SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Üniversitenin Dördüncü İşlevi de''

A- A+ PAYLAŞ

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkan vekili Prof. Dr. İsa Eşme, Türkiye'de üniversitelerin asli görevlerinin yanında Cumhuriyet'in başlattığı aydınlanma devrimini üstlenme görevi de olduğunu söyledi.

Geleneksel Psikolojik Danışman ve Rehberlik (PDR) Anabilim Dalı Toplantısı İnönü Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı. 11 Temmuz Salı günü sona erecek toplantıya YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Türk PDR Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak ile 21 üniversiteden toplam 36 uzman katılıyor.

Toplantının açılışında konuşan YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, üniversitelerin 3 temel işlevi olduğunu aktararak, "Bunlardan birisi eğitim, öğretim faaliyetleri, ikincisi araştırma, üçüncüsü de ürettiği bilgiyi toplumla paylaşma, yani topluma hizmettir. Bunlar evrensel kriterlerdir. Bana göre, Türkiye'de üniversitelerin dördüncü bir işlevi daha vardır, bu da Cumhuriyet'in başlattığı aydınlama devrimini üstlenme işlevidir" dedi.

Yapılan yeni değişiklikler hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Eşme, "Getirdiğimiz bir değişiklikte, 26 öğretmenlik programı içerisinde 25'i eğitim fakültelerinde birisiyse zamanında ilahiyat fakültelerine verilmiş olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümüdür. Bu programı ilahiyat fakültelerinden aldık. Bazı meslektaşlarımız bizi eleştirerek, 'Eğitim fakültelerine kötülük yapıyorsunuz. Eğer bu çocukları oraya alırsanız, onlar İmam-Hatip'ten gelme, eğitim fakülteleri de ilahiyatlaşarak, ilahiyat fakültelerine döner' dedi. Ben bu görüşe hiçbir zaman katılmadım. Nedeni şudur, bugün eğitim fakültelerinde 168 bin öğrenci var. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği programının kontenjanı 550'dir. Eğitim fakültelerindeki 5 bin kişi, 168 bin kişiyle imam-hatipleştireceklerse, o zaman zaten bu iş bitmiştir. Ama burada bir riskte var, eğitim fakültelerindeki arkadaşlarımızın çok dikkatli olmaları gerekir, bunu küçümsemeyelim. Çünkü o kaynaktan gelen öğrenciler laik eğitim ortamına alıştırılması çok önemli. İlahiyat fakültelerinde kim ne derse desin, öğretmen değil, imam yetişir. Bunun yerleşmesi için herkese görev düşmektedir" ifadelerini ileri sürdü.

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ise, Doğu'daki üniversitelerde bilimsel toplantıların düzenlenmesinin Anadolu'daki üniversitelerin tanıtımı açısında önemli olduğunu bildirerek, "Ülkemizde milyonlarca sorun var, ancak tek çözüm çağdaş eğitimdir. Bu ülkede bir tasarruf, bir ekonomik kriz olduğu zaman ilk ödeneği kesilen kurumlar önce eğitim kurumları oluyor" ifadelerini kaydetti.

Türk PDR Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, ülkede psikolojik danışman ve rehberlik alanında yasalarla belirlenmiş genel bir tanım olmadığı sürece, bu mesleğin bağımsız meslek icrası için yeterliliği onaylanmamış kişilerce kötüye kullanımının söz konusu olduğunu dile getirerek, "Psikolojik danışma ve rehberlik alanında çağdaş standartların uygulanması gerekliliğine bağlı olarak, bu alanda verilen hizmetlerin koşul ve esaslarının belirlendiği bir meslek yasasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır" dedi.

İnönü Üniversitesi Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kılıç ise yaptığı konuşmada, "Rehber öğretmen adının psikolojik danışman olarak değiştirilmesi gereklidir. Çünkü PDR hizmetleri koruyucusu ruh sağlığı hizmetleri olarak da kabul edilmektedir. Konuya bu açıdan bakıldığında PDR mezunlarına sadece Milli Eğitim Bakanlığı değil, diğer kurumlarda da istihdam olanakları doğacaktır, yapılması gereken en doğru yolda budur. Ülkemizde son aylarda yaşamakta olduğumuz sıkıntıları azaltma ve toplumdaki infiali yok etme açısından yoğun olarak ve acilen gereksinim duyulan sosyal hizmetler kurumlarında PDR mezunlarının psikolojik danışman olarak çalışmasının yasal olarak yolu açılmalıdır" şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız