SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Türkiye'de 648 Bin Taneler"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:12:41
A- A+ PAYLAŞ

Üstün Zekalılar Eğitim Merkezi (ÜST-ZEM) Kurucusu Mehpare Kınık Ustomar, “Her yıl yüzlerce üstün zekalı çocuk doğru değerlendirilemediği ve yönlendirilemediği için tembel ve yeteneksiz damgası yiyebiliyor. Bu yüzden neredeyse tamamı eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalıyor” uyarısında bulundu. 

Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) ve ÜST-ZEM işbirliği ile düzenlenen “Üstün Potansiyelli Çocuklar Okulu” ile üstün zekalı çocukların yetenekleri gün yüzüne çıkacak. Genetik, kozmoloji, doğa bilimi gibi derslerle ilk kez tanışacak olan çocuklar gelecekte hem İzmir’e hem de ülkeye büyük katkı sağlayacaklar.

“BU ÇOCUKLAR TÜRKİYE’NİN BÜYÜK DEĞERLERİ”

Okulda uyum sorunu yaşayan üstün zekalı oğlundan yola çıkarak 2001 yılında Üstün Zekalılar Eğitim Merkezi’ni (ÜST-ZEM) İstanbul’da kuran Mehpare Kınık Ustomar, üstün zekalı çocukları Türkiye’nin büyük değerleri olarak nitelendirdi. ÜST-ZEM’de verilen eğitimle 12 yılda 3 binden fazla çocuğu toplumla uyumlu hale getirdiklerini söyleyen Ustomar, Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 648 bin üstün zekalı ilköğretim ve lise düzeyinde öğrenci olduğunu belirtti. Ustomar, IQ’su 200’ü geçen üstün zekalı veya üstün potansiyelli çocukların hem ailelerin hem de eğitmenlerin yanlış yaklaşımları sonucu okullarda büyük sıkıntı yaşadığına dikkat çekti.

Ustomar, Yaşar Üniversitesi’nde 5-14 yaş grubu için 8 ayda gerçekleştirilecek eğitimler hakkında şu bilgileri verdi: “Ülkemizde her yıl yüzlerce üstün zekalı çocuk bir okula kabul edilse bile arkadaşları, ebeveynler yahut eğitmenler tarafından anormal, yaramaz, dikkatsiz, inatçı gibi tanımlamalarla yaftalanıyor. Ancak, farkında olmadığımız için farklılıklarını ‘farklı’ algıladığımız bu çocuklar aslında Türkiye’nin parlak geleceğini temsil ediyor. Bu yüzden en başta fark edilmeleri ve doğru anlaşılmaları şart. Eğitmenler şunu unutmamalıdır ki her şeyi olduğu gibi tekrar eden değil yaratıcı ve sorgulayan bir çocuğun potansiyeli yüksektir. Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi işbirliği ile İzmir’de gerçekleştirmeye başladığımız sıra dışı eğitim programlarıyla bu çocukların en başta fark edilmelerini amaçlıyoruz. Okulumuzun programı üstün zekalı çocukların seviyelerine uygun olarak hazırlanmıştır ve matematik, genetik, sinema-TV, web tasarımı, kozmoloji, doğa bilimi, yabancı dil gibi farklı dersler içermektedir."

ÇOCUĞUNUZUN ÜSTÜN ZEKALI OLDUĞUNU NASIL ANLAYABİLİRSİNİZ

Hızlı öğrenip kolay hatırlar, hafızası çok güçlüdür. Adalet duyguları gelişmiştir. Yaşıtlarına göre olgun davranır. Geniş bir kelime hazinesi vardır. Sizi şaşırtan cümleler kurabilir. Normal çocuklardan farklı alanlara ilgi duyabilir. Uzay, böcekler, arabalar gibi. Bir problemi çözmek hoşuna gider. Kendinden büyük oyun arkadaşları ile oynamayı tercih eder. Çevreye ve yaşananlara karşı çok duyarlı davranır. Normalden az uyur. Entelektüel konulara meraklıdır. Ülke gündemi ile ilgili soru sorabilir. Bulmacalar, sayılar, labirentler hoşuna gider. Hayvanlara karşı merhametli davranır. Çok fazla enerjiye sahiptir. Bu enerji hiperaktivite bozukluğu ile karıştırılabilir! Soru sorma konusunda uzmandır. Ona herkes küçük profesör olarak bakar. Müzik, sanat, drama ve dansta yeteneklerini sergileyebilir. Espri, mizah yeteneği gelişmiş olabilir. Doğadan topladığı taşlar, böcekler gibi şeylerin koleksiyonunu yapabilir, biriktirebilir. Belgesel seyretmeyi çok sever. Var olmayla ilgili, yaratılışla ilgili sorular sorabilir.

JOHN NASH KİMDİR?

Hayatı “Akıl Oyunları” filmine konu olan ABD’li dahi matematikçidir. Genç yaşta geliştirdiği kuramlarla matematik dünyasının bir numaralı ismi haline geldi. John Nash, 1994 yılında Nobel ödülünün sahibi oldu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız