AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık, “Yaşadığımız süreç ülkemizin her anlamda değişim ve dönüşüm içerisinde bulunduğu bir ortam. AK Parti olarak siyasal demokrasi anlamında, gerek iç ve gerekse dış dinamikler değerlendirilerek konjonktürel mana da demokrasinin işlevselliğini arttırmak için yoğun bir çaba içeresindeyiz” dedi.
Sivil Dayanışma Platformu tarafından ’Yirmi Birinci Yüzyılın Yeni Demokrasi İhtiyacı ve Türkiye’nin Yeri‘ başlıklı toplantıya katılan AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık, burada bir konuşma yaptı. Milletvekili Çalık, “Kavram olarak ‘demokrasinin’ konuşulabilmesi, demokrasi ve demokratikleşme anlamında geldiğimiz noktayı gözler önüne sermektedir. Buraya gelirken ‘demokrasi ’ile ilgili neler söylenmiş, neler söylenmeli diye tekrar tekrar düşündüm. ‘Demokrasi’ ile ilgili çok değişik tanımlamaların yapıldığını, hakkında kitapların yazıldığını, teoriler üretildiğini hatta ‘Bazı Ülkelere/Bölgelere Demokrasi Götürme’ adına savaşların yapıldığına yakın tarihte tanık ve şahit olduk. Klasik demokrasi anlayışının yansımasını bulduğu siyasal sistemlerin statik yapısının günümüz ihtiyaçlarına cevap vermediğini söylemek kanımca sadece malumun ilanı olur. Yaşadığımız süreç ülkemizin her anlamda değişim ve dönüşüm içerisinde bulunduğu bir ortam. AK Parti olarak siyasal demokrasi anlamında, gerek iç ve gerekse dış dinamikler değerlendirilerek konjonktürel mana da demokrasinin işlevselliğini arttırmak için yoğun bir çaba içeresindeyiz. Sayın Başbakanımızın ‘Muhafazakar Demokrat Siyasi’ bir kimlik şeklinde tarif ettiği AK Parti, kurulduğu 2001 yılından bugüne kadar 5 seçim ve 2 referandumdan başarı ile çıkmıştır. Tarifini yaparken ‘muhafazakar demokrat kimlik ’dedim” ifadelerini kaydetti. Çalık şu şekilde konuşmasına devam etti:
“Bu yeni demokrasi anlayışının diğer klasik siyasal sistemsel demokrasilerden farklarını kısaca özetlersek: Muhafazakar demokrat kimlik Türkiye’nin tüm özellikleri göz önüne alınarak, yeni dinamiklerle şekillenen bir yapıya sahiptir. Demokrasinin vazgeçilmezi olan ‘halkın iradesinin temsili, halkın yönetime katılımı’ kuramsallığını, yine halkla, toplumsal dinamikleri göz önüne alarak, değişimi ve özgürlükleri hayata geçirerek, temel hak ve özgürlükleri de görmezden gelmeyerek oluşan bir demokrasi örneğidir. Uzlaşma kültürü esas alınan, bölmeden, ayrıştırmadan, var olan farklılıkları siyaset ve demokrasinin gelişmesinde bir renk olarak gören, sınırlandırılmış özgürlükleri saf dışı eden bir demokrasi örneğidir. Demokratik siyaset zemininde kinetik bir enerjiyle, sürekli reformlara açık, siyaset zemininde ve demokrasi çatısı altında her türlü sorunun aktarılabildiği, toplumsal istek ve taleplerin yanlışlarından ayrıştırılarak düzelte bilineceği bir demokrasi örneğidir.”
Milletvekili Çalık, “Muhafazakâr demokrat kimlik, sistemi normalleştiren demokratik bir sistemdir. Muhafazakâr demokrat kimlik; toplum, halk ve devlet arasında suni olarak oluşturulan birçok kavramın ve problemin çözülebildiği, demokrasinin uygulama imkânı bulduğu bir sistemdir. Ve yine Devlet ve halkın demokrasi düzleminde uzlaşmaya vardığı, çatışmadığı bir demokrasi formatıdır. Gerçeklerin pragmatist ve popülist kaygılar gözetilmeden en net şekilde dile getirilebildiği bir demokrasi arenasıdır. Demokratikleşme, demokrasi ve bu kavramların Türkiye’ye yansımalarını 2002 sonrasında yaşananlar bağlamında analiz edecek olursak ‘Yeni Türkiye’nin İnşası’ noktasında nerelerden nerelere geldiğimizi çok daha rahat görebiliriz” dedi. Milletvekili Çalık şunları söyledi:
“Bürokratik oligarşinin zayıfladığını, 12 Eylül ve 28 Şubat süreçleri ile demokrasinin sekteye uğratılma riskinin ortadan kaldırıldığını, müsebbiplerinin gereken cevabı aldıklarını, Katılımcı demokrasinin güçlendirildiğini, 1946-1960 arasında 8, 1960 sonrasında 68 siyasi partinin kapatılması ile adeta siyasi parti mezarlığına dönüştürülen ülkemizin bu durumdan kurtarıldığını, Tepeden inmeci, halka güvenmeyen, Milletin inanç ve değerleri ile kavgalı ve en önemlisi statükocu-vesayetçi bir çizgiden; milletin içinden çıkan, halkının tercih ve taleplerine güvenen, ülke olarak sahip olduğu millet değerlerini savunan, değişimci, dönüşümcü bir demokrasi için çalışıyoruz. Özet olarak, demokrasinin daha iyi nasıl bir yönetim biçimi olarak tartışılabildiği bir ortamda, Sayın Başbakanımızın da üzerinde hassasiyetle durduğu ‘Demokrasinin, Cumhuriyetin karşıtı değil, Cumhuriyetin bütünleyicisi ve tamamlayıcısı olduğu’ nu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Sözlerime son verirken, bizleri burada sizlerle bir araya getiren Sivil Dayanışma Platformuna, Malatya Belediye Başkanı nezdine tüm Malatya Belediyesi çalışanlarına, uzaktan ve yakından bu programa katılma teveccühünü gösteren kıymetli misafirlerimize, tüm Malatyalı Hemşerilerime ve bu toplantının yapılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyor, toplantımızın demokrasimize katkıları bağlamında hayırlı olmasını temenni ediyor, yeni Türkiye, güçlü ve büyük Türkiye, öncü Türkiye diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
