SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Yüce Divan Biletin Kesildi"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:07:57
A- A+ PAYLAŞ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Haberin olsun Sayın Erdoğan, Yüce Divan biletin çoktan kesilmiştir. Henüz zamanın bulunuyorken kaçmak ve yabancılara sığınmak için tüm hazırlıkları şimdiden yapman senin yararına olacaktır” dedi.

MHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Demokrasi” temalı miting Kazlıçeşme Meydanı’nda gerçekleştirildi. Binlerce kişinin katıldığı mitingde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kürsüye çıkmasıyla birlikte kalabalıktan “Vur da vuralım, öl de ölelim” sloganları yükseldi. Konuşmasına İstanbulluları selamlayarak başlayan Bahçeli, “Varlığını da, şanını da yaşatmaya ant içtiğimiz büyük Türk milleti. Bugün İstanbul ayağa kalkmıştır. Bugün İstanbul 7 tepesinden Kazlıçeşme’ye kanatlanmıştır” dedi.

Miting alanını dolduran kalabalığa seslenen Bahçeli, “Sizlerin bu cesareti müzakereci sefillere, vahşetin cinayetin eşbaşkanlarına korku verememektedir. Hamdolsun İstanbul dün olduğu gibi bugün de kardeşliğin yanındadır. İstanbul her şeyin en güzelini hak etmektedir. Böylesi bir günde bizleri yalnız bırakmayarak bu meydana teşrif eden değerli kardeşlerim, Türkiye sevdalısı milliyetçi, vatansever yürekler hoş geldiniz” diye konuştu.

Konuşmasının büyük bir bölümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Başbakan ve hükümeti demokrasiyi kuklaya çevirmiştir. Demokrasi ruhuna ayrı ne varsa AKP tarafından uygulanmıştır. 11 yıllık AKP dönemi demokrasinin kara devri, ayıplı dönemi, işgal ve esaret seneleri olarak tarihe geçmeye aday olmuştur. Başbakan Erdoğan, demokrasiye duyduğu hazımsızlığı, hoşgörü ve uzlaşmaya gösterdiği tepkiselliği her fırsatta gün yüzüne çıkarmıştır. Yozlaştırılan, kasten yanlış yorumlanan, demokrasi kardeşliğimizin dinamiti olarak seçilmiştir. Üstelik bölünmenin kutup başı olarak devreye sokulmuştur. Demokratikleşme hamleleri PKK’nın aklanması, temize çıkarılması ve taleplerinin karşılanmasına göz göre seferber edilmiştir. Demokrasi tehdit altındadır. Demokrasiyi pakete sıkıştıran, şüpheli paketlerin içine yerleştiren Başbakan Erdoğan, eğer şartlar müsait olursa darağacına da çıkartmaktan, idam mangasının önüne koymaktan da kaçınmayacaktır” şeklinde konuştu.

Türk milletinin tek seçeneğinin vahdet olduğunu savunan Bahçeli, “Milletimizin çatısı, devletimizin tapusu buna göre şekillenmiştir. Bu çatı uçar, bu tapu yırtılırsa son yurdumuzda bağımsızlığımız tehlikeye girmekle kalmayıp hayat ve varlık haklarımız büyük bir riske atılacaktır. Buna ne Başbakan Erdoğan’ın ne demokrasi talancısı yandaşlarının hakkı olacaktır” şeklinde konuştu.

“DEMOKRASİNDEN ANLADIĞI HERKESİN KENDİSİNE BİAT ETMESİDİR”

Başbakan Erdoğan’ı Gezi Parkı olayları üzerinden eleştiren Bahçeli, şunları söyledi:

“Başbakan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı’nı şiddete bularken, gençlerimize, çevre ve yeşil sevdalılarına, bireysel hak ve özgürlük talebinde bulunan suçsuz günahsızlara zalimken hiç demokrasi aklına gelmemiştir. Başbakan Erdoğan son derce masumane ve meşruiyet sınırları içinde davrananların tepkilerini milli iradeye kaşı savaş açma olarak tevil ederken demokrasi ne hikmetse kafasında yer almamıştır. Başbakan Erdoğan Dolmabahçe Camisi müezzininin ahlaklı duruşunu cezalandırıp sürgüne layık görürken demokrasi hatırına gelmemiştir. Protestolarını tencere tava çalarak gösterenleri yıllarca biz mücadele ettik şimdi onlar mücadele etsin sözleri ile yargıya havale ederken de demokrasiyi gündemine almamıştır. Başbakan’a göre Türkiye’nin büyümesini istemeyenler gezi parkını bahane etmiştir. Yedi düven neredeyse AKP’yi hedef almıştır. Başbakanın demokrasinden anladığı herkesin kendisine biat etmesidir. Demokrasiden çıkardığı İmralı canisi ve PKK dışında herkesin kendine boyun eğmesi ve tabii olmasıdır. Bu meydanda da esip gürleyen sanal korkuluklarla kavga eden başbakan demokraside çoktan sınıfta kalmıştır. Başbakan Erdoğan ve demokrasi, gece ile gündüz gibi farklı, birbirine terstir. Ancak ne ilginçtir ki sıra PKK’ya genlice, İmralı canisi perona yanaşınca başbakan birden demokrat kesilmektedir. Zira demokrasiyi bölünmek için bir fırsat olarak görmektedir. Başbakan katillerin gönlünü hoş tutarken ileri demokrasi butonuna basmaktadır. Bu zihniyet Rusya’ya Avrasyacıdır, Avrupa’da Medeniyetler ittifakçısıdır, Erbil’de Peşmergecidir, Mısır’da ihvancıdır, Suriye’de el Nusracıdır, Libya’da NATO’cudur. Türkiye’de 36 etnik kimlikçi ve bölücüdür.”

Bahçeli, demokratikleşme paketi konusunda da Başbakan Erdoğan’ı eleştirerek, “Geçmişte nice bedbaht, nice satılmış, nice alçak, nice hain bu tarihi hakikati bu muazzam emaneti değiştirmeye yeltenmişse de başarılı olamamış, acınacak durumlara düşmekten kaçamamıştır. Kandil demokratı, İmralı hukukçusu, BDP’nin bakıcısı başbakanın da olacağı kendisini bekleyen mutlak son budur” ifadelerini kullandı.

Demokratikleşme paketinde yer alan ana dilde eğitim konusuna da değinen Bahçeli, “Türk milleti tektir, Türk vatanı tektir, Türk bayrağı tektir tür dili tek olarak kalacaktır, o da Türkçeden başkası olmayacaktır, olamayacaktır” şeklinde konuştu.

Hükümetin milli gün ve bayramları kaldırmaya çalıştığını söyleyen Bahçeli, “Bundan sonra başbakan için bir tek hedef kalmıştır o da bağımsızlığımızın eseri olan istiklal marşımızdır. Başbakan sürprizleri sevdiğine göre paketleri sürpriz yumurta gibi gördüğüne göre istiklal marşına neşter vurması olmayacak şey değildir” dedi.

Demokratikleşme paketi ile PKK’ya ilkyardım yapıldığını savunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Başbakan paketlediği demokrasiyi PKK’ya yüz görümlüğü olarak takdim etmiştir. Bu işten İmralı canisi tabii olarak memnundur. Kandil çetesi oyunbozanlık yapsa da peş peşe gelecek taviz paketlerinin müjdesini aldığından mağaralarda sevinç taklaları atmaktadır. Türkiye 30 Eylül günü AKP’nin PKK’ya rezilce boyun bükmesini, tehditlerinin meyvelerini hayal kırıklığı eşliğinde yaşamıştır. PKK terör örgüt neyi beklemişse parça parça almış ve almaya devam edecektir. PKK terör örgütü neyi ummuşsa başbakan imdada yetişmiş ve yetişmeyi sürdürecektir. Sözde demokratikleşme paketinin her satırında PKK’nın yönlendirmesi ve hükmü vardır. Göz boyamak adına pakette bazı makul düzenlemelere de gidilmiştir. Yıllardır başörtüsünden geçinen başbakan ve hükümeti bu istismarcılığını pakete de sürdürmüştür. Başörtüsü PKK’nın kanlı hedeflerdi ile yan yana koyulmuştur. En başta samimi Müslümanlara çok büyük haksızlıktır. Başbakan ne zaman sıkışsa hemen başörtüsünü kullanmaktadır. Demokratikleşme paketi ile ana dilde eğitim önü açılmış, Türkiye bölünme tüneline iyice sokulmuştur.”

“İSTANBUL’U DA KONSTANTİNOPOLİS Mİ YAPACAKSIN”

Demokratikleşme paketi ile siyasi partilerin farklı dil ve lehçelerde propaganda yapabileceğine dikkat çeken Bahçeli, “Bazı yerleşim yerlerinin ismi değiştirilecektir. Sayın Başbakan İstanbul’u da Konstantinopolis mi yapacaksın. Bizans’ı yeniden diriltecek misin” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un yönetimine talip olduklarını da söyleyen Bahçeli, “İstanbul’da sadece iki parti yoktur ve milliyetçi hareket bu aziz kentin yönetimine her düzeyde taliptir. İstanbul Recep Tayyip Erdoğan kabusundan uyanarak tertemiz günlere bu şekilde kavuşacaktır. İstanbullu kardeşim artık yeter demelidir. Bu seçim istismara karşı şeref ve haysiyetin seçimi olacaktır. Bu seçim bölünmeye karış milli birliğin seçimi olacaktır. Türkiye bu seçimi kaçırırsa her şey için geç kalınmış olacaktır. İmralı canisin affetmeye ve TBMM’ye taşımaya çalışan başbakana ders verilmelidir. İstanbul kaderine sahip çıkmalıdır” şeklinde konuştu.

Konuşmasını sonunda Başbakan Erdoğan’a seslene Bahçeli, “Haberin olsun Sayın Erdoğan Yüce Divan biletin çoktan kesilmiştir. Henüz zamanın bulunuyorken kaçmak ve yabancılara sığınmak için tüm hazırlıkları şimdiden yapman senin yararına olacaktır” dedi.

Bahçeli Kazlıçeşme’yi dolduran binlerce kişi ile birlikte “Andımız”ı okuyarak mitingi sonlandırdı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız