SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Türban Çıkışı ve Sert Yanıt

A- A+ PAYLAŞ

Yargıtay Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada türban serbestisinin anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğu belirtildi.

'TÜRBAN LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI'

Yargıtay Başsavcılığı'ndan yapılan 5 sayfalık yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ifade edilirken, laiklik ilkesinin temel ilkelerinden biri olduğu vurgulanıyor. Açıklamada, ''Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesini ilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur. Yasama ve yürütme yargı kararlarına uymak zorunda. AIHM kararına göre türban yasağı zorunlu tedbirdir. Gerek iç hukuk, gerekse uluslararası hukuk boyutuyla değerlendirildiğinde türbanın koruma görmediği ve laiklik ilkesiyle bağdaşmadığı görülmektedir. Siyasilerin beyanları politik çıkara dayanmakta'' denildi.

Açıklamada, son günlerde görsel ve yazılı yayın organlarında kamu kuruluşlarından sayılan yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin dinsel inançları nedeniyle türban takmak suretiyle öğrenim görmelerinin sağlanması için Anayasa veya yasa değişikliği yapılması gerektiği, bu amaçla kıyafet serbestisi tanınmamasının eğitim ve öğretim özgürlüğüne ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu yönünde yer alan haber, yorum ve siyasi kişilerin beyanları ile ilgili olarak bazı hususların açıklanmasında yarar görüldüğü ifade edildi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi partilerin eylemlerini, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olup olmadığı yönünden soruşturmakla görevli ve yetkili olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Anayasanın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı, hukuk devletinin temel ilkelerindendir.

Anayasanın 11. maddesinde Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olarak tanımlanması ve yasaların Anayasaya aykırı olamayacağının vurgulanması, 153. maddesinin son fıkrasında Anayasa Mahkemesinin kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağının öngörülmesi, 138. maddesinin son fıkrasında ise yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğunun, bu organlar ile idarenin, mahkeme kararlarını değiştiremeyeceğinin ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceğinin açıkça hükme bağlanması hukuk devleti ilkesinin gereği ve sonucudur.

Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesini ilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur.”

Ak Parti'DEN SERT YANIT

Ak Parti TBMM Grup Başkanlığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasının “Parlamenter demokratik rejime açık bir müdahale niteliğinde” olduğu ifade edildi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

''Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyasi parti grupları arasında temas ve görüşmeler sürerken aynı konuda ve eş zamanlı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüşmelerin içeriğini hedef alan ve kuvvetler ayrılığını yok sayan 20.10.2010 tarih ve 23 sayılı yazılı açıklaması parlamenter demokratik rejime açık bir müdahale niteliğindedir.

Bir demokratik toplumda kişilerin, kurumların veya toplumsal grupların siyaset müessesinden hak ve özgürlük talebinde bulunmaları, bu taleplerin toplumun her kesiminde tartışmaya açılması ve siyaset kurumunun gündeminde yer alması demokratik bir hukuk devleti anlayışının gereğidir. Bu taleplere olumlu veya olumsuz cevap verecek ve kural koyacak olan kurum, yasama yetkisini elinde bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

Yargı yetkisini kullananların görevi kanun koymak değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen yasaları uygulamaktır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı önleyici bir yargısal yetkiye sahip değildir.

Yüksek Yargı’da güçlü pozisyonlara aday konumunda bulunanların kendilerine destek sağlamak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ve siyaset kurumunu hedef alan açıklamalar yapmaları kabul edilemez.

Hiçbir kişi, organ veya makam Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne emir ve talimat veremez.''

YÖK BAŞKANI: ARTIK KONUŞMAYACAĞIZ

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açıklamalarıyla ilgili “Olabilir. Artık biz bu konuda konuşmayacağız” dedi.

Başörtüsü uygulaması konusunda bu sabah açıklama yaptığını anımsatan Özcan, “Siyasiler de uğraşıyorlar, artık bizlik bir şey kalmadı. Biz bu konuda konuşmayacağız” dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız