SON DAKİKA
SON DEPREMLER
Bülent Korkmaz

Umutları Yeşerten Kâhya

Umutları Yeşerten Kâhya
A- A+ PAYLAŞ

Bülent KORKMAZ

deybayah@gmail.com

Kim ne derse desin, futbolda kazanmak önemli, kazanmak güzel…

Ligin ikinci yarısına yeni bir teknik kadro ve yeni futbolcularla başlayan Yeni Malatyaspor, beraberliklerin takımı Sarıyerspor’u uzatma dakikalarında gelen müthiş Ramazan Kâhya golüyle yenmenin sevincini yaşıyor; yaşamalı. 

Zirvenin diğer ekipleri lider Hatayspor ile üçüncü sıradaki Göztepe’nin iki puan kaybettiği bir haftada alınan üç puanın önemi daha da arttı. 

***

Bu karşılaşmada özellikle alkışlanması gereken bir oyuncu varsa o da Ramazan Kâhya’dır. Artık futbol hayatının olgunluk dönemini yaşayan (1984 doğumlu) Ramazan, 2005 yılında Altay’dan Malatyaspor’a gelmişti. Birkaç yıl burada kaldı, sonrasında Ankaraspor, Sakaryaspor, Torku Konyaspor ve Göztepe forması giydi; oradan 2012’de Yeni Malatyaspor’a geldi.

Ramazan, iyi ve örnek bir sezon geçiriyor. Sahadaki mücadele kararlığı, oyun disiplini ve azmine bakarak iyi bir profesyonel olduğunu anlıyoruz. Ne demektir “iyi profesyonel?” Sadece yeteneklerine güvenmeyip, kendisine bakmasını bilen, disiplinli yaşayan, iyi beslenen ve uyuyan, böylece sahada ayakta kalabilen, yani yaptığı işin ciddiyetini kavramış, mesleki gereklilikleri uygulamaya geçirmiş oyuncudur iyi profesyonel…

Ramazan, bu sezon sadece bir kez kendisine yakışmayan bir hareket yaptı; o da ligin ilk yarısında gördüğü anlamsız kırmızı karttı. O hareketi neden yaptığını ve atıldığını halen kendisinin de anlayabildiğini sanmıyorum. 

Galiba bir “basiret bağlanması” yaşadı Ramazan…

***

Malum, hepimiz gibi Ramazan’ın da bir soyadı var: Kâhya. Vakti zamanında herkes anlamlı-anlamsız bir soyadı almış (mesela benim gibi korkaklar Korkmaz olmuş; cahillere Âlim denmiş) ama Ramazan’ın soyadı kendisine uymuş. 

Hepinizin bildiği gibi Kâhya “konak, çiftlik gibi yerlerde her türlü işi yapmakla görevlendirilen kişi” oluyor. 

Ramazan, bu noktada, her türlü işi gördü Sarıyer maçında. Savunma yaptı. Takım son dakikalarda kaleye farklı iki mesafeden (birincisi yaklaşık 25 metre mesafeden, ikincisi yayın üzerinden, yani yaklaşık 17 metre) iki kritik serbest vuruş kullanıp birini gole dönüştürmeyi başardı.  

Kâhya’nın diğer anlamı da “gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse” demekmiş Türk Dil Kurumuna (TDK) göre. Kâhya, başkasının, yani forvetlerin, işine karışıyor gol konusunda. İyi ki de karışıyor…

TDK anlamaz futbol işinden, siz takılmayın oraya…

***

Yeni Malatyaspor, ligin ikinci yarısına sonuç olarak iyi başladı ama oyunsal anlamda olumlu bir görünüm çizdiğini söyleyemeyiz. 

İlk yarıda yaşanan “tutuk oyun” sıkıntısı devam ediyor. Özellikle ileri uçta rakibi baskı altına alabilecek, çok sayıda net pozisyon üretebilecek bir sistem yoktu; halen yok ve savunma oyuncularının atılan gollere ciddi anlamda katkısı var. YMS, ilk yarıda birçok maçta baskılı oynarken bile son paslarda (“son vuruş” demiyorum; yakalasalar belki çok sayıda gol atacaklar) sıkıntı yaşamıştı. Sarıyer karşısında öyle baskı filan da kurulamadı. Ortada bir maçtı. Sarıyer de ahım-şahım denebilecek bir oyun sergileyemedi; rakibini zorlayamadı. Yeni Malatyaspor sadece Coşkun’la net bir pozisyon buldu; onu da savunma çizgiden çıkardı.

YMS, ligin zirvesinden kopmamak, şansını yitirmemek ve yarışı kovalayabildiği kadar kovalamak istiyorsa, bu “kısır döngü” tanımı yapabileceğimiz, maçın sonlarına doğru da doldur-boşalta dönen futboluna çare bulmalıdır. 

*** 

Malatya seyircisi Türk futbolunda özel bir yere sahip…

Bildiğim kadarıyla, Türkiye’de desteklediği takım istediği yerde olmadığı halde, takımının maçlarına gelmeye devam eden “kemik” bir taraftar kitlesi var. Bu bakımdan Yeni Malatyaspor yönetimi, teknik kadrosu ve oyuncusu kendisini şanslı saymalı. 

Çünkü bu ülkede beklentilere cevap veremeyen takımın maçına gelen olmaz; destek veren hiç olmaz. Bugün Süper Lig lideri Fenerbahçe’de bile, işler kötüye gittiğinde, tribünlerin boşaldığı görülmüştür. 

Bazen kendi kendime düşünüyorum, İstanbul’u geçin, ora hiçbir yerle karşılaştırılamaz, Bursa gibi bir futbol şehri olabilseydik ne olurdu? 

Herhalde hiçbir Malatyalı işe-güce bakmaz, futbol yer, futbol içer; onunla uyur, onunla uyanırdı.

Malatya halkı, burada doğanı da, Adıyaman-Baskil-Bingöl-Diyarbakır-Kâhta Malatyalıları da dâhil, Malatyaspor’unu seviyor, ondan ısrarla ve inatla başarı istiyor. 

Muhterem büyüklerimize ilanen duyurulur… 

FOTOĞRAFLAR: Ramazan Kâhya'nın golü sonrası sevinç (Mehmet GÖRESİYE)

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

Bülent Korkmaz yazıları