SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Yanlış Teşhiste Kasıt Yok'

A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da saldırıya uğrayarak bıçaklanan doktorun, yanlış teşhisi sonucunda haksız yere cezaevine giren gencin açtığı tazminat davasını Yargıtay bozarak, doktorun şikayet hakkını kullandığını belirledi.

Edinilen bilgilere göre, Malatya'da 26 Ağustos 2005 tarihinde meydana gelen olayda Nöroloji Uzmanı Y. Z. B., özel muayenehanesinin girişinde posta kutusuna bakarken, arkasından gelen bir kişinin bıçaklı saldırısına uğramıştı.

Doktorun 12 Eylül 2005 günü sekreteri ile birlikte fotoğraf üzerinden yaptığı teşhis üzerine Y. D. adlı üniversite öğrencisi hakkında hazırlanan soruşturma sonrasında tutuklanarak cezaevine konuldu. Ancak Doktor B., 11 Ekim 2005 günü davet edildiği Emniyette H. Y. K. adlı olayın asıl şüphelisini teşhis edince, yanlış teşhisi sonucu cezaevine girmesine neden olduğu Y. D. adlı öğrenci hakkındaki şikayetinden vazgeçti.

Doktorun yanlış teşhisi sonucu yanlışlıkla 11 gün cezaevinde kalan ve o esnada dershaneye giden Y. D.'nin tazminat davası açtığı Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararını 16 Mart 2009 tarihinde vererek doktoru 200 TL maddi ve 5 bin TL'de manevi tazminat parası ödemeye hükmetti.

Doktor ve avukatının temyizde bulunduğu Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise yerel mahkemenin kararını bozarak, "Olayın gelişme biçimi gözetildiğinde, uğradığı bıçaklı saldırı eylemi nedeniyle saldırganın yakalanması amacıyla olay anındaki bilgi ve görgüsüne dayanarak yasal şikayet hakkını kullandığı davacıya zararlandırma kastının bulunmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı sonucuna varılmıştır" kararını verdi.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin kararında şu ifadelerde yer aldı, "Anayasa'da ve yasalarda kişini hak arama özgürlüğü ile kişilik değerleri güvence altına alınmıştır. İşte bu noktada hak arama özgürlüğü ile kişilik hakları karşı karşıya gelmiş olabilir. Sorun bu değerlerden hangisine üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Bir taraftan kişinin hak arama özgürlüğü güvence altına alınmışken, diğer taraftan kişilik hakları da Anayasal ve yasal güvence altına alınmıştır. Buna karşın, kişi hakkını
ararken, karşı yanın kişilik değerlerine saldırıda bulunabilir. Onu hukuka aykırı bir eylemle suçlayabilir. Hukukun, karşı karşıya gelen bu iki değeri aynı konuda ve zamanda koruma altına aldığı düşünülemez. Aksi halde, hukukun kendisi kendi kuralları ile çatışmış olur. Aslında konu biraz yakından incelendiğinde her iki değerin aynı anda bir birine karşı korunmadığı, çatışma durumunda somut olaydaki özelliğe göre birinin diğerine üstün tutulduğu görülecektir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız