SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ya Gazeteci Aramasaydı?!

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:42:47
Ya Gazeteci Aramasaydı?!
A- A+ PAYLAŞ

Arapgir ilçesinde de sınırları bulunan Sarıçiçek Yaylası'ndaki hayvanlarda 'Şarbon' hastalığı tespit edildi. Hayvanlardan insanlara geçebilen Şarbon Hastalığı'ndan dolayı 1 büyükbaş, 6 da küçükbaş hayvan telef oldu. Hayvanlardan alınan numunelerin ardından, 24 Ağustos günü Şarbon Hastalığı tam olarak tespit edilirken, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadı.

Yeni Malatya Gazetesi muhabiri, Şarbon Hastalığı'na rastlandığını öğrenince, teyit için  Perşembe günü  saat 14.00 sıralarında İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ile irtibata geçerek konu hakkında bilgi istedi. Ancak kurumdaki görevli, şube müdürünün izinde olduğu ve Pazartesi geleceğini, kendisinin açıklama yapamayacağını bildirdi. Yeni Malatya Muhabiri,  saat 16.43'te Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Vali Yardımcısı Ahmet Sait Kurnaz ile irtibata geçmek istedi. Telefona çıkmayan ve sekreteri aracılığı ile iletişimi sürdürmeyi yeğleyen Vali Yardımcısı Kurnaz'ın izinden yeni döndüğü ve konudan haberi olmadığı da bu iletişim sırasında anlaşıldı. 

Yeni Malatya Gazetesi'nin girişimleri sonrasında, Malatya Valiliği aracılığıyla Perşembe akşamı saat 18.51'de alelacale 'Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü'nün imzasıyla kamuoyuna açıklama yapıldı. Bölgenin karantina altına alındığı ve hayvanların aşılandığı bilgisinin paylaşıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Erzincan ili Kemaliye ilçesi ile İlimiz Arapgir İlçesi sınırları dahilinde bulunan ve İlimiz Yazıhan, Arguvan ve Arapgir ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerimizce kullanılan Sarıçiçek Yaylasında 23.08.2013 tarihinde Arapgir İlçesi Kaynak Köyü çiftçilerine ait 1 adet Büyükbaş, 5-6 küçükbaş hayvanın aniden ölümü neticesinde Arapgir ilçesinde bulunan serbest veteriner hekimin muayenesi sonucu Şarbon hastalığından şüphelenilmiş, alınan numuneler Arapgir İlçe Müdürlüğü kanalıyla bağlı bulunduğumuz Elazığ Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğüne gönderilmiştir. 

24.08.2013 tarihinde Arapgir İlçe Müdürlüğümüz yetkililerince  Enstitü Müdürlüğünden bilgi ile hastalığın Şarbon yönünden müspet olduğu öğrenilmiştir. Bunun üzerine Zoonoz hastalığının hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık olması nedeni ile Kemaliye İlçe Müdürlüğü ve Arapgir İlçe Sağlık Grup Başkanlığına bilgi verilerek, aynı gün yaylaya gidilmiş bölge karantina altına alınmıştır. Ölen hayvanlar Arapgir Belediyesine ait iş makineleri ile İlçe Müdürlüğümüz personelinin gözetiminde mevzuata uygun bir şekilde gömülmüştür. 

Hastalığın aşılama dışında bir mücadelesi olmadığından dolayı,  bölgedeki hayvanlara koruyucu olarak aşılama yapılabilmesi amacıyla 26.08.2013 tarihinde Ankara Merkez Etlik Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden aşı talep edilmiş,  28.08.2013 tarihinde tedarik edilen aşıyla, aynı gün bölgede koruyucu aşılama çalışmalarına başlanmıştır. Hastalık ve hastalıktan korunma hakkında bölge halkına eğitici bilgi verilmiştir. 

Hastalığın seyri İlçe Müdürlüğümüzün takibi ve kontrolü altındadır. Ayrıca İlçe Sağlık Grup Başkanlığı ekiplerince bölge halkına hastalıktan korunma hakkında bilgi verilerek sağlık kontrolünden geçirilmiştir. Kamuoyuna duyurulur."

TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLDÜRÜCÜ..

Şarbon Nedir?:Şarbon, özellikle sığır, koyun, keçi, deve gibi ot yiyen hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır. Antraks olarak da bilinen şarbon hastalığı ülkemizde çoban çıbanı ve karakabarcık gibi isimlerle anılmaktadır.

Etkeni Bacillus anthracis isimli sporlu bir bakteri olan şarbon, insanlarda ve hayvanlarda bilinen en eski hastalıklardan biri olmasına karşın, dünyada geri kalmış ve gelişmekte olan bazı ülkelerde hala görülen ve zaman zaman hayvanlarda salgın yapan bir hastalıktır.

Şarbon Nasıl Bulaşır?:Şarbon insanlara üç şekilde bulaşmakta ve bulaşma şekline göre de isimlendirilmektedir.

Deri şarbonu, hasta hayvanlara, bunların dokularına, bu hayvanların kirletmiş olduğu eşya veya malzemelere temas edilmesiyle,

Bağırsak şarbonu, şarbon mikrobuyla bulaşmış gıdaların, özelliklede şarbonlu hayvanların etlerinin yenmesiyle,

Akciğer şarbonu, şarbon sporuyla bulaşık tozların veya hayvan tüylerinde ve kıllarında bulunabilen sporların solunmasıyla bulaşmaktadır.

Şarbon Daha Çok Kimlerde Görülür?: Hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlar, kasaplar, mezbaha işçileri, dericilik sanayinde çalışanlar, veteriner hekimler, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde ölen hayvanların kesildiği veya yerleşim birimlerine yakın ölen hayvanların gömüldüğü yerlerde oynayan çocuklar şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadır.

Şarbonun Dünyadaki ve Ülkemizdeki Durumu:Şarbon bazı Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinde yaygın olarak görülmektedir. Dünyada gittikçe azalan bir hastalık olmakla beraber henüz tamamen yok edilememiştir.Şarbon ülkemizde de yaygın olarak görülmektedir. Görülme sıklığı gittikçe azalmasına rağmen özellikle İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinde daha sık ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde şarbon hastalığı yılın her mevsiminde görülebilir. Ancak sıcak ve kurak aylarda insan ve hayvan şarbonu daha fazla görülmektedir.

Şarbonun Belirtileri Nelerdir?:Şarbon hastalığı mikrobun vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 2-7 gün sonra ortaya çıkar. Belirtiler hastalığın klinik şekline göre değişiklik gösterir.

Deri Şarbonu: Şarbon sporlarının deriden girdiği yerde, ilk önce böcek ısırığına benzer biçimde kabarık, kaşıntılı bir şişlik oluşur. Bu şişlik 1-2 gün içerisinde içi su dolu kabarcığa dönüşür ve daha sonrada ağrısız, genellikle 1-3 santimetre genişliğinde ortasında karakteristik siyah renkte ölü dokunun yer aldığı bir yara meydana gelir. Deri şarbonunda ayrıca yaranın bulunduğu lenf bezlerinde şişmeler görülebilir.

Ülkemizde görülen şarbon hastalığı genelde deri şarbonu şeklindedir.

Bağırsak Şarbonu: Bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle başlar, bunu karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal izler. Daha sonra kan zehirlenmesi ve şok gelişerek ölüm meydana gelebilir. Bu tip şarbonda tedaviye rağmen ölüm oranı % 50 civarındadır.

Akciğer Şarbonu: Soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar. Yüksek ateş ve titremeler görülür. Birkaç gün sonra ağır solunum güçlüğü ve şok gelişir. Hastalık genel olarak ölümle sonuçlanır.

Şarbon Nasıl Teşhis Edilir?:Hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden, bulaşık materyalle temas eden ve yukarıda belirtilen klinik formlardan birine ait belirtilerin bulunması şarbon hastalığını akla getirmeli ve mutlaka hekime müracaat edilmelidir.

Şarbonun teşhisi yalnızca klinik belirtilere bakılarak konulamaz. Klinik belirtilerle beraber bakteriyolojik ve serolojik laboratuar testleri mutlaka yapılmalıdır.

Şarbonun Tedavisi Var mıdır?: Şarbon tedavisi için etkili antibiyotikler vardır. Tedavinin başarılı olabilmesi için mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak gerekir.Şarbonun her üç formu da tedavi edilmediğinde öldürücüdür. Tedavi edilmeyen deri şarbonu vakalarının %10-20’si ölümle sonuçlanabilir. Tedavi ile bu oran % 0-3’e inmiştir. Bağırsak şarbonunda ölüm oranı tedaviye rağmen % 25-75 arasındadır.Akciğer şarbonu ise hemen hemen daima öldürücüdür.

Şarbondan Nasıl Korunulur?:Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli, derileri yüzülmemeli ve etleri tüketilmemelidir.

Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak gömülmelidir.

Hasta hayvanların bulundukları yerler ve taşındıkları nakil vasıtaları temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Hasta hayvanların temas ettiği yem maddeleri, altlıklar ve gübre gibi bulaşık materyaller yakılarak imha edilmelidir.

Riskli bölgelerde bulunan hayvanlar şarbona karşı aşılattırılmalıdır. (Kaynak:Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız