SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yeşilçam'ın 'Turist Ömer'i..

0
Güncellendi - 2020-03-18 02:31:11
Yeşilçam'ın 'Turist Ömer'i..
A- A+ PAYLAŞ

Yeşilçam'da canlandırdığı "Turist Ömer" karakteriyle izleyenlerin gönlünde yer edinen oyuncu, komedyen, yönetmen, şair ve ressam Sadri Alışık, vefatının 25'inci yılında yad ediliyor.

Asıl adı Mehmet Sadrettin Alışık olan usta oyuncu, Saffet Hanım ve kaptan Rafet Bey'in ilk çocuğu olarak 5 Mart 1925'te İstanbul'da dünyaya geldi. Ailesinin kendisine "Sadri" diye hitap etmesinden dolayı çocukluğundan beri duymaya alıştığı isimle sanat dünyasında kendini tanıttı.

Sadri Alışık, Paşabahçe 39. İlkokulu'nda okurken bir sünnet töreni sırasında izlediği Naşit Özcan Tiyatrosu'nun gösterisi sayesinde yıllarını vereceği tiyatro sanatıyla tanıştı. Gözlemci bir karaktere sahip olan Alışık, kendi piyeslerini hazırlayarak, mahalleden arkadaşlarına gösteriler sunmaya başladı.

Ailesinin tiyatrocu olmasına karşı çıkmasına rağmen, oyunculuktan vazgeçmeyen sanatçı, henüz üçüncü sınıftayken "İstiklal" adlı piyeste, başrol "Adalı Halil" karakterini canlandırdı.

Alışık, sonraki yıllarda Ziya Ünsel İlköğretim Okulu adını alan Beykoz Ortaokulu'nun ardından İstanbul Erkek Lisesi'nde eğitime devam etti.

Lise yıllarında Cağaloğlu Halk Evi'nde tiyatro eğitimine başlayan Alışık, oyunculuk çalışmalarını bugünkü ismiyle Sadri Alışık Tiyatrosu olan Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne'de sürdürdü.

Unutulmaz sanatçı, bir süre Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde eğitim gördü. Çeşitli dergilerde grafikerlik de yapan sanatçı, hayatı boyunca pek çok yağlı boya ve kara kalem çalışmasına imza attı.

Yeşilçam'a 1946'da "Günahsızlar" filmiyle adım attı

Sadri Alışık, 1940'ta Eminönü Halkevi'ne giderek amatör tiyatro çalışmalarına katıldı.

Profesyonel oyuncu olarak ilk kez 1943'te Raşit Rıza Topluluğu'nda sahne alan sanatçı, ardından Karaca, Site, Oraloğlu, Çevre, Oda ve Kent tiyatrolarında çalışmalarını sürdürdü.

Alışık, kısa bir süre gazinolarda gösteri yaptı, 1946'da "Günahsızlar" filmiyle Yeşilçam'a adım attı.

Vatani görevini 1946-1949 yıllarında tamamlayan usta oyuncu, 1951'de ilk evliliğini yaptığı tiyatro sanatçısı Neriman Esen ile 1957'de ayrıldı.

Sadri Alışık, 1951'de bir film setinde tanıştığı ve çok sayıda filmde birlikte rol aldığı Ayhan Işık ile Işık'ın 1979'daki vefatına kadar yakın dostluk kurdu.

"Turist Ömer", "Ofsayt Osman" ve "Ali Baba" gibi karakterlerle unutulmazlar arasına giren sanatçı, 1959'da "Yalnızlar Rıhtımı" filminde canlandırdığı "Rıdvan Kaptan" rolüyle dikkati çekti. Alışık, hikayesi Attila İlhan'a ait filmde başrolleri paylaştığı sinema ve tiyatro oyuncusu Çolpan İlhan'la tanıştı.

Çolpan İlhan ile 20 Ağustos 1959'da evlenen Alışık'ın oğlu Kerem Alışık, 1960'ta dünyaya geldi.

Babası gibi oyuncu olan ve son dönemde "Bir Zamanlar Çukurova" dizisinde rol alan Kerem Alışık, AA'ya geçen yıl verdiği röportajda, babasının tek başına bir konservatuvar olduğunu söyleyerek, "Şarkısıyla, şiiriyle, resmiyle, müthiş özellikli bir adamdı. Ülkesinin bütün yüreklerine ulaşan, samimi, fedakar, candan, önce insan ama yanında hep Çolpan İlhan. Onun sağı, solu, altı, üstü hep Çolpan İlhan, bütün bu başarılarında en büyük pay sahibi diyebilirim. Filmlerinde hep ofsaytta kalan bir adamdır ama hayatın içinde tek golü Çolpan İlhan'dır." ifadelerini kullanmıştı.

Dram rolleriyle başladığı kariyeri, komedi oyunculuğuyla zirve yaptı

Usta oyuncu Alışık, dram rolleriyle başladığı oyunculuk kariyerini, canlandırdığı komedi karakterleriyle zirveye taşıdı.

Kariyeri boyunca 200'ü aşkın yapımda rol alan sanatçının Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile 1961-1962 arasında rol aldığı "Küçük Hanımefendi" serisiyle Türk sinemasının ilk güldürü karakteri olarak gösterilen "Turist Ömer" filmleri ve"Ayşecik" serisi izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.

Sanatçı, "Turist Ömer" karakterinin ortaya çıkış hikayesine ilişkin yaptığı bir açıklamada, şunları aktarmıştı:

"Rahmetli Ayhan'la (Işık) oynadığımız filmde ben onun yardımcısı, ezik, yenik bir arkadaşı gibiydim. Bu tipi ne şekilde canlandıracağımızı düşününce bir şapkaya gereksinim duyduğumu düşündüm. Muhtelif şapkalar getirdiler. Hiçbiri olmadı. Benim istediğim daha dökük bir şeydi. Allah'tan yan tarafta bir inşaat vardı. Orada işçilerin başından 2,5 liraya bir şapka alıp getirdiler. Şapkayı giydim ama yine de tip tamam değildi. Bir şey eksikti. Sonra düşündüm şapkayı indirdim biraz. Omuzları düşürdüm. 'Anladın mı abicim.' falan dedim. 'Aaa, oldu dediler.' Fakat yine bende bir eksiklik vardı ve daha sonra ayakkabıların topuğuna basma ihtiyacı hissettim. Sürünerek daha dökük, saçık olsun diye. Film sonra çok büyük iş yaptı. Çok beğenildi. Bunun üzerine Hulki Saner 'Biz bir Turist Ömer filmi yapalım. Tek başına başrolü sen oyna.' dedi. 'Denemeye değer.' dedik ve yaptık. Film bana da çok şey kattı. Büyük bir sempati, sevgi getirdi."

Genellikle rol aldığı filmlerde, değişen toplumsal değerler içinde güzelliğe tutkun, umutlu, yaşama sevinciyle dolu, dürüstlüğü ve doğruluğu özleyen karakterler sergileyen usta oyuncu, 1964'te "Avare- Dalgamıza Bakalım" ile "Tophane Rıhtımında -Turist Ömer" ve 1970'de "Turist Ömer Arabistan'da" adlı 45'lik plaklar da doldurdu.

Rol aldığı filmlerde unutulmaz birçok repliğe imza attı

"Şaka ile Karışık", "Fıstık Gibi Maşallah", "Helal Olsun Ali Abi" ve "Ah Güzel İstanbul" gibi birçok önemli filmde rol alan oyuncu, "Yalvarmaktansa kaybetmeyi tercih ederim. Prensip meselesi...", "Hayat demek, ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları, filanları göreceğiz. Birçok şeyin tadına bakacağız sonra da ister istemez 'Gidiyorum Elveda' şarkısını söyleyeceğiz. Öyle ise gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.", "Şu hayatın falanları filanları malum..." ve "Ama kabahat bende değil, şarkıdaki o kızda." gibi unutulmaz birçok repliğe de imza attı.

Sadri Alışık, 44 yıllık sanat hayatında birçok ödüle de değer görüldü. "Afacan Küçük Serseri" filmindeki "Hüsnü" karakteriyle 1971 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü"nü, 1994'teki oynadığı son film "Yengeç Sepeti" ile de yine "Antalya Altın Portakal Film Festivali"nde, Mehmet Aslantuğ ile birlikte "En İyi Erkek Oyuncu Ödülü"nü aldı.

Yaşamı boyunca aile yaşantısından ve karakterinden taviz vermeyen Alışık, yakın dostu Ayhan Işık'ı 16 Haziran 1979'da kaybettikten sonra büyük bir sarsıntı geçirdi. O yıllarda "Seyahatname" adlı dizide rol alan sanatçı, 1983'te "Kartallar Yüksekten Uçar", 1986'da "Çalıkuşu" ve 1987'de "Saat Sabahın Dokuzu" adlı dizide oynadı.

İstanbul'da vefat etti

Kendine özgü üslubu ve selamıyla halen Türk izleyicisinin izlemekten keyif aldığı isimlerden biri olan sanatçı, "Bir Ömürlük İstanbul" adlı şiir kitabıyla da İstanbul'a olan sevdasını kaleme aldı.

Alışık, karaciğer yetmezliği nedeniyle dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın desteğiyle 1990'da ABD'ye giderek, Prof. Dr. Münci Kalayoğlu tarafından organ nakli oldu. Karaciğer, böbrek ve solunum yetmezliği ile kemik iliği hastalığı için tedavi gören tedavi gören Alışık, 18 Mart 1995'te İstanbul'da yaşama veda etti.

Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilen sanatçının anısına eşi Çolpan İlhan tarafından kurulan Sadri Alışık Kültür Merkezince her yıl "Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri" veriliyor.

Usta oyuncunun rol aldığı bazı filmler şöyle:

"Fato - Ya İstiklal Ya Ölüm", "İstanbul Geceleri", "Çakırcalı Mehmet Efe", "İstanbul Çiçekleri", "Hürriyet Şarkısı", "Allah'a Ismarladık", "Kendini Kurtaran Şehir - Şanlı Maraş", "Tanrı Şahidimdir" "Vatan ve Namık Kemal", "Yavuz Sultan Selim Ağlıyor", "İki Süngü Arasında", "Suçlu Benim", "Soygun", "Halıcı Kız", "Daima Kalbimdesin", "Çalınan Aşk", "Korkusuz Kabadayı", "İlk Göz Ağrısı"

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız