SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Uymayan Giysi Gibi"

0
Güncellendi - 2015-12-27 13:27:58
A- A+ PAYLAŞ
Anayasamızı Hazırlıyoruz (Halk konuşuyor, TBMM dinliyor)” konulu çalıştay programının altıncısı Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Belediyesi ile Küçük Millet Meclisi tarafından düzenlenen çalıştayda,  “Devlet ve Bireyin Sosyo–Ekonomik Hak ve Yükümlülükleri, Mülkiyet ve Miras” konusu ele alındı.
 
Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Av. Ali Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı çalıştayın açılış konuşmasını yapan Malatya Belediye Başkan Vekili Ertan Mumcu,  “Yeni bir anayasanın gerekliliğini millet olarak, Türkiye olarak konuşuyoruz, tartışıyoruz. Bana göre de tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Kanaatim o ki şu an Türkiye’nin yüzde 95’inin temsil edildiği bir Meclis’imiz var. Meclis’te grubu bulunan siyasi parti, düşünce fikirler de yeni bir anayasanın yapılması, hazırlanması gerekliliğinden yana. Belki de yeni anayasada bizi heyecanlandıran kısım da bu olsa gerek diye düşünüyorum. İnşallah etkin, hızlı, rasyonel bir anayasa olur. Düşünebilen ve toplumu, bireyi hedef alabilen bir anayasa metni olur. Katılımcılığı, sosyal adaleti, sosyal barışı ve Türkiye’yi bütün renkleriyle kucaklayan bir anayasa olur diye düşünüyoruz. Ve kesinlikle toplumun dışında bir iradeyi, bir grubu, bir zümreyi ve bir anlayışı kucaklayan değil, Türkiye’yi kucaklayan bir anayasa olur diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
"Halk İstiyor"
 
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç da, “Geçmişte de söylediğimiz gibi çağdaş, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Son genel seçimlerde de bütün siyasi partiler bu anlamda bir uzlaşı ortaya koydular ama bu uzlaşının gerçekleşmesini halk istiyor. Milletin gönlünden bu geçiyor.Çok geniş teferruata dalmadan, milleti birleştiren, kucaklaştıran; milleti birbirinden ayırmayan ve toplumun tümünü kucaklayan bir anayasa yapılmasını arz ediyoruz” diye konuştu. 
 
"Uymayan Giysi Halinde"
 
Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar ise konuşmasında,  “O madde diyor ki; ‘herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz’. Bugüne kadar 1982 Anayasası’nın en radikal karşıtları dahil olmak üzere; bu maddeye ilişkin taslak önerileri şöyle bir gözden geçirdim; aşağı yukarı buna hiç dokunmamışlar öneri olarak. En son Prof. Dr. Ergun Özbudun’un çalışmasına baktığımız zaman maddedeki kelimelere yer değiştirilerek aynı ifadeler kurulmuş. Dolayısıyla, toptan yok edilmesi herkesin hayrına olacak olan 1982 Anayasası’nın herhalde değişmesi icap etmeyen tek bir hükmü varsa o da mülkiyet ve miras hakkına ilişkin bölümü. 1982 Anayasası, hukuk tabiriyle kadük kalmış. Var ama yok hükmünde, işlemiyor. Bunu nerden anlıyoruz; 30 yılda 21 kez değişikliğe uğramış. Sorun, 1982 anayasası ile bu ülkenin yönetilemez hale gelmesinden kaynaklanıyor. Bedene uymayan bir giysi halinde” dedi.
 
"Darbe Metni"
 
Çandar, 1982 Anayasası’nın bir askeri darbe metni olduğunu söyleyerek, “Bir askeri darbenin ürettiği bir metin. Ve Türkiye’deki askeri darbenin amaçlarına, askeri darbe ortamı ortadan kalktıktan sonra da ülkenin askeri vesayete göre; bir askeri vesayet rejimini hukukileştirmek amacıyla yapılmış bir anayasa. Ülke sivilleştikçe, toplum ergenleştikçe, ülke dünyanın dinamikleriyle buluştukça; ki küreselleşme denen olgunun dinamikleri bugünkü dünyada tek anlamlı faaliyetin serbest piyasa düzeni, serbest piyasa içinde rekabet ekonomisiyle olabileceğini bir olgu olarak ortaya koymuş. Buradan mülkiyet ve miras konusuna gelirsek mülkiyet ve miras, insan özgürlükleri ve serbest piyasa düzeninin kurallarına uyan bir mülkiyet ve miras hukuku olmalıdır diye genel bir hükme erişebiliriz. Buradan asıl söylemek istediğim şu ki bu anayasanın ruhu vatandaşın, bireyin devlet denen, devleti kim kontrol altında bulunduruyorsa, o cihazı kontrol edenlerin ihtiyaçlarına göre vatandaşını rehin aldığı, birey haklarının kısıtlandığı, bireyin devlet için bir tehdit ve tehlike olarak görülebileceği bir zihniyetle, bir ruh haliyle hazırlanmış bir anayasa. Dolayısıyla yeni bir anayasa ruhuna ihtiyaç var. O da olanın tam tersi olmak durumunda. Yani bireyin haklarını esas alan, dolayısıyla sınırlamaları, yasakları değil özgürlükleri, serbestliği; devlet denen o amorf ama güç merkezini değil şahsiyeti, kişiyi, bireyi öne çıkaran bir hukuk düzenlemesine gitmek gerekiyor” ifadelerini kullandı. 
 
Gazeteci-Yazar Cengiz Çandar’ın hukukçu olan annesi ile savcı olan babasının Malatya’da tanışıp evlenmeleri dolayısıyla Çandar’ın Malatyalı olduğu da belirtildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız