SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Türkiye'den Tazminat Talebi

A- A+ PAYLAŞ

ABD’deki Ermenilerin Türkiye’den tazminat talep etmesinin ardından girişimin ne kadar başarılı olacağı tartışılıyor. Uluslararası hukuk uzmanları, “ABD mahkemelerinin Türkiye’yi yargılama yetkisi yok” diyor.

ABD’deki Ermeniler 1915 olayları sırasında el konan mallarına karşılık Türkiye’den tazminat istiyor. Los Angeles’ta yaşayan Garbis Davouyan ve New York’ta yaşayan Hrayr Turabian adına dün federal mahkemeye iletilen dava dosyasında Türk devletinin, ele geçirilen mallar iade edilene kadar bunlardan elde edilen gelirleri emanet banka hesabında biriktirip sahiplerine dağıtma sözü verdiği, ancak bu sözü tutmadığı söyleniyor. Mülklerin ve elde edilen kazancın kayıtlarının saklandığını söyleyen avukatlar, milyarlarca dolarlık tazminat talep ediyor. Türkiye’deki müzelerde bulunan bazı eserler için de tazminat isteniyor.

Yüzlerce şikâyetçi bir araya gelecek
Davada asıl hedef, dosyaya “kolektif dava” statüsü kazandırmak. Yani yüzlerce Ermeni’yi bir araya getirerek davacı tarafın elini güçlendirmek. Bu tip davalarda kazanılan tazminat da davacılar arasında paylaşılıyor. Davacıların avukatlarından Brian Kabateck, bu sürecin 3 yıl alabileceğini söyledi. Yani Ermenilerin açtığı davanın sonuç aşamasına kadar çok uzun bir süre geçecek.

Dokunulmazlık yasasının istisnası var
ABD’deki “Dış Egemen Dokunulmazlıklar Kanunu” yabancı ülkeleri koruyor. Ermenilerin bu yasadaki, “Uluslararası hukuka aykırı şekilde el konan malların ya da bunlarla değiş tokuş edilen malların, yabancı ülkenin kurumlarına ait olması ve bu kurumların ABD’de ticari aktivitelerde bulunması halinde yabancı ülkenin dokunulmazlığı kalkar” istisnasından yararlandığı düşünülüyor.

Mahkeme Vatikan’a ‘davaya devam’ dedi
ABD’de bugüne kadar Irak, Küba, Kuzey Kore gibi ülkelere dava açıldı ve tazminat toplandı. Küba’nın 1996 yılında düşürdüğü bir uçakta ölenlerin aileleri Küba’dan 97 milyon dolar aldı, Irak’ta haksız yere hapse atılan iki Amerikalı da Irak’tan 18 milyon dolar kazandı. Tazminatlar bu ülkelerin ABD’de dondurulan fonlarından çekildi. Ancak bunun için Başkan’ın ve Kongre’nin onayı gerekiyor. Amerikan Yüksek Mahkemesi, geçen ay aldığı bir kararda Vatikan’ın ABD’de açılan davalarda muhatap alınabileceğine karar verdi.

“Bağlayıcı değil”
Yalım Eralp (Emekli Büyükelçi): “Bankalara bir dava açılacaksa bunun Türkiye’de açılması gerekir. Çünkü el konulduğu iddia edilen mallara Türkiye’de el konulmuş. Ama Türkiye devletinin aleyhine bir dava açılamaz gibi geliyor.”

Prof. Dr. Ethem Atay (Kamu Hukuku Uzmanı): “Bir devleti ancak uluslararası mahkemeler yargılayabilir. AİHM gibi... Dolayısıyla ABD’deki bir mahkemenin kendini yetkilendirmesi hukuk açısından skandaldır. Sonuç hukuken bağlaycı değil.”

Prof. Dr. Mehmet Emin Çağıran (Uluslararası Hukuk Uzmanı): “Herhangi bir devletin yerel mahkemesi başka bir devleti yargılayamaz. Fakat banka ya da sigorta şirketlerinin yargılanması konusunda durum değişebilir.

Diaspora bölündü
Dava, Ermeni diasporasında da tartışma yarattı. Hurriyet Daily News gazetesinin konutuğu isimlerin görüşleri şöyle oldu:

Ara Sarafian (tarihçi): “Türk halkının davacıların tüm diasporayı temsil etmediğini anlaması gerekiyor. Türkiye’deki milliyetçiler gibi bu kişiler Ermeni milliyetçiliği yapıyor.”

Osheen Keshihhian (gazeteci): “Türkiye’nin ‘soykırımı’ tanıması tabii ki çok önemli. Ama bu hassa ve acı verici olayı materyal öğelere indirgemek doğru değil.”

Ruben Sefrastian (Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi Direktörü): “Dava, tazminat istemekle yetinmemeli, diasporanın dedelerinin topraklarına geri dönebilmesini de talep etmeli” dedi.

Ünlülerin avukatı savunacak
ABD’de açılan davada Ermenileri “ünlülerin avukatı” Mark Geragos temsil ediyor. Bir mağazada hırsızlık yaptığı için mahkemelik olan aktris Winona Ryder’ı kurtaran Geragos, Michael Jackson’ı da çocuk tacizi davasında temsil etti. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’un erkek kardeşini kurtardı. Mark Geragos’un bir müvekkili ise, adli sürecin sonunda dönemin ABD Başkanı Clinton tarafından affedildi. ABD’deki Ermeni derneklerinden defalarca ödül alan Geragos, birçok Ermeni derneğinde yöneticilik de yapıyor. Geragos’un dedesi ve büyükannesi 1915 olaylarından sonra ABD’ye geldi. Geragos davayla ilgili “[Olaylar] bizim için davaya ayrı bir acı anlam katıyor” dedi.

1 milyar dolar tazminat topladı
Davanın ikinci avukatı ise, Brian Kabateck. Brian Kabateck, özellikle kolektif davalardaki başarısıyla ünlü. Bugüne kadar Wells Fargo, HSBC, Citi, gibi şirketlere karşı açılan kolektif davalardan 1 milyar dolar tazminat kazanan avukat, AXA davasında da birlikte çalıştığı Mark Geragos ile yakın arkadaş. İkili Los Angelas’ta tarihi binalar satın alarak yatırım yapmalarıyla da tanınıyor. Brian Kabateck, “Biz bu tip davalardan para kazanmıyoruz. Aldığımızı harcıyoruz. Bu davaları açılması gerektiği için açıyoruz” dedi.

AXA davasını da onlar kazanmıştı
1915 olaylarında hayatını kaybeden Ermenilerin varisleri, daha önce de hayat sigortası şirketlerine dava açarak ödeme yapılmasını talep etmişti. California eyaletinin 2000 yılında, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıması sayesinde mümkün olan bu davada Ermenileri yine Mark Geragos ve Brian Kabateck temsil etti. Federal Temyiz Mahkemesi, California’nın ‘soykırımı’ tanımasını ABD yönetiminin dış politikasıyla çelişki yarattığı gerekçesiyle iptal etti. Ancak avukatlar Geragos ve Kabateck Fransız sigorta şirketi AXA ile New York Life Insurance’den 2004 ve 2005 yıllarında toplam 37.5 milyon dolarlık tazminat alınmasını sağladı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız