SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ve Hilmioğlu Serbest Bırakıldı

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:47:02
Ve Hilmioğlu Serbest Bırakıldı
A- A+ PAYLAŞ

Ergenekon davasından 23 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 5 yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu tahliye edildi. Hilmioğlu, “Bu davada yargılanan insanlar 6-7 yıldır bir tertip, bir kumpas olduğunu defalarca söylediler. Fakat inanan olmadı” dedi. 

Tahliye kararının ardından evrak işlemleri tamamlanan Fatih Hilmioğlu, akşam saatlerinde cezaevinden tahliye edildi. Kendisini karşılamaya gelenlerle sarılıp tebrikleri kabul eden Hilmioğlu daha sonra gazetecilere bir açıklama yaptı. 5 yıldır tutuklu bulunduğuna dikkat çeken Hilmioğlu,  basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Ergenekon isimli bu davada 5 yıldır tutukluyum. Bugün tahliyem Anayasa Mahkemesi tarafından yapıldı. Bu tahliyeme karar veren Anayasa Mahkemesi'nin sayın başkanına  ve üyelerine teşekür ediyorum. 

Eğer bu tahliyem uzun tutukluluk süresince gerçekleşmişsse -ki ben 5 yıla yakındır cezaevindeyim- söylemek istediğim şu: Benden daha uzun süredir cezaevinde olanlar var. Yok bu tahliye hastalık nedeniyle gerçekleşmişse, burada da hekim olarak söylemek isterim ki, benden daha ağır hastalar var. Umarım onlar için de bir çözüm yolu olur ve onlar da tahliyelerine ulaşırlar.

Aşağı yukarı 7 yıla yakın bir süredir devam etmekte olan bir dava bu. Bu davanın görüldüğü mahkemenin ilk başkanı beyanat verdi biliyorsunuz ve verdiği beyanatta 'bugün olsaydı bu iddanemeyi kabul etmezdim' dedi. Böyle bir Ergenekon örgütünün olmadığını söyledi.

Ama  bu davada yargılanan isanlar ve sanıkların müdafileri, altı yedi yıldır bu davanın bir tertip olduğunu, bu davanın bir kumpas olduğunu, ortada bir örgüt ve darbe teşebüsü olmadığını defalarca söylediler, fakat inanan olmadı.

Nihayet sayın Başbakan tarafından ve diğer hükümet üyeleri tarafından, bu davanın kumpas olduğunu, devlet içeirisinde yuvalanmış bir parelel devlet olduğunu veya devlet içerisinde bir çete tarafından yapıldığını ve yüzlerce insanı cezaevlerinde bulunduğunu ifade ettiler. Ve defalarca ifade ettiler. Esas itibari ile bu ifadelerden sonra bu davalar düşmüştür. Ne ortada Ergenekon terör örgütü vardır ne de darbe teşebüsüsü vardır .

Bütün Türk Milletine sormak isterim. Eğer ortada bir Ergenekon terör örgütü varsa, bu örgütün başı kimdir? Başı yok, mahkeme de söyleyemiyor. Çünkü örgüt yok en başta. Kanarya Sevenler derneğinin bir başkanı varken, böyle bir örgütün başının olamaması nasıl izah edilebilir? Çünkü örgüt yok.

Ama yargılanan sanıklara baktığınız zaman, bu davanın da bir askeri  darbeye  teşebbüs davası olduğu düşünüldüğünde, bu davadaki en üst düzey askeri şahıs Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ. Yani şu mu oluyor o zaman? Şu soruyu sormak lazım. Yani sayın Genelurmay Başkanı İlker Başbuğ, 700 bin kişilik silahlı kuvvetleri, ordusunu bırkamış da, 280 kişiden oluşan ve çoğu da sivillerden oluşan bir örgüt mü kurmuştur, darbe yapmak için? Bunun akılla mantıkla izahı yoktur.

Benim Karaciğer rahatsızlığım var. Bu ağır stres koşullarında biraz ilerledi.

Hiç iyi bir şey hissedemedim, sevinemedim. Çünkü içerideki herkes suçsuz. Sadece Danıştay failleri ve Cumhurriyet Gazetesi'ne bomba atanlar hariç. Onun dışında burada yargılanan bütün insanlar suçsuz. Bunu bütün inçtenliğimle size söylüyorum."

Bu haberlerin hurriyet.com.tr. ve odatv.com'da yayınlananlarını ise aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz:

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25855567.asp

http://www.odatv.com/n.php?n=ve-ozgur-2002141200

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız