün olduğu gibi bu ahlaksızlara destek verdi. Çocuklara nesillere sahip çıkmak bizim anayasal görevimizdir. Ama bunların anlamak gibi bir derdi yok. Bu bizim görevimizdir. Biz bu görevi gençliğin korunması maddesinde ne emrediliyorsa bunu yapmakla mükellefiz. 2011'de internete sansür geliyor diye sokağa dökülenler bugün de aynısını yapıyorlar. Hayır. İnternete sansür gelmiyor, özgürlükler kısıtlanmıyor. Sadece ahlaksızlığa, tehdide karşı tedbir alınıyor. Neşter doktorun elinde hayat kurtarır ama katilin elinde can alır. Bu ayrıcalığı iyi tespit etmemiz lazım” dedi.

“BAYKAL’IN GÖRÜNTÜLERİNİ DE YAYINLAYIN”

Başbakan Erdoğan, yeni yasadan en fazla istifade edecek olanın CHP ve MHP olduğunu getirdi. En fazla kaset saldırısına uğrayan, kayıtlarla en fazla tehdit edilen, dizayn edilen CHP ve MHP olduğunu sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz yeni İnternet düzenlemesi ile sadece çocukları değil CHP'yi, MHP'yi, diğer partileri de alçakça tehdit ve şantaj karşısında koruma altına aldık. CHP ve MHP içten içe düzenlemeyi savunuyorlar. Ama bunlara şantaj yapan bunları esaret altına alan paralel yapıya şirin görünmek için seslerini çıkarmıyorlar. Geçen hafta CHP Genel Başkanı grup salonuna ses sistemi kurdurmuş. Yayınlanması yasadışı olan ses kayıtlarını milletvekillerine dinletiyor. Bu dinlemeler tamamen hukukuz şekilde yapılmış, hukuk çiğnenmek suretiyle dosyalara konuşmuştur. Bu dinlemeler tamamen hukuksuz şekilde kamuoyuna sızdırılmıştır. Ortada bırakın hukuku çiğnemeyi suç işlemeyi çok açık şekilde bir ihanet vardır. Madem öyle, madem ahlaksızlık, kuralsızlık bu boyutlara kadar ulaştı. CHP'ye bir çağrı yapıyorum; bugün de arkanızdaki perdeden CHP eski Genel Başkanı ile ilgili İnternete verilen bizim engellediğimiz o görüntüleri de yayınlayın. Aynı şekilde yine genel başkan yardımcısı veya grup başkanvekilimidir bilemiyorum onunla ilgili yayınlar yapıldı onu da verin. Madem bu kadar ahlakı ayaklar altına aldınız bu kadar yasaları hiçe saydınız, bugün de grup salonunda CHP'li belediye başkanlarının rüşvet pazarlıklarını da yayınlayın. Eğer cesaretiniz varsa, bugün patronunuzun ananaslı, tespihli, Ugandalı ses kayıtlarını da yayınlayın. Hakimlere, savcılara verilen ihanet talimatlarını yayınlayın. Hatta açın o beddua görüntülerini hocanız beddua etsin siz de salonda CHP'liler olarak hep birlikte amin deyin.”

“İŞİNİZ SADECE BEDDUAYA KALDI”

Bugün bir gazetede yayınlanan karikatür ile ilgili de açıklama yapan Başbakan Erdoğan, “Bugün bir tane karikatür var bir yerde, malum medya diyeceğiz artık. İşe alınmada veya memur alımında jüri karşısında imtihana girecek olan güya üç tane önünde AK Parti karşıtı koymuşlar. 3 tane AK Partili onları devlete alıyor. Ya bunu siz yaptınız siz. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyorsunuz. Siz paralel devleti oluştururken sizin zihniyetinizde olmayan kimseyi devlete almak istemediniz, bunun adımlarını attınız. Şimdi elinizden bu güç gidiyor diye çılgına döndünüz, bunun için bu kadar bağırıp çağırıyorsunuz. Bu ülkede bunları yaptınız. Ve şimdi de bunlar elinizden gidince hoplamaya zıplamaya başladınız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşiniz de bundan dolayı sadece bedduaya kaldı. Biz beddua ile değil dua ile yürüyoruz. Biz milletin duası ile yürüyoruz. Hamdolsun bizim arkamızda 77 milyonun duası var. Bizim arkamızda Filistinli, Mısırlı, Somalili, Açeli, Myanmarlı mazlumun duası var. Bizim arkamızda önünde parçalanmış çocuğu ellerini havaya açarak rabbe açarak feryat eden aynı zamanda da bize hayır duaları eden o tertemiz o samimi yüreği paramparça Suriyeli annelerin duaları var. Onun için açık açık ifade ediyorum; kimin elinde ne varsa hiç çekinmesin ortalığa döksün. Hangi görüntü hangi ses kaydı varsa hepsini ortalığa saçsınlar. CHP ve MHP'nin zaten siyaset yapmak için kırıntılara ihtiyacı var. Buyursunlar CHP ve MHP’nin önüne o kırıntıları o yemleri atsınlar. Korkaklar zafer anıtı dikemezler” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ak Parti’din istifa eden milletvekillerine de göndermelerde bulunarak, “Bizim içimizde korkaklar vardı. Bizim içinde zor zamanda dik durmayanlar vardı. Bu partinin içinde korkaklara yer yoktur. Şunu da lütfen unutmayın, biz bu makamlara medyanın üfürmesi ile değil sermayenin desteği ile değil milletin mührü ile geldik. Üstelik buraya medyaya rağmen geldik. 28 Şubat’ta bu medya bize en alçakça saldırıları yaptı. Ceza aldığımda muhtar bile olamaz diyerek adeta zil takıp oynadılar. Onların muhtar bile olamaz diyerek alay ettiklerini bu millet başbakanlık makamına yükseltti. Çok daha enteresan '411 el kaosa kalktı' diyerek milli iradeyi aşağılayanlara AK Parti’nin kapatılması için ellerinden geleni yapanlara rağmen biz bugün buradayız. Şu an o malum medya koro halinde hep bir ağızdan bize saldırıyor. 28 Şubat’ta yaptılar milletin cevabını aldılar. Partimize açılan dava sürecinde aldılar milletten cevabı. Başörtüsü oylaması sırasında cevabı aldılar. Her seçim koro halinde saldırdılar, cevabını aldılar. Hiç endişe etmeyin. İşte bu medya 30 Mart'ta da gereken cevabı milletten alacak. Hiç şüpheniz olmasın. Bunlar hangi manşeti atarlarsa atsınlar, son manşeti sandıkta millet atacak. Ekranları başında bizi izleyen aziz vatandaşlarımız atacak” ifadelerini kullandı.

“VİCDAN, VİCDAN, VİCDAN”

“Medya tarihinde en aşağılık en alçakça en müptezel linç girişimi yapılıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“İnanın tarihte bunun bir başka örneğini görmüyoruz. Bir kadıncağız, açık söyleyeceğim bizim Bahçelievler Belediye başkanımızın gelini, Kabataş'ta yanındaki 6 aylık çocuğu ile linç girişimine maruz kalıyor. Buna ifade vererek izah ediyor, yetmedi adli tıp raporu ile kendisinin ve bebeğin vücudundaki darp izlerini belgeliyor. Haziran ayındaki bu alçakça linç girişimi yetmezmiş gibi 8 ay sonra bu sefer de medya yeniden linç girişimine başlıyor. O malum gazeteler, televizyonlar aynı yerden emir ve talimat alarak aynı cümlelerle aynı manşetlerle genç bir kadın üzerinden linç kampanyası başlatıyorlar. Ya Allah aşkına, sizin insanlığınız öldü mü? Sizin vicdanınız bu kadar mı karardı? Akşam eve gidince çocuklarınızın eşinizin annenizin babanızın yüzüne nasıl bakabilir yosunuz? Aynı hadise sizin başınıza gelseydi böyle mi davranırdınız. Şimdi iki hafta sonra 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlanacak. Hangi yüzle kadın haklarından bahsedeceksiniz, hangi yüzle kadına şiddete hayır diyeceksiniz. Bundan sonra her tecavüze uğrayan kadın bunları ikna etmek için elinde görüntü kaydıyla mı dolaşacak? Kocasından şiddet gören eli yüzü kan içindeki kadın iddiasını ispat için elinde kayıtla mı gelecek? Sokakta kurşunlanarak öldürülmüş kadın cesedinin yanına artık görüntü kaydı mı bırakacak? Ortada ifade tutanağı var, adli tıp raporu var, linç edilmiş bir kadın var darp edilmiş bir bebek var bunlar çıkmışlar olayın nasıl olmadığını ispat etmeye çalışıyorlar. Vicdan, vicdan, vicdan... Eğer o kadıncağız başörtülü olmasaydı bu linç olur muydu? Dün başörtüsüne furuat diyenler işte bugün başörtülü bir kadın üzerinden başörtüsü düşmanlığını sürdürüyorlar. Bunu yapanların ilkeleri yok, sınırları yok. Bunlar için helal yok, haram yok. Bunlar her işi meşru görüyorlar. Çünkü anlayış şu ilke şu; amaca ulaşmak için her yol meşrudur. Gerektiğinde Hz. Peygamberi miraçtan indirip kamyonete bindiriyorlar, o şekilde her istediklerini meşru hale getiriyorlar. Ama ben diğerlerine sormak istiyorum, ya siz bunların arkasına neden takıldınız, sizin bunlarla ne işiniz var? Cevabı çok basit; Geziciler ile paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler. İşte şimdi de dayanışma içinde millete karşı milli iradeye karşı birlikte operasyon yürütüyorlar. Biz bunları 28 Şubat'taki manşetlerinden aynı zamanda ihanetlerinden de tanırız. Başlıklardan bir tanesi; 'beceremediniz artık bırakın' manşetini bu millet unutmadı ve unutmayacak. O ihaneti, o hançeri 28 Şubatçılarla yapılan o işbirlikçi tavrı bu millet unutmadı ve asla unutmayacak.”

“BU ALÇAKLIĞIN, BU İHANETİN HESABI DA ER YADA GEÇ BU HAİNLERDEN SORULUR”

Başbakan Erdoğan, “Hz. Yusuf'u kuyuya kardeşleri atmıştı. Allah o Yusuf'u kuyudan çıkardı Mısır'a vezir yaptı. Kardeşlerinin kuyuya attığı Yusuf'u kör kuyulardan çıkaran Allah Kadir-i Mutlaktır. Unutmayın manşetlerin dediği değil, milletin dediği, Allah'ın dediği olur. Bu alçaklığın, bu ihanetin hesabı da er yada geç bu hainlerden sorulur. İşte onun için bir an bil olsun rehavet içinde olmayacağız, boş bulunmayacağız. Şunu özellikle bilmenizi istiyorum; 17 Aralık darbe girişimi tam anlamıyla çökmüştür, geri tepmiştir. Ekonomiye milli kurumlara istikrara yönelik saldırı tamamen püskürtülmüştür. İşte şu anda şu kısa sürece 4 milyar dolar yaklaşık tekrar Türkiye'ye döndü. Şimdi bu onları rahatsız ediyor. Şu anda paralel başını çektiği ittifakın iki hedefi var; bunlardan biri 30 mart seçimleri diğeri de çözüm süreci. 30 Mart seçimlerine AK Parti olarak gümbür gümbür giriyoruz. Yaptığımız anketlerde AK Partinin 2011 seçimlerindeki oy oranını muhafaza ettiğini görüyoruz” dedi.

CHP’ye gönül verenlerin de, MHP’ye gönül verenlerin de yaşanan bu darbe girişiminden ve partilerinin tutumundan ciddi şekilde rahatsız olduklarını bildiklerini belirten Başbakan Erdoğan, “CHP ve MHP’nin paralel örgütün maşası haline gelmesi, paralel örgütün attığı kırıntılarla siyaset yapıyor olması bu partilerin tabanlarını rahatsız ediyor. 2010 halk oylamasında CHP ve MHP bütün marjinal örgütlerle bir araya gelmiş bir ittifak oluşturmuşlardır. Bu ittifaktan rahatsız olan CHP ve MHP’liler de halk oylamasında ‘evet’ oyu vermiş oy oranın değerli kardeşlerim yüzde 58’e kadar yükselmesini sağlamışlardır. Şuanda CHP, MHP, geziciler ve paralel örgüt ittifakı da inanın bu partilerin tabanının AK Parti’ye taşıyacaktır. İşte bunun için hep birlikte çok çalışacağız. Bütün teşkilatımızın cadde cadde, sokak sokak çok çalışması gerekir. Ulaşılmadık tek bir kişi bile inşallah bırakmayacağız” dedi.

Yerel seçim çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Başbakan Erdoğan, haftasonu Sivas’tan yola çıkacaklarını kaydetti. Erdoğan, ilk meydan mitingini Sivas’ta yapacaklarını ifade etti. Sivas mitinginin ardından aynı gün Yozgat’a geçeklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Pazar günü de inşallah Afyonkarahisar ve Kütahya mitinglerimizi yapacağız. Bu hafta 4 ilimizi bu şekilde inşallah ziyaret ederek orada halkımızla kucaklaşacağız. Bu kirli darbe girişimini, bu ihanet girişimini ulaştığımız her bir kardeşimize anlatacağız. Meydanlarda anlatacağız, evlerde anlatacağız. Burada ana kademe, kadın kollarımız, gençlik kollarımız, yoğun bir şekilde çalışmaları lazım. Çok farklı bir şekilde çalışmaları lazım. İnşallah 30 Mart akşamı hep birlikte milletçe sevineceğiz” diye konuştu.

“CHP, MHP VE BDP BİR KEZ DAHA GENEL KURUL SALONUNU TERÖRİZE ETTİLER”

Başbakan Erdoğan, HSYK’nın yapısındaki değişiklikle ilgili açıklamalarda bulunarak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bakın geçtiğimiz TBMM’de Genel Kurulu’nda HSYK yasasının iyi niyetle ertelediğimiz maddelerinin oylaması yapıldı. Söylemiştim. Eğer iyi niyetimiz karşılığını bulmazsa biz konunu geçirmek zorundayız demiştik. CHP, MHP ve BDP bir kez daha Genel Kurul salonunu terörize ettiler. Ne oldu. Sonuçta çıka çıka 28 tane ret oyu çıktı. Arkadaş siz samimiyseniz, samimiyetinizi niye Meclis’te ortaya koymuyorsunuz. Ey CHP, ey MHP, ey BDP niye Meclis’te yoksunuz. 28 tane ret oyu. Yaptıkları şey ne şiddet, terörize etmek. Karşılığını da bulunca feryat ediyorlar. Malum medya ile beraber. Bunların ciddiyeti bu. Biz tabi bu yasaların parlamentodan geçmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Hele hele o akşam milletvekili arkadaşlarımın o dik duruşları, sabaha kadar orada verdikleri mücadele sebebiyle kendilerine şahsım, partim adına çok çok teşekkür ediyorum. Sağolsunlar var olsunlar. İşte mesele bu. Demokrasi mücadelesi böyle verilir arkadaşlar. Bu mücadeleyi sonuna kadar hep böyle sürdürmek durumundayız. Bu mücadeleyi böyle verelim bu millet hep bizim arkamızda olacaktır. Hiç endişeniz olmasın. CHP, MHP ve BDP tabanları işte burada da görüyorsunuz samimiyetsizliklerini ortaya koyuyorlar. Bir yandan yasaya karşıymış gibi yapıyorlar bir yandan Genel Kurul’u şiddetle teslim almaya çalışıyorlar. Ama diğer yandan sadece 28 ret oyu çıkıyor. Sonunda bu ret oyu eğer belli sayıyı aşmazsa zaten netice alamazsınız. Buranın başka çıkış yolu yok. Bunu başarman içinde buraya gelmen lazım. Ama buraya gelmeyip de başka yerlerde gezip dolaşıyorsan onu bilemeyiz. Ana muhalefetin, yavru muhalefetin genel başkanları çıkmışlar bu yasayı eleştiriyorlar. Neredesiniz siz. Gelin de önce grubunuzu parlamentoya getirin, parlamentoya…”

“CHP’Yİ DE MHP’Yİ DE PARALEL GÜÇLERİN OYUNCAĞI HALİNE GETİRDİLER”

“Ben grubuma inanıyorum ve güveniyorum. Ama sizin grubunuz nerede. Neden oylama sırasında orada bulunmadınız da grubunuzu oraya taşıyamadınız” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Silivri önünde bulunuyorsunuz. Türkiye’nin hakimlerine savcılarına en ağır hakaretleri yapan CHP’nin genel müdürüne soruyorum; daha iki ay öncesine kadar hukuk, hakim ve savcıları ayaklarının altına alıyordun. 17 Aralık’ta ne oldu da hukukun üstünlüğüne inanmaya başladın? 25 Aralık’ta hukukun üstünlüğüne inanmaya başladın. 17 Aralık paralel hukukunu kabul ediyorsun da şimdi verilen kararları neden hazmedemiyorsun? Bunlar inanın CHP’yi de MHP’yi de paralel güçlerin oyuncağı haline getirdiler. Her iki parti de tarihleri boyunca hiç böyle acınacak bir duruma düşmemişti. Bir kez daha CHP’ye, MHP’ye gönül vermiş kardeşlerime Allah sabır versin diye dua ediyorum. Son günlerde bu paralel yapı ve onun arkasına taktığı kesimler tarafından çözüm sürecide hedef alındı. Doğu ve Güneydoğuda silahların tekrar konuşması için kışkırtmalar yapılıyor. Diğer bölgelerde de hükümetin tavizler verdiği iftirasını işleyerek bu tarafı kışkırtmanın mücadelesini veriyorlar. Allah hamd olsun benim Türk kardeşlerimde Kürt kardeşlerimde bu kışkırtmalara gelmiyor bu alçakları zaten okumuyor, dinlemiyor. Bakın çatışmasız ortamda bakın bir yılı geride bıraktık. 30 yıldır devam eden acılı, çileli süreç son bir yıldır can almıyor, canlara kıymıyor. Hiçbir taviz vermedik. Hiçbir ilkemizden vazgeçmedik. Bir tek bile anayasa ve yasa maddesini çiğnemedik. Meşruiyetten bir nebze olsun ayrılmadık. Siyaseti devreye aldık ve meselenin siyaset zemininde demokrasiyle çözülmesi için samimi gayret sarf ettik. Sarf etmeye de devam ediyoruz. Oluşan bu kalıcı bahar havasından 77 milyonun tamamı da çok büyük bir memnuniyet içinde. Bu yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarında çok açık ve net görüyoruz. Türkiye genelinde olayı etnik unsurlar bazında da incelettik ve burada da hamd olsun güzel gelişmeler var. İnanın doğuda, güneydoğuda hayat değişti. Sokaklar, caddeler değişti. İklim, atmosfer tamamen değişti. Doğuda da, batıda da, kuzeyde de, güneyde de 77 milyon tebessüm etmeye, gülümsemeye umutlarını çoğaltmaya başladı.”

“SON ÇETEYLE MÜCADELE EDİYORUZ”

Erdoğan, “Bakın buradan birkez daha tekrar ediyorum; Türkiye’de demokratikleşmenin önündeki en büyük engel unutmayın 11 yıl öncesine gidin çeteler olmuştur. Mafyatik yapılanmalar olmuştur. Cuntalar olmuştur. Hükümetler kurmuşlardır, hükümetler indirmişlerdir. 11 yıl boyunca çetelerle mücadelemizde sağladığımız başarı oranında demokratik hamleler gerçekleştirdik. Şimdi artık son çeteyle mücadele ediyoruz. Bu çete de tarihe karıştığında, bu paralel yapı da çöktüğünde inanın demokrasinin önünde hiçbir engel kalmayacak” dedi.

“Ekonomiye saldırdılar güçlü ekonomiyi yıkamadılar. İstikrara saldırdılar, istikrarı bozamadılar. Demokrasiye saldırıyorlar hiç kuşkunuz olmasın demokrasiyi de yıpratamayacaklar. Tam tersine demokrasi buradan da güçlenerek çıkacak. Dik duracağız ama diklenmeyeceğiz” diyen Başbakan Erdoğan, “Emniyet içindeki kardeşlerim dik duracak. Yargı mensupları dik duracak. Siyaset dik durmaya devam edecek. Bu aziz millet zaten bunlarada geçit vermeyecek. Bakın arkadaşlar bir gazete MİT’in TIR’larına MİT mensuplarına yapılan saldırının görüntülerini yayınladı. TIR’ların sanki düşman TIR’larıymış gibi durduruyorlar. MİT mensuplarının aracını durduyor içindeki yüzbaşıyı, üsteğmeni darp ediyor, kelepçe takıyorlar. Meselenin ne kadar ciddi olduğunu, hangi boyutlara vardığını işte bu görüntüler tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor. Sadece AK Parti’li değil, CHP’li, MHP’li, BDP’li diğer tüm kardeşlerimin, vatandaşlarımın işte bu görüntülere bakıp bu manzara bakıp işin ciddiyetini görmelerini rica ediyorum. İnsan sorar ya. Kimin bunlar. Bu kimin jandarması. Saldıranlar kim… Yargı içindeki paralel yapı jandarmadaki uzantılarını da yanına alarak bu ülkenin MİT’e yasa dışı operasyon yapıyor. İşte bu süreç bu görüntülerden dolayı bir istiklal mücadelesi sürecidir. İnanın İstanbul işgal edildiği döneminin mütareke basının da dahi bu derece hıyanet sergilenmedi. Bu operasyon altını çizerek ifade ediyorum; düpedüz bir casusluk operasyonudur. Buradaki ayrıntılar ortaya çıktığında o operasyonda kimlerin yer aldığı, kimlerin kimlere talimat verdiği, ihbarda bulunduğu ortaya çıktığında milletin ihanetin derecesini daha net olarak görecek” ifadelerini kullandı.

“TSK’NIN İÇİNE DE SIZDILAR”

Paralel yapı ile ilgili sert açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, “Burada tabi şunu birbirinden ayırmamız lazım. Malum TSK’nın özerklikle o nezih yapısı farklı ama orayada bunlar bu sızmalarını ne yazık ki yapmış durumda. İşte onun için dik duracağız. Buradan aziz milletime de bur hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Biz 17 Aralık’tan itibaren ortaya atılan tüm iddialara tüm iftiralara tek tek cevap vereceğiz. Allah'a şükür verilemeyecek hiçbir hesabımız, cevabı olmayan hiçbir soru yok. Ancak aziz milletimin de, teşkilatımın da şunu bilmesini özellikle isterim. Bu hainlerin, bu paralel yapının Türkiye’de gündemi belirlemesine, gündemi esir almasına da izin vermeyin. Bu paralel yapı CHP’nin MHP’nin önüne yem atıyor. Onları besliyor ve onları kendi gündemlerinin esiri haline getiriyor. Ama AK Parti’yi böyle yapay gündemler esir alamaz. Hatırlayın değerli kardeşlerim Gezi olayları sırasında Vandallar sokakları ateşe verirken, yakarken, yıkarken Türkiye’nin her yerinde huzuru bozarken, inançlı kesime karşı alçakça hakaretler, saldırılar yaparken işte bu medya bir palalı militanın peşine takıldı. Günlerce manşetten bunu gördük. Hatırlıyorsunuz demi… Haftalar sonra kendi kurdukları tuzağa kendileri düştüler. O palanın bir CHP organizasyonu olduğun bizzat CHP’liler itiraf ettiler. Bugün de kendi kurdukları tuzaklara kendileri düşecekler. Göreceksiniz kendi attıkları manşetler dönecek, dolaşacak ve kendilerini vuracaktır. Eğer bu iftiraların bu ithamların peşine takılırsak ülkemize, milletimize hizmet götüremeyiz. Sadece iki hafta içinde Ankara’da, İstanbul’da metro hatlarını açtık. Hastane temelleri attık, hastaneleri hizmete açtık. 100 bin öğrenciye tablet bilgisayar dağıttık. Geçen Hafta Kazakistan’da bakanımız ve milletvekilleri arkadaşlarımızın da katıldığı bir törenle Türksat 4A uydumuzu başarıyla uzaya fırlattık” dedi.

“LAF VAR İFTİRA VAR”

Başbakan Erdoğan, tuzağa düşmeyeceklerini belirterek, “Bizim gündemimizde bunlar var. Peki bunların gündeminde ne var. Laf var iftira var Başka hiçbirşey bulamazsınız. Ama bunların çektiği tuzağa biz düşmeyeceğiz. Bunların manşetlerine aldırıp gündem değiştirmeyeceğiz. Bunların değil milletimizin istikametine ram olacak o istikamette biz yürümeye devam edeceğiz. Süreç bizim haklılığımız ortaya koyacak. Vakti zamanı geldiğinde her hadise aydınlanacak. Milletimizin feraseti her meseleye aydınlatacak, her meselede unutmayın şaşmaz terazi olacak. Yarın inşallah ankara’da 30 mart için hazırladığımız seçim beyannamesini, seçim malzemelerini, hazırladığımız sloganları, şarkıları hep birlikte inşallah Ankara Arena’da sizlerle paylaşacağız. Önemli bir tanıtım toplantısı yapacağız. Adaylarımızı belirleme sürecimiz tamamlandı. Belediye Meclis listelerini biliyorsunuz artık bugün son gün teslimatı yapılıyor. Meclis çalışmalarımız önümüzdeki hafta sonuna kadar devam edecek. Daha sonra bütün enerjimizi sahaya yoğunlaştırıcağız. Tekrar ediyorum kendi gündemimizle ve milletin gerçek gündemiyle sahalarda olacağız. Açılışlar yapacağız, yaptıklarımızı anlatacağız, yapacaklarımızı milletimizle paylaşacağız. Yıkım ekibi arkadan koru halinde istediği iftirayı atsın, isteği çamuru atsın, biz sadece Türkiye’nin ve aziz milletimizin gündemiyle meşgul olacağız” şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a konuşmalarının ardından 2. ve 3. Lig takımlarının kulüp başkanlarından oluşan bir heyet çiçek takdim etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız