SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Vatandaşa Tevazu İle Yaklaşmalıyız"

0
Güncellendi - 2017-06-14 01:52:46
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AK Partili olmak gurur abidesi olmak değildir, iktidar gücünüz gururlanma sürecine katkıda bulunsun diye kullanmamalıyız. Tam aksine tevazu ehli olmak suretiyle vatandaşlarımıza yaklaşmalıyız” dedi.

AK Parti Ankara İl Teşkilatı’nın iftarına katılan ve partililere hitaben konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerden tevazu sahibi olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ankara’nın sahip olduğu misyonun çok büyük olduğunun altını çizen Erdoğan, kentsel değişim ve dönüşüm projeleri ile Ankara’ya gereken yatırımların yapılmaya devam edeceğini söyledi.

“Bu şehir tabiatı ve tarihi ile görkemli olmayabilir ama sahip olduğu misyon ile gerçekten büyüktür”

Ankaralı olmanın, Ankara’da görev yapmanın, Ankara’da yaşamanın ülkenin yükünü sırtlanmak anlamına geldiğini söyleyen Erdoğan, “Hatta daha da ötesine geçerek söylüyorum, ülkemiz ile birlikte bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, tüm kardeşlerimizin sorumluluğunu üstlenmek demektir. Çünkü Ankara Türkiye Cumhuriyetinin Başkentidir. Bu şehir tabiatı ve tarihi ile görkemli olmayabilir ama sahip olduğu misyon ile gerçekten büyüktür, hem de çok büyüktür. Anadolu’nun ortasından yükselen umut ve cesaret ışığının dalgaları önce 81 vilayeti i ile ülkemize, ardından bölgemize ve en nihayet dünyanın tamamına ulaşmaktadır. Bu ışık öyle bir anda yükselmiş değildir. Arkasında şehitlerimizin kanı, gazilerimizin fedakarlığı, siyasetçisinden bürokratına, işçisinden memuruna, çiftçisinden esnafına koskoca bir milletin emeği, alın teri vardır. Ankara her zaman umut kapısı da değildir. Hasta bebeklerine doktor ilaç bulabilmek için Zap suyunu geçmeye çalışan bir anne babanın hikayesini anlatan şiir bunun en çarpıcı örneğidir. O şiir şair şöyle diyor, ‘Şavata’dan Ankara’ya ses gitmiyor, biz gitmeye kuvvetimiz hiç yetmiyor, malımız yok, yolumuz yok. Ankara’ya ses verecek dilimiz yok. Kanadımız, kolumuz yok. Bu ne biçim memlekettir.’ Bir zamanlar Ankara’ya işte böyle sitemler edilirdi. Hatta Aşık Veysel gibi pek çok vatandaşımız kılık kıyafetinden dolayı Ankara’nın Ulus ve Kızılay gibi merkezi semtlerine alınmazdı. Merhum Karakoç’un bir isyanlı sükut şiiri vardır ki, milletimizin gönül dünyasındaki devlet, dolayısıyla Ankara imajını çok veciz bir şekilde ifade ediyor, ‘gitmişti makama arzuhal için, bey dedi yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim. Şey dedi yutkundu eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı, gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı. Bir baktı konağa alttan yukarı, vay dedi, yutkundu, eğdi başını’ Neler çekmiş bu millet. Türkiye, devlet-millet ilişkilerinde faturanın da hep Ankara’ya kesildiği işte böyle sıkıntılı dönemler geçirmiştir” dişe konuştu.

“Altındağ ilçesindeki yapılaşmaları görünce iftihar etmemek mümkün değil”

Konuşmasında Altındağ ilçesinden gurur duyduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz 14 yılda ülkemizin tamamında yaptığımız yatırımlar, hayata geçirdiğimiz hizmetlerle cumhur ile cumhuriyeti buluşturduk. Milletimizin Ankara’ya bakışını değiştirdik. Bu süreçte Ankara da kendini değiştirdi. Gecekonduların kuşatmasındaki köhne Ankara’dan modern bir başkentin doğuşuna hep birlikte şahitlik ettik. Eksikler yok mu, elbette var, hatalar elbette var. Ama bunların düzeltilmesi için çalışmak ve mücadele etmek başka bir şeydir. Yapılan güzel işleri görmezden gelmek başka bir şeydir. Şimdi Altındağ ilçesine girdik, Altındağ ilçesindeki yapılaşmaları görünce iftihar etmemek mümkün değil. Adaletli olacak, her ikisini de birden yapacağız” şeklinde konuştu.

“Ankara ‘Gazi’ sıfatını ziyadesiyle hak etmiş bir şehrimizdir”

“Ankara’ya abide eserler bakımından şöyle bir baktığımızda cumhuriyetin ilk dönemi ile AK Parti dönemi arasında koskoca bir boşluk olduğunu görüyoruz” açıklamasında bulunan Erdoğan, aynı boşluğun ülkenin her yerinde ve her alanda görmenin mümkün olduğunu belirtti. Erdoğan, “Bu çarpıklık milletin değerleri ile tarihi ile kültürü ile uğraşmaktan ülkeye hizmet getirmeye fırsat bulamayanların eseridir. Artık bu dönem geride kaldı. Milletimiz devleti ile devletin başkenti Ankara ile öyle bir kaynaşmıştır ki, bu uğurda 15 Temmuz’da olduğu gibi canını ortaya koymaktan çekinmemiştir. İşte şehitlerimiz, 249 şehit, 2 bin 193 gazi. Bir bakıyorsun parlamento bombalanmış, Genelkurmay, Cumhurbaşkanlığı Özel Harekat, Özel Kuvvetler bombalanmış. Buralardan yüzlerce şehit, binlerce gazi var. O gece tankların altına kendini atan milletimle iftihar ediyorum. Bombalardan yılmayan milletimle iftihar ediyorum. Hani İstiklal Marşı’mızda diyor ya, ‘Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın, kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın‘ İşte bu millet göğsünü siper etti ve tankların üstüne gitti. İman öyle bir şey. ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Bir tarafta imanlı, aziz bir millet vardı, öbür tarafta imanını kaybetmiş bir saldırganlar çetesi vardı. Ankara 15 Temmuz darbe girişiminde gösterdiği büyük kahramanlıkla ‘Gazi’ sıfatını ziyadesiyle hak etmiş bir şehrimizdir. Tankların, helikopterlerin, uçakların, namluların karşısına yiğitçe dikilen Ankaralılardan 90’ sivil, 56 tanesi polis, 3 tanesi asker olmak üzere tam 149 kardeşimiz şehit oldu. O gece yaralanarak gazilik şerefine nail olan Ankaralıların sayısı bin 222. 15 Temmuz ve terörle mücadelede verdiğimiz tüm şehitlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. 15 Temmuz gösterdi ki, Ankara Türkiye’nin istikbal ve istiklal mücadelesini sadece yöneten değil, gerektiğinde safların en önünde yer alacak dirayete ve cesarete sahip bir şehirdir. AK Parti teşkilatı olarak, hükümet olarak bizlere düşen bu şehri layık olduğu hizmetlere ulaştırmaktır. Mimariden çevreye, kültür sanattan eğitime her alanda Ankara’yı uluslararası düzeyde bir marka şehir haline getirmekte kararlıyız. Bunun için milletimizin gönlündeki yerimizi daha da güçlendirmeliyiz. Kentsel dönüşüm, değişim dediğimiz projelerimizi süratle bitirmek durumundayız. Onun için gecekondular, kaçak yapılaşma, bütün bunları bir an önce bizim yapacağım kentsel dönüşüm ve değişimle halletmemiz lazım. 2019 seçimlerine kadar kapısını çalmadık ev, sıkmadık el, tebessüm etmedik yüz bırakmayacak şekilde çalışmalarımızı sürdürmeliyiz” ifadelerini kullandı.

“Belediyelerde hizmet gerektir ama yeterli değildir”

Partililerden bir ricada bulunan Erdoğan, “AK Partili olmak gurur abidesi olmak değildir, iktidar gücünüz gururlanma sürecine katkıda bulunsun diye kullanmamalıyız. Tam aksine tevazu ehli olmak suretiyle vatandaşlarımıza yaklaşmalıyız. Bunu yapmak durumundayız. Aksi taktirde Rabbimin bize verdiği bu nimeti süratle kaybederiz. Tüm il ve ilçe teşkilatlarımız, kapı kapı dolaşmak durumundayız. Bu parti 14-15 yıllık süre içinde yatırımları ile belli mesajları verdi, veriyor. Daha çok çalışmamız, yatırımlar yapmamız lazım. İstiyoruz ki, caddelerde ilerlerken sağda solda bu çarpık yapılaşmalar olmasın. Belediyelerimiz bir an önce buralardaki bu yapılaşmayı çok daha modern, insanca yaşanabilir hale dönüştürsün. Bu dönüşümleri gördüğümüz zaman iftihar ediyoruz. İstiyoruz ki, ‘bu millete yakışan neyse AK Parti onu yaptı, yapıyor’ denilsin. Belediyeler için bir şey söyleyeceğim, belediyelerde hizmet gerektir ama yeterli değildir. Yeterli olan gönüllere girmektir. Eğer gönülleri alamıyorsak kaybederiz. Ev ev dolaşacağız ve vatandaşımızla bu gönül birlikteliğini sağlayacağız” açıklamasında bulundu.

Ankara, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız