SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Yol Gösterici Olmaya Devam..'

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Şeyda Öztürk, kadın cinayetlerinin yüzde bin 400 arttığını kaydetti.

Baro'da, Baro Başkanı Av. Eyüp Kutlubay ve Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyelerinin katımlıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü konusunda bir basın toplantısı düzenleyen Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Şeyda Öztürk, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada kadınların eşitlik, kalkınma, barış özlemlerini, isteklerini dile getirdikleri, birlik ve dayanışma günü olarak kutlanmaktadır" dedi.

Öztürk, kadın cinayetlerinin ülkemizde yüzde bin 400 arttığını kaydederek, " Dünyada ve ülkemizde fakir ve eğitimsiz insanların büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Dünyada yapılan işin 3'te 2'sinin kadınlar tarafından yapılmasına rağmen, yapılan işe göre kadınlar ancak ücretin 10'de birini almaktadırlar. Her on beş dakikada bir kadın dövülmekte ve şiddete maruz kalmaktadır. Dünyada her yıl 500 bin kadın gebelik ve doğuma bağlı nedenlerden dolayı ölmektedir. Yüksek sevk ve idare makamlarının sadece yüzde 1'inde kadınlar çalışmaktadır. Ülkemizde de durum farklılık göstermemekte, çalışan kadınların yüzde 85'i siyasi faaliyetlere katılamamaktadır. Türkiye'de istihdam edilenlerin ancak yüzde 27'sini kadınlar oluşturmaktadır. Çalışan kadınların 3'te 2'si ücretsiz aile işçisi olması nedeniyle herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı değildir. Ülkemizde kadın cinayetleri yüzde bin 400 artmış olup, günde ortalama 5 kadın cinayete kurban gitmektedir" dedi.

Kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğe de dikkat çeken Öztürk, "Kadın erkek eşitsizliğinin temelinde yatan mevcut ekonomik ve toplumsal eşitsizliklerin yanı sıra tarihsel olarak ortaya çıkmış cinsiyete bağlı eşitsizliklerde bulunmaktadır. Kadınların hak ettiği yerlere ulaşabilmeleri için toplumsal ve ekonomik sistem içerisinde ortaya çıkan farklılıkları bir yana bırakarak; dil, din, ırk ve politik görüş farkı gözetmeksizin bütün kadınların, kadın sorunları çerçevesinde birleşmeleri ve sorunlara birlikte sahip çıkmaları için desteklenmeleri gerekmektedir. Ayrıca kadınlara toplumsal yaşamın bütün dallarına katılımını artırıcı tarzda eğitim verilmelidir. Kadınların eğitimi, yasalarca verilmiş haklara sahip çıkma ve bu haklarını kullanma bilincini geliştirecek tarzda yeniden düzenlenmelidir. 8 Mart ülkemizde yaşayan kadınların haklarını kazanmalarında ve haklarına sahip çıkmalarında konunun gündeme gelmesi açısından önem arz etmekte olup, tüm ezilen, şiddete maruz kalan ve hakları gasp edilen kadınların mücadelelerine ışık tutan bir gündür. Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak, kadın sorunlarının çözümü konusunda her zaman yol gösterici olduk ve olmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.

EĞİTİM BİR-SEN
Eğitim Bir Sen Malatya Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Gülten Demirkol da, yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Kadınların doğuştan sahip olduğu hassasiyet, zarafet, letafet, şefkat ve incelik gibi özellikleri alt unsur olarak kabul eden hâkim anlayış, erkeğe mahsus güç, kuvvet, cesaret ve hâkimiyet gibi meziyetleri öne çıkararak aslında birbirini tamamlamak üzere yaratılan iki cinsten kadını erkekten daha alt statüye iterek negatif ayrımcılığa muhatap kılmıştır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadınlara şaşı bakan erkek egemen toplumların yaşadığı coğrafyaların icadı olduğuna ‘Dünya Erkekler Günü’ adıyla bir günün bulunmayışı en büyük delildir. Bu manada medeniyetimiz, sahip olduğu meziyetlerle kadınla erkeği birbirinin tamamlayıcısı olarak gören, kadınla erkeği eşit kabul eden, hatta “cennet annelerin ayakları altındadır” düşüncesiyle kadını yücelten bir anlayışa sahiptir.

Bir toplumu inşa etmek kadınlar eliyle mümkün olur. Çünkü kadınların yetiştirdiği çocuklar, geleceğin toplumunu oluşturmaktadır. Kadınların ihmal edildiği toplumlar, sağlıksız ve niteliksiz toplumlar olmaya mahkûmdur. Yaşamın her alanına kadın elinin değdirilmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesini sağlayacaktır. Bu bakımdan sadece birikimlerine ve üretimlerine bakmak suretiyle kadınlara toplumsal yaşamın her alanında yer verilmelidir. Kadınların eğitim ve çalışma hakkını kısıtlayan tüm engellemeler derhal kaldırılmalıdır. Üniversiteler başı örtülü öğrencilerle başı açık öğrencilerin kol kola neşe içerisinde bilimsel çalışma yaptığı bilim yuvalarına dönüştürülmeli, resmi kurumlarda başörtülüler de emek ve hizmet üretebilmeli, TBMM’de başörtülü kadınlar da toplumsal yaşam organizasyonunun öznesi olarak milletvekili sıfatıyla yer bulabilmelidir.

Bugün ülkemizde kadınlar, hala eğitim ve çalışma hayatında ayrımcılığa tabi tutulmaktadır. Kadınları birikim ve üretimleriyle değil, görünüşleriyle değerlendiren sakat bakış, kerameti kendilerinden menkul bir görünüş ve kıyafet biçimini dayatmakta, buna uymayanları eğitim ve çalışma hayatının dışına itmektedir. Başörtülü kadınların başörtüleriyle öğrenim görememeleri, çalışma hayatında yer alamamalarını doğuran zihniyetin kadının insan olup olmadığını tartışan zihniyetten farkı yoktur.

Kadınları kategorize eden anlayıştan bir an önce vazgeçilmeli, kadınların birikimlerini, yeteneklerini, hassasiyetlerini değerlendiren, kadını insan olarak gören bir anlayışa geçilmelidir.

Bugüne kadar hakkı ihlal edenin ya da hakkı ihlal edilenin kimliğine bakmaksızın insan hakları ihlallerine sessiz kalmadık, kalmayacağız. Zulmü sona erdirmek adına zalimle mücadele etmek, ayağa kalkması için mazluma destek vermek konusundaki kararlılığımızı ifade ediyoruz.

Türkiye bir 8 Marta daha şiddetten, ayrımcılığa kadar geniş yelpazeli kadın sorunlarıyla giriyor. Kocası tarafından öldürülen Ayşe Paşalılar cinayeti gibi kötü örnekler bir daha olmasın, kadına yönelik şiddet dursun istiyoruz.

Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bir kez daha tekrar ediyor; kadınların sorunsuz yarınlara kavuşması temennisiyle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız