SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Yaşlı İntiharları Artıyor"

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:04:10
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, son yıllarda intihar vakalarının en çok artığı bölgelerden birisinin de Doğu Anadolu Bölgesi olduğunu ve geçen yıl Malatya’da yaklaşık 80 intihar vakası otopsisi yaptıklarını söyledi. 

ERTV’de Hülya Kaya’nın hazırlayıp sunduğu "Hülya Kaya İle Güne Bakış" programına konuk olan İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, burada çeşitlyi toplumsal konulara ve bilimsel çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

“TOPLUMUN ŞİDDETE ALIŞMASINDAN KORKUYORUM”

Son terör olayları ile toplumsal tepki konusunda yaptığı değerlendirmede Prof. Dr. Osman Celbiş,  “Terörün amacı toplumda bir yılgınlık oluşturmak, insanlarda bir umutsuzluk oluşturmak, gelecek ile ilgilide kaygılar oluşturmaktır. Benim en çok koktuğum da şiddete alışmak, toplumun buna tepki vermez hale gelmesidir. Çünkü bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, insana uzun zaman şiddet uygularsanız, bir süre sonra etkilenmez olur. Hatta insanlara işkence yaralarken deneyler göstermiş ki, bazen duruyorlar ki alışmasın diye, ağrı artık onu etkilemez hale getiriyor.  Yapacağımız şey buna alışmamaktır, tepki vermeliyiz.  Özellikle bu yazı şiddetle geçirdik hepimiz. Her gün ben dikkat ediyorum, televizyonda ölüm haberi almadığımız terör haberi almadığımız günler neredeyse olmuyor. Toplumda bunu her gün her gün artık, 2 tane olunca, 3 tane olunca ‘bugün azmış’ diyor. Niye az? 2 aileye daha ateş düştü” ifadelerini kaydetti.

“KIŞ GELDİMİ YAŞLI OTOPSİLERİ ARTIYOR”

İntihar vakaları konusunda da değerlendirmelerde bulunarak bu konu hakkındaki akademik çalışmaları da anlatan İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, “8 yaşında intihar eden çocuk gördüm. Malatya’da geçen sene ne kadar intihar olmuş diye baktık. Otopsi yaptığımız 80 dolayında intihar vakası vardı ve bu çoktur. İntihar daha çok toplamda bakınca Batı illerinde daha fazla görünür hep. Ama son yıllarda artışa bakınca özellikle Karadeniz’de ve Doğu Anadolu’da, en çokta Doğu Anadolu’da özellikle de yaşlı intiharları çok artmış durumda. Ben 15 yıldır Malatya’dayım, Kış geldiği zaman yaşlı otopsileri artıyor bizde. En çok üzüldüğüm şeylerden birisi budur. Genellikle yalnız kalanlar, tek başına kalanlar. Kışın özellikle yaşlı ölümleri çok artıyor, intiharlar artıyor.  Eskiden daha çok intihar, buluğ çağındaki gençlerin hayatla mücadelesinde zorlaşınca, yaş grubunda hayatı algılamak biraz daha farklıdır gençler için. Daha kaldıramadıklarını düşündüklerinde çözüm olarak öyle bir şeye yöneliyorlardı. Bu bütün dünyada da böyleydi. Ama son yıllarda bakıyoruzki yaşlılarda intihar artmaya başlamış. Bu ciddi bir sıkıntı. Birde intihar gençlik çağında en sık ölüm sebepleri arasında ikinci sırada. Bütün dünyada yılda 900 bin insan intihardan ölüyor. Bunların en çoğu da depresyona bağlı intiharlar. Depresyon çağımızın hastalığı. Depresyonun kesin bir tedavisi de yoktur maalesef” şeklinde konuştu. 

“OLAYLARI ÇOK ÇABUK UNUTUYORUZ”

Prof. Dr. Celbiş şöyle konuştu; “Yaşlı insanlar biraz daha dindarlaşıyorlar. Normalde intiharın daha az olmasını bekleriz. Özellikle bizim bu bölgemizde. Daha böyle geleneklerine bağlı, daha mütedeyyin insanların yaşadığı bölgedeyiz. Daha az bekleriz, ama öyle olmuyor. Bazı sorunlar aklımıza gelince üzülüyoruz. Mesela yaşlı bir amcanın intihar ettiğini görsek hepimiz üzülürüz, ama sonra çabuk unutuyoruz. Çok çabuk bırakıyoruz, başka bir şeye geçiyoruz. Bazı şeyleri unutmamak lazım, üzerine gitmemiz lazım, devamlılık şart.  Bir arada bir olay vardı, bütün Türkiye ayağa kalkmıştı, Çocuk Yuvasında şiddet vardı. Bir hafta kadar bütün ulusal televizyonlar buradaydı, sonra ben çok insan tanıyorum, ‘Her hafta gideceğim’ diye. Şimdi hiç kimsenin gitmediğini, yerinin bile nerede olduğunu bilmediğini bile biliyorum. O hassasiyet 1 hafta sürdü, sonra unutuldu. O çocuklar halen sevgiye muhtaç.”

“DÜNYADA İLK KEZ İNTİHAR GENİNİ ARAŞTIRACAĞIZ”

İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, “İntihar geni var mıdır diye bir araştırma yapacağız. Bunun projesini yaptık. Bunun olduğuna biz inanıyoruz. Bunun içinde proje yaptık. Projenin kaynaklarının teminine yönelik çalışıyoruz. Bu çalışma dünyada bir ilk olacak. 15 kişilik bir ekip oluşturduk uğraşıyoruz. Finans konusunda bir sorunumuz var. İnönü Üniversitemizin bu proje içinde yer alacağını ümit ediyorum. Bunun bulunması demek risk gruplarını ayırt etmemiz demek, birçok insanın intiharını engellemek demek. Kendi adıma önem verdiğim araştırmalardan birisi” şeklinde bilgi verdi. 

“MEVCUT UYUŞTURUCUYU ÇÖZENE KADAR, ONLAR YENİSİNİ PİYASAYA SÜRÜYOR”

Çocuklara yönelik cinsel şiddetle ilgili olarak yaptığımız bir çalışmadan dolayı ödül aldıklarını ve Bonzai denen uyuşturucu maddenin çocuklara verdiği zarara yönelik olarak da bilimsel bir çalışma yapacaklarını belirten Prof. Dr. Osman Celbiş şu şekilde konuştu; “Sentetik uyuşturucu, bugün bir uyuşturucu yapmışlar, tesadüfen keşfedilmiş bir şey. Yapıyorsunuz, bir başkasının benzerini yapıyorsunuz, onu bizler, uyuşturucu ile mücadele edenler uyuşturucu olduğunu anlayıp da yasaklama listesine koyana kadar onlar bir tane daha yapıyorlar. Bunların etkisi bilinirse, kabaca etkilerini biliyoruz, ama yüzeysel boyutta nasıl, hangi materyaller üzerinden kalbe zararları, beyne zararları hangi yollar üzerinde bilinirse çözümleri de bulunacak. Hangi materyaller üzerinde etkilerini olduğunu bilemezsek çözüm üretemeyiz, onları tedavi edemeyiz.”

“TOPLUMUN İNTERNET BAĞIMLILIĞI DİYE BİR SORUNU VAR”

Üniversite çağına gelmiş 18-25 yaşındaki farklı gruplardaki gençleri kapsayan internet bağımlılığına yönelik olarak da bir araştırma yaptıklarını belirten İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Celbiş, “İnternet bağımlısı olanların özsaygısı düşüyor. Özsaygısı düşmesi demek depresyona meyilli arttırıyor, hayat başarıları düşüyor. Ciddi bir şey internet bağımlılığı. İnternet bağımlılığı diye bir sorunumuz var” diye konuştu. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız