SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Yurttaki Yangın Faciasına Malatya'dan Tepki

0
Güncellendi - 2016-12-01 01:00:59
Yurttaki Yangın Faciasına Malatya'dan Tepki
A- A+ PAYLAŞ

Adana'nın Aladağ ilçesinde kız öğrenci yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden 10'u öğrenci 12 kişinin, ailelerden alınan DNA örnekleri eşleştirilerek kimlik tespiti yapıldı.

Sinanpaşa Mahallesi'ndeki 3 katlı kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç ve eğitmen Fatma Canatan ile öğrenciler Sema Nur Aydoğdu, Gamze Bagir, Bahtınur Baş, Nurgül Pertlek, Tuğba Aydoğdu, Sümeyye Yetim, Cennet Karataş, Sevim Köylü, İlknur Maden ve Zeliha Avcı'nın Adana Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan cenazeleri, otopsinin ardından Asri Mezarlıktaki morga konuldu.

Burada daha önce ailelerden alınan DNA örnekleri eşleştirilerek kimlik tespiti yapıldı.

Cenazeler yarın sabah alınarak Aladağ'ın Kışlak, Karahan ve Köprücük mahalleleri ile Adana merkezdeki Buruk Mezarlığı ve Mersin'in Çamlıyayla ilçesinde toprağa verilecek.

Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Sözcülüğü ve Medya İletişim Bürosu'ndan yapılan açıklamada, Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında, öğrenci yurdunda görevli 8 kişi ve yurdun bağlı bulunduğu dernek yöneticisi 6 kişi olmak üzere toplam 14 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişilerden 12'si gözaltına alındı.

Yangına ilişkin ihmali olan fail ya da faillerin ortaya çıkarılmasına yönelik soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettiği bildirildi.

MALATYA'DAN TEPKİLER..

CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz

CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, 11 öğrencinin, 1 yurt görevlisinin öldüğü Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız öğrenci yurdunda çıkan yangınla ilgili, “Bu çocuklarımızın kaderi bu olmamalıydı” dedi.

CHP İl Başkanı Enver Kiraz, 11 öğrenci ve 1 görevli hayatını kaybettiği, 22 öğrencinin de hastaneye kaldırıldığı Aladağ'daki yurt yangınıyla ilgili parti binasında yaptığı açıklamada, yangın sonucu meydana gelen can kayıpları nedeniyle derin üzüntü duyduklarını kaydetti. Kiraz, “Burada orta öğretime giden çocuklardan bahsediyoruz. Her aile için çocukları çok özeldir. Aileler belki durumu iyi olmadığı için çocuklarını imkansızlıklar içinde bu yurtlara yerleştirdiler ama o yurtlara baktığımızda A'dan Z'ye birçok eksik olduğunu görüyoruz. Bu da maalesef böyle olaylar yaşandıktan sonra ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Yangın sonrası birçok ihmalin gün yüzüne çıktığını savunan Kiraz, “Bu olayda yangın merdivenlerinin kapılarının kilitli olduğu ifade ediliyor, yine binanın içinin ahşapla kaplı olduğu bilgisi de var. A'dan Z'ye problemli olan bu yurtla ilgili aklımıza şu soru geliyor; ‘Hep bizim çocuklarımız mı ihmal sonucu hayatını kaybedecek?’ Bundan 8 yıl önce de Konya'da 18 tane çocuk Kur'an kursunda hayatını kaybetmişti. O olayla ilgili dava halen sürüyor. Nasıl ve ne zaman sonuçlanacağını bilemiyoruz. Bu ülkede işçi ölüyor, fıtratında var diyoruz, öğrenciler ölüyor, kaderi diyoruz. Bu çocuklarımızın kaderi bu olmamalıydı. Bunlar yurtlarında sağlıklı bir ortamda yetişmeliler ve eğitimlerini sürdürmeliler” ifadelerini kullandı.

Kiraz, yurtların yeteri kadar denetlenmediğini ileri sürerek, olayla ilgili sorumluların bulunarak, yargılanmasını istedi. Kiraz, "Hepimiz acı çekiyoruz ama en büyük acıyı onların anneleri, babaları çekiyor. Bir yavrusunu kaybeden anneyi, babayı hepimizin anlaması ve düşünmesi gerekiyor ve gerçekten ciddi adımların atılması gerekiyor. Bu olaylarda kimin ihmali varsa o sorumlular bir an önce bulunup yargılanmalı. Ben bu feci yangında hayatlarını kaybeden yavrularımıza Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. İnşallah bu tür olaylar bir daha yaşanmaz” diye konuştu.

Eğitim- İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara

Eğitim İş Şube Başkanı Kara da, yaptığı açıklamada "Devlet, 18 milyondan fazla çocuğun eğitiminden, onurlu, düzgün bir yaşam sürmesinden, sağlıklı, huzurlu, dengeli bir yaşam içerisinde çağdaş, insani ve evrensel değerlere bağlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesinden sorumludur. Devlet, bu konuda gereken tedbirleri almak ve çocuklarımızı her türlü tehlikeye karşı korumak, can güvenliklerini sağlamakla yükümlüdür.

Devlet, kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını, ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden; çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen, eğitimin laik yapısını yok etmeye çalışan bir kısım tarikatların, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek veya cemaatlerin eline terk edemez.

Milli Eğitim Bakanlığı’nı buradan uyarıyoruz!

Okullarımızda eğitim-öğrenim gören milyonlarca öğrencimizi korumak için “eğitime katkı, yardım, destek” adı altında faaliyet gösteren bu tür vakıf, dernek ve cemaatlere karşı duyarlı olmalarını, bunların yerli yersiz konferans, toplantı, seminer, bağış adı altında okullarımızda faaliyet göstermelerine izin vermemelerini; kimsesiz yardıma muhtaç çocuklarımızı bu tür tarikat dernek vakıf gibi kuruluşlarının ellerine bırakmamalarını ve bu çocuklarımızın ihtiyaçlarını bizzat devlet imkanlarıyla sağlamalarını; aksi halde bu tür sonuçlardan sorumlu olacağını unutmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatırız.

Devletin hiçbir kuruluşunun cemaat, tarikat vakıflarının bağış ve yardımına ihtiyacı yoktur. Ülkenin çocuklarının onurlu ve güvenli bir eğitim alması başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın olmak üzere devletin Anayasal görevidir.

Eğitim-İş olarak olayda ihmali bulunan tüm sorumlular bir an önce tespit edilerek yargılanmasını istiyor, yaşamını yitiren öğrencilerimize rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyoruz."dedi.

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Malatya İl Başkanı Veysel Fırat

DES Malatya İl Başkanı Veysel Fırat ise yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Adana’da meydana gelen hazin olayda öğrencilerimizi kaybetmenin acısını yaşıyor ailelerine ve eğitim camiasına baş sağlığı diliyoruz. Böyle acıların tarifi mümkün değil ama önleme noktasında yapılması gerekenleri yapmadığımız için devlet olarak büyük vebal altında olduğumuzu da unutmamalıyız.

Özel yurt ve eğitim kurumlarında maalesef devlet denetimi çok zayıf hatta yok denebilecek kadardır. Eskiden devlet kurumları skandal haberlerle gündemdeyken şimdi de özel kurumlar skandal haberlerle gündemden düşmemekteler. Çünkü özel kurumlar yeterince denetlenmiyor. Denetçilerde bir çekingenlik bir görmezlik havası var. Aynı denetçi devlet kurumunda aslan kesilirken özel kurumlara gelince kedi oluyor. Hal böyle olunca da ülke genelini hüzne boğan olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Denetim mevzuatı her türlü ayrıntıyı gözeterek hazırlanmış olmasına rağmen, maalesef bu mevzuat devlet kurumlarında işletilirken özel kurumlarda işletilmiyor. Bazı kurumlar PKK’lı bazı kurumlar darbeci yetiştiriyorken, bu kurumlarda denetimler sadece ziyafet çekilerek kağıt üzerinde yapılıyordu. Sonuç olarak geldiğimiz nokta da terörle mücadele ediyor, Adana’da, Somada, Bitlis’te canlarımızı kaybediyor ve istismarlarla uğraşıyoruz.

Vakıf ve dernekler toplum yararını gözetir, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap veren gönüllü kuruluşlarken şimdi yapıları o kadar değişti ki vakıf ve dernek ismine hakaret edercesine uygulamalarda bulunuyorlar. Bunların varoluş gayesi artık toplum yararına çalışmak değil de para kazanmak ve devletten para sızdırmak olduğu için görünen işlerine özen göstermiyorlar. Hemen hemen her dernek ve vakfın siyasi bir dayanağı olduğu için buralarda denetimlerin nasıl yürütüldüğünü varın siz düşünün.

Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak deneticilere sesleniyoruz. Etki altında kalmadan işinizi hakkıyla yapmalısınız. Devletin verdiği yetkiyi özel kurumların koridorlarında bırakmayıp kağıt üzerine işleyin ki çocuklarımıza ve devletimize yaraşır iş yapmış olasınız. Devlet sizden bunu bekler."

iha- Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

yangin1

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız