SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Türkiye'de Futbol Kepazeliktir !"

A- A+ PAYLAŞ

Hakem Selçuk Dereli,Denizlispor-Fenerbahçe maçını tatil etseydi ne olurdu ? Dereli'nin böyle bir yetkisi varmıydı ? Futbol yorumcusu Ahmet Çakar, çok ağır konuştu !

Denizlispor-Fenerbahçe maçı sadece onları ilgilendirmiyordu. Denizli'den gelecek sonuç Galatasaray'ı şampiyonluk, Gaziantepspor, Malatyaspor ve Ankaraspor'u ise küme düşmeme açısından çok ama çok yakından ilgilendiriyordu.

Hafta içi Futbol Federasyonu karar verdi: Maçlar hem aynı saatte başlayacak hem de maçın gidişatını ve bitiş saatini geciktirecek her türlü girişim ve manipülasyon sert bir şekilde engellenecekti.

Ama öyle olmadı. Denizlispor seyircisi sahaya maçın hemen her bölümünde defalarca konfeti atarak oyunun durmasını ve dolayısıyla da maçın bitiş düdüğünün Türkiye Ligi'ndeki tüm maçlar bittikten 16 dakika sonra gelmesini sağladı. Bunun adı emeğe saygısızlıktır. Bunun adı çıkar sağlamak için organize eylemdir. Bunun adı Türkiye'de futboldaki barış ve huzuru sabote etmektir. Hiç kimse "Ne var yani! Aynı konfetiler, hatta taşlar, sopalar ve koltuklar diğer şehirlerde atılmıyor mu?" demesin. Onlarda öfke ve öfkenin getirdiği reaksiyon vardı. Oysa ki, Denizli'deki konfetiler sırf maçı uzatmak, bitiş düdüğünü geciktirmek ve haksız avantaj sağlamak içindi. Maalesef hakem Selçuk Dereli de bütün bu tezgahlara alet oldu. Oysa ki, sezon başında MHK tüm hakemlere gönderdiği tebligatta böylesine durumlarda hakemlerin nasıl davranmaları gerektiğini açık bir talimat olarak vermişti: İlkinde temizletip maçı devam ettireceksin. Olay tekrar ederse gözlemci ve temsilciler vasıtasıyla yetkililere maçı tatil edeceğini bildireceksin. Ve konfetiler yine devam ederse maçı tatil edeceksin.

VERiLECEK CEZA ÇOK AÇIK

Bunları ben söylemiyorum. Bunlar benim yorumum değil. Yukarıda belirttiğimiz prosedür bu ülkenin Futbol Federasyonu'nun hakemlere verdiği talimattır. Böyle bir tatil olayında Disiplin Kurulu'nun vereceği ceza çok açık. Konfetiden dolayı maç tatil edilirse maçın oynamamasına yol açan seyirci ve onun takımı hangisiyse hükmen mağlup olur. Dedik ya, koskoca FIFA hakemi maçın 16 dakika geç bitmesine yol açan çocukların bile rahatlıkla çözebileceği böylesine antisportif bir girişime alet oldu. Bunu bir UEFA ya da FIFA maçında yapsaydı, Selçuk Dereli'yi UEFA ve FIFA bitirirdi. Ama burası Türkiye. Yapılan yapanın yanına kar kalıyor.

Şimdi şeytanın avukatlığını yapalım. Gaziantep, Malatyaspor'u yenmiş. Dolayısıyla Denizlispor Fenerbahçe'ye 500-0 da yenilse kümede kalması garanti. Ve maç 1-1 sürerken son dakikalarda Denizlispor kalecisi Souleymanou bacak arasından gol yedi. Ya da Denizlisporlu Kratochvil kendi kalesine gol attı. Türkiye'de hiç kimse bunların basit sportif hatalar olduğuna inanmayacaktı. Sahadan hem Fenerbahçe şampiyon hem de Denizlispor kümede kalmış şekilde ayrılacaklardı. Malatyaspor kan ağlayacak ama derdini anlatacak bir tek Marko Paşa'yı bulacaktı.

Galatasaray camiası ise isyan edecek, "Tezgah bizim şampiyonluğumuzu aldı" diyecekti. Belki geride bıraktığımız günlerde bu olay bazı insanların ölümüne neden olacaktı. Ali Sami Yen'deki gözyaşları sel olacak, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu hem şaibeli hem kepazece olarak futbol var oldukça anılacaktı. Bütün bunların sebebi böylesine tezgahlara yol veren, geçmişte böylesine tezgahları hiçbir zaman sert bir şekilde cezalandırmamış sistemdir.
Yine it ürüyecek, kervan yürüyecek. Belki Denizlispor birkaç maç ceza alacak. Ama her şey eskisi gibi devam edecek. Yazıklar olsun böyle futbola! Yazıklar olsun böyle spor anlayışına! Hani spor barış, dostluk ve kardeşlikti.

Ülkemizde spor ancak tezgah, dalavere ve kepazeliktir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız