SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Vali Geldi Etki, Ben de Bir Tepki Verdim"

0
Güncellendi - 2017-03-17 23:16:35
A- A+ PAYLAŞ

  • Darbe girişimi sırasında yaralı olarak ele geçirilen eski Yüzbaşı savunmasında darbeye karşı olduğunu öne sürdü

Yakınca Spor Salonu'ndaki Darbe Girişimi davasının 8. duruşmasında, darbe girişimi sırasında yaralı olarak ele geçen tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığında görevli Kurmay Yüzbaşı Kemal Keskin, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti karşısında savunma yaptı. Keskin, savunmasında, 15 Temmuz günü kaldığı lojmandayken Albay Bahadır Erdemli'nin kendisini arayarak terörle ilgili bir konu olduğunu söyleyerek karargaha çağırdığını ifade ederek, “Karargaha gittim. Albay Bahadır Erdemli bana muhtemel bir terör eylemi karşısında tatbikat olduğunu söyledi. Bu tatbikat emri tarafıma bildirildi ve 2 nolu nizamiyeye geç diye emir verildi. Verilen emir üzerine nizamiye bölgesine giderek tatbikat kapsamında eğitim verileceği belirtildi." iddiasında bulundu.

“İÇERİ KİMSE GİRMEYECEK, ÇIKMAYACAK DENİLDİ”

Keskin, kendisinin görev almasının ardından bir süre sonra Ordu komutanı ve kurmay başkanının 1 nolu nizamiyeden giriş yaptığını dile getirerek, savunmasını şu iddialarla sürdürdü:

"Albay Bahadır Erdemli, 'kimse kışladan çıkmayacak kimse içeri girmeyecek' diye emir verdi. Nizamiye terk edemedim, öyle bir durumda da orayı terk etmenin uygun olmayacağı düşündüm. Vurulduğum anda dahi orayı terk etmedim. Nizamiye dışına çıkmadım.. Sivile silah doğrulmadım, ateş etmedim. Kimseye de ateş emri vermedim."

Darbe girişimi gecesi Malatya Valisi Mustafa Toprak'ın 2. Ordu Komutanlığı Karargahı'nın 2 nolu nizamiyesine geldiğini anlatan Keskin; "Sayın Valimizin 2 nolu nizamiyeye gelmesiyle olaylar farklı bir vaziyet almıştır. Nizamiye bölgesine Malatya Valimiz Sayın Mustafa Toprak gelmiş, içeride olumsuz bir durum olduğu ifade edilmiş, Valimize 2. Ordu Komutanımız olumsuz bir durum olmadığını ifade etmiş. Ben de her şeyin normal olduğunu kendisine söyledim. Valinin etrafındaki polisler nişan almış, tetikleri namluları doğrultulmuş, bizi öldürmeleri açık ve net. Bütün kayıtları alın kim ne yapıyor göreceksiniz. Böyle bir ortamda Vali nizamiyeye geliyor, aşırı heyecanlı bir şekilde benimle konuşmaya çalışıyordu. Yanına bir kameraman almış, 'içeri girmek istiyoruz' diyordu. Ben de içeride olumsuz bir durum yok, 'içeri giremezsiniz, Ordu komutanımızın emri, siz de bizim emniyetimizden mesulsünüz' dedim. Akabinde 'durun içeriye giremezsiniz vururum, askere hazır ol' demişim. Valimizin kafasında bir mizansen var, Valimizle yüzleşmek istiyorum. Adımız bütün basında darbeci yüzbaşıya çıktı, bundan bir türlü kurtulamıyoruz. Valiye silah doğrulttuğum bir görüntü yok. Beyaz bir araç var. 6 kere nizamiyeden geçiş yaptı bize, 'ne koruyorsunuz lan bu vatan hainlerini' dedi, 'öldüreceğiz, hepinizi gömeceğiz' diyorlardı. 11-12 araç nizamiyenin tam karşısına çekti. Küçücük nizamiyeye 100 kişilik bir ekip var diyorlar, 3 mehmetçik bir de gariban yüzbaşı vardı nizamiyede. Kışlamıza neden zorla girilmeye çalışıldı, amaç neydi? Biz nizamiyeyi terk etmedik, dışarı çıkmadık, vatan, mehmetçikler şahittir.'Oğlum hazır olun dışarı çıkın' demedim. Bize 'sıkın, sıkmazsan ben sana sıkarım' emri verdiğimiz söyleniyor. Kimseyi tehdit etmedim, kimseye bir şey söylemedim. İfadelerin hepsi copy-paste, hepsi bir kalemden çıkmış. Bu ifadelerin bilerek, kasıtlı bir şekilde şahsımı o istedikleri kolaja oturtmak için verildiğini düşünüyorum."dedi.

“NİZAMİYE KAPISINI AÇMAM İÇİN EMİR VERİLMEDİ”

Keskin savunmasındaki iddialarını şu şeklide sürdürdü:

"Çok sevdiğimiz kardeşlerim, meslektaşlarım polislerin saçma sapan şeylerine uyup atışa başladılar. 'Arkadaşlar içeriye girmeye çalışmayın' diyorum. İçeriye girmeleri çok rahat, nizamiye yol geçen hanı gibi basıp geçersin. İkaz etmekle beraber silah atışıyla karşılık verdiler. Üstümüzden mermiler geçiyordu. ilk atış emniyet kuvvetleridir. Polisler tarafından ateş açılması, kasıtlı olduğunu değerlendirmekteyim. Etki olur, tepki verirsin. Vali geldi etki, ben de bir tepki verdim. Kurmay başkanını aradım, 'Sayın Valiyi aradığınızı söylüyorsunuz, Vali geldi içeride olumsuzluk olduğunu söylüyor, siz böyle bir şey söylediniz mi?' dedim. 'İçeride olumuz bir şey yok' dedi. Telefonda bana nizamiye kapısını aç ve kapa demedi. Bana kimse nizamiyeyi terk et veya terk etme demedi. 'Nizamiyeyi kimseye ve araçlara açmayacaksın' denildi. Havaya ikaz ateşi açılmıştır. Yapılan ikaz ateşine karşı polisler ateş açmıştır. Zırhlı araçlara tekerlek dışında bir yere nişan almadım. Araçların silah sistemine, camına nişan alınmadı, kesinlikle ateş edilmedi."

“KURMAY BAŞKANINA VALİ BEYİ ALMADIĞIMI SÖYLEDİM”

Keskin, savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un “Nizamiyede emir komutayı almasının kim tarafından emir edildiği” sorusuna “Albay Bahadır Erdemli tarafından verildiğini ve giriş çıkışların da yine verilen emir doğrultusunda kapattığını” söyledi.

Mahkeme Başkanı Koç'un 'Valinin geliş saatini 03.00 söyledin. Daha önce Valinin nizamiyeye gelmiş olma ihitmali var mı?' sorusuna , “olmadığını” cevabını veren Keskin, “Valiye giriş çıkışların Ordu komutanının emriyle yasaklandığını söylediğini” ileri sürdü.

“Malatya Valisi Mustafa Toprak'ın içeri almamasını sıralı komutanlarına bildirmesi ve bu konu hakkında Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ile görüşüp görüşmediğinin “ sorulması üzerine Yüzbaşı Keskin, "Söyledim. Angun ile Vali Bey geldiği zaman görüştüm. İçeri almadığımı söyledim" şeklinde yanıtladı.

“ORDU KOMUTANINDAN DARBE KARŞITI YAYIN YAPMSINI İSTEDİM”

Mahkeme Başkanı Koç, tutuklu er Emirhan Yılmaz’ın savunması sırasında Adem Huduti ile görüştüğünü söylediğini hatırlatarak, "Adem Huduti ile bir telefon görüşmesi yaptığını söyledin, savunmanda buna yer vermedin. Adem Huduti ile görüştün mü?" sorusu üzerine ise Yüzbaşı Keskin; ''Sayın komutanımız ile görüştüğümüz oldu. Olayın vahametini söyledim. Diğer ordu komutanlarımız açıklamalar yapıyordu. Bende olayların bu hale geldiğini görünce, bizden ses yok. Bahadır Albayımızın telefonundan görüştük. Sayın komutanım bu sıkıntılı bir süreç. Whatsappdan bu darbeyle ilgili yer almadığınızı hükümütemizin lehine bir yayın yapmasını istedim." iddiasında bulundu. Bunun üzerine Koç, Albay Erdemli'ye 'Böyle bir görüşme oldu mu?' sorusunu yöneltti. Albay Bahadır Erdemli, "Zamanını hatırlamamakla birlikte böyle bir görüşme yapıldı." diye cevap verdi.

“BEN TESLİM OLMADIM”

Sanık Yüzbaşı Kemal Keskin; “Tuğgeneraller Mustafa Serdar Sevgili ile Zeki Karataş bir emir verdi mi?” sorusuna “Bana kapıyı aç ya da kapa şeklinde bir emir vermediler. Onların benimle ilgili beyanları doğru değil” şeklinde; “Vatandaşlara silahla ateş ettin mi, hiçbir şeye silahla ateş ettin mi?” sorusuna “Ben kimseye silahla ateş etmedim” şeklinde; “Ordu komutanıyla telefonda konuşman Valinin gelişinden önce miydi, sonra mıydı?” sorusuna “Hatırlamıyorum” şeklinde; “Ordu komutanı ile konuşurken çatışma başlamışmıydı” sorusuna “Çatışma başlamamıştı” şeklinde; “Ordu komutanı bizimle birlikte hareket ediyorsa Whatsaap üzerinde bir mesaj atsın dedin mi?” sorusuna “Hayır, ben darbe karşıtı mesajı atmasını istedim” şeklinde; “Sıkıyönetim mesajının içeriğinden sana bahseden oldu mu?” sorusuna “Hayır kimse etmedi” şeklinde; “Teslim olma konusunda sana emir veren oldu mu olmadı mı?” sorusuna “Ben teslim olmadım” şeklinde; “Avni Angun’un traş sabunu bulunduğu bahisle şoförünü gönderdiği iddiası var. Böyle bir şey var mı?” sorusuna “O iş doğru, Kötü mü olmuş? Ne söylediğimi bilmiyorum. Servis araçları geldi, onları da almadım.” şeklinde cevaplar verdi.

Mahkeme heyeti, ilk 8 duruşmada şimdiye kadar 76 sanıktan 36 sanığın savunmasını aldı. 9'uncu duruşma Cuma günü yapılacak.

Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız