SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"YPG- Kürt Ayrımı Yapmamalarını Anlamak Zor"

0
Güncellendi - 2019-10-22 01:29:52
A- A+ PAYLAŞ

Eski ABD Büyükelçisi ve Atlantic Council Kıdemli Araştırmacısı Matthew Bryza, "ABD'deki politika yapıcılarının neden (YPG-Kürt) bu ayrımı detaylı ve dikkatli bir şekilde yapmadıklarını anlamak çok zor. Aslında ABD’nin stratejik hedefleri için de bu önemli. Suriye ile ilgili sıkıntıları çözmek, YPG'nin geri itilmesi gibi şeyler ABD'nin stratejik hedeflerine de uygun." dedi.

İstanbul Kongre Merkezi'nde devam eden TRT World Forum'da düzenlenen programın 3. oturumunda "Siyasi ve Güvenlik Boyutlarıyla Türkiye-ABD İlişkilerinin Geleceği" başlıklı konu ele alındı.

Panelde konuşan Bryza, Türkiye ile Amerikan ilişkilerini iyileştirmeye ve geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti. Bryza, "Türkiye bu noktada bir güvenli bölge üzerine çalışma gerçekleştiriyor ve 30 kilometre olarak düşünüyor. Birkaç yıldır bununla ilgili tartışma devam ediyor. Cuma günü de bir anlaşma olmuştu ve telefonda detaylı bir konuşma olmuştu." ifadelerini kullandı.

Kendisine Amerikalı bir gazetecinin Türkiye'nin neden Suriye'nin kuzeyinde operasyon yaptığını sorduğunu söyleyen Bryza, "Ben burada bilgi eksikliği olduğunu, yanlışlık olduğunu, cehalet olduğunu düşünüyorum. İstanbul'da yaşayan bir Amerikalı iseniz durumun gerçekliğini zaten bileceksiniz, her şey açık bir şekilde ortada." diye konuştu.

ABD’nin Kürt ve YPG ayrımı yapıp yapmasıyla ilgili yorumda bulunan Bryza, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ABD'deki politika yapıcılarının neden bu ayrımı detaylı ve dikkatli bir şekilde yapmadıklarını anlamak çok zor. Aslında ABD’nin stratejik hedefleri için de bu önemli. Suriye ile ilgili sıkıntıları çözmek, YPG'nin geri itilmesi gibi şeyler ABD'nin stratejik hedeflerine de uygun."

"Suriye'nin kuzeyinde otonom bir yapı oluşturmaya çalıştılar"

TRT World Araştırma Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat ise ABD'nin 90'lı yıllarda da Irak'ta PKK'ya destek verdiğini hatırlatarak, Suriye krizinden sonra ABD'nin PYD üzerinden PKK’ya destek vermeye başladığını söyledi.

ABD'nin PYD'ye destek vermesine Türkiye'nin karşı çıktığını ve endişelerini dile getirdiğini hatırlatan Kanat, "Çünkü bu terörist bir grup. Eğitip silahlandırırsanız bu Türkiye için tehlikeli. ABD dedi ki 'Amacımız DEAŞ'tır, siz kaygılanmayın. Desteğimiz geçici' dediler. Sonra bu yapıyı 'İran’a karşı da kullanabiliriz' diye düşündüler ve Suriye'nin kuzeyinde otonom bir yapı oluşturmaya çalıştılar. Bu, Türkiye için ciddi bir güvenlik tehdidi. ABD, Türkiye'nin o kaygısını gideremedi." şeklinde konuştu..

Kanat, son 15-20 yıllık süreçte bakıldığımda ABD-Türkiye ilişkilerinde hep bir iniş-çıkışlar olduğunu ama nihayetinde düzeldiğini kaydetti.

Altınbaş Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Çağrı Erhan ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye-ABD ilişkilerini anlamamız için iki sorunun cevabını bulmamız lazım. Türkiye ABD'den ne istiyor? PKK, PYD ve FETÖ'ye destek vermemesini istiyor. Bu kadar net. Türkiye ABD'den Patriot istemiyor ama verirse alır. Vermezse gider S-400 alır. Türkiye ABD'den F-35 istemiyor ama verirse alır. Vermezse gider başka bir şey alır. Ama asıl konu şu, ABD Türkiye'den ne istiyor? Bilmiyorum. Gerçekten ABD'nin Türkiye'den ne istediğini bilmiyoruz. ABD Başkanının, Dışişleri Bakanının Türkiye'den ne istediğini bilen var mı? Bunun net cevabı verilirse belki o zaman ne konuşacağımıza başlayabiliriz."

Erhan'nın sorusuna yanıt veren Bryza, şunları söyledi:

"ABD ne istediğini bilmiyor çünkü sadece ne istemediğini söylüyor. Türkiye’nin neyi yapmasını istemediğini söylüyor. Yani negatif bir gündem belirliyor."

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız