SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Vah Malatya Vah!..

A- A+ PAYLAŞ

CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu'nun, don ve diğer tabii afetlerden zarar gören Malatya çiftçisi ve meyve üreticisi lehine düzenleme yapılması için TBMM Başkanlığı'na sunduğu "Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında" verdiği teklifin görüşüldüğü TBMM oturumunda, yine tam bir "Erkal Klasiği" yaşandı. AKP Malatya Milletvekili Münir Erkal, daha önce İnönü Üniversitesi kadro kanunu ile ilgili konudaki "muhalif" tavrını, tüm Malatya çiftçisini üreticisini yakından ilgilendiren bu konuda da "aynen" sürdürdü. Görüşmeler sırasındaki en ilginç konuşmalardan birini de, dondan zarar gören kayısı üreticisine 35 trilyon civarında para ödeneceğini 12 Temmuz'daki Sıtmapınarı konuşması ile AKP İl kongresinde "rakam belirterek" açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözleri söylemediğinin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker tarafından ifade edilmesiydi.

TUTANAKLARDAN..
Aslanoğlu'nun söz konusu teklifinin görüşülmesi sırasında TBMM'de yaşananlar, meclis tutanaklarına göre şöyle:

"..BAŞKAN - Teklif sahibi Ferit Mevlüt Aslanoğlu Malatya Milletvekili.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
Süreniz 5 dakikadır Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri "tabii afet" diyoruz. Tabii afet, insanların başına gelen bir afet. Devlet, sosyal devletlik görevini yaparken, 2090 sayılı bir Yasa hazırlamış; bu Yasa da, tabii afetlere karşı yardım.

Değerli milletvekilleri, bu Yasa, yanlış bir yasa. Bu Yasa, tabii afete uğrayan insanlara yardım etmeme yasası.

Değerli milletvekilleri, mal varlığı tabiri… Önce şurada anlaşalım: Çoğunuz, çok değerli yerlerden geldiniz. Mal varlığı ne demektir, mal varlığı? Mal varlığı: İnsanın borcu vardır, alacağı vardır, gayrimenkulü vardır, menkulü vardır; bunlardan borcu, alacağı düşer, arta kalan bir sabit şey mal varlığıdır.

Bu Yasa uygulanırken, Tarım Bakanlığı kişilerin borcunu hesaplamıyor. Kişilerin -gübre almış- borcu var, o borç değildir diyor. Traktör almış; bankadan almışsa traktörü, borçtur diyor, müşteriden almışsa borç değildir diyor.

Hangi objektif kriter? Onun için, bu 2090 sayılı Yasayı uygularken, Tarım Bakanlığı yetkilileri haksızlık ediyor, gaddarlık ediyor. Bu Yasayı uygularken, ilgili kişilerin birtakım şeylerine bakıyor arkadaşlar.

Bu Yasa objektif değildir. Bir kere, bu Yasayı, Yüce Meclis değiştirsin. Yani, ürününü kaybedecek, aç kalacak insan, aç kalacak arkadaşlar. Hiçbir şey, ekmek alacak parası kalmayacak. "Senin bir ineğin var." diyor, "Bir de ahırın var." diyor, "Sen bu paradan yararlanamazsın."
Değerli milletvekilleri, bu Yasa değişmediği sürece, Türkiye'de, tabii afetler konusunda hiçbir vatandaşımız bu Yasa'dan yararlanamaz; ancak sübjektif koşullarla bazı bölgelerde verildiği zaman ancak öyle yararlanıyor. Bir de söz verilen de verilmiyor. Geçen iki yıl önce kayısı ve fındık donduğu zaman fındık üreticisine 250 trilyon para verdiniz. Sayın Tandoğan söyledi. Nerede bu para? Onu da vermiyorsunuz. Aynı yıl kayısıya vermediniz.

Değerli milletvekilleri, gelin, tabii afet bugün bize, yarın sizin ilinizde olabilir. Evvelsi yıl kayısı dondu, bir kuruş para vermediniz. Kayısı üreticisi bağrına taş bastı, aç kaldı, aç. Bu yıl dondu. Sayın Başbakan ve Sayın Tarım Bakanı "35 trilyon para vereceğim." dedi. Malatya'ya geldiler, bizzat "müjde" dediler.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Öyle bir şey demedik.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Efendim, tüm Malatya gazetelerinde, her tarafta var efendim. "Müjde, müjde! 35 trilyon Sayın Başbakan veriyor." Peki, teşekkür ederiz biz de; ama, objektif uygulayın. 960 milyon kayısı zararı var; bir ineği var, bir ahırı var diye bu insan parayı alamıyor.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Hak edenlerin hepsine ödedik.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, gelin, bu Yasa'yı değiştirelim; gelin, bu Yasa'yı "yüzde 40 mal varlığı" tabirini ayıklayalım. Borcunu düş, harcını düş. Kalan mal varlığının ya yüzde 40'ını yapın yahut zarar gören ürünün yüzde 40'ını ödeyelim. Yani, bu şekilde bu yasa uygulandığı zaman, tabii afetten zarar gören vatandaşlarımız faydalanamıyor. Büyük bir haksızlık. Aynı köyde insanlar birbirine düşman oldu Malatya'da, arkadaşlar. Sayın Bakanım, aynı köyde insanlar birbirine düşman oldu, birbirine karşı, artık, isyan ediyorlar. Yani, bunu yapmakla köyde bir barışı bozduk, köylerde. Bu açıdan, ben bir kez daha sizlerden rica ediyorum, bir kez daha rica ediyorum. Ya "mal varlığı" tabirini… Dünyanın tüm muhasebe sistemlerinde "mal varlığı" tabiri, alacak ve borç düşüldükten sonra mal varlığıdır. Ama, siz, alacağı alacak görüyorsunuz, traktörü traktör görüyorsunuz. Traktörün borcunu saymıyorsunuz. İlaca borcunu, mazota borcunu saymıyorsunuz. Evine ekmek götüremiyor. Sen "Bundan faydalanmasın." diyorsun. Acıyın lütfen.
Sosyal devlet vatandaşını ezmez, sosyal devlet vatandaşına yalan söylemez. Lütfen… Evine ekmek götüremeyecek insanlarımız var.

Ben, bir kez daha sizden rica ediyorum. Bu Yasa'yı, gelin, değiştirelim. Malatya'da yaşanan don olayında, lütfen, bu Yasa'yı geniş şekliyle geçirelim. Aksi halde Sayın Bakanım, insanlar birbirine düşman oluyor, evine ekmek götüremiyorlar. Yeni oldu, sel olayı oldu; Malatya'nın, Sürgü, Erkenek ve Kurucaova'sında. Aynı şekilde, tüm fasulyemiz gitti. Ne olacak? Gelin…

ALİM TUNÇ (Uşak) - Sigorta yaptır, sigorta.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bir ilçesinde uyguladınız. Sen çok bilerek konuşma…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen toparlar mısınız. İki dakikalık süre veriyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, bu, hepimizin sorunu, ezbere konuşmayalım. Gelin… Bu ülkeye Yüce Tanrı afet vermesin. Hepimizin sorunu. Bu Yasa'yı "mal varlığı" tabirini değiştirerek… "Mal varlığı" tabiri, borç, alacak düşer, ondan sonra geri kalanın "yüzde 40'ı" şeklinde veya "ürün bedelinin yüzde 40'ı." Ama, bu şekilde uyguladığınız zaman sübjektif uygulanıyor. Değişik bölgeler, değişik yöntemler bulunuyor ve değişik bölgelerde değişik kişilerin inisiyatifine bırakılıyor. Görevini dürüst yapan, namuslu yapan bürokratlar köylüye karşı zor durumda kalıyor, ama, bazı bölgelerde talimatla 1'e 3, 1'e 5 yüksek değer gösteriliyor.

Onun için, Malatya halkı, Malatya köylüsü, bu Yasa'nın uygulanmasıyla objektif kriterlerden uzak, çok büyük zarar görmüştür. Bunun vebalini ben -Malatya köylüsü açtır- Sayın Hükûmete veriyorum. Yani, bu vebalin altından kimse kalkamaz. Biz bir şey istemiyoruz. Yasa'yı doğru uygulayın.

Yine örnek veriyorum: Banka kredisiyle aldıysa traktörünü, onu borçtan düşüyor, "Bankaya borcun var." diyor. Ama, tüccardan aldıysa traktörü, "Senin traktörün var." diyor. Biri faydalanıyor, biri faydalanmıyor. Bu, haksızlıktır arkadaşlar. Bunun adı zulümdür. Gelin, bu köylüye bu zulmü yapmayalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Bir milletvekili adına, Malatya Milletvekili Sayın Münir Erkal; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 2090 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinin (a) şıkkının değiştirilmesiyle ilgili bir kanun teklifi var. Burada arkadaşımız daha önce de yapılan değerlendirmelerde meseleyi maalesef çok farklı bir mecraya çekerek…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Ya kendin adına konuş, benim adıma… Kendin adına konuş…

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Kendin adına konuş, benim adıma ne konuşuyorsun.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Aslanoğlu…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - O benim kanun teklifim. Ayıp ya!

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla)- …ve maalesef de gördüğünüz gibi dinlemeye bile tahammül edemeyecek kadar kontrolsüz ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin nezaketine yakışmayan bu tavrıyla…

BAŞKAN - Sayın Erkal… Sayın Erkal…Sayın Erkal…

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …meseleyi ne kadar fevri değerlendirdiğinin bir göstergesini yapıyor. Daha iki cümle söyledim, bar bar bağırıyor.

BAŞKAN - Sayın Erkal…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Kardeşim, kanun teklifi benim kanun teklifim, benim. Benim kanun teklifim.

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen…

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar…

BAŞKAN - Sayın Erkal, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz, lütfen Sayın Erkal.

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Sayın Başkan, müdahalesini görüyorsunuz. İki cümle söylüyorum, bar bar bağırıyor.

BAŞKAN - Müdahale ettik Sayın Erkal, müdahale ettik, buyurun.

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Şimdi, değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi maalesef doğru bir teklif değildir. Her şeyden önce bu teklifin doğru bir mercie oturtulması için, Hükûmetimiz, biliyorsunuz asıl meseleye köklü çözüm 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu çıkarmıştır ve bu sürdürülebilir bir yapıya tarımın ve çiftçilerimizin, üreticimizin oturması için her şeyden önce bu Tarım Sigortası Kanunu'nun yaygınlaştırılarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu sistem oturduğu zaman yüzde 70'i oranında yardım yapılacaktır ve dolayısıyla, aslında tarım üreticilerimizin, çiftçilerimizin gerçek desteği, modern, çağdaş yöntem de budur.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Kanunu uygulamaya koydunuz mu?

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Şimdi, işin başka bir noktası var. 2090 sayılı Kanun'un maddesi değiştirilerek bu meselenin çözülmesi üzerinde çalışılıyor. Fakat ve maalesef bu değerlendirme yapılırken de mesele çok yanlış mecralara çekiliyor. Malatya'ya yapılacak kayısı desteğini gündeme getirerek arkadaşımız, nedense bu hadiseyi bu kadar saptırmasını üzüntüyle karşılıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi platformu, ciddi meselelerin görüşüldüğü, ilgililerden bilgi ve destek alınarak doğru bilgilerin taşınması gereken bir yer, bir platform.

Şimdi, diyor ki, Sayın Başbakan… "Geçen bayramdaki toplantıda da Sayın Başbakandan rica ettim vermedi; Malatya'ya geldi, 35 trilyon sözü verdi" diyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Evet...

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Ya, şu meseleyi, insan, bir milletvekili, kim diye biraz araştırır; hadise nedir, olay nasıl cereyan etmiştir diye.
Don olur olmaz, biliyorsunuz, genel sistem şöyle çalışıyor: Tarım il müdürlüğümüz, çiftçilerimizden beyan istiyor; diyor ki: "Ne kadar zarara uğradınız" ve üreticilerimiz bu beyanda bulunuyor. Bu beyan ne kadar? 50 trilyon civarında bir beyan çıkıyor. Biliyorsunuz, 2090 sayılı Kanuna göre, yüzde 70'i 35 trilyon. Dolayısıyla, 35 trilyon olarak Sayın Başbakanımıza verilen bilgi, çiftçi beyanları esas alınarak yapılan bir tahmindir, orada da öyle beyan edilmiştir. Arkasından, bu beyandan sonra nasıl bir çalışma yapıyor tarım il müdürlüğü? Bu sefer, DGD kapsamındaki çiftçi kayıt sistemi esas alınıyor. Bu çiftçi kayıt sistemi, oturmuş bir sistem, gerçekten, doneleri, bilgileri, verisi çok güçlü bir sistem.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Başbakan parayı neye göre veriyor Sayın Erkal?

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Bu sistem üzerinde inceleme yapılınca, ortaya çıkan rakam 20 trilyon oluyor, 70'i 14 trilyon oluyor ve…

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Başbakan mevzuattan habersiz mi?

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …biz, burada, bu kanun teklifini veren arkadaş konuşurken, bar bar bağırırken…

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Erkal, Başbakan
mevzuattan habersiz mi?

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen…

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …o gün 12,9 trilyonluk ödeme Ziraat Bankasına nakledilmişti. Ben, bu bilgiyi vermek için, Genel Kurula ve kamuoyuna ve Malatya üreticilerine, söz istedim, alamadım. Bugün bunu düzeltiyorum ve bugün yüzde 90'ı ödenmiştir bu paranın ve önemli bir şey söyleyeceğim. Bu ilgili arkadaşın çok iyi bunu bilmesi lazım. Bu destek, Malatya tarihinde ilk defa veriliyor…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Vay be!

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …ve bunu veren bu Hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Bakanımız ve bu Hükûmettir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Bravo!

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Onlara teşekkürlerimi iletiyorum.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Erkal, köylere gitmediniz mi? Bir köyde 3 kişiye, 5 kişiye verilmiş!

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen…

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - İlk defa, tarihinde kayısıya dondan dolayı ilk defa böyle bir destek görülüyor.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Siz köyleri gezmediniz mi? Kimlere verildi o paralar?

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - İlgili arkadaşımızın, çıkıp, burada, bu desteği veren Hükümete, onun yaklaşımına müteşekkir olması gerekir, teşekkür etmesi gerekirken, meseleyi bambaşka bir mecraya saptırarak, sanki, tarihinde ilk defa verilen bu desteği küçümsemek anlamında ve maalesef, bayatlamış popülizmin kötü örneklerini vererek bu meseleyi buraya taşıması üzüntü vericidir. Önce, bir teşekkür ediniz. Tarihinde ilk defa kayısı üreticisine bu desteği verdiği için, Hükûmetimize, Sayın Başbakanımıza, Tarım Bakanımıza bir teşekkür ediniz…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Malatya seninle gurur duyuyor!

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …ondan sonra da, başka eksiklikler varsa, bu eksikleri de gündeme getiriniz.
İkinci önemli bir nokta söyleyeceğim: Şimdi, peki, tarımsal mal varlığı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Erkal, Başbakan verdiği sözde durdu mu?

BAŞKAN - Sayın Erkal, lütfen, toparlar mısınız.

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - Teşekkür ederim.
…hesaplanırken, bakın, çok ciddi bir şekilde Tarım İl Müdürlüğümüz ve Bakanlığımız inisiyatifini üretici lehine kullanmıştır. Mesela bir adamın traktörü var, eğer, traktörün borcu varsa, getirebiliyorsa, traktörü düşmüştür; beş altı ineği var, ineğin birini geçim amaçlı olarak, endeks olarak şey etmiş, diğerlerini tarımsal mal varlığı sistemine katmıştır.

İkinci bir önemli uygulamayı burada vurgulamak istiyorum: Malatya tarihinde ilk defa bu destek alındığı için, şimdiye kadar üreticilerimiz DGD desteğini almak için kayısı tarlasını mesela buğday ve tahıl üretim alanı olarak göstermiştir ve bu tür çiftçi kayıt sisteminde farklı beyanlar vardır. Bu farklı beyanların düzeltilmesi için ayrı bir gayret gösterilmektedir ve buradan, tekrar, il müdürüne teşekkür ediyorum. Bütün itiraz eden değerli üretici arkadaşlarımız, kayısı üreticilerinin bu husustaki itirazları İl Müdürlüğümüz tarafından yeniden incelemeye tabi tutulmuştur. Dün de Hekimhan'la ilgili bir sıkıntı bize intikal etti; onu da il müdürümüze ilettik. Şu anda da il müdürümüz orada gerekli incelemeleri yapıyor, görüşmeleri yapıyor ve meselenin sağlıklı bir altyapıya oturması için gayret gösteriyor.

Ben, buradan, sözlerimi şöyle bağlamak istiyorum: Değerli arkadaşlar, bu gayret ve çalışmalar, gerçekten, Hükûmetimizin ciddi başarısıdır...

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Erkal, dün Hekimhan'daydım; söylenen para çıkmamış.

AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) - …ve bunu, maalesef, farklı bir mecraya taşımak isteyen arkadaşların, bu Hükûmete teşekkür etmesi gerekmektedir.

Tekrar, biz, gereken gayreti Malatya milletvekili olarak, kayısı üreticilerimiz için ve Türkiye genelinde de üreticilerimizin meselesinin çözüme kavuşturulması için tarım sigortası kapsamının yaygınlaştırılmasını, inşallah, genişleteceğiz ve daha sürdürülebilir bir çözüm üreteceğiz.

Ben, tekrar, teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erkal.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun verdiği Teklif'le ilgili olarak ben bir açıklama yapmak için huzurunuzdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, değerli milletvekilleri, öncelikle şunu ifade edeyim: Birkaç defa, gerek bu biraz önceki konuşmasında gerekse daha önce başka kanunlar görüşülürken Sayın Aslanoğlu sık sık ya yerinden bağırmak suretiyle veya burada kürsüde, Sayın Başbakanın 35 trilyon lira söz verdiği ve bunu yerine getirmediği yönünde bir beyanda bulundu. Hatta son konuşmasında benim de ismimi, Tarım Bakanı olarak benim de bu şekilde müjde olarak bunu verdiğimizi ve bunu yerine getirmediğimizi söyledi.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Evet.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu doğru değildir, onu öncelikle ifade edeyim. Bizim o şekilde bir ifademiz, ne Sayın Başbakanın ne benim, 35 trilyon ödenecektir gibi bir ifademiz olmamıştır.

Bizim şöyle bir ifademiz olmuştur: Tabii afetlerden olan don sebebiyle Malatya'daki kayısı üreticilerinin yasal olarak hak ettikleri para kendilerine ödenecektir dendi, doğrudur ve değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Erkal'ın da belirttiği gibi, ilk defa olarak, tahakkuk eden zarar miktarı 14 trilyon 168 milyar liradır. Yani, bugünün parasıyla söylersek, 14 milyon 168 bin YTL'dir.

Bunun tahakkuku gerçekleşen, evrakları tamamlanmış olanın 12 milyon 958 bin 538 YTL'si, yani, 12 trilyon 958 milyarı ödendi. Ne zaman ödendi? Ekim ayı içerisinde vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin hesaplarına bu para geçti. Kalan niye ödenmedi? Kalanın ödenmemesinin sebebi de -ki, 1 trilyon civarında bir para- yapılan itirazlar sebebiyle tahakkukun vuzuha kavuşmamasıdır, açıklığa kavuşmamasıdır. Sadece bu sebeple kalmıştır ve bu ödenmiştir.

Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, bu vesileyle -tabii, sık sık gündeme geliyor- burada, AK Parti Hükûmetinin, 58 ve 59'uncu Cumhuriyet Hükûmetlerinin bu konuda yaptıkları çalışmaları sizlere aktarmak istiyorum.

Türkiye'nin mevzuatında, yasal mevzuatında, afetlerden, doğal afetlerden zarar gören veya muhtaç durumda olan çiftçilere yapılacak yardımlarla ilgili iki tane kanun vardı. Bunlardan bir tanesi, 5254 sayılı, muhtaç çiftçilere tohumluk yardımı yapılması hakkındaki Kanun idi ve bu Kanun, 2001 tarihinde, meşhur "Derviş yasaları" içerisinde kaldırıldı. Söz konusu olan, şu anda konuştuğumuz, 2090 sayılı, tabii afetlerden zarar gören çiftçilere yapılacak yardımlarla ilgili veya zararlarının karşılanmasıyla ilgili Kanun ise 1977 yılında yürürlüğe girmiş. Buraya dikkatinizi çekiyorum değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekiyorum bu konuya.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Bakanım, yasayı iyi biliyoruz biz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -1977 yılında yürürlüğe giriyor. 1977'den 1996 yılına kadar, bu Kanun, hiçbir şekilde işletilmemiş. Yani, bu Kanun kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir kuruş yardım yapılmamış. 1996 yılından, iktidara geldiğimiz 2002 yılı sonuna kadar, sadece 2,5 trilyon lira para harcanmış bu Kanun kapsamında, 2,5 trilyon lira, 1996-2002 arasında, 2002 sonu itibariyle. AK Parti Hükûmeti döneminde, 2003 Ocağından bugüne kadar, tam, bu Kanun kapsamında, 101 trilyon lira,Türkiye'nin çiftçilerine, afetlerden zarar gören çiftçilere 101 trilyon…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen, toparlar mısınız.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

AK Parti Hükûmetinde, bu Kanun kapsamında iki buçuk, üç yıl içerisinde tam 101 trilyon lira para kullandırıldı Türk çiftçisine. Şimdi, daha önce işletilmemiş olan 2090 sayılı Kanun kapsamında, biz, Hükûmet olarak, bugüne kadar 101 trilyon lira para ödemesi yaptık muhtaç çiftçilere.

Dahasını da yaptık: Kalıcı bir şekilde, dünyadaki gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, modern risk yönetim aracı olan tarım sigortası uygulamasını başlattık ve 1 Haziran 2006 tarihinde de bu Kanun yürürlüğe girdi, ilk poliçeler arz edildi piyasaya ve bugüne kadar, 10 bin 500'ün üzerinde poliçe alındı çiftçilerimiz tarafından. Burada da, biz, özellikle dar gelirli, küçük ölçekli, orta ölçekli çiftçilerimizin bu Yasa'nın imkânlarından faydalanmasını temin etmek için de, bu poliçelerin bedelinin yarısını hibe olarak karşılıyoruz, hibe olarak. Misal: Bir kayısı bahçesi sahibi veya bir başka sera sahibi veya bir başka üreticimiz, sigorta poliçe bedeli 500 YTL ise, biz, bunun 250 YTL'sini, hiçbir kaydı şarta bağlı olmaksızın kendisine hibe olarak veriyoruz. Şimdi, biz, bu kadar büyük bir kaynağı bu işe aktardık, ayırdık ve bu alanda bu kadar önemli bir adım attık. Bu, gerçekten, ama gerçekten, devrim niteliğinde bir Kanun'dur ve bir uygulamadır.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Bakanım, uygulaması yok. Malatya'da sadece Doğanyol'da uygulamaya koydunuz, ama uygulanmadı.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Fransa gibi…

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen…

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Yasayı çıkarıyorsunuz, uygulamıyorsunuz Sayın Bakan.
Anlattıklarınız gerçeklerle bağdaşmıyor Sayın Bakan. Ben, Hekimhan'dan geliyorum

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Anlattıklarım gerçeğin ta kendisidir. Siz, o gerçekleri görmek istemiyorsunuz.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Gerçeklerle bağdaşmıyor Sayın Bakanım anlattıklarınız..

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
O gerçekleri görmek istemeyenlere hiçbir ses,

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - O zaman, Sayın Bakanım, sizinle beraber Malatya'nın köylerini gezelim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - … hiçbir görüntünün tesiri olmaz.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Bakanım, beraber Malatya'nın gezelim, gerçekleri o zaman beraber görelim.

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli milletvekilleri…

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - İnanmıyorsanız beraber görelim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Fransa da geçen tarım sigortası uygulamasına başladı. Biz, bu sene tarım sigortası uygulamasının kapsamını da genişletiyoruz, 2007 yılında.

MUHHARREM KILIÇ (Malatya) - Her ilde bir ilçeye uyguladınız.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Bakın, ne yapıyoruz?

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen, toparlar mısınız.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bakın, bu sene, biz, don hasarı sebebiyle, başlangıç yılında, Türkiye'deki ilçelerin yüzde 10'unda uygulama başlattık, pilot uygulama.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Her ilde bir ilçede uyguladınız.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - 2007 yılında, bütün Türkiye sathında, don afeti sigorta kapsamına alınıyor, bu uygulama da bu sene başlıyor. Dolayısıyla, biz Hükûmet olarak, hem 2090'ı işlettik, 100 trilyonlarca para, afetten zarar görenlere ödedik hem çağdaş bir risk yönetim aracı olan sigortayı ilk defa olarak başlattık ve bu poliçe bedelinin de yarısını hibe olarak karşılıyoruz. Bundan sonra da, bu sigorta kapsamının alanını genişletiyoruz…

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Bakan, Malatyalı Başbakanın sözünde durmasını bekliyor.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - … hak eden vatandaşlara, bu yardımlara yine 2090 kapsamında devam ediyoruz. İleride ortaya çıkabilecek aksaklıklarla ilgili olarak da şu anda bir çalışma yapıyoruz, 2090'da da eğer gerekirse bazı değişiklikler yapılır ileride.
Ben, bütün bu bilgileri sizlere sunmak istedim. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.."

"SÖYLENMEDİ.." DENİLEN SÖZLER..
Bu arada, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in, "ne kendisinin, ne de başbakanın, 35 trilyonluk ödeme yapılacağına ilişkin bir söz söylemediği" iddiasına karşın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bazı açılışlar ve AKP İl Kongresi için Malatya'ya 12 Temmuz'da yaptığı ziyaret sırasında, Sıtmapınarı kavşağında bu konuda söyledikleri şöyle:

"..Özellikle kayısı mağdurları noktasında.. Mevcut yaptığımız tesbitlere göre alacağın yüzde 50'sini inşallah önümüzdeki haftalarda ödeyeceğiz. Yüzde 50'sini 2007'nin ilk çeyreğinde ödeyeceğiz. Bunu burada özellikle duyurayım istedim. Bu rakam yaklaşık 35 trilyon.. Yarısını hemen, yarısını inşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde ödeyeceğiz.."

Başbakan, daha sonra AKP İl Kongresinde de bu konunun detaylarına değinip, aynı rakamı tekrarlamıştı.

TBMM'deki son görüşmeler sırasında, Tarım Bakanının, Başbakanın bu sözleri söylemediği iddiası karşısında, yerel ER TV'de, 14 Kasım Salı akşamı ana haber bülteninde, Başbakan Erdoğan'ın söz konusu 12 Temmuz'daki Malatya konuşması ile Tarım Bakanının 14 Kasım Salı günkü yalanlaması, "bindirilmiş" görüntüler ve kendi sesleriyle yayınlanarak, Tarım Bakanının "doğruyu söylemediği" kamuoyuna duyuruldu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız