SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Türkiye'de Yeni Tehdit Bonzai

0
Güncellendi - 2015-12-27 23:02:27
Türkiye'de Yeni Tehdit Bonzai
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye’de bonzai kullanımının son yıllarda küçük yaşlara kadar düşmesi tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.

Uyuşturucu ekimi, üretimi, kaçakçılığı ve kullanımının büyük sorun olmaya devam ettiği dünyada artan fiyatlar, küçük eroin organizasyonlarını daha karlı olduğunu düşündükleri çeşitli uyuşturucu maddelerine yönlendirdi. 2010 ve 2011 yıllarında küçük miktarlarda internet üzerinden ülkemize getirilen bonzai, merdiven altı diye tabir edilen yerlerde yavşan otu, kimyasal madde ve tarımsal ilaçların karışımından elde edilerek üretilmeye başlandı. Türkiye’de kullanımın 8 yaşına kadar düştüğü gözlendiğinde tehlikenin boyutu oldukça büyük.

“BONZAİ İÇTİĞİM ZAMAN OTOBÜSTE İNDİĞİMDE KİLİTLENDİM SANKİ ROBOTLAŞTIM”

35 yaşındaki Y.M, 3 ay önce bonzai ile arkadaşının ikramı ile tanıştı. İHA muhabirine yaşadığı süreci anlatan Y.M, bazı sıkıntılarından dolayı bonzainin kendisini cezbettirdiğini ve sıkıntılardan arındırdığını belirterek, şunları aktardı:

“Bonzai’ye 3 ay önce bir arkadaşımın sunumu ile başladım. İlk zamanlar bonzai içtiğim zaman sıkıntılarımdan arınıyor ve kendimi tamimiyle yalnız hissediyor, hiçbir şeyi umursamıyordum. Sıkıntılardan dolayı beni cezbedip kendine sürükledi. Bulunması çok basit olduğu için içine sürüklenmem daha kolay oldu. Aradan bir ay geçtikten sonra günde bir iki tane içerken bunu 10 dakikaya düşürmeye başladım. Çevremdeki insanların sağlığıma zarar verdiğini söylediklerinde anladım ama ilk zamanlar bunu umursamadım. Bonzai içtiğim zaman otobüste indiğimde kilitlendim sanki robotlaştım. Sağıma soluma dönüp insanlardan yardım istemedim. Bundan sonra çok kötü bir uyuşturucu madde olduğunu artık bunu bırakmam, arınmam gerektiğini düşündürdü.”

“5 LİRADAN 100 LİRAYA PAKETLENMİŞ UYUŞTURUCU PAKETLERİ VAR”

Türkiye’de bonzai bulmanın çok basit olduğunu ifade eden Y.M, şöyle devam etti:

“Mahallelerin belirli yerlerinde konuşlanmış, gidildiği zaman çok rahat şekilde temin edebiliyorsunuz. 5 liradan 100 liraya paketlenmiş uyuşturucu paketleri var. 5 lirayı bulmak günümüzde çok bir şey olmadığı için bonzai almak kolay oluyor. 8 yaşındaki bir çocuk bile bu yüzden gidip rahatlıkla alıp içebiliyor.”

“BONZAİYİ, TOPLUM ARASINDA İÇEBİLİYORSUN, KİMSE BUNUN FARKINA VARMIYOR”

Bonzai kullanım sonrası vücudu uyuşturduğunu söyleyen Y.M, “Kalbin çok hızlı atmasına neden oluyor. Siz de kendinizi tamamıyla saldığınız zaman ölümlerle sonuçlanabiliyor. Bonzai, sigara ucuna ufak bir parça konularak içiliyor. Yolda yürürken, toplum arasında içebiliyorsun, kimse bunun farkına varmıyor. Bu yüzden daha çok yaygınlaştı” diye konuştu.

Y.M, şöyle devam etti:

“Bağımlılık süresi yok. İnsanın boşluk anındaki bir içim ondan sonraki süreçte bağımlılığı tetikliyor. Diğer uyuşturucu maddeler gibi vücutta ani krizler yaşatmıyor ama insanları fark etmeden aşırı bir sinirlilik, bir anda ne yaptığının farkına varamama, aradan beş dakika geçtikten sonra yaptıklarınızın bilincine varıyorsunuz.”

Ailesinin bonzaiden kurtulması için tam destek verdiğini ve UBAM sayesinde hiçbir kalıntının kalmadığını belirten Y.M, şunları söyledi:

“Ailem ilk zamanlar bilmiyorlardı benim kullandığımı. Öğrendikleri zaman çok şaşırdılar. Hiçbir zaman beni dışlayıcı bir davranışta bulunmadılar. Beni tekrar kazanmak için bana destek olup kendilerinin araştırmaları sonucu, ilaçlı tedaviye sokmak istemedikleri için Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu (UBAM)’ı buldular. Burada ilaçsız rehabilite olunabileceğini söylediler. Yaklaşık 2 aydır buradayım ve geldiğim an ile şimdiki arasında bonzai ve uyuşturucunun hiçbir kalıntısını kendimde hissetmiyorum. Beynime olan baskılar artık yok ve onları kullanacak bir durumu artık hissetmiyorum.”

“BONZAİ KULLANIMIN SONU 5 YIL SONRA ÖLÜMDÜR”

Bonzai kullanımının 5’inci yılında ölümle sonuçlanacağını ifade eden Y.M, şunları kaydetti:

“Kardeşlerime buradan seslenmek istiyorum. Bu tamamıyla ölümcül bir illettir. Bunun bir rehabilitasyon süreci var. Bırakmaya karar verip bundan kurtulabilirler. Bunun sonu kesinlikle 5 yıl sonra ölümdür. Bir bonzai’yi bir insan 5 seneden fazla içemiyor. Bonzai zaman içerisinde yetmediği zaman diğer uyuşturucu maddelere de sürükleyecektir.”

18 yaşında olan M.Y, uyuşturucuya 13 yaşında başladı. 5 yıl boyunca uyuşturucu maddelerin her çeşidini kullanan M.Y, “İlk arkadaşlarımın ikramı ile esrarla tanıştım. Sonra alkol, esrar daha sonra extacy hap ve bunların bana yetmemesi sonucunda eroin kullanmaya başladım. Bunlar zaten bir hakla halindedir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DEKİ BİRÇOK HIRSIZLIK VE GASP, UYUŞTURUCU TEMİN ETMEK İÇİNDİR”

Uyuşturucu kullanmasıyla birlikte hayatında birçok değişikli olduğunu, Türkiye’deki hırsızlık ve gasp olaylarına neden olduğunu ifade eden M.Y, şunları söyledi:

“Kullandığım zaman kalbimi katılaştırıyordu. Sağlıklı düşünemiyordum. Yaşadıklarımdan, hayattan koparıp alıyordu. İlk başlarda bunlar oluyor güzel hoş gidiyor ama bağımlı olduktan sonra iş işten geçmiş oluyor. İlk başlarda iki paket, iki hafta sonra üç paket, dört hafta sonra beş paket daha sonra grama kadar gidiyor. Bundan sonra maddi sıkıntılar başlıyor. Para bulamıyorsun ve hırsızlık yapıyorsun. Türkiye’deki birçok hırsızlık, gasp sebebi uyuşturucu temin etmek içindir. Türkiye’de marketten bir sigara almak kadar kolaylaştı.”

“YERİ GELİYOR EVİNDEN BİR ŞEY ÇALIP GÖTÜRÜP SATIYORSUN”

Uyuşturucu madde kullandığı zaman ailesi ile kavga ettiklerini söyleyen M.Y, şunları aktardı:

“Ailem uyuşturucu kullandığımı ben söyleyesiye kadar bilmiyordu. Krizlerimden dolayı şüpheleniyorlardı ama ben belli etmemeye çalışıyordum. Ev ile alakam olmuyordu, yeri geliyor gitmiyordum. Kafama göre hareket ediyordum. Durduk yere ailem ile kavgalar başlıyordu. Sinir krizleri geçiriyordum. Tavırlarım, hareketlerim değişiyordu. Yeri geliyor evinden bir şey çalıp götürüp satıyorsun. Yeri geliyor gasp yapıyorsun. Bir şekilde uyuşturucuyu tedarik ediyorsun.”

“SİZ ÇOCUĞUNUZU KARŞINIZA ALIP ALKOL İÇERSENİZ, İKİ GÜN SONRA ÇOCUKLA UYUŞTURUCU İÇMEYE MAHKÛM OLURSUNUZ”

M.Y, şöyle devam etti:

“Ailelere tek diyeceğim çocuğunuza arkadaş olmayın. Siz çocuğunuzu karşınıza alıp alkol içerseniz, iki gün sonra çocukla uyuşturucu içmeye mahkûm olursunuz.”

Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları ve Alkolizmle Mücadele Federasyonu (UBAM) Başkanı Dila Tezemir, bonzai’nin yavşan otu, tarım ilacı, kimyasal maddelerden oluştuğunu söyleyerek, şunları aktardı:

“Yurt dışında bonzai ağacının yapraklarından yapılarak elde edilen bir kimyasal uyuşturucudur. Ülkemizde tamamıyla yavşan otu dediğimiz bir bitkiden yapılıyor. Ülkemizde daha önce yurt dışından internet yoluyla sokuluyordu. Belli bir rakama kadar gümrük uygulanmıyordu. Ülkemizde fazlasıyla talep olmaya başlayınca merdiven altı dediğimiz yerlerde yapılmaya başlandı. Tarım ilacı, fare zehri, aseton, akla gelebilecek kimyasal ilaçlar ve sporcuların kullandıkları soğutucular dahil olmak üzere hepsini karıştırarak bunların içerisine yavşak otunu bekletiyor. Şişme yapıyor ve şişme yaptıktan sonra kurutuyorlar. Sonrasında toz haline getirerek piyasaya servis ediyorlar.”

“BONZAİ, UYUŞTURUCU MADDE DEĞİL, UYARICI MADDEDİR”

Bonzainin, uyuşturucu madde değil, uyarıcı madde olduğunu ifade eden Tezemir, “İlk kullandıklarında mutlu olduklarını zannediyorlar. Mutluluğu daha uzun süre yaşayabilmek için çok sık alıyorlar. Sık aldıklarında da o mutluluğu yakalayamıyorlar ve aynı kafayı yakalayamıyorlar” diye konuştu.

“BONZAİ’NİN EN BÜYÜK BELİRTİSİ GÖZLERİNİN BÜYÜYÜP DONUK BAKMASI”

Bonzai’nin krizlerinin olamadığını, sinir triplerinin olduğunu söyleyen Tezemir, “Eroin gibi kriz diye tabir edilen bel ağrısı, bacak ağrısı, terleme, titreme bunlar yok. Gözlerde inanılmaz derece büyüme oluyor. Bonzaide anlaşılabilecek en büyük özelliktir ve donuk bakar. Algılaması neredeyse sıfıra iner. Bir şey söylersiniz zihni toparlayamadığı için üçüncü de anca anlar” dedi.

Hiçbir uyuşturucu ve uyarıcı maddenin tedavisinin olmadığını ifade eden Tezemir, şunları söyledi:

“Her ikisi de bir hastalık değildir. Biz kesinlikle bunu savunuyoruz. Böyle olunca da dışarıda tedavi ettiremezsiniz. Sosyal rehabilitasyon programıyla biz bunu yapabiliyoruz. Düzelebiliyorlar, eski hayatlarına yeniden dönebiliyorlar. Bir daha kesinlikle hiçbir uyuşturucu ve uyarıcı maddeye bakmadan hayatlarını devam ettirebiliyorlar.”

“TELEVİZYONLAR DA FİLMLERDE SEYRETTİKLERİ ŞEKİLDE BİR KRİZ ASLA OLMUYOR”

Uyuşturucu madde kullanan kişileri krizlerinin göründüğü gibi olmadığını söyleyen Tezemir, şunları kaydetti:

“Kriz denilen şeyler, bacak ağrısı, titreme, bel ağrısı ve terlemedir. Bunların dışında hiçbir şey yaşamıyor çocuklar. Biz onu minimuma indiriyoruz. Dışarıda bir torbacının çocukları kandırdığı gibi bir kriz yaşamıyorlar. Televizyonlarda filmlerde seyrettikleri şekilde bir kriz asla olmuyor. Aylardır, yıllardır uğraşıyoruz ben daha öyle bir krize rastlamadım. Hastanelerde, saldırganlık maddeyi bırakmak istemeyen onu kılıf olarak kullanıyor. Gerçek anlamda bırakmak istiyorsa eğer hepimizden çok daha uysal oluyorlar. Yoksunluk dediğimiz süreç madde kullanımına göre değişiyor. Bu eroin de 5 ile 7 gün arası, alkolde bu rakam 12-15 güne kadar çıkabiliyor. Bir bonzai de zaten böyle bir şey söz konusu değil. Tripleri oluyor onun dışında herhangi bir şey olmuyor. Sadece vücudu toparlıyorsunuz. Eksilen vitaminleri yerine koyuyorsunuz.”

Dünyanın 48 ülkesinde 48 yıldır uygulanan, hiç ilaç kullanmadan bir programla 2 milyon insanın kurtulduğunu belirten Tezemir, “Bu kadar insan kurtulmuşsa benim ülkemdeki insanlarında kurtulabilir. Biz o program 2012 yılında Türkiye’ye getirdik. Mevzuat henüz belli olmadığı için çok fazla kardeşimize yardım imkanımız varken biz sadece kendi imkanlarımızla bir kaç tanesine yardım edebiliyoruz” şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız