SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yara Sararken Bant İcat Etti!

A- A+ PAYLAŞ
İngiltere’de açılan bir sergi günlük hayatta vazgeçemediğimiz ürünlerin tarihini ve nasıl icat edildiklerini gözler önüne seriyor...
İngiltere’nin başkenti Londra’daki “Bilim Müzesi” günlük yaşamı kolay hale getiren basit, fakat çok amaçlı icatları sergiliyor. Dün açılan “Gizli Kahramanlar” isimli sergide, modern yaşamda sıklıkla kullanılan kıskaç, post-it, kıyafet askısı gibi icatların birbirinden ilginç buluş hikayeleri ziyaretçilerin bilgisine sunuluyor. Organizasyonu düzenleyen Jochen Eisenbrand, bu hikayelerle insanlara, herhangi bir buluş veya tasarımın karmaşık ve lüks olması gerekmediği mesajı verilmek istendiğini söyledi.
Sergide yer alan yaratıcı icatlardan bazılarının hikayeleri ise şöyle:
 
ELBİSE ASKISI: ABD’li işadamı Albert Parkhouse, 1904 yılında bir kış günü işe geç geldiğinde tüm askılıkların dolu olduğunu fark etti. Eline geçen bir parça teli bükerek, paltosunu  buna astı. Kıyafet askısı bugünden sonra geliştirilmeye başlandı.
POST-İT: ABD’li kimyager Spencer Silver, 1960’li yıllarda çok güçlü bir yapıştırıcı (uhu) ,icat etmek için yaptığı çalışmasında başarısız oldu. Bunun yerine daha zayıf bir yapıştırıcı yaptı. Bir arkadaşı bu yapıştırıcıyı İncil’de bazı sayfaları ayırmak için geçici olarak koyduğu kağıtları sabitlemek için kullanmaya başlayınca post-it fikri doğdu. Post-it ilk olarak 1980’li yıllarda pazarlanmaya başlandı.
BALONLU NAYLON: Baloncuklu kaplama kağıdı olarak da bilinen balonlu naylon, ilk olarak 1950’li yıllarda iki mühendis tarafından duvar kağıdı olarak tasarlanmıştı. Fakat, iç mimaride duvar kağıdı olarak kullanılamayınca taşınabilir ve cam eşyaların güvenli olarak kaplanmasında vazgeçilmez oldu.
KEDİGÖZÜ: 1934 yılında İngiliz Percy Shaw gece karanlığında seyir halindeyken yolda önüne çıkan bir kedinin gözüne arabasının farının yansıdığını farketti. Bunun üzerine, kedi gözünden esinlenerek karanlıkta ışığın vurmasıyla parlayan reflektörleri icat etmiş, bunların günümüzde trafik levhası olarak kullanılmasını sağlamıştır.
KONSERVE KUTUSU: Napolyon 1809 yılında, askerlerin cephanede yiyeceklerini daha uzun üsre saklamasını sağlayacak bir kutu geliştirilmesi için yarışma açtı. Yarışmayı konserve kutuyu icat eden Nicolas Appert kazandı.
PAKET LASTİĞİ: Lastik şirketi sahibi olan İngiliz Steve Perry, paket lastiğini 1845 yılında, kauçuğun sertleştirilmesinden bir yıl sonra geliştirdi.
YARA BANDI: Dünyanın ilk yara bandı Johnson & Johnson firması tarafından 1920’lerde üretilmeye başlandı. Yara bandı fikri ise J&J çalışanı ABD’li Earle Dickinson’ın eşinin yaralarına pansuman yapmak için yapışkanlı gazlı bezlerden oluşan hazır bir bandaj yapmasıyla oluştu.
KALEM: İlk kullanımı 16’ncı yüzyıla dayanmakla birlikte, ilk kurşun kalem 1795 yılında Fransız Nicolas Jacques Conté tarafından geliştirildi. Conté, kil ile toz grafiti (kalemin içindeki mürekkep çubukları oluşturan madde) karıştırarak tahta çubuklarla fırına verdi. Bu iki madde arasındaki oranları tutturarak tahtanın yontulabilmesi özelliği sayesinde, grafitin istenilen oranda kullanılabilmesini sağladı.
KARGO KONTEYNERİ: 1950’li yıllarda ABD’li gemi nakliyatçısı Malcolm McLean, yükleri gemiden karaya ve karadan gemiye aktarırken çok zaman harcandığını farkedip, dev çelik kutular geliştirdi. Taşımacılıkta çığır açan konteynerlar, ilk kez 1966’da transatlantik ticarette kullanıldı.
 
KRİTERLER NE?
 
Eisenbrand, sergideki icatlar için belirledikleri belli başlı kriterleri şöyle sıraladı:
1. Basit fakat zekice bir fikir ürünü olmalı
2. En fazla bir veya iki maddeden oluşmalı
3. Yaygın olarak kullanılıyor olmalı
4. Uzun süredir kullanılıyor olmalı

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız