SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Zamanlama Tesadüf Olamaz'

A- A+ PAYLAŞ

İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemiye yaptığı saldıra da ölen ve yaralananların olması nedeniyle Malatya'da bir grup tarafından İsrail protesto edildi. Bu arada çeşitli kuruluşlar da, İskenderun'da askerlere ve İsrail tarafından insani yardım gemisine yapılan saldırılara tepki gösterdi.

PROTESTO GÖSTERİSİ..
Mazlum-Der Malatya Şubesi öncülüğünde bazı dernek ve vakıflar ile siyasi partilerin desteklediği protesto öğlen namazının ardından Yeni Camii önü Soykan Meydanı'nda basın açıklaması şeklinde gerçekleşti.

Basın açıklamasını okuyan Adil Akkoyunlu, "İşgalci, ırkçı, katil, Siyonist İsrail, bir sabah namazı vakti; kadın, çocuk ve masum insanlardan oluşan yardım gemisine, uluslararası sularda, savaş gemileri ve ağır silahlarla; bütün dünya ülkelerini karşısına alıp insan hak ve hukukunu hiçe sayarak alçak bir saldırıda bulunmuştur. İlk gelen haberlere göre; onlarca mazlum ve savunmasız insanı katletmiş ve onlarca kişiyi de yaralamıştır. Bütün dünya susuyor, İslam ülkeleri susuyor ama dünyanın duyarlı, erdemli insanları susmayacaklar. Tarih boyunca da susmadıkları gibi...Bütün dünya da biliyor ki; Ortadoğu'da barış olmazsa dünyada da barış olmaz!" dedi.

Akkoyunlu yaptığı açıklamada daha sonra şunları belirtti:

“Yaklaşık elli ülkenin duyarlı insanlarından oluşan, silahsız, masum aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu, amacı; tamamen insanî yardım olan bir gemiye; İsrail'in, savaş gemileri ve ağır silahlarla bütün dünyanın gözü önünde yaptığı katliamı nefretle kınıyoruz.

Orada katledilen sadece onlarca aktivist değil; ortak insanlığımız, tüm insani değerler ve evrensel hukuk da katlediliyor.

Dünyanın en korkunç devlet terörüne dönüşen habis ur; terörist İsrail devletini, kınıyor ve telin ediyoruz.

Biz inanıyoruz ki; katil İsrail devleti, şehitlerin kanında boğulacaktır.

Ayrıca bu gün İskenderun'da gece vakti roketli saldırıda bulunularak katledilen askerlerimize de Allah'tan rahmet diliyor, yapılan bu saldırının zamanlamasının da tesadüf olmadığına inanıyoruz.

Türkiye'nin, şimdiye kadar olduğu gibi; bundan sonra da somut çözümler üretmesini bekliyoruz.

Malatya STK olarak; tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz."

Sık sık sloganlarla İsrail protesto edilirken eyleme katılanlar ' Mehmetcik Gazzeye' sloganı da attılar.

Bu arada, Gazze yardım gemisinde bulunan Malatyalı Yakup Alnıak'ın kız kardeşi Ayşe Ünlü, abisinin de yardım konvoyunda bulunduğunu belirtip, "Hiç haber alamadık. Üzüntümüz onun şehit olmasından değil, üzüntümüz onun yanında olamayışımızdandır. Gemiye bindiği gün konuştuk. Daha sonra haber alamadık. Gittiği zaman, inşallah şehit olurum dedi. Kendisi gönüllü olarak gitti"ifadelerini kullandı.

Ayrıca yine Malatya'dan Ramazan Kayan ve Arif Polat'ın da yardım gemisinde olduğu ifade edildi.

MİLLETVEKİLİ ÖZ'ÜN TEPKİSİ..
AKP Malatya Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ömer Faruk Öz, yardım gemisine İsrail saldırısı ile İskenderun'da askerlerimizin şehit edilmesine tepki gösterdi ve şu açıklamayı yaptı:

" Filistin deki kadın, çocuk ve hastalara ilaç, gıda maddesi, inşaat malzemesi taşıyan yardım konvoyu uluslar arası hukuk ayaklar altına alınarak bir devlet terörüne maruz kalmıştır.

Özelliklede bizim vatandaşlarımızın bulunduğu gemiye çıkarma yapan askerler, kadınların ve 6 aylık bir bebeğin bulunduğu gemide sayıları çelişkili olmakla birlikte on altı vatandaşımızın canına kıymıştır. Onlarcasını yaralamış on altı civarında gönüllüyü tutuklamıştır.

Türkiye, bölgesinde barışın, huzurun, hukukun, Filistinlilerin özelliklede yardım konvoyunda görev alan 32 ülke insanının arkasındadır.

Silahsız, savunmasız insanlara saldırmanın İsrail için bir engel olmadığını Filistin halkına uyguladığı vahşice ve insanlık dışı uygulamalardan biliyor ve izliyorduk. Ancak, uluslararası sularda saldırıda bulunmak, ciddi bir savaş suçu ve yaptırımları son derece ağır bir ihlaldir.

İsrail, bu masum insanları öldürmekle kendi karakterini bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiştir.

Milletimizin hassasiyetlerine saygı duyuyoruz haklılığını paylaşıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

İsrail’in dünyada gittikçe yalnızlaşan bu hali ile saldırganca bir tutum izlemesi beklenen bir durum olsa da, bu yaptığı asla kabul ve izah edilemez bir olaydır.

Türkiye Cumhuriyeti, uluslar arası hukuktan kaynaklı hakkını mutlaka kullanacaktır.

Terör örgütünün ve İsrail’in bu saldırılarını lanetliyorum.

Bunun yanında;

İskenderun’da meydana gelen terör saldırısında şehit düşen ve biri hemşehrimiz olan tüm şehitlerimize Yüce Allahtan Rahmet kederli ailelerine başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar dilerim.

Terör örgütü bu hain saldırılarla emeline ulaşamayacak hak ettiği cezaya mutlaka çarptırılacaktır."

ÖLMEZTOPRAK'TAN TEPKİ..
AKP Milletvekili Fuat Ölmeztoprak, İsrail’in içerisinde yaşlı ve çocuklarında bulunduğu masum sivilleri hedef alarak ulusal karasularında silahlar ile gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıyı şiddetle kınadığını belirterek, "İsrail insani değerleri,insan hayatını ve barış girişimlerini hiçe sayarak hain bir saldırıda bulunmuştur,bu saldırının meşru hiçbir tarafı bulunmamaktadır.İsrail açık denizlerde sivil yardım konvoyuna saldırıda bulunarak telafisi mümkün olmayan hareketlerde bulunmuş,uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal etmiştir.Müslüman kardeşleri ile ekmeklerini bölüşmek isteyen vatandaşlarımıza ve tüm yardımseverlere yapılan bu vahşi katliamı şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim.Bu saldırı affedilebilir bir saldırı değildir ve İsrail tüm sonuçlarına katlanmak zorundadır.Türkiye bölgede adaletin,barışın,huzurun,hukukun ve saldırıda mağdur olanların ve tabii ki Filistin halkının arkasındadır. Bugün uluslararası hukuk,hatta savaş yasaları da katledilmiştir,çünkü savaşta insani yardım konvoyları bile bombalanmaz.Uluslararası sularda yapılan bu saldırı sadece yardım gemilerine değil bütün insanlığa yapılmış bir saldırıdır.Saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Hakk’tan rahmet,yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." dedi.

BARONUN TEPKİSİ..
Baro Başkanı Avukat Selahattin Sarıoğlu, İskenderun'da askerlere, Akdeniz'de de Türk gemisine yapılan saldırılara tepki gösterdi ve şu mesajı yayınladı:

"Tüm dünyanın hayretler içinde kalarak izlediği büyük bir onur ve benlik savaşını kazanarak Osmanlı İmparatorluğunun manevi mirası üzerinde kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, açık ve gizli, silahlı ve silahsız dış saldırılarla karşı karşıyadır.

Türk Ulusu, geçmişte yaşatılmış acı olaylarla, askerinin başına çuval geçirilmesiyle, büyükelçisinin düşük koltukta oturtulmasıyla, karşılıklı olmayan iç işlerine karışmalarla, tarlasına ekeceği ürünü belirleyememesiyle, hangi fabrikasını kurup, hangisini kapatacağına karar verememesiyle, AB düşüyle uyutulmasıyla… aşağılaştırılmak, onursuzlaştırılmak istenmektedir.

Son İki silahlı saldırı da aynı senaryonun parçalarıdır.
Bu iki saldırıla,Türk Halkının, bir kez daha bağrı kanamış, bir kez daha öfkesi kabarmıştır.

Türk Halkıyla, dini, tarihi, kültürel koparılamaz bağları olan ve kendi vatanında sürgünde yaşayan Filistin Halkına insani yardım malzemelerini, yaşamlarını sürdürebilmeleri için zorunlu ihtiyaç malzemelerini götüren gemilere ve ana hedef alınan Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail saldırısı EŞKIYALIK dışında başka hiçbir kitapta yeri olmayan bir eylemdir.

Şiddetle ve nefretle kınıyoruz.

Aynı düğmeyle başlayıp durduğuna inandığımız diğer bir kanlı saldırı da İskenderun Deniz Üs Komutanlığı’na bağlı askerlerimize yöneltilmiştir.

Ne yazık ki yedi askerimiz şehit olmuş altı askerimiz de yaralanmıştır.

Anadolu Halkı, tüm bu öldürmelerin, bir haklılığı kanıtlamak ve çözümü zorlamak için değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sürekli kan kaybederek büyümesini, halkına barışı, huzuru, mutluluğu getirmesini önlemek için yapıldığını bilecek değin zekidir, deneyimlidir.

Gerek Uluslar arası Hukukun egemen olduğu açık denizde, gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alanı olan Ülke içinde T.C. Devletinin tüzel kişiliğine silahlı saldırıda bulunanlar bilmelidirler ki bu millet Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” şiarından sapmadan, vakur ve algılayan duruşuyla süreç içinde oynan oyunu açığa çıkaracak, saldırganları pişmanlık noktasına getirecektir.

Biz eğer, yapay gündemlerle enerjimizi, farklılıklarımızla zenginliğimizi tüketmeye devam edersek istemezlere alan boşaltmış oluruz.

Yapılması gereken dinsel inanış,etnik köken, siyasal görüş, yaşama analayışı farklılıklarımıza bakmadan birbirimzle yüze dost-içe dost yaşarsak Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bileğini Bölgede ve dünyada büken olmaz, Yurtta da, Bölgede de barış egemen olur.

Bu saldırılardan Baromuz da, tüm Türkiye gibi derinden üzülmüştür.

Üzüntümüzün derinliğinin bir başka nedeni de Ümit Akbulut adlı bir hemşerimizin şehit düşmüş olmasıdır.

Saldırganları ve arkasındaki güçleri şiddetle ve nefretle kınıyor, gerek Uluslararası sularda, gerekse İskenderun’da şehit olanlarımıza Allah’tan rahmet, Ulusumuza ve ailelerine başsağlığı, yararlılarımıza acil şifalar diliyoruz."

MHP'DEN TEPKİ..
MHP İl Başkanı Ömer Ekici de yaptığı açıklamada, İskenderun'da 6 askerin şehit edildiği terörist saldırı ile İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren Türk gemisine gerçekleştirdiği kanlı baskına tepki gösterdi ve "Bugün ülkemiz ve milletimiz içte ve dışta iki hain ve alçak saldırıyla sarsılmıştır.7 askerimiz şehit edilmiş ve bunun yanı sıra; Gazze’ye insani yardım malzemesi götüren Türk bayraklı sivil gemilerimiz, İsrail’in vahşet derecesinde bir saldırısına uğramış ve bu saldırı sonucu henüz kaç vatandaşımızın katledildiği net olarak bilinmemekle birlikte 9 diye ifade ediliyor.

Bu her iki saldırıyı da nefret ve şiddetle kınıyoruz. Şehitlerimize ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı diliyor,yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum.

İskenderun’da ve son iki günde verilen 12 şehit birkez daha gösteriyor ki;Hükümetin teröre karşı gösterdiği tutum ve davranış terörü cesaretlendirmekten başka bir işe yaramamıştır.

Hükümetin derhal bu tutumu ve söyleminden vazgeçmesini ve Kuzey Irak’taki peşmerge reislerinin de bu saldırılardan sorumlu olduğunu varsayarak, ilişkileri bu çerçevede gözden geçirerek ,teröristleri cesaretlendirecek hoşgörü davranışlarına bir son vermesinin zaruret olduğunu artık görmesi gerektiğini anlayıp teröre karşı kararlı bir duruş sergilenmelidir.

İsrail’in silahsız masum insanlarımıza karşı askeri müdahalede bulunması insanlık dışı düşmanca bir saldırıdır. Bu saldırının anlaşılması, kabul edilmesi hiçbir şart altında kabul değildir.

Bu saldırı; mutlaka karşılıksız bırakılmamalıdır ve derhal İsrail’le ilişkiler kesilmeli ,askeri ve savunma anlaşmalar iptal edilmelidir.İsrail’in elinde tuttuğu gemilerimize ulaşılması ve iadesi için her türlü kararlılık gösterilmelidir. Bu saldırı tazminat veya özür gibi ucuz bahanelerle geçiştirilmemelidir. Mutlaka çok ağır bir karşılık verilmelidir, diyorum." dedi.

SP'DEN TEPKİ..
Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mehmet Asiltürk de, bir basın toplantısı düzenleyerek saldırılara tepki gösterdi ve şöyle dedi:

"İsrail’in Gaze’ye insani yardım götüren gemilere silahlı saldırı düzenlemiştir.

İsrail’in bu güne kadar attığı her hukuksuz adımın hesabının sorulacağı günlere gelindiğini görüyoruz.

İlginç ve manidar bir tesadüftür ki Türk Deniz Kuvvetlerinin en önemli üstlerinden biri olan İskenderun ‘daki Deniz İkmal Komutanlığına yapılan saldırıdan kısa bir süre sonra İsrail’in saldırısı. Bu bir tesadüf müdür bilemiyoruz bu saldırganlık hayallerin ötesindedir. İsrail uluslar arası alanda yalnızlaşacak, hiçbir güç İsrail’i savunamayacak. Bu saldırganlık yeni döneme işaret ediyor.

Çünkü İsrail artık gayretullaha dokunmuştur. İsrail yöneticileri yaptıkları nemrutun, firavunun ve hitlerin yaptıklarının yanında rahmet okutur türdendir. İsrail dünyanın hiçbir meşru devletinin hiçbir sivile gösteremeyeceği alçaklıkta orantısız güç kullanmıştır. Bu saldırı açıkça korsanlıktır. Oradaki gemiler Türk bayrağı taşımakta ve içinde Türk vatandaşları bulunmaktadır. İsrail doğrudan doğruya Türkiye ye açık bir saldırıda bulunmuş ve ülkemizi hedef almıştır.

Hükümet yetkilileri ivedilikle harekete geçmelidir.

Bu bağlamada
1 – Büyük elçimiz geri çekilmeli.
2- İsrail büyük elçisi istenmeyen adam ilan edilmeli ve geri gönderilmelidir.
3- Bu olay savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.
4 – Yapılan tüm ticari ve askeri anlaşmalar askıya alınmalıdır.

SAADET PARTİSİ olarak genel merkezi büyük bir tellin mitingi hazırlığına başlamış bulunmaktadır.

Ayrıca İskenderun Deniz İkmal Komutanlığına Düzenlenmiş silahlı ve roketatar saldırısı sonucunda şehit olan 7 Mehmetçiğimize Allahtan rahmet, Ailelerine ve Türk Milletine baş sağlığı ve sabrı niyaz ediyoruz.

Yaralılarımıza acil şifalar dileriz. Bu olayın da gemi saldırısı ile bağlantısının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir."

TSO'DAN AÇIKLAMA..
Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ve Meclis Başkanı Sami Payza imzasını taşıyan açıklamada, "Rotamız Filistin, yükümüz insani yardım kampanyası ile Gazze'ye doğru seyreden ve önderliğini Türk Mavi Marmara Gemisinin yaptığı dünyanın yaklaşık 50 ülkesinden bin civarında sivil yardım gönüllüsünün yıllardır açık hava hapishanesi gibi İsrail ambargosu ile aç ve ilaçsız yaşayan Filistinlilere yardım malzemesi götürmekte olan, kendi ifadeleri ile üzerlerinde bir çakı dahi bulunmayan sivil insanlara İsrail donanmasının havadan ve denizden uluslar arası kara sularında bütün uluslar arası hukuku çiğneyerek yaptığı saldırısı ile yapılan İsrail zulmünü şiddetle ve lanetle kınıyoruz. Bu bir devlet korsanlığıdır. Olaya seyirci kalan BM'yi ve duyarsız kalan dünya devletlerini de kınıyoruz. Olayda vefat eden kişilere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz" denildi.

Açıklamada "Yine İsrail ile sözleşmişçesine aynı saatlerde Hatay'ın İskenderun'daki TSK'nin deniz askeri birliğine saldırarak 6 Mehmetçiğimizin şehit edilmesinin tesadüfi olmadığı kanaatindeyiz.

iki saldırıyı yapanların döktükleri kanda boğulacakları ve sonlarının başlangıcı olacağı kanaat ve temennisiyle şiddet ve nefretle kınıyor, lanetliyoruz" ifadelerine yer verildi.

SMMMO'NUN AÇIKLAMASI..
Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Mustafa Bahadır Altaş, İsrail tarafından insani yardım gemisine saldırı dolayısıyla tepkilerini şu açıklamayla dile getirdi:

"Biz bu insanlık suçuna ortak olmak istemiyoruz!

Bir halk katlediliyor. Günlerdir Gazze’yi havadan, karadan, denizden kuşatan ve bombalayan İsrail Devleti bu yetmiyormuş gibi şimdide Yapılan insani yardımları engelliyor, Uluslararası hukuku ihlal ediyor ve insanlık suçu işliyor. Gazze’de öldürülen çocukların dünyaya yansıyan görüntüleri yüreğimizi yakıyor, uykularımızı bölüyor.

Bizler, bu ülkenin insanları; Vicdanımızın gözüyle görüp vicdanımızın sesiyle haykırıyoruz: Her türlü şiddete karşıyız. Çocukların ölü bedenleri üzerinde yükselecek her türlü zaferi lanetliyoruz.

Biz Türkiye halkı, Büyük Millet Meclisi’ne, Hükümete, partilere sesleniyoruz: Artık sözler ve nutuklar yeter. Artık böyle bir insanlık suçu karşısında iç siyaset hesapları yeter. Ülkemizi yönetenlerin harekete geçmesi için daha ne kadar bebek ölümü, ne kadar sivil kayıp, ne kadar acı, ne kadar kan ve gözyaşı gerekiyor size?

Biz, “Artık yeter” diyoruz.

• Hükümeti ve bütün siyasal partileri BM Güvenlik Konseyi’nde varlık göstermeye çağırıyoruz.
• Derhal ateşkes sağlanması için, Türkiye’nin bütün taraflarla ilişkiye geçmesini,
• Türkiye’nin içinde yer alacağı bir barış gücünün hemen bölgeye gönderilmesini,
• Gazze’ye ambargonun hemen kaldırılmasını ve insani yardımın en geniş ölçülerde hemen ulaştırılmasını,
• Ve somut bir yaptırım olarak İsrail’le bütün askeri işbirliği anlaşmalarının ve askeri ihalelerin iptal edilmesini talep ediyoruz

Bugün hepimiz Filistin için Ölü bebeğini ağlayarak kucağında taşıyan babayız, çocuğunu yitiren anneyiz, bir genç kızın doyamadan yitirdiği sevgilisiyiz, savaşta doğup savaşta büyüyen Gazzeli çocuğuz. Biz Gazze’ye yardım ulaştırmak için gemilerde şehit olan Türk halkıyız.

BİZLER BU İNSANLIK SUÇUNA ORTAK OLMAK İSTEMEYEN HERKESİ
KATLİAM DURUNCAYA KADAR FİLİSTİN İÇİN GAZZE SES VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ."

KESK'İN TEPKİSİ..
Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı ve Kamu Emekçileri Sendikası Konferderasyonu (KESK) Malatya dönem sözcüsü Cengiz Karabay da yaptığı konuşmada, saldırıdan dolayı İsrail'i kınadı. Karabay, "Dışişleri Bakanlığı'nın ilk tepki olarak İsrail'in Büyükelçisi nezdinde bu olayı kınaması ve acilen izahat talep etmesi ise İspanya, Yunanistan ve İsveç'in büyükelçiliklerini çekmeyi düşündükleri bir ortamda bir diplomatik skandal niteliğindedir. Tüm halkların özgürlüğü ve barış içerisinde bir arada yaşama perspektifi olmayan, üstelik bölgede ABD ve İsrail'le köklü partnerlik ilişkileri içinde olan bir hükümetin başka türlüsünü yapması da mümkün değildir. AKP Hükümetine sesleniyoruz ; İsrail büyük elçisini geri çekin ve İsrail ile olan tüm anlaşmaları iptal edin. Bizler Malatya' dan Kamu Emekçileri ve demokrasi güçleri olarak Filisin Halkının yanında olduğumuzu bildiriyor ve İsrail'in bu insanlık dışı katliamını nefretle kınıyoruz"dedi.

MÜSİAD'IN TEPKİSİ..
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Şubesi'nden İskenderun'daki saldırı ve yardım gemisindeki katliam için İsrail'e tepki geldi. Açıklama şöyle:

"Kardeşi açken tok yatan bizden değildir” vicdani sorumluluğunun gereğini yerine getirmeye çalışan yaşlı, kadın ve çocukların bulunduğu insani yardım gemilerine İsrail’in yaptığı bu keyfi ve vahşi saldırıyı en ağır şekilde kınıyoruz.

İsrail, elinde tek bir silah dahi olmayan, uluslararası sularda seyir halindeki, beyaz bayrak çekmiş, sadece insani yardım amaçlı yük taşıyan bu gemilere yaptığı saldırı ile insan hayatını, insan hak ve hürriyetlerini ve bunlara yönelik barışçı tüm girişimleri tanımadığını tüm dünyanın gözü önünde sergilemiştir.

Uluslararası sularda meydana gelen, uluslararası hukukun hiçe sayıldığı ve hiçbir mantıklı gerekçesi bulunmayan bu saldırının dünyanın hiçbir kesimi tarafından kabul görmesi mümkün değildir, olmamalıdır. Eşitlik içermeyen, çıkarcı saldırı ve açıklamaların arkasına gizlenmeye de artık hiçbir dünya liderinin lüksü kalmamıştır. Dünyanın birçok ülkesinden insani yardım amacıyla bir araya gelen tamamıyla sivil yüzlerce kişiye ve arkasındaki milyonlarca kişiye yapılan ve sadece zulüm anlayışının ürünü olan bu saldırıyı gerçekleştirenlere Dünyanın dur demesinin zamanı gelmiştir.

Bu bağlamda, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumu, İsrail’e yaklaşımını bir kez daha gözden geçirmesi ve gerekli yaptırımların İsrail üzerinde uygulanması için göreve davet ediyoruz. İsrail’in tüm dünyaya hesap vermesi gerektiği gerçeğiyle, BM Güvenlik Konseyinin sadece bu konuyla ilgili olarak acilen toplanması yönünde, ilgili ülkelerin harekete geçmesinin önemini vurgulamak istiyoruz.

Bununla beraber, aynı anda İskenderun’da Deniz Kuvvetlerimizin karargâhına yönelik yapılan roketli saldırıya da dikkat çekmek istiyoruz. Saldırının zamanlaması ve yapılış tarzı oldukça düşündürücüdür.

Türkiye’nin uluslararası düzeyde yürüttüğü başarılı ilişkileri ve ulaştığı etkinliği gölgelemeye yönelik yapıldığı anlaşılan bu saldırıları her kesimin kınaması gerektiğini düşünüyor, her iki olayda da şehit düşen tüm kardeşlerimize Allah’dan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve sabır diliyor, yaralılara acil şifa dileklerimizi iletiyoruz."

ADD'DEN TEPKİ..
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi başkanı Ali Ekber Tunçdemir de, tepkilerini şöyle açıkladı:

"Varlığını uluslar arası emperyalizme borçlu olan Siyonist, korsan İsrail devleti ”İnsani Yardım” taşıyan gemilere, uluslar arası sularda silahlı saldırıda bulunulması, uluslararası hukukun ağır bir şekilde ihlalidir. Çeşitli kaynaklara göre 16 Kişinin ölümü ise olayın savaş şartlarında bile yapılamayacak bir davranış olduğunu ortaya koymaktadır.

İnsani Yardım gemilerine saldırması, rast gele ateş açarak insanların ölümüne ve yaralanmasına sebep olunması kamu vicdanını çok derin bir şekilde yaralamıştır. Yapılan saldırı, İsrail’in gerçek niyetini ortaya koymuş olup, İsrail’in terör devleti olduğunu göstermiştir. İsrail’in bu hain saldırısı, insanlık tarihinin utanç sayfaları eklemiştir. Bu vahşeti şiddetle kınıyoruz.

Gemilerde insani yardım gayesi taşıyan çeşitli inançlardan ve milletlerden insanların var olmasına rağmen İsrail haydutluk yaparak uluslar arası hukuk kurallarını çiğnemiş ve savaş suçu işlemiştir. Dünya ya bunun cevabını vermek zorundadır.

Yüzyıllar boyu dünya tarafından dışlanmış olmasına rağmen, o topraklarda yan yana yaşama noktasında oldukları insanlara yapılacak insani yardıma, böyle bir tepki veren İsrail yönetimi, insani değerleri ve dünya barışını tehdit eder nitelikteki davranışlarının hesabını veremezler. Yaşanan bu saldırı Uluslararası sularda, uluslararası hukuku hiçe sayarak yapılmıştır. Bu olay İsrail’in Türkiye’ye savaş ilanıdır. Bu küstahlık karşısında hükümetin şiddet dozu yükseltilmiş sözler etmesi yani yeni laflar üretmesi yeterli değildir. İskenderun’da hem de deniz üssümüze yapılan saldırı insani gemisine yapılan saldırıdan bağımsız değildir. İskenderun saldırısında İsrail parmağı kesin olarak aranmalıdır.TBMM acilen toplanmalı ve uyarı mahiyetindeki çok sert bir kararı dünya kamuoyuna ittifakla ilan etmelidir.İsrail bölgede tamamen yalnızlaştırılmalı ve bu ülke bütün ilişkiler kesilmelidir..İsrail’in üretip tüketimi sunduğu tüm mallar boykot edilmelidir.Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, ivedilikle Siyonist, Korsan İsrail devleti yandaşlığını terk etmeli, yapılan tüm anlaşmaları askıya almalı,. Birleşmiş Milletler gereken tepkiyi ortaya koymalıdır. Bilinmelidir ki suskun kalmak vahşice yapılan bu saldırıyı onaylamak anlamına gelecektir.

Yaşananları İnsanlık adına bir kez daha kınıyor, bütün dünyayı insanca bir yaşam için taraf olmaya davet ediyoruz."

AHDD'NİN TEPKİSİ
Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği yönetim kurulu da, "Terör Örgütü PKK’nın hain bir saldırısı sonucu Hatay’da 7 vatan evladı Mehmetçik şehit düşmüştür. Terör devleti İsrail’in Gazze’ye insani yardım götüren gemilere saldırısı sonucu da onlarca sivil katledilmiştir. Her iki saldırı da bir terör saldırısıdır. Terör örgütü PKK ile İsrail Devleti’nin terör saldırılarının eş zamanlı olması dikkatlerden kaçmamıştır. Terör örgütü PKK ile İsrail Devleti’nin Gazze’ye insani yardım taşıyan gemilere yaptığı terör saldırılarını şiddet ve nefretle kınıyoruz, yaralılara acil şifalar, şehitlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Kahraman TSK’ne, Türkiye’ye, şehit ailelerine, Gazze’ye insani yardım taşıyan geminin şerefli yolcularına ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz." açıklamasını yaptı.

ÖĞRENCİLERİN TEPKİSİ..
Anadolu Gençlik Derneği Malatya Şubesi İnönü Üniversitesi Komisyonu Başkanı Adem Özer açıklamasında, özetle şöyle dedi:

"Mü’minler bir vücudun azaları gibidir. Filistin davası, İslam ümmetinin ortak davasıdır. Filistin davası için yola çıkan gemilere yapılan saldırı İslam dünyası için önemli bir tehdittir. İslam dünyasındaki tüm müminler, mümkün olan her şekilde, Filistin’i ve Filistin sevdalılarını savunmakla yükümlüdürler.

Filistin davası Asr-ı Saadetten Osmanlı’ya uzanan bir mana ihtiva eder. Filistin, bize “Kanla alınan bu topraklar parayla satılamaz” diyen cennet mekan Abdülhamid Han’ın hatırasıdır. Mescid-i Aksa “Allah Resulü'nün miraca çıktığı, yıllarca Müslümanlara kıblegâh olmuş, üçüncü harem düşmanın elinde iken bana uyumak yaraşır mı” diyen Selahattin Eyyubi’nin bize emanetidir. Filistin, 40 yıllık siyasi hayatını Siyonizm ile mücadeleye adamış Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın bize öğütüdür. Bu nedenle bizim bu menfur saldırıya seyirci kalmamız mümkün değildir. AGD olarak “haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü mucibince bu saldırıları bütün şiddetiyle lanetlediğimizi belirtmek istiyoruz. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız