SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Yüreklerimizi Yaraladı"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:27:05
A- A+ PAYLAŞ

Bölücü terör örgütünün Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde askerlere düzenlediği saldırıya Malatya'da da çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından tepki gösterildi.

KESKİN: “PARTİ LİDERLERİ TERÖRE KARŞI MİLLİ BİR DURUŞ GÖSTERMELİ”

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin,  “Dağlıca askerlerimize yönelik yapılan alçakça saldırıyı kınıyoruz. Her bölücü terör örgütü saldırısı sonucunda siyaset kurumunda yer alan parti liderleri artık mesaj yayınlama yarışına girmeyi ve bir birlerine laf yetiştirmeyi bir kenara bırakıp, terör örgütünü karşı birlikte hareket edip, çözüm üretmelidir” dedi.

TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve MESOB Başkanı Şevket Keskin yaptığı yazılı açıklamada, “Bölücü terör örgütleri son dönemde ülkemizdeki saldırılarını arttırmıştır. Son olarak Dağlıca’da meydana gelen saldırı yüreklerimizi bir kez daha derinden yaralamıştır.  Yaşanılan bu acı tabloyu ifade etmek için artık kelimeler yetersiz kalmıştır. Her alçak saldırı sonucunda aynı acıyı ve aynı üzüntüyü milletimizle birlikte paylaşıyoruz, yaşıyoruz. Ancak, yaşanılan durum milletimizi rahatsız ettiği kadar esnaf ve sanatkarımızı da rahatsız etmiştir. Kaybettiğimiz evlatlarımızı, yiğitlerimizi belki bir daha getirme şansımız yoktur, lakin yeni evlatlarımızı kaybetmeye de tahammülümüz kalmamıştır. Siyaset kurumu ve devletimizin kurumları biran önce bu acıların bir daha yaşanmaması için kalıcı ve köklü bir çözümü ortaya koymalıdır. Siyaset kurumunun ve devletimizin ilgili kurumlarının bölücü terör örgütlerine yönelik yapacağı ve ortaya koyacağı her türlü çalışmayı esnaf ve sanatkar kesimi sonuna kadar destekleyecektir. Dağlıca’da şehit düşen askerlerimize rahmet ve şükranla anıyoruz” dedi.

Keskin şunları söyledi:

“Her bölücü terör örgütü saldırısı sonucunda siyaset kurumunda yer alan parti liderleri artık mesaj yayınlama yarışına girmeyi ve bir birlerine laf yetiştirmeyi bir kenara bırakıp, terör örgütünü karşı birlikte hareket edip, çözüm üretmelidir.  Bölücü terör örgütü maalesef siyaset kurumunu oluşturan partilerin ve parti liderlerinin terör örgütlerine karşı milli bir duruş sergilememesinden cesaret almaktadır.  Parti liderleri bölücü terör örgütüne karşı milli birlik ve beraberliği göstermeli, siyasi çekişmelerini, siyasi ikballerini şehit cenazeleri üzerinden ve şehit cenazeleri sayılarında görme izzetsizliğinden vazgeçmelidir. Vatan evlatlarının,  gözünü kırpmadan vatan için şehit olduğu bir dönemde, parti liderleri hiçbir şeyi beceremiyorlarsa bile, bir araya gelmeyi ve birlikte hareket etmeyi denemelidirler. Terörün;  siyaset kurumunun kınama mesajları ile önlenmediğini öncelikle partilerin liderleri bilmelidir.”

"HİÇBİR ZAMAN AMACINA ULAŞAMAYACAKTIR"

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ve Meclis Başkanı Sami Payza, Hakkari’nin Yüksekova İlçesi Dağlıca kırsalında gerçekleşen hain eylem sonucu hayatını kaybeden şehitlerimiz için başsağlığı mesajı yayımladı.

Erkoç ve Payza başsağlığı mesajında, “Hakkari'nin Yüksekova İlçesi Dağlıca kırsalında bölücü terör örgütünün hain saldırısında şehit düşen güvenlik güçlerimizin acısı milletçe yüreğimizi dağlamaktadır. Ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşliğine kasteden bu tür saldırılar hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Ülkemizin huzur, güvenlik ve istikrarını bozmayı amaçlayan bu saldırılar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de hep birlikte teröre karşı tek vücut ve tek ses olarak dimdik duracağız. Bu ülkenin birlik beraberlik duyguları hiçbir zaman çözülemeyecek kadar kökleşmiştir. Bunu çözmeye uğraşan terörün planlayıcılarını, destekleyicilerini ve eylemcilerin peşini, alınlarındaki kara leke ve masum canların ahları, sonsuza dek bırakmayacaktır. Bu insanlık dışı, hain ve alçak saldırıyı nefretle kınıyor ve lanetliyoruz. 

Hiçbir kalleş saldırı, hain pusu milletimizi beraber yaşama kararlığından, bölünmez bütünlüğünden döndüremeyecektir. Milletimiz, bölücülere karşı kahramanca görev yapan bu vatan evlatlarını minnetle, şükranla anacak ve asla unutmayacaktır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralanan askerlerimize acil şifalar ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyoruz."dediler.

"TÜRK ULUSU KARANLIK GÜNLERİ YIRTIP ATACAKTIR.."

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları'nın açıklaması da şöyle:

"Hakkâri İlimizin, Dağlıca kesiminde terör örgütü KCK / PKK’nın Mehmetçiğimize yönelik yaptığı hain saldırıyı kınıyoruz.

Genel Kurmayın Basın açıklamasına göre 16 askerimiz şehit olmuş, birçok askerimiz de yaralanmıştır 

Ulusumuzun başı sağ olsun…

Ne yazık ki emperyalizm ve işbirlikçileri, “kan ve irfanla” kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkma ve bölme heveslerinden asla vazgeçmemişlerdir. Emperyalizm, özellikle son on üç yıl kesintisiz süren AKP iktidarı döneminde “Sevr”i yeniden ülke gündemine fiilen sokmuştur; 

AKP iktidarı döneminde bir yandan laik Cumhuriyetin değerleri, kurumları, kadroları değiştirilip dönüştürülürken diğer yandan da emperyalizmin projelerine eş başkanlık yapılmıştır. Meclisin üstünlüğüne dayanan Parlamenter sistem yerine Türk tipi “Başkan”lık sistemi getirilmek için dayatılmaktadır. Bu süreçte yaşanan hukuksuzluk, kanunsuzluk, adaletsizlik ve yolsuzluklar toplum ve devlet düzenini sarsmıştır.  

Yine AKP iktidarı döneminde, 90’lı yıllar sonunda etkisiz hale getirilen PKK terörü ile mücadeleden vazgeçilmiş, sözde “çözüm” amacıyla bölücü terör örgütü ile müzakereye başlanmıştır. Bu süreçte PKK’yla, içeriği Türk Milleti’nden saklanan ve adına “açılım, çözüm, barış” denilen, “akil adam” saçmalıklarıyla desteklenen Oslo, İmralı, Dolmabahçe görüşmeleri yapılmış, AKP iktidarı bölücü terör örgütü PKK ile kol kola yürümüştür. 

Öte yandan Balyoz – Ergenekon gibi siyasi davalarla ordunun komuta kademesi değiştirilmiş, içi boşaltılmaya çalışılmış, mücadele gücü azaltılmıştır. TSK iktidar eli ile pasifleştirilirken, Doğu ve Güney Doğu Anadolu fiilen terör örgütüne teslim edilmiş, sınırımızda özerk bölgeler ilan edilmesine sessiz kalınmıştır. Habur’da çiçeklerle karşılanan teröristlerin çadırda kurulan sözde mahkemelerde serbest bırakılması hala belleğimizdedir.

Sorumluları; Habur’da, Oslo’da ve Dolmabahçe’de el ele verenlerdir.

Ancak hiç kimsenin şüphesi olmasın; Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ulusu bu karanlık günleri yırtıp atacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya, Türk Milleti'nin birliğini bozmaya hiçbir şer odağının gücü yetmeyecektir.

Bizler Türk Ordusu’nun dün olduğu gibi bugün de bu haklı mücadelesinden başarılı çıkacağına eminiz ve Mehmetciğimizin yanındayız.

Laik demokratik cumhuriyetimize ve vatanın bütünlüğüne ve şehitlerimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Gün, birlik olma günüdür. 

Gün, şehitlerimizin kutsal mücadelesine sahip çıkma günüdür.

Gün, bu “oyunu” bozma günüdür.

En son Dağlıca'daki alçakça saldırıda şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz."

"KINIYOR, LANETLİYORUZ.."

Eğitim-İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara da, saldırıya tepki gösterdi ve şu açıklamayı yaptı:

"Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde bölücü PKK terör örgütünce gerçekleştirilen saldırı sonucu ilk gelen bilgilere göre 16 askerimiz şehit olmuş, birçok askerimiz de yaralanmıştır. Terör örgütünün çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne seren alçakça saldırıyı şiddetle kınıyoruz.

Türkiye 7 Haziran 2015 seçim sürecinde başlayan ve günümüze kadar artarak devam eden bir terör ortamının içine sokulmuş bulunmaktadır. Bu durum, imal edilmiş bir kargaşa ortamı olduğuna dair birçok ipucu barındırmaktadır.

Yıllarca terör örgütüyle pazarlıklar yaparak sözde "çözüm süreci" adı altında kamuoyunu oyalayan ve oy avcılığı yapan siyasal iktidar, siyasi hesaplarını ülke çıkarlarının üzerinde tutarak, ülkede hızla bir kaos ortamı yaratılmasına zemin hazırlamıştır. Dağlıca’da PKK terör örgütü tarafından hain saldırının gerçekleştirildiği saatlerde Cumhurbaşkanı “Eğer 400 milletvekilini alacak ve anayasayı değiştirecek sayıyı bir parti almış olsaydı bugün bunlar olmazdı” ifadesini kullanmaktadır. “Yürütmenin başı” durumunda ve terörü durdurmakla görevli olan kişilerin, yaşanan acıları kendi siyasal isteklerini gerçekleştirmenin fırsatı görme anlayışı, ülkemiz açısından büyük bir talihsizliktir. Öte yandan saat 15.00 sıralarında meydana gelen saldırının kamuoyuna saatler sonra duyurulması ve Genelkurmay Başkanlığı’nın hala şehit ve yaralı sayısı hakkında kesin bilgi vermemesi dikkat çekicidir.

Çözüm süreci adı altında tüketilen zaman göstermiştir ki, PKK bölgeye hâkim olacak bir örgütlenmeye gitmiş ve silahlar ülkenin içinde stratejik bölgelerine stoklanmıştır. Bir başka deyişle çözüm süreci hiçbir şeyi çözmemiş ve yalnızca PKK'nın güçlenmesine neden olmuştur. Bu arada da Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele gücü yıpratılmış ve böylece terör örgütünün lehine bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bugün yaşananlardan Oslo’da terör örgütüyle masaya oturarak “ülkenin her yerine bombalar sevk ettiğinizi biliyoruz” diyen hükümet yetkilileri birinci derecede sorumludur.

Terörle mücadele etmek yerine terörün varlığından siyasi bir rant elde etmek isteyen bir siyasal yapının hain planlarıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Türkiye'nin bölücü terör örgütüyle mücadele edebilecek gücü mutlaka vardır. Ancak iki seçim süreci içerisindeki deneyimlerimiz göstermektedir ki amaç terörle mücadele değil, terörün varlığından siyasi çıkar ve ikbal elde etmektir. Bu durum bir tarafta etnik hezeyanları tetikleyen bir sonuç doğurmakta ve bir taraftan da seçim sürecini teröre endekslemektedir. Teröre endeksli siyaset daha fazla kan akacağını göstermektedir.

Bir emek örgütü ve Cumhuriyetin kazanımlarının yılmaz savunucusu olarak Eğitim-İş, kişisel siyasi geleceği için Türkiye'yi kaosa sürükleyen bir anlayışın pençesinde olduğumuzu görmektedir. İktidarda olduğu müddetçe el attığı her konuyu ve sistemi eskisinden çok daha kötü bir hale sokan AKP, beceriksiz, ilkel ve kaos yaratan politikalarına devam etmektedir. AKP'nin Çözüm Süreci adına yürüttüğü politikalar da bu tespiti doğrulamaktadır: Yaşananlar sonucunda kırda ve kentte terör örgütü azdırılmış ve hem silahlı kuvvetlerin hem de yurttaşların can güvenliği ortadan kalkmıştır. Artık Türkiye'nin kurtuluşunun ilk adımının AKP iktidarından ve onun komplocu siyasetinden kurtulmak olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir. 

Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında ülkenin her yanı işgal altındayken dahi toplanarak ulusun bağımsızlığı için karar alan TBMM, bugün ülke yangın yerine dönmüşken aylardır toplanamamaktadır. TBMM acilen terör gündemiyle toplanmalı, gereken önlemler bir an önce alınmalıdır. Terörü besleyecek her türlü politikadan vazgeçilmeli, ülkenin huzur ve istikrarı bir an önce sağlanmalıdır.

Eğitim-İş olarak terörü bir kez daha lanetliyor ve kınıyoruz.  Şehitlerimize rahmet, acılı ailelerine ve tüm ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyoruz." 

ÇARŞI ESNAFININ BAYRAKLI TEPKİSİ..

Bu arada Malatya Ayakkabıcılar Çarşısı esnafı, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca kırsalında 16 askerin şehit edilmesine ve son günlerde artan terör olaylarına dükkanlarına Türk bayrakları asarak tepki gösterdi. 

Ayakkabıcılar Çarşısı esnafı, dükkanlarının önüne Türk bayrakları asarak terörü lanetledi. Terörü lanetlemek ve Türk halkının birlik, beraberlik içinde olduğunu göstermek amacıyla dükkanlarına bayrak astıklarını ifade eden esnaflar, PKK terör örgütünün Kürtleri temsil etmediğini ve dış güçler tarafından beslendiğini vurguladılar. Herkesin yaşanan olaylardan dolayı huzursuz olduğunu da belirten esnaflar, olayların bir an önce son bulmasını istediler.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız