SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Vekillerin Kanı Dondu!

A- A+ PAYLAŞ

Taciz yüzünden köy köy dolaşan öğretmen dede, cezaevinde damatlar koğuşunda mahkûmların akıl almaz “tecavüzcü infazı”, çocukken uğradığı taciz sonrası “agorafobi” olan kadın, kadın programına da katılan bir esnafın tacizi ve üç erkek çocuğun ilişkisi...

TBMM Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu’ndaki vekilleri şoka uğratan bu dehşet verici öyküleri Prof. Dr. Ayşe Avcı anlattı.

ÇUKUROVA Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalında görev alan Avcı, Adana’da 13 yıldır varlığını sürdüren istismar heyetinde çalışmalarını sürdürerek, adli vaka raporları veriyor. Avcı’nın araştırmalarında karşılaştığı beş olay komisyon tutanaklarına şöyle yansıdı:

Cinsel organını yaktılar

“Cezaevindeki cinsel istismarcıların konulduğu koğuşlara ‘damatlar koğuşu’ deniliyor. Pozantı’da 15 yaş üstü kızlara tecavüz etmiş iki yetişkin vardı. Onların yanına bir genç çocuk koymuşlar. O da dokuz yaşında kız çocuğuna tecavüz etmiş. Bir gece o iki yetişkin dokuz yaşındaki çocuğa tecavüz eden çocuğun cinsel organını kaynar suyla yakarak infaz ettiler. Neden? ‘Bizim suçumuz daha hafifti, sen daha büyük bir günah işledin’ dediler. Böyle de kendi içinde infazlar var cezaevlerinde.”

Nesilden nesile istismar

“10 yıl önce 12 yaş altında bir kız çocuğu görmüştüm. Dedesinin istismarına uğruyor. Bunu evin küçük erkek çocuğu görüyor ve babaya yetiştiriyor. Baba, önce söyleyen küçük oğlanı, arkasından kızı, sonra da gidip anneyi dövüyor. Adam, bize ‘Ne yapayım’ diye geldi. ‘Sen bir git annenle konuş’ dedik. Anneyle konuştu, babaanne dedi ki; ‘Yavrum sen bizim yıllarca neden o köy senin bu köy benim süründüğümüzü biliyor musun? Baban öğretmendi ve de her köyde böyle bir olay oldu, biz o yüzden hiçbir yerde barınmadık.’ Adam perişan oldu. Gitti ablasına ‘Abla ne yapayım ben?’ dedi. Hala dedi ki; ‘Sen benim niye bu kadar genç yaşta evlendiğimi zannediyorsun?’”

Agorafobi hastası oldu

“Bir erişkin kadın hastam var. İki çocuğunu getiriyor bana. Evden dışarı çıkamama hastalığı olan ‘agorafobi’si var. Evden dışarı çıktığı zaman bu kadıncağız sürekli tuvalete gitme hissinde, kendini kaygılı hissediyor, evden çıkamıyor. Kadıncağız 12-13 yaşlarında okula giderken taciz edilmiş.”

Programlara katılan tacizci

“Geçen gün bir kızcağız, boncukların satıldığı bir dükkana gidiyor. Oradan boncuk alırken, boncuk satan adam buna dokunmuş, ellemiş ve ‘Hadi içeri geçelim. Sana boncukları parasız vereyim’ demiş. Kızcağız, oradan çıktığı gibi karakola gitmiş; ‘Ben bu adamı bir kadın programında gördüm, haklarımı da biliyorum, gelin birlikte adamın yanına gidelim’ demiş. Sonrasında bu adam tutuklandı.”

Cinsel oyun travmayla bitti

“Mesela dün yine bir köyden bir olgu geldi. Üç çocuk birbirleriyle cinsel ilişkide bulunmuş. Bunlardan biri 15 yaşını ay olarak geçtiği için suçlu kabul edildi. Aslında, ortak bir cinsel oyundu bu. Üçü birlikte; fakat biri biraz büyüktü ve de en fazla travmatik olan oydu. O kadar perişandı ki, suçlu kabul edildi ve 2’si mağdur, 1’i sanık olarak geldiler. Çocuklar da ne yaptıklarını bilmiyor.”

PROFESÖR ANLATTI VEKİLLER SARSILDI

Biz şimdi ne yapacağız

PROF. Dr. Avcı’nın anlattığı beş istismar öyküsü, komisyon üyelerinin kanını dondurdu. Her uzmana konuyu anlattıktan sonra sorular soran komisyon üyeleri, bir süre kendilerine gelemedikleri için soru yöneltemediler.
Komisyon Başkanı Ak Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, Avcı’nın konuşmalarının ardından, “Yüreğimiz burkula burkula sizi dinledik” dedi. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, “Şimdi o zaman ne yapacağız? Biz parlamenterler olarak ne yapacağız? Bunu mutlaka konuşmamız lazım” dedi.

Mağdur çocuklar için kuruldu

16 ÜYELİ komisyon, TBMM Genel Kurulu’nun 16.02.2010 tarihli 61’inci birleşiminde kuruldu. Kayıp çocuklar başta olmak üzere çocukların mağdur olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kuruldu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız