SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Umreye Hazırlanıyordu'

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:34:29
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 34 yaşındaki kadını öldürdükten sonra yakarak toprağa gömmekten yargılanan sanık, mahkemedeki savunmasında olayın kazayla olduğunu, cesedi vicdanen rahatsız olduğu için toprağa gömdüğünü söyledi. 

Malatya’da geçtiğimiz Mart ayında kaybolan ve jandarmaya gelen bir ihbarla öldürüldükten sonra yakılıp toprağa gömülen Fidan Kaya’nın katil zanlısı olarak gönül ilişkisi yaşadığı bekçi Şemsettin Ö. gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Yakılarak toprağa gömülen 34 yaşındaki Fidan Kaya’nın katil zanlısı Şemsettin Ö. ile ona yardım eden 2 kişinin yargılanmasına Malatya 2 .Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Son duruşmada kendisini savunan sanık Şemsettin Ö., cinayeti istemeden işlediğini savundu. 

49 yaşındaki sanık Şemsettin Ö., savunmasında cinayeti istemeden işlediğini savundu. Şemsettin Ö., Fidan Kaya’yı tasarlayarak öldürmediğini, olayın kaza olduğunu öne sürdü. Maktül ile uzun zamandır tanıştığını ve aralarında gönül bağı olduğunu belirten Şemsettin Ö., daha sonra bir yakınının kendilerinin dini nikahını kıydığını belirtti. Akrabasının imam olmaması nedeniyle Adıyaman’da başka bir hocaya dini nikah kıldırdıklarını söyleyen sanık, maktülün ailesinin de bu durumdan haberdar olduğunu savundu.

Mahkemede olay gününü de anlatan sanık, Fidan Kaya ile Akçadağ Develi’de bulunan bir türbeye ziyaret için yola çıktıklarını söyledi. Dağlık alan olduğu için arabayı park edip yürüyerek gittiklerini söyleyen sanık, bu sırada bir yerde dinlenerek yanında getirdikleri yiyecekleri yediklerini ifade etti. Fidan Kaya ile aralarında tartışma çıktığını ve maktülün kendisine “Ben eşimden boşandım, sende bu hafta içinde boşanacaksın evleneceğiz" dediğini ifade eden sanık, “Bende kendisine çocuğumun okulunun olduğunu, onun okulunu bitirmesini, işlerin yola girmesinden sonra benim de boşanacağımı ve daha sonra evleneceğimizi söyledim. Bunun üzerine bana 'Bir gün annenin babanın hastalığı, bir gün çocuğunun okulu, ne zamana kadar devam edecek ben senin neyinim' gibi sözler söyledi. Bunun üzerine bende 'Sen bu güne kadar her şeyimdin, bundan sonra hiçbir şeyim değilsin' dedim. Bunun üzerine maktül dönüp yüzüme tükürdü, ayağıma tekme ile vurdu. Gözümdeki gözlüğü alıp taşların üzerine atarak kırdı. ‘Sende erkek misin iyi ki seni aldatmışım’ dedi. Devamında beni biri ile aldattığını söyledi. Bu sözleri ve davranışları benim zoruma gitti, bunun üzerine ben kendisine kızdım. ‘Türbe ziyareti yok toparlan gidiyoruz’ dedim. O sırada maktül ateşin başında oturuyordu, ben bu sözlere sinirlendiğim için 7-8 metre maktülün yanından uzaklaştım, sözler çok ağırıma gittiği için 7-8 metre uzaklaştıktan sonra dönüp rastgele bir el ateş ettim. Ben maktülün yerde oturduğunu düşünüyordum, zira yanından uzaklaşırken ona sırtım dönüktü, meğer ateş ettiğim sırada maktül de ayağa kalmış. Bu sebeple kafasına isabet aldı ve yere düştü. Yanına gidip nabzını kontrol ettiğimde nabzının atmadığını gördüm” diye konuştu.

Cesedin yanına birkaç tane taş ve yanında getirdikleri şemsiyeyi bıraktıktan sonra olay yerinden ayrıldığını belirten sanık, daha sonra cesedini gömmek istediğini, açıkta kalmasının vicdanen kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Malatya merkeze giderek yanına kazma kürek aldıktan sona yeniden Akçadağ’a geldiğini ifade eden sanık, daha sonra halasının oğlu olan diğer sanık Ömer Ö.’yü yanına çağırdığını ve durumu anlattığını söyledi. Sanık, daha sonra araçla bölgeye gidip bir çukur kazarak maktülün cesedini sürükleyerek çukura koyduklarını söyledi. Bu sırada Fidan Kaya’nın montunda yanmalar olduğunu gördüklerini ileri süren zanlı, halasının oğlunun el fenerini alarak çevrede kimsenin olup olmadığını kontrol ettiğini ifade etti. Gece yarısı cesedi toprağa gömdükten sonra halasının oğlunun kendisini ve bıraktığını belirten Şemsettin Ö., Ömer’in durumu ihbar etmesi üzerine gözaltına alındığını söyledi. İlk zamanlarki ifadesinde korktuğu için olayı inkar ettiğini ancak tutuklanıp cezaevine girdikten sonra avukatı ile birlikte savcılığa başvurarak olayın tüm detayını anlattığını kaydeden Şerafettin Ö., kendisine ait 2 adet ruhsatlı silahının bulunduğunu ancak cinayetin av tüfeğinden çevrilme bir silahla olduğunu, olayı tasarlayarak işlemediğini savundu.

Şemsettin Ö., Fidan Kaya’yı öldürdükten sonra yakmadığını da iddia ederek, “Cesedin ne şekilde yanmış olduğunu da bilmiyorum. Tahminimce kafasına isabet alıp düştüğü sırada ısınmak amacıyla yaktığımız ateşin üstüne düşmüş olabilir. Zira ben cesedin yandığını ikinci kez cesedi gömmek için olay mahalline gittiğimde fark ettim. Yoksa cesedin üzerine herhangi bir şey dökerek yakmadım” dedi. 

Cinayetten dolayı pişmanlık duyduğunu söyleyen zanlı, maktül ile ilk olarak 1998 yılında tanıştığını ancak duygusal arkadaşlıklarının 2013 yılında başladığını söyledi. Fidan Kaya’nın 2012-2013 yılları arasında polis evinde çalıştığını, kendisinin de o tarihte polis evinde çalıştığını belirten sanık, “Malatya Polisevi'nde yaklaşık 23 yıl şef olarak çalıştım. Daha sonra emniyet müdürü ile yaşadığımız sorundan dolayı beni Yazıhan ilçesine verdiler. Emniyetteki görevim bekçiliktir, maktül Fidan Kaya'nın kızının telefonuna atılan mesajlardan dolayı disiplin soruşturması başlatıldı ve soruşturma neticesinde bana altı ay kıdem durdurma cezası verildi, daha sonra dava açıp bu cezayı iptal ettirip yasal haklarımı geri aldım, yaptığımdan pişmanım” ifadelerini kullandı.

Sanığın savunmasının ardından maktül Fidan Kaya’nın anne ve babası da söz alarak sanıktan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmasını istediler. Anne İnsaf Gökçe, mahkemede yaptığı konuşmada kızı Fidan’ın Şemsettin Ö. ile aralarında dini nikah kıydıklarından haberinin olmadığını ifade ederek, “Kızım kaybolduktan sonra sanık bize eve gelerek olaydan haberi yokmuş gibi davranarak, ne oldu buldunuz mu gibi sözler söylüyordu. Ancak biz sanıktan şüpheleniyorduk, daha sonra sanık Şemsettin'in gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Sanıklardan şikayetçiyim, cezalandırılmasını talep ederim” diye konuştu.

Fidan Kaya’nın babası Bekir Gökçe de, Şemsettin Ö.’nün kızını parası için öldürdüğünü iddia ederek, olay günü kızının üzerinde bulunan paraların hiçbirinin bulunamadığını söyledi. Kızının sanıkla bir gönül ilişkisinin olmadığını belirten baba Gökçe, “Zira kızım umreye gitmek için hazırlık yapıyordu. Umreye gitmek için hazırlık yapan birinin birisi ile bir gönül ilişkisi yaşaması doğru değildir. Kızımda böyle bir şey yapmaz, sanığın kızım ile dini nikah kıyması da söz konusu değildir” şeklinde konuştu. 

Sanığın kızını üzerine benzin dökerek yaktığını belirten baba Gökçe, olay mahallinde keşif yapan heyetin ateş yakılmadığını kendilerine ilettiğini söyledi. Kızının sağ tarafının yandığını ifade eden baba Gökçe, “Bu demektir ki sanık kızımın üzerine boydan boya benzin dökerek yakmış. Ayrıca cesedi kontrol ettiğimizde kızımın ağzındaki dişlerinde söküldüğünü gördük. Kızımın ağzında takma diş yoktu, sanık kızımı öldürdükten sonra ağzındaki ana dişlerini de sökmüş, ne şekilde söktüğünü bilmiyoruz. Gelecek otopsi raporunda bu durumun ortaya çıkacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Davada söz alan diğer davacılar da sanığın tasarlayarak adam öldürmekten yargılanmasını talep ettiler. Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız