SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Yapı Stokunun Yüzde 70'i Kötü"

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:03:44
A- A+ PAYLAŞ

Ankara'daki bir panele katılan Malatya Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Ceyhan, Malatya'nın birinci derecede deprem kuşağında yeralmasına rağmen planlamaların ikinci derece deprem kuşağındaymış gibi yapıldığını, yapı stokunun yüzde 70'inin çok kötü durumda olduğunu öne sürdü.

ODTÜLÜ Malatyalılar Derneği'nce düzenlenen panelle ilgili olarak derneğin internet sitesinde şu bilgiler yeraldı:

"ODTÜLÜ Malatyalılar Derneği’nin PLANEVİ ŞEHİRCİLİK PLANLAMA ana sponsorluğunda yürüttüğü, “Sektör İncelemeleri: Şehircilik ve Kent Mimarisi” başlıklı çalışmaların ilk oturumu 21 Mart 2013 Perşembe akşamı ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Tesislerinde gerçekleştirildi. ”Kentsel Dönüşüm Uygulamaları” başlıklı panele Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Eski Müsteşarı Dr. Ali Helvacı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkan Yrd. Ahmet Ceyhan, Çankaya Üniversitesi İç Mimarlık Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Çiğdem Berdi Gökhan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kentsel Tasarım Şube Müdürü Mehmet Nazım Özer konuşmacı olarak katıldı. Ayrıca konuklar arasında yer alan TOKİ Gecekondu Dönüşüm Şube Müdürü Mustafa Bakır kısa bir konuşma gerçekleştirdi. ODTÜLÜ Malatyalılar Derneği yönetici ve üyelerinin, mühendisler ve ilgili bölümlerdeki öğrencilerin de katıldığı panel öncesinde ODTÜLÜ Malatyalılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İpek Hazal Önen tarafından dernek hakkında bilgiler verildi ve panel ile ilgili kısa tanıtım filminin gösterimi gerçekleştirildi. Ardından Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çelik “Sektör İncelemeleri:Şehircilik ve Kent Mimarisi” başlıklı çalışmaların amacı ve beklentiler konulu bir konuşma yaptı. Çelik,” Sektör İncelemeleri: Şehircilik ve Kent Mimarisi başlıklı çalışmalarımızı üyelerimizin değerli katkılarıyla gerçekleştiriyoruz.  Bu çalışmaların yürütme kurulunda Mimarlık öğrencisi ve Sektör İncelemeleri sorumlusu Talha Torun, Şehir Plancısı Seydihan Çamur, Mimarlık Bölümü Öğretim üyesi Dr.Çiğdem Berdi Gökhan ve Mimar Yavuz Gökhan bulunmaktadır. Sektördeki güncel gelişmelerin değerlendirilmesini yaptıkları ve bu değerlendirme sonucunda programın hazırlanmasını sağladıklarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Panelde oturum başkanlığını Emekli Müsteşar Dr. Müh. Ali Helvacı üstlendi.  Panelin açılışında konuşan Dr. Helvacı, Kentsel Dönüşümde hukuksal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, bazı bölgelerde deprem riskine karşı tamamen yenilenmenin kentsel dönüşümü zorunlu hale getirdiğini ifade etti. Dr. Helvacı,  “Kent planı ve imar planı yıllarca aynı kavramlarmış gibi kullanıldı. Planlamalar yapılırken bu ayrıma dikkat edilmelidir. İyi yapı yapmanın üç şartı vardır: kullanışlılık, sağlık ve güvenlik.1580 sayılı kanunun güncelleştirilmesi bu alandaki uygulamaları rahatlatmıştır. Kentsel dönüşüm alt ve üst yapı düşünülmeden, hukuksal dayanakları yetersiz bir şekilde ülkemizde uygulanmaya çalışılmaktadır. Kentsel dönüşüm makro düşünülmelidir. Finansmanı sağlanmalıdır. Bilinçli yapıldığı takdirde kentsel dönüşüm ülkemiz ve şehirlerimiz için yeni bir düzen oluşturabilir”dedi.

Ardından “Dünya’da Kentsel Dönüşüm Uygulamaları” başlığı konusunda  söz alan Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Berdi Gökhan,” Kenti tanımanın önemine değindi. Kent gelişimlerinin ülke ekonomisi düzeldikçe halkın ihtiyaçlarına daha rahat cevap verebileceğini dile getirdi.  Kentsel dönüşüme neden ihtiyaç duyulabileceğinden bahsetti. Barselona’da ki 16. – 17. yüzyıldan kalma bazı bölgelerin çok elverişsiz yapıda olmalarına rağmen kent  kültürünü korumak adına yıkılmadan korunduğuna dikkat çekti. Dr. Gökhan,”Kent kimliklerimize sahip çıkacak planlamalar yapmalıyız”dedi.

Kentsel Tasarım Şube Müdürü Mehmet Nazım Özer ise “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm ve Kentsel Tasarım” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Kentsel dönüşümün, fiziksel mekânın dönüşümünün yanı sıra, sosyal adalet ve gelişim, sosyal bütünleşme, yerel-ekonomik kalkınma, tarihi ve kültürel mirasın ve doğal çevrenin korunması, zarar azaltma ve risk yönetimi, sürdürebilirliğinin sağlanması vb. ilkeler çerçevesinde kapsamlı ve bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konu olduğunu ifade eden Özer, “Kentsel dönüşüm, bir alanın sosyal, ekonomik, fiziksel  ve çevresel   koşullarında iyileşme sağlamanın peşinde  olan ve kentsel sorunlara çözüm getiren, kapsamlı ve bütüncül vizyon ve eylemlerdir” dedi. Daha sonra Özer, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki kanunun amacının afet riski altındaki alanların dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak ülke genelinde güvenli ve yaşanılabilir alanlar oluşturmak olduğuna vurgu yaptı.

Son olarak sözü MalatyaBelediye Başkan Yrd. Ahmet Ceyhan aldı. Ceyhan, sunumuna başlamadan önce Malatya hakkında genel bilgiler vermek istediğini dile getirdi. Malatya’da ilk olarak 1950’lerde yapılan imar planının 40.000 kişilik nüfusa göre yapıldığını ifade etti. Ardından 1986 yılında yapılan imar planının daha çok ıslah imar planı tarzında yapıldığına dikkat çekti. Bu planın daha önce yapılan planı koruyan bir yapıda olduğunu belirtti. Son olarak 2007 yılında yapılan imar planına değinen Ceyhan, bu planın da beklentileri karşılamadığını ifade etti. Ceyhan,”Malatya birinci derece deprem kuşağında olmasına rağmen yıllarca yapılan planlamalarda ikinci derece kuşaktaymış gibi ele alınmış. Bu sebeple Malatya’nın yüzde yetmişinde çok kötü yapı stoğu var” şeklinde konuştu. Beton kalitesi düşük binaların tespit edilmesi, iyileştirilmesi için belediyemizce beton laboratuvarı kuruldu. Şehrin gelişmesi konusunda şehrin alışkanlıklarından bahseden Ceyhan, “1980’lere kadar Malatya’da şeker, tekel ve sümer bank fabrikaları vardı. Bunun yanı sıra devlet demir yolları işletmesi çalışmalarını sürdürüyordu. Halk genellikle köyde yaşıyor, şehirlerde ise ticaretle uğraşanlar ve fabrikalarda çalışanlar yaşıyordu. Bununla birlikte değişen koşullar, organize sanayi bölgesinin şehrin batısına yapılması, üniversite’nin doğuda kalması şehrin ileriye dönük planlamaları açısından aksaklıklara neden oldu” dedi. Malatya’daki kentsel dönüşüme değinen Ceyhan, Malatya Merkez Beydağı Kentsel Yenileme Projesi hakkında bilgi verdi. Projenin TOKİ ile yapılan protokol çevresinde uygulanmaya başlandığının, proje alanın 220 hektar olup, 4 bölgeye ayrıldığını belirtti. İlk iki etapta çalışmaların devam ettiğini, proje içerisinde toplamda 12888 adet yeni konut yapılacağını ifade etti. Ayrıca Ceyhan, “Malatya Belediyesi olarak halkın ihtiyaçlarına ve alışkanlıklarına cevap verecek yapılar inşa etmek istiyoruz. Bu isteğimizi TOKİ ile paylaştık ve buraya yapılacak dört tip konut için yeni mimari projeler hazırlıyoruz. Kentsel dönüşümde yeni binalar yapıyoruz umarım  ileride bu binalar kentsel dönüşüme muhtaç kalmaz” dedi. Yasal düzenlemelere de değinen Ceyhan, 6306 sayılı yasanın; kötü, sağlıksız binaların yıkımına kolaylık sağladığına vurgu yaptı.

TOKİ Gecekondu Dönüşümleri Şube Müdürü Mustafa Bakır ise kısa konuşmasında TOKİ ile belediyeler arasındaki ilişkiye değindi. Malatya genelindeki yapılan projelerin dört etaba ayrıldığını, halkı mağdur etmemek ve halkın yaşam koşullarını devam ettirebilmeleri için ilk iki etabı uygulamaya aldıklarını belirtti. Kentsel dönüşümde korunması gereken yerlerin var olduğu gibi yıkılması gereken yerlerinde olduğuna dikkat çekti. Bakır,”Ülkemizde yaklaşık yedi milyon kadar dönüşüme muhtaç yapı stoğu var. Biz TOKİ olarak taşra teşkilatımız olmadığından belediyelerle birlikte çalışmaya önem veriyoruz” şeklinde konuştu.

Panel’in son kısımı olan soru-cevap kısmında konuşmacılar kendilerine yöneltilen sorulara cevap verdiler. TOKİ hakkında gelen sorulara cevap veren Bakır,” Kentsel dönüşüm TOKİ tipi evler olarak algılanıyor. Bunun önüne geçmek için belediyelerimizi bizi yönlendirmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Kentin kültürünü ve alışkanlıklarını ancak bu şekilde ortaya koyabiliriz. Kentsel planlarını değiştiriyoruz çünkü gelişen hayat standartlarına cevap vermemiz gerekiyor TOKİ’nin taşra teşkilatı yok dolayısıyla yerel dokuya ve kültüre müdahale etmemiz uygun değil. Bu sebeple belediyelerle birlikte çalışıyoruz” şeklinde cevap verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili gelen sorulara cevap veren Özer,”Kent planı yapılmazsa, kentsel dönüşümün anlamı yok”dedi. Kentsel dönüşümde en hazırlıklı ilin İzmir olduğunu dile getiren Özer, burada kent planın başarılı şekilde yapılmasının önemine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm yapılırken halkın beklentilerini karşılamada güçlük çekildiğine değinen Özer, evleri dönüşüme uğrayan mülk sahipleri;  evlerinin daha modern ve daha büyük şekilde dönüştürülmesini istiyorlar. Ancak maliyet hesaplamaları dikkate alındığında bu tarz bir dönüşümün mümkün olamayacağını ifade etti. Malatya’daki kentsel dönüşümle ile ilgili gelen sorulara cevap veren Ceyhan, kentsel dönüşümün sadece Yeşilyurt ve Battalgazi ile sınırlı kalmayacağını dile getirdi. Malatya’nın büyükşehir statüsüne kavuşmasından dolayı Arapgir, Arguvan, Pütürge ve diğer ilçelerin artık kendi sorumluluk alanına girdiğini ve buralarda dönüşüm yapmanın yasal hakları olduğunu belirtti.

Panelin sonunda dernek yöneticileri tarafından konuşmacılara “Sektör İncelemeleri: Şehiriclik ve Kent Mimarisi” başlıklı çalışmalara sağlamış oldukları katkılardan dolayı teşekkürlerini belirten birer plaket ve Malatya kayısı hediye paketi verildi.

Etkinlik sonrasında değerlendirmelerde bulunan ODTÜLÜ Malatyalılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çelik, “Panelin gerçekleşmesindeki katkılarından dolayı PLANEVİ Şehircilik Planlama şirketi ve PLANEVİ Şehircilik Planlama şirketi sahibi Seydihan Çamur’a  teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ayrıca Emekli Müsteşar Dr.Müh. Ali Helvacı’ya da katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız