İnönü Üniversitesi yerleşkesinin yanıbaşındaki Üzümlü ve Fırıncı köylerinin açıktan akan ve toprağa karışan kanalizasyonu, su ihtiyacını artezyen kuyuları yoluyla yer altı sularından sağlayan İnönü Üniversitesi’nin su kaynaklarını tehdit ettiği belirtiliyor.
Malatya şehir merkezine 8 km. uzaklıkta olan Üzümlü ve Fırıncı köyleri, altyapı anlamında devletin tam anlamıyla hizmet götürmeyi unuttuğu yerleşim yerleri.
Malatya İl Özel İdaresi, özellikle Üzümlü Köyü’nün İnönü Üniversitesi’nin yer altı suları için kirletme tehdidi yaratan kanalizasyonu konusunda Köy Muhtarı Vahap Akdağ’ın 2010 yılından bu yana defalarca yaptığı başvurulara kulaklarını ve gözlerini kapatarak cevap vermiş.
Üzümlü Köyü, altyapı bakımından bütünüyle taş devrini yaşıyor adeta. Köy sakinlerinin temel insani ihtiyaçlarını karşılayacakları hiçbir hizmet götürülmemiş bugüne kadar.
Kısa süre sonra “Büyükşehir Malatya”nın belediye sorumluluk alanına girecek olan köyün bir fosseptik çukuru bile yok.
Kanalizasyonu üç ayrı koldan açıktan akıyor. Bu durum köy sakinlerinin sağlığını ciddi biçimde tehdit ediyor.
İl Özel İdaresi yetkililiklerinin tüm başvuru ve uyarılara karşın duyarsız kalması sonucunda Üzümlü Köyü’nün açıktan akan kanalizasyonun tehdit ettiği asıl yerleşim yeri ise İnönü Üniversitesi yerleşkesi.
Üniversite yerleşkesinde su ihtiyacı artezyen kuyuları yoluyla büyük ölçüde yer altı sularından karşılanıyor.
Üzümlü ve Fırıncı köyleri, üniversite yerleşkesine 1 km. yakınlıkta. Bu durum, Üzümlü ve Fırıncı köylerinin üç koldan açıktan akan kanalizasyonunun ve atık sularının İnönü Üniversitesi yerleşkesindeki yer altı sularına karışması sonucunu doğurma tehlikesi yaşatıyor.
Çünkü, açıktan akan ve bir süre sonra aktığı kanalın suya doymasıyla temiz yer altı sularına karışacak olan kanalizasyon, yaz ishalleri başta olmak üzere, dizanteri ve enfeksiyona bağlı diğer hastalıkların yaşanması için açık davetiye çıkarıyor.
Üzümlü Köyü Muhtarı Vahap Akdağ, köy halkının sağlığını ve İnönü Üniversitesi’nin yer altı sularını tehdit eden kanalizasyon sorunu için, 2010 yılından bu yana Malatya İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ne ve Malatya Valiliği’ne başvuruda bulunduğunu vurguluyor. Akdağ’a göre tüm ısrarlı başvurularına karşın ne Malatya Valiliği’nden ne de İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği dertlerine derman olacak bir cevap alamamışlar.
Açıktan akan kanalizasyon ve atık suların ürettiği sorunların giderilmesi için yapılması gereken altyapı çalışmaları için 2010 yılında hem Valiliğe hem de işin asıl sorumlusu olan İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ne başvurduğunu hatırlatan Muhtar Vahap Akdağ, o günden bu yana dilekçelerine cevap alamadığını vurguluyor.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik’in kendileri ile sorunun giderilmesi amacıyla toplantı yaptığını da açıklayan Muhtar Vahap Akdağ, “Ama o zamandan bu zaman dilekçem de elimde ama yetkililerden bir yanıt alamadık. Rektör de bana söyledi. Rektör de bizi çağırdı toplantı yaptık. Rektörümüz de yetkililere sorunu iletti ve çözüm için talepte bulundu. Çözüm için söz verdiler ama ortada bir şey yok” diyor.
BİLİM İNSANLARI UYARIYOR: VAHİM SONUÇLAR YARATABİLİR
Sorularımız üzerine, Üzümlü ve Fırıncı köylerinin açıktan akan kanalizasyonun üreteceği sağlık sorunları konusunda konuşan İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Gökçe, dışkı kaynaklı bakterilerin suya karışması halinde dizanteri, yaz ishalleri, rota virüsü ve enfeksiyona bağlı diğer hastalıkların yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
Açıktan akan kanalizasyon ve atık suların özellikle yerleşim bölgelerinde ve yakınlarında geçmesi halinde halk sağlığını açıkça tehdit edeceğini belirten Doç. Dr. Didem Gökçe, “Kanalizasyon Suyu yüksek miktarda azot, fosfor ve amonyak içerir. Gerek kanalziasyon gerekse mutfak atıkları bu nedenle mutlaka arıtma tesisinden geçmelidir. Gerek arıtılmıyor ve gerekse foseptik çukurunda tutulmayıp açık kanaldan tahliye ediliyorsa, bir süre sonra aktığı bu kanal suya doyunca kanalizasyon yer altı sularını ve toprağı kirletecektir” görüşüne yer veriyor.
Kanalizasyonun açıktan akması durumunda yakınlarındaki içme sularına buluşma ihtimalinin her zaman çok güçlü olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gökçe, “Eğer bir kanalizasyon açıktan akıyorsa bunlar mutlaka suya karışır, yeni bir artezyen açılacaksa içindeki azot ve fosfor miktarı mutlaka ölçülmelidir. Zaten açıktan akması çevre ve şehircilik anlamında modern ve sağlıklı şehircilikle bağdaşmaz. Malatya büyükşehir oluyorsa, temel insani ihtiyaçları karşılayacak olan altyapı çalışmalarının bir an önce bitirilmesi gerekir” diyor.
HABER: Malatya'ya Bakış- ÖZEL
