SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Vay Orada Yaşayanlara!.'

A- A+ PAYLAŞ

Ülkeler Deprem Kestirme Ağı Türkiye Başkanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Türkiye depremleri gecikmiştir. Ancak, güney ile doğudan gelen baskılar, 2010-2015 arasının deprem doğurgan olacağını belirtmektedir" dedi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Tunceli Pülümür'de sabah saat 07.51'de meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yazılı açıklama yapan Ercan, Tunceli'nin, Türkiye'nin en öncelikli deprem illerinden biri olduğunu belirterek, "Türkiye'de hiçbir yerde deprem olmasa Tunceli'nin Kuzey Anadolu Kırığı(KAK) ile Doğu Anadolu Kırığı(DAK) ile kesim yerinde deprem olur.

Pülümür, Kuzey Anadolu Kırığı(KAK) üzerinde yer alır. 30 km batısında, K45D doğrultulu, sol atımlı Ovacık Kırığı,
70 km doğusunda ise Kuzey Anadolu Kırığı(KAK) ile Doğu Anadolu Kırığı(DAK) ile kesim yer alır. Pülümür'ün batıdaki Erzincan'a uzaklığı yalnızca 60 km'dir. Ovacık Kırığı güneyde, Keban Gölü üzerinde Malatya Kırığı ile kesişir. Kısacası Tunceli-Pülümür Türkiye'nin en kükrek KAK ana kırığı üzerinde, ayrıca üçüncü kükrek Doğu Anadolu Kırıklarının(DAK) ile DAK'a koşut, ayni yanal sol atımlı Ovacık Kırıkları arasında yer alır. O nedenle sürekli gerginlik altında kalan bir yerdir. Bu dolayın diri kırıkları Kuzey Anadolu Kırığı( K 70° B ) ile Ovacık( K 60° D ) ile Doğu Anadolu-Sancak-Tunceli-Karakoçan Kırığı ( K 50° D ile Doğu- Batı) dır. Kısacası 60 km doğusu tam kırıkların savaşa tutuştuğu alnadır. Bunun ortasında da Kiği ile Karlıova yer alır. Vay orada yaşayanların durumuna" ifadelerini kullandı.

Ercan, Pülümür'de 23 Ağustos 2008'de de aynı şiddette deprem olduğunu, bugünkü depremin, iki yıl önceki depremin bir eşlemi gibi olduğunu söyledi. 2005 ve 2008 yılı başında yaptığı uyarılarda Varto- Pülümür- Erzincan üçgeninin, 40 yıldır büyük deprem üretmediğini ve büyük depremlere gebe olduğunu söylediğini anlatan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, şöyle devam etti;

"Tunceli-Pülümür'de, 6,2+1967; 6,5+2003'de, 40 yıl içinde ardı ardına en büyüğü 6,5 olan Richter büyüklüğünde deprem olmuştur. Bu bölge 7'den bile büyük deprem üretebilir. 4,1'lik deprem Pülümür dolayının büyük bir deprem üretmek üzere gerildiğini gösterir. Ancak, bu gerilmekte olan KAK kolunun geçmişte ardışık depremler oluşturduğu göz önünde bulundurulursa, 4,1'lik bugünkü depremin, yaklaşık 6.5-7 büyüklüğünde beklenen bir depremin doğum sancıları olabileceğinin kuşkularını yaşıyorum. Bu olasılık göz
ardı edilmemelidir. Pülümür ile dolayının yer-yapı-deprem davranış özelliklerine, yapı niteliğine bakıldığında, bu bölgede göçmeler 5,5 büyüklüğünden sonra başlamakta olduğu anlaşılıyor. İlbeylikce(valilikçe) Pülümür, başta olmak üzere, köy, bucak, ayrıca mezralarda 7.2 ye dayanamayacak konutların belirlenerek, yerine, dayanıklı konutların yapılması gerekir. Yeni yapılaşmanın, yapı dönüşümünün, çadır, ölü torbası, yiyecek biriktirmekten daha gerçekçidir. Türkiye'de bir kişinin depremden ölmesinin Türkiye akçalına (ekonomiye) verdiği dokunca 1 milyon dolardır. Oysa bir kişinin göçükte ölmemesi için deprem öncesi yapılması gereken yatırım yalnızca 5 bin dolardır."

İleride, 4,1'lik depremi izleyen başka, daha büyük deprem olma olasılığı göz önünde bulundurularak önlemlerin bugünden alınması gerektiğini kaydeden Ercan, "Türkiye, 1999'dan beri beklenen büyük depremini görememiştir. Türkiye depremleri gecikmiştir. Ancak, güney ile doğudan gelen baskılar, 2010-2015 arasının deprem doğurgan olacağını belirtmektedir" açıklamasında bulundu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız