SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Türkiye 11 Yıldır Eziyet Altında"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:27:01
A- A+ PAYLAŞ

 Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve hükümetinin Suriye politikası, Esad hasımlığıyla perçinlenmiştir" dedi. 

Milliyetçi Hareket Partisi Grup Toplantısı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlendi. Bahçeli, partililere hitaben Hicri yılbaşına girme ve Muharrem ayına kavuştuklarını hatırlatarak, Muharrem ayında unutulmayacak acıların, hüzünlerin yaşandığını söyledi.

İslam âleminin bu elem ve keder verici olaylardan gerekli ders ve sonucu maalesef henüz alamadığını anlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Hâla Yezitler, Nemrutlar, Firavunlar ve destekçileri her taraftadır. Hâla yeni Kerbelalar yaşanmakta, aklın ve insafın almayacağı kanlı hadiseler görülmektedir. Yüce dinimizi cinayetlerine alet edenler ısrarla iş başındadır."

Türkiye'nin hem iç hem de dıştan tazyik ve taciz altında olduğunu belirten Bahçeli, komşu coğrafyalarda yaşanan belirsizliklerin ihraç edilmesinin ve Türkiye'nin içine bulaşmasının belirginlik kazandığını vurgulayarak şunları söyledi: "Başbakan Erdoğan ve hükümeti, yanı başımızda cereyan eden olaylara milli çıkarlarımızla bağdaşmayan tepki ve refleks göstermektedir. Hükümet, Suriye politikasını tamamen Esad karşıtlığına bağlamış, Esad hasımlığıyla perçinlenmiştir. Başbakan’ın mantık ve anlayışına göre; Esad kötü ama insan eti yiyen yamyamlar masum. Esad katildir, ama kafa kesen canavarlar, terör estiren vandallar mağdurdur." 

Başbakan Erdoğan'ın iki cinayet makinesinden birisine taraf olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümetin Suriye politikası milli gerçeklerden, milli hedeflerden ve jeo-politik çevrelerden bütünüyle soyutlanmış ve kopmuştur. Kabul ediyoruz ki, Suriye'de perişanlık ve acımasızlık diz boyunduruğu. Tüm taraflar silaha ve bombaya sırtını dayamış, öldürmeye ve yok etmeye programlanmıştır. İnsanlık Suriye topraklarının dışına sürülmüş, sağduyu, akıl ve temenni çoktan kaybolmuştur." 

Bahçeli, Suriyeli mültecilerin Türkiye'ye yığılmasının sosyal, siyasal, ekonomik sorunlara yol açtığını belirterek, Suriyeli sığınmacıların sınır ilçe ve kasabalar başta olmak üzere millete ilave külfetlere yol açtığını kaydetti. Bahçeli, bu çerçevede suç ve suçlu sayısının arttığını anlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Asayişsizlik vakalarında gözle görülür bir yükselme görülmektedir. Başbakan ve hükümeti, muhaliflere ve mültecilere millet kesesinden bol bol harcama yapmaktadır."

Bahçeli, El Kaide, El Nusra, PYD ve diğer muhalif unsurların sırf Esad düşmanlığından dolayı 'besiye çekilmesinin', ihtiyaçlarının giderilmesinin kabul edilebilir olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Başbakan Erdoğan Suriye'ye bakışını geçen hafta sonunda, partisinin 21. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda bir kez daha ortaya koymuştur. 'Bitaraf olan bertaraf olur' diyerek sanal bahanelere sığınan, boş avunmalardan medet uman Başbakan, taraf tuttuğunu, kim ya da kimlerin çıkarına pozisyon aldığını tüm yönleriyle ispatlamıştır. Başbakan Erdoğan kendi halkını bombalayan, kendi insanını öldüren Esad’ın karşısında, sınırlarımızın hemen öbür tarafını mesken tutan insanlık müsveddesi cellatların, kiralık tetikçilerin tarafındadır."

Başbakan’ın Türkmenleri görmediğini anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkmen kardeşlerimiz ardı ardına canı alınırken, Türkmen kentleri yağmalanıp yıkılıp peş peşe bombalanırken taraf olmak hiç hatırına gelmemiştir. Nedense Başbakan, söz konusu Türkiye ve Türk milleti olunca tarafsız kalmayı benimsemiş, bunu da alışkanlık edinmiştir. Türkiye’yi iki ölüm kutbundan birisine mecbur bırakan, iç sosyal ve siyasi dengemizi hiç hesaba katmadan terör gruplarının ardı sıra giden Başbakan büyük bir hatanın içindedir. Şunu da biliyoruz ki, Başbakan Erdoğan her zaman tarafını belli etmiş, bitaraf kalmamıştır. Türk milletini 36 etnik parçaya ayırmaya teşebbüs ederken bölücülerin tarafındadır. İmralı canisiyle pazarlık yaparken PKK’nın yolundadır. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da BOP’un hizasındadır. Trablus’ta NATO’nun, Roma’da Katolik Kilisesi’nin, Madrid’de Medeniyetler İttifakı’nın yanındadır.”

İLGİNÇ SORULAR

Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a yönelik konuşmasında şu sorulara cevap verilmesini istedi: “Bağdat’ta, Kerkük’te, Musul’da, Telafer’de, Kabil’de, Beyrut’ta, Mogadişu’da, Sana’da, Nairobi’de yerden ve gökten acaba yağan nedir ve bunun müsebbipleri kimlerdir? Irak ve Afganistan’da; kadınlara, yaşlılara, gençlere, körpe yavrulara, Türk ve İslam’ın her tarafına namlu çevirip ölüm kusanlardan hiç mi malumatın olmadı? Bunlarla hiç mi karşılaşmadın? Devri iktidar yıllarında bir kere de olsa, Eşbaşkanlık görevini aldığın çevrelere; durun, yapmayın diyerek önlerine geçmek, kendini feda etmek hiç mi aklının ucuna gelmedi? Bunun da ötesinde, yıllarca Kato’da, Tendürek’te, Cudi’de, Hakkâri’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Bingöl ve hatta Ankara’da, İstanbul’da ölüm yağdıranlar, insanımızı, çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı, Mehmetçiklerimizi, polislerimizi şehit edenler kimlerdir? Başbakan Erdoğan Şam’daki Yezid’ten önce, İmralı’daki, Kandil’deki Yezid’lere bakmalı, bunlara kafayı takmalıdır. Sayın Başbakan, bugün Yezid diye mimlediklerine geçmişte kardeşim diyordun; dün ise, 'döktükleri kanda boğulacaklar' dediklerinle bugün çözüm ve barış konuşuyorsun.”

Bahçeli, AK Parti hükümetleri dönemlerinin tam bir hezimet olduğu iddiasında bulunarak şunları söyledi: “Türkiye 11 yıldır kriz, kargaşa, kaos, korku, kutuplaşma, kavga ve karanlıkla boğuşmaktadır. Türkiye 11 yıldır mahcubiyet, mağduriyet ve mahkûmiyet yaşamaktadır. Türkiye 11 yıldır eziyet ve baskı altındadır. Yoksulluk, yolsuzluk, yasak ve yozlaşma kaygı verici şekilde yükselmiş, yayılmış ve yoğunlaşmıştır. İşsizlik giderek fazlalaşmış, gelir dağılımı adaleti felç olmuş, iç ve dış borçlar fırlamış, cari açık ekonominin kâbusu haline gelmiştir.”

AK Parti iktidarında manevi değerlerin hiçe sayıldığını öne süren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aşınmış ve ufalanmıştır. Toplumsal ahlak, sosyal barış, siyasi seviye, ekonomik refah hasar almıştır. Dışarıda teslimiyet, içeride acziyet kurumsallaşmıştır. Devlet ve millet hayatı kuşatılmış ve saldırıya uğramıştır. Asayişsizlik egemen olmuş, imtiyazlı çevreler terfi almış, yandaşlar malı götürmüştür.” 

Başbakan Erdoğan’ın dünyayı kurtaran adam olmaya talip olduğunu söyleyerek, “Bol ve kabarık harcırahlı seyahatlerle fellik fellik dolaşmış, Türkiye’yi pazarlamaya soyunmuş, pazarlamada, pazarlıkçılıkta statü atlamış, kıdem almıştır" diyen Bahçeli, "PKK’yla pazarlıklarda ne denli beceri sahibi olduğunu bu sayede kanıtlamıştır. Başbakan Erdoğan’ın çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemleri Türkiye için yıkım ve çözülmenin ara durakları olmuştur” ifadelerini kullandı.

Türkiyelilik zırvasını sahiplenen ve Türk kimliğini kazımaya kalkan birisinin bu ülkede Başbakan olduğunu anlatan Bahçeli, şunları kaydetti: “Ateşle sorun çözülmez, katı defans dağa çıkarır, silahlar sussun fikirler konuşsun” sözleriyle PKK’ya göz kırpan ve müzakere masasına davet eden birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. Büyük Ortadoğu Projesi'ne hizmetkâr olmakla övünen, Haçlı Seferlerini öven, Hıristiyanlar ve Museviler öyle istiyor diye İmar Kanunlarından cami ibaresini çıkaran, yol için cami yıkmayı kafaya koyan birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. Milliyetçi ülkücü harekete, ırkçı, kafatasçı, morg bekçileri, Fatiha bilmeyenler diye saldıran birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. Şehide kelle katile sayın diyen, vatan görevini yapan Mehmetçikleri küçümseyip 'askerlik yan gelip yatma yeri değildir' sözlerini kullanan birisi bu ülkede Başbakan olmuştur.”

Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın çiftçiye sataştığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Habur’da terörist karşılama törenleri düzenleyen, süreç ihaneti çerçevesinde PKK’lıların sözde sınır ötesine çıkmalarını sessizce izleyen, terörle müzakere edip, Türk askeriyle mücadele eden birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. İmralı canisine itibar kazandırıp, Diyarbakır’da bayrağı indirenleri alkışlayan birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. 'Bizim fetretimiz milletimizin fetretidir' diyerek, demokratik nezakete ket vuran, milli iradeye ipotek koyan, diktatörlerin izinden giden birisi bu ülkede Başbakan olmuştur. Türklüğe kin duyan, Türk milletini inkar eden, adımızı ve Andımız'ı yok sayan birisi ne yazık ki bu ülkede Başbakanlık koltuğuna kurulmuştur.”

Bahçeli, sözüm ona AKP'nin sınırları aşan bir Dünya Partisi haline geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Doğrudur, küresel cinayet projelerine mihmandarlık ve Eşbaşkanlık; Dünya Partisi olmaktan, daha doğru bir deyimle kıtalar arası işbirlikçilikten geçmektedir. Gerçek şudur ki, Başbakan Erdoğan’ın Türk milletinin partisi olmadan sınır ötesine gözünü dikmesi, küresel platformda iddialarda bulunması tam bir akıl tutulması ve mantık garabetidir. Şu bir gerçektir ki; AKP konjonktürel, gelip geçici, kökü ve kimliği olmayan, derleme ve toplama bir siyaset kümesidir. Bunun yanında; menfaat birlikteliği, ikbal müşterekliği, nefsi ve dünyevi arzuların merkez üssü ve nirengi noktasıdır. Bunca iktidar yıllarına rağmen AKP’nin kalıcılığı yoktur.” 

AKP KREDİYİ TÜKETTİ

AKP’nin yorgun ve bitkin olduğu görüşünü savunan Bahçeli, şunları söyledi: “Dermanı, hevesi ve heyecanı uzun süre önce bitmiştir. İktidar partisi yıpranmış, modası geçmiş, krediyi tüketmiştir. AKP kendisini tekrara başlamış, ezberlerden fayda ummuş, yalan ve uydurmalara saplanmıştır. Bu da ister istemez AKP içindeki sancıları, kafa karışıklıklarını ve anlaşmazlıkları gün yüzüne çıkarmaktadır. Başbakan’ın Kızılcahamam’daki konuşması aslında kendi parti içindeki kaynamaların, kaymaların ve rahatsızlıkların işaretlerini vermektedir. Görünen odur ki, Başbakan’ı korku almıştır. Başbakan’ı endişe sarmıştır. Kendisi ve hükümeti için geri sayım başlamış, çözülme emareleri çoğalmıştır. 11 yıllık sanal başarı hikâyesine artık kimse inanmamaktadır. Dünya partisi olduk diyen Başbakan’ın, Kandil ve İmralı’nın temsilciliğine soyunması, yaygınlaşan meselelerin üstesinden gelemeyişi duyarlı, milli hassasiyetleri olan AKP’ye oy vermiş kardeşlerimde şikâyete ve kırgınlıklara neden olmaktadır.”

Bahçeli, Türkiye'nin dokuz bölgesinde, ‘Milli Değerleri Koru ve Yaşat’ adı altında planladıkları açık hava toplantılarının dokuzuncusunu gelecek Cumartesi günü Ankara Tandoğan Meydanı’nda ‘Türkiye’ temasıyla gerçekleştireceklerini söyledi.

Bahçeli, konuşmasından sonra EKO-ÇED Gençlik Kolları Başkanı Aybars Barshan'a plaket verdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız