SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Yalan Söylüyor!'

A- A+ PAYLAŞ

HABER: Burhan KARADUMAN- İHA

Ergenekon davasında tutuklu yargılan Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Malatya Zirve Yayınevi Davasında, misyoner cinayetlerinin kendisi ile birlikte Veli Küçük ve Muzaffer Tekin tarafından tertiplendiği ve planlandığı şeklindeki tanık ifadelerine tepki göstererek, "Ben sözü edilen ordu evine, o tarihten en son 20 yıl önce gitmiştim" dedi.

Malatya'da biri Alman, 3 Hıristiyan misyonerin öldürüldüğü olayının görüldüğü Zirve Yayınevi Davası'nın 29. duruşmasında tanık olarak dinlenen ve gasp suçundan hükümlü bulunan Erhan Özen'in "2004 senesinde Muzaffer Tekin, Veli Küçük ve Levent Ersöz'ün Sarıyer Kalender Orduevi'nde bir araya gelip, Malatya'daki misyonerlik faaliyetleri üzerine görüşme yaptıklarını, bu toplantıda bölgede misyonerlere dönük operasyon kararı alındığını, suikast tarihinin tam belirlenmediğini" şeklindeki iddialara Levent Ersöz Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir yazı göndererek cevap verdi.

Mahkeme dosyasına giren Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün iddialara verdiği cevapta, "İfade sahibi kişiyi kesinlikle tanımıyorum ve hiç bir şekilde irtibatım olmamıştır. Muzaffer Tekin'i tanımıyorum, hiç bir şekilde herhangi bir yerde karşılaşmadık, kesinlikle irtibatım olmamıştır. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü teşkilatımın şerefli ve değerli bir komutanı olarak tanırım. Hiç bir yerde beraber çalışmadık, irtibatımız olmamıştır, sözü edilen tarzda her hangi bir yerde karşılaşmadık, toplantı yapmadık. Kalender Orduevi'ne en son 1983-1984 yıllarında gittim. O tarihten sonra gitmedim, yalancının söylediğinden tam 20 yıl önce. Bu davaya bulaştırmak için Malatya'dan Veysel Şahin isimli birini kullanmak isteyenler sonuç elde edemeyince şimdide neyin nesi olduğu bilinmeyen birine yalan söyleterek davaları birleştirme gayretlerine devam ediyorlar. Bu şahıs 28 celse neredeydi, niçin bekledi? Daha önce konuşmadı, kendisine ne vaat edildi?" ifadelerini kaydetti.

Erhan Özen'in mahkemeye doğru söylemediğini ve yanlış bilgiler aktardığını iddia eden Ersöz, Jandarma Subayının 8 yıl aynı yerde görev yapmasının mümkün olmadığını belirterek, "Jandarma istihbarat birimlerinin görev alanı, bünyesinde bulunduğu komutanlığın sorumluluk sahasıdır. Şahıs İstanbul Jandarma Komutanlığından maaş aldığını söylediğine göre, bu komutanlığın istihbarat birimleri Malatya'ya gidip, görev yapmaz. Sözde JİTEM diye bir kuruluşun olmadığını ilgili komutanlıklarca da açıklanmasının yanı sıra bende savunmamda böyle bir teşkilatın olmadığını belirtmiştim. Dava sanıklarından sözde JİTEM'i kurduğunu iddia eden Arif Doğan'ın beyanlarında, bu teşkilatın lav edildiğini ileri sürdüğü tarihte bile bakılırsa, sahtekar adama yalan söylettirildiği açıktır. Sahtekar adam, Sözde JİTEM'den ayrıldığı tarih konusunda çelişki içerisindedir. Bir yerde 2005, bir yerde 2003. Hangi doğrudur? Cinayet davasının azmettiricisini tanımadığını, ismini Muzaffer Tekin'den duyduğunu söylediğine göre, kendisiyle ne zaman ve nerede karşılaşıp bu bilgiyi almıştır. İddia ettiği toplantının 2004 yılının hangi ayında ve gününde yapıldığını niçin açıklamıyor. Şahsın iddiaları Jandarma Genel Komutanlığı ve 1. Ordu Komutanlığından sorulmalı, giriş kayıtları ve varsa kamera kayıtlarına göre değerlendirme yapılmalıdır. Yalan söyleyen şahıs hakkında yasal işlem yapılmasını talep ediyoruz" ifadelerini ileri sürdü.

Ersöz, tanığın ifadesine Kalender Orduevi'nin yerini Sarıyer olarak söylemesine karşın, bu orduevinin Yeniköy'de olduğunu ve kendisinin en son buraya Kara Harp Akademisi öğrenimi esnasında 20 yıl önce gittiğini iddia etti.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız