SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Türkiye'nin Örümceği İspanya'nın Ahtapotu...

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:50:41
Türkiye'nin Örümceği İspanya'nın Ahtapotu...
A- A+ PAYLAŞ
İspanya La Liga'da Valencia forması giyen Malatyalı yıldız futbolcu Mehmet Topal evinin kapılarını Hürriyet Gazetesi'ne açtı...
Örümcek lakaplı Milli Takım futbolcumuz Mehmet Topal Galatasaray’ın ardından Valencia’ya transfer oldu. İki yıldır İspanya’da oynayan Topal, Milli Takım kampına girmeden önce bize İstanbul’daki evini açtı. 6 aylık oğlu Mehmethan ve eşi Selda Topal’la birlikte bizi ağırlayan ünlü futbolcu sahada geçirdiği beyin travmasından Arda Turan ile dostluğuna kadar her şeyi anlattı .
 
- Valencia’ya alıştınız mı?
- Orada pek İngilizce konuşmuyorlar. İspanyolca da çok karışık bir dil.  İlk üç-dört ay zorluk çektim. İkinci senenin sonunda İspanyolcayı yüzde 50 konuşabilmeye başladım. Yemekler Türk mutfağına benziyor. En meşhur yemeği paellayı da seviyorum.
 
- Burada lakabınız ‘Örümcek’. Orada size ne diyorlar?
- Ahtapot! Vücuduma göre bacaklarım ve kollarım çok uzun. Oynadığım pozisyon gereği top çalışlarımda bacaklarımı iyi uzatıp kullandığım için Türkiye’de örümcek diyorlardı. Kol ve bacaklarım uzun olduğu için gömleklerim özel dikiliyor. Ceketlerde de sıkıntı yaşadığım oluyor. Oğluma da İspanya’da ‘Küçük Ahtapot’ diyorlar.
 
- Kasım ayında maç sırasında beyin travması geçirdiniz. Nasıl atlattınız?
- Yaşadığım en  ciddi kazaydı. Ölümden döndüm. Rakip takımdan arkadaş kulağımdan darbe vurdu ve tamamen şuurumu kaybettim. Üç saat sonra kendime geldim; uyanamayabilirdim... Yaşadığım için her gün yeniden Allah’a şükrediyorum.
 
- Ardından matadorluğa soyundunuz ve bu kez de boğadan bir tekme yediniz...
- Adrenalini seviyorum. Takımımla ligde üçüncülüğünü garantileyince stres atmak için oraya gittik. Karşımdaki büyük bir boğa değildi. 85 kiloydu. Ufak bir darbe yedim. Diğer takım arkadaşlarım da darbe yedi ama sadece benimki basına yansıdı.
 
FUTBOL DÜŞÜŞÜ KALDIRAMAZ
 
- Yeniden Türkiye’de oynamayı istiyor musunuz?
- Şartlar, imkânlar neyi gösterir bilemezsiniz. Ne de olsa futbolda her şey çok çabuk değişiyor.
 
- Galatasaray- Fenerbahçe maçında taraftar tepkisini gördünüz. İspanya’da böyle önemli maçlarda taraftarların tavırları nasıl?
- Maç çok kritik ve heyecanlıydı. Galatasaray’ın Saracoğlu’nda şampiyonluğu Fenerbahçe taraftarını kızdırabilir. Aynı şekilde Türk Telekom Arena’da Fenerbahçe kupa alsaydı belki böyle sorunlar yine olurdu. Ülke olarak fanatizmin önüne geçip daha centilmen olmalıyız. İspanya’da derbilerde takımların taraftarları bir araya geliyor, birlikte tezahürat bile yapıyorlar.
 
- Şike soruşturması için ne düşünüyorsunuz?
- Çok bilgi sahibi değilim ama her şey düzelir ve biz bu kaosun ortasından çıkarız diye umuyorum. Türk futbolu son 50 yılda çok büyük bir ilerleme kaydetti. Son beş yılda büyük bir düşüşü kaldıramaz. Umarım aklanırlar.
 
- Geçen sene bu olayların yaşandığı ligde oynamadığınız için mutlu musunuz?
- Tabii. Çünkü arkadaşlarım psikolojik olarak zor bir süreç içindeler. Oysa futbolcu sahaya çıktığında kafasında hiçbir şey olmamalı.
 
- Peki Valencia bir Türk takımıyla sahaya çıktığında ne hissediyorsunuz?
- Geçen sene Bursaspor ile maçımız vardı. Sonuçta profesyonel futbolcusunuz ama galip gelseniz de sevinemiyorsunuz. İçinizde buruk bir acı oluyor.
 
KEŞKE BEŞ SENE ÖNCE YAPSAYMIŞIM
 
Mehmethan doğduktan sonra kendimi dünyanın en güçlü insanı hissediyorum. Eskiden maç sonrası yenildiğimde üzülürdüm. Şimdi çocuğumu kucağıma alınca dünya duruyor. Keşke beş sene önce yapsaymışım. Eşimin şiir kitapları var. Gelirini Böbrek Vakfı’ndaki hasta çocuklara yardım için kullanıyordu. 2008’de de bana özel bir şiir kitabı yazdı. Hep, “Oğlumuz olursa adı Mehmethan olsun” derdi ve kitaba öyle isimle bir şiir yazmıştı. Bu yüzden oğlumuzun adını Mehmethan koyduk.
 
TRANSFER OLUNCA EVLENME TEKLİF ETTİM
 
- Eşiniz Selda Hanım’la nasıl tanıştınız?
- 2006’da bir arkadaşımızın yemek organizasyonunda tanıştık. İlk gördüğüm anda içim kıpır kıpır oldu ve bir daha da birbirimizi bırakmadık. Flört dönemi sonrasında Valencia’ya transfer olayım çıktı. Selda’ya, “Oraya sensiz gitmek istemiyorum” diyerek evlenme teklifi ettim. İki senedir de evliyiz.
 
- Selda Hanım İspanya’ya gelmeseydi…
- Biraz zor giderdim ya da onu mutlaka götürecektim.
 
- Futbolcular romantik olur mu?
- Çok romantik ve duygusalım. Recep İvedik’in lafıyla cevap vereyim: “İçimde mini minnacık bir kedinin ruhu var!” (Gülüyor).
 
- Futbolcu eşi olmak zor mu?
SELDA TOPAL: Ailem bana çok düşkündü. Evlenmeden önce büyük bir şirketin basın ve halkla ilişkiler müdürü olarak çok sosyaldim. Evlenip İspanya’ya taşınmamız bir hafta içinde oldu. Şimdi yurtdışında yaşamak çok zor. Yabancı bir ülkedeyim ve bebeğimle bilmediğim bir ülkede bir yandan dil öğrenip bir yandan örf ve âdetlerini kavramaya çalışıyorum. Eşimin her şeyiyle ilgileniyorum. Futbolcuların çoğunun ayağında sorun vardır. Nasırları olur. Cilt bakımına da manikür pediküre de hiç sevmese de el ayak bakımına da onu zorla götürüyorum. Kıyafetlerine de yardımcı oluyorum.
 
SAKAL ÇIKARICI ÜRÜNLER KULLANDIM
 
- Sahaya sağ ayağımla çıkarım. Oğlum Mehmethan’ın kıyafetlerinden birini de mutlaka yanıma alıyorum.
- İstanbul’da Boğaz’da yemek yemeyi İspanya’da ailemle hafta sonları hayvanat bahçesine gitmeyi seviyoruz.
- Arda Turan’la çocukluk arkadaşıyız, Nuri ve Hamit abilerle de hiç kopmadık. İspanya’da bir araya geldiğimizde Türk yemekleri yapıp muhabbet ediyoruz.
- Oğlumla aynı renk ve takım halinde kıyafetler giymeye çalışıyoruz. Genelde baba-oğul takım kıyafet satan markalara gidiyoruz. 
- ‘Suskunlar’ ve ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizilerini izliyoruz. Sezen Aksu ve Kıraç hayranıyım. Michael Jackson’ın da dansları ve müziğini çok severim.
- Saçlarım 12 senedir uzun. Sakalı çok seviyorum. Sakallarımın çıkması için çok uğraştım. Bunun için sakal çıkarıcı ürünler kullandım ve hiç yokken faydasını gördüm ve gürleşmeye başladı.
 
FUTBOLCU OLMASAYDIM HİÇBİR ŞEY OLAMAZDIM
 
Malatyalıyım. Beş erkek, dört kız toplam dokuz kardeşiz. Orta halli bir aileydik. Yürümeye başladıktan sonra hep futbol topum oldu ve maç yaptım. Beden eğitimi öğretmenim aracılığıyla 11 yaşında Malatya Belediyespor seçmelerine katıldım ve kazanıp altı sene orada oynadım. Üniversiteye hazırlanma imkânım olmadı. Futbolu seçtim ve 16 yaşımda Çanakkale Dardanel Spor’a girdim. İlk profesyonel imzamdı. 20 yaşıma kadar orada oynadım. Sonra Galatasaray ve Valencia geldi. Şansım yaver gitti ve bu seviyelere kadar geldim. Pilot ve beden eğitimi öğretmeni de olmak isterdim ama futbol oynadığım için hiç pişman olmadım. Eğer futbolcu olmasaydım sanırım hiçbir şey olamazdım. Futbol zor ve kendinize bakıp güçlü olmanız lazım. Bu yüzden fedakârlık yapmalısınız. 365 günümüzün 360 günü kamplarda ve yolculuklarda geçiyor.
Hürriyet Gazetesi-Hakan GENCE

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız