SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Yeni Yapılanma Gerekiyor'

A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi'nde "Türkiye’de Özel Öğretmen Yetiştirme; Programı ve Politikaların Değerlendirilmesi” konulu konferans düzenlendi.

Konferansa ilişkin olarak üniversitenin yayınladığı basın bülteni şöyle:

"Turgut Özal Kongre ve Kültür merkezinde düzenlenen ve Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Görme Engelliler Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın sunduğu konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal, fakülte dekanları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın sunduğu konferans öncesinde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal, “önemli sayıda insanımıza hizmet veren “özel eğitim” le ilgili üniversitemizde başlattığımız çalışmalara katkısı olan Prof. Dr. Ayşegül Ataman’a teşekkür ediyorum. Bir psikiyatr olarak “özel eğitim” in hem güçlüklerini, hem de ödüllerini tahmin edebiliyorum. Biyopsikososyal iyilik halini gerçekleştirmeyi hedef alan iki mesleğin üyeleri olarak yaptıklarımız arasında büyük paralellikler olduğunu söyleyebilirim. Her ikisi de bireyin çevreyle etkileşiminde karşılaştığı sorunlara çözüm ararken, bir yandan bireyin bilgi ve becerisini arttırmaya, diğer taraftan da çevreyi bu bireylerin yaşayabileceği hale getirmeye çalışmaktadır” dedi.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal’ın konuşmasından sonra konferansını vermek üzere kürsüye gelen Prof. Dr. Ayşegül Ataman ise “Türkiye de Özel Öğretmen Yetiştirme; Programı ve Politikaların Değerlendirilmesi” konusunda şunları söyledi: “Türkiye de özel eğitim öğretmenliğinin gelişimi, 1952-1953 yıllında Gazi Eğitim Enstitüsünde açılan Özel Eğitim şubesi ile başlamıştır. 1955’ten 1979’a kadar hizmet içi eğitimle sınıf ve dal öğretmeni yetiştirme çabaları yer alırken, 1979 yılında Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Sertifika programını başlatmıştır.

1949- 1950 yıllarında zamanın enstitü müdürü olan Reşat Tardu’nun, Mitat Enç’e verdiği destekle ve kendisi Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olduktan sonra GEE içinde bir Özel Eğitim Bölümünün açılması gerçekleşmiştir. MEB'in, Özel Eğitim Bölümü'nün açılış gerekçesi ile ilgili olarak, "Kör, sağır-dilsiz, geri zekalı ve eğitimi güç çocuklarla üstün zekalı çocukların okutulacakları okul ve sınıflara uzman öğretmen, baş öğretmen ve müfettiş yetiştirmek üzere açılması uygun görülmüştür.”

Özel eğitimin kapsamı ise;

Beden özürlüler: Görme özürlüler, işitme özürlüler, beyin özürlüler ortopedik özürlüler, konuşma özürlüler, sürekli bakım isteyenler (kalp, şeker, verem gibi hastalıkları olanlar).

Zihinsel farklılıkları olanlar: Üstün zekalılar, üstün özel yeteneği olanlar (müzik, resim vb.), geri zekalılar.
Toplumsal açıdan farklılık gösterenler: Korunmaya muhtaç (kimsesiz, terk edilmiş ya da ailesinde kötü muamele gören) çocuklar, suça yönelmiş çocuklar, heyecansal ya da davranışsal bozuklukları olanlar.

Öğrenme güçlüğü olanlar: "Muhtemel bir beyin özrü ya da psikolojik bir özür sonrası konuşma, dil, okuma, yazma, aritmetik ya da diğer konulardaki gerilik, düzensizlik, bozukluk ya da gecikmiş gelişme" gösterenler.

Bu özürlerden birden fazlasına maruz kalanlar.

1965 yılında A.Ü. Eğitim Fakültesinde özel eğitim alanına uzman yetiştirmek üzere Özel eğitim bölümü açıldığını görmekteyiz. Bu bölümün öğretim elemanları hizmet-içi kurslarla, hem alanda çalışanları hem de çalışmak isteyenlerin yetiştirilmesinde etkin görevler almıştır. Bu yıllar en fazla personel kaybının olduğu yıllardır.
1997 yılına kadar özel eğitim bölümleri kendi programları ile alana eleman yetiştirmekteydi. 1997 yılındaki yeniden yapılanmayla ortak programların uygulandığını görmekteyiz. Bu programlara rağmen bölümler arasında benzer bir yapılanmanın olmadığını ve aynı yeterlikte öğretmenlerin yetiştirilemediğini görmekteyiz.

Bununla birlikte Öğretmen yetiştiren bütün programlara öğretmenlik alan dersleri içinde zorunlu/seçmeli 2 kredilik özel eğitim dersinin yer aldığını ve 2009/2010 öğretim yılından itibaren uygulandığını görmekteyiz. Öğretmen yetiştiren bölümlerin büyük bir bölümünün 1997 yılından sonra yapılanmaya başladığını görmekteyiz.
2006 yılında yapılan yeniden yapılanmadan sonra ise hemen hemen tüm üniversitelerin Eğitim Fakültelerinde Özel Eğitim Bölümleri açılmaya başlanmıştır. Programlar standart olsa da(bu konunun da tartışılması gerekir) öğretim elemanı sıkıntısı nedeniyle, dersler ve özellikle uygulamalar büyük farklılıklar göstermektedir. Son on yıl içinde özel eğitim alanında yetersizlik alanlarına dayalı betimlemelerin ve sınıflandırmaların değiştiğini gözlemekteyiz. Erken tanı, erken çocukluk eğitimi, aile eğitimi, etikete dayanmayan sınıflanmalar öne çıkmakta.
MEB içinde şube müdürlüğü olan özel eğitim, daire başkanlığına ve 1992’de de Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak örgütlendi. Eğitim sistemi içinde öncelikle ayrı eğitim kurumlarının ve öğrenme ortamlarının düzenlendiği gözlenirken, bu durumun birlikte eğitim ortamlarına ve bunun sonucu kaynaştırmaya doğru geliştiğini gözlüyoruz.

2004 yılında temel eğitimi destekleme projesi kapsamı içinde Özel eğitim alanlarının (Görme,İşitme, Zihin)öğretmen yeterlikleri belirlendi.

1997 yılında yapılan düzenleme ile özel eğitim alanına öğretmen yetiştirmenin kapsamı değiştirilerek özür gruplarını temel alan bir yaklaşımla özelleştirilmiş ve bu tarihten itibaren Gazi Eğitimde görme engelliler öğretmenliği ile Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesinde de İşitme Engelliler Öğretmenliği Programı dışında tüm özel eğitim alanına öğretmen yetiştiren programlar zihin engelliler alanına özgü bir yapıya kavuşturularak özel eğitimin diğer alanları görmezden gelinmeye başlanmıştır.

Ülke insan kaynaklarının israfı yanında neredeyse tüm özel eğitim mezunlarının zihin engelliler alanında istihdamını zorunlu hale getiren bu talep patlaması, yetiştirilen öğretmen sayısının sınırlılığı nedeniyle gereksinimlere cevap veremediği için MEB palyatif tedbirlerle, kısa süreli kurslarla sınıf öğretmenlerini ve diğer eğitim bilimleri lisans mezunlarını sertifikalarla sınıflara atamak zorunda kalmıştır. Özel Rehabilitasyon Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Kurumları da personel bulamadıkları için aynı yolu izlemiş kimi durumlarda çocuk gelişimcileri öğretmen olarak sınıflara sokmak zorunda kalmıştır. Özel özel eğitim kurumları ancak uzman öğretmenlerin olduğu alanlarda hizmet verebildikleri için destek özel eğitim alan çocuk sayısı ve bunları veren kurum sayıları beklenen düzeye ulaşamamış durumdadır.

Özel gereksinimli çocuklar için Avrupa ülkelerinde üç tip eğitim sistemi bulunmaktadır.

-Sınırları belirlenmiş etiketleme alanlarına göre kategorileşmiş ayrı eğitim kurumlarında ya da özel okullarda eğitim vermek. Almanya, İrlanda, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Doğu Avrupa ülkeleri
-Kaynaştırma uygulamalarıyla özel gereksinimlerine göre destek bütünleştirici eğitim ortamlarında eğitim vermek, Britanya, Danimarka, İsveç, Norveç
-Herhangi bir kategoriye sokmaksızın bütünleştirilmiş sistem içinde özel eğitsel gereksinimlere mümkün olduğunca normal eğitim olanağı sunmak Yunanistan, Portekiz
Tabloda görüldüğü gibi; Avrupa birliği ülkeleri içinde her tür öğretmen yetiştirme modeli yer almaktadır. Bunda ülkelerin yetersizliği olan bireylere sundukları hizmetler ve bireyin gereksinimleri etkili olmaktadır. Ülkemizin özel gereksinimli çocukların tümünü okullaştırması için bazı gereksinimleri karşılaması gerekmektedir.

Gereksinim Bulunan alanlar ise;
Kaynaştırmayı bilen sınıf öğretmenlerine ve okul öncesi öğretmenlerine, kaynaştırmada sınıf öğretmenlerine destek özel eğitim verecek gezici öğretmenlere, ayrı eğitim kurumlarında görev alacak branş öğretmenlerine, çok engelliler öğretmenlerine, otistik çocuklar öğretmenine, birden fazla alan yeterliğine sahip, özel eğitim öğretmenlerine, üstün zekalılar için tüm öğretmenlik alanlarına açık sertifika programlarına acilen gereksinimi bulunmaktadır.

Bu öğretmenlerin yetiştirilmesi için, Üniversitelerin Özel Eğitim Bölümlerinin programlarının özel gereksinimli çocukların tümüne hizmet verebilecek donanıma ulaşmalarını sağlayacak yeni bir yapılanmaya gitmesi gerekmektedir.

42 yıllık deneyime ve alandaki gözlemlerime dayanarak önerim;
Genel bir özel eğitim öğretmenliği programı,
Lisans programı sırasında en az ikisi yüz yüze olmak üzere bir diğeri uzaktan öğretimle düzenlenebilecek sertifika programları ile üç alanda yeterliğe sahip özel eğitim öğretmeni yetiştirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, halen alanda çalışan sınıf öğretmenleri, Branş öğretmenleri, okul öncesi öğretmenleri ve PDR mezunları için Kaynaştırma,
Üstün Zekalılar ve Görme, İşitme Otistik, Öğrenme Güçlüğü konularında yüz yüze ya da uzaktan eğitim biçiminde sertifika programları açılarak alanın gereksinimleri, insan gücü planlaması çerçevesinde çözümlenebilir.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız