SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Zamansız Acıların Öyküsü..

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:37:14
Zamansız Acıların Öyküsü..
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Yarışma Kategorisi’nde yarışan Saroyan Ülkesi’nin gösterimi yönetmen Lusin Dink ve oyuncuların katılımı ile dün Avşar Sinemaları’nda yapıldı. 

Ailesi, 1900’lü yılların başlarında Bitlis’den Amerika’ya göç etmek zorunda kalan, Pulitzer ödüllü dünyaca ünlü edebiyatçı William Saroyan’ın 1964’de ailesinin köklerine doğru yaptığı Bitlis yolculuğundaki duygu dünyasını anlatan filmin gösteriminin ardından filmin genç yönetmeni Lusin Dink ve filmin oyuncusu Kevork Malikyan izleyicilerin sorularını yanıtladı. (Saroyan Pulitzer Ödülü’nü reddetti. UNESCO 100. doğum yılında 2008’i William Saroyan Yılı ilan etti). 

‘Saroyan Üzerinden İnsanların Birtakım Sorular Sormasını Arzuladım’

Saroyan Ülkesi’nin bir yolculuk filmi olarak nitelenmesinin yanlış olmayacağını söyleyen Lusin Dink, “Bu yolculuk sadece köklerinden 10 bin km uzaklara savrulan Saroyan’ın değil, aynı zamanda benim için de içsel yolculuk olarak gerçekleşti” dedi.

Saroyan Ülkesi’ni çekmeye karar verdiğinde bir Saroyan Otoportresi çizmek amacıyla yola çıkmadığını ifade eden Lusin Dink “Saroyan’ın, ailesinin köklerine ev sahipliği yapan Bitlis’e yaptığı yolculuğu ve o yolculuğun izleğini takip ederek Saroyan üzerinden aslında insanların birtakım sorular sormasını arzuladım. Saroyan’ı tanıtmak ya da 1964 yolculuğunu belgelemek gibi bir amaçla çıkmadım yola. Daha ziyade 1964 izleğinde kendi alt katmanlarımı oluşturmaya çalıştım. Film hem 1915’e, hem de 2015’e dair bir şey söylüyor. Saroyan bu yolculuğu 1964’te yaptı ama bugün yapsaydı, ne değişirdi diye sormak mümkün” diye konuştu. 

Filmin öyküsünün de bir parçası olduğu bu topraklardaki trajedi konusunda cevabı verilmemiş çok soru olduğunu belirten Lusin Dink “Biz 100 yıl diyoruz ama 120 yıllık bir geçmişi var. Cevabı verilmemiş bir sürü soru var bu konuda. Saroyan da zaten 1964’de özlem, tutku ve neyle karşılaşacağının derin merakı içinde annesinin, babasının, ailesinin, yani kendisinin memleketi Bitlis’e yaptığı yolculuğun ardından sayısız soruyla dönüyor. 1964’teki Bitlis yolculuğu bir taraftan Saroyan için bir değişim süreciydi.  O kadar ki, dönüşünde on bir yıl boyunca bu konuda tek satır yazamamış. Sonra da Bitlis’i bir oyun olarak yazdı” dedi. 

‘Zamanı Olmayan Acılar Yaşandı’ 

Saroyan Ülkesi’nin bugünün mekânlarında ve günümüzde geçmesine karşın filmde eski bir Chevrolet otomobil kullanılmasının neye işaret ettiğini soran bir izleyicinin sorusu üzerine ise Lusin şöyle konuştu: “1960’lı yılların Chevrolet’ini kullanmamız ‘Saroyan 1964’de değil de o yolculuğu bugün yapmış olsaydı ne değişecekti, hangi duygularla dönecekti?’ sorularına bir gönderme yapma amaçlıydı. Dolayısıyla filmin ve bu topraklardaki -sorun demek istemiyorum ama- bu acının zamansızlığını vurgulamak için o Chevrolet’i kullandık. Orada o Chevrolet var ama biz hala bugündeyiz. Dolayısıyla yüzyılı aşan bu sürede neyi çözdük acaba?”.

‘Babası İmam Olan Ermeni Genç…’

Bir izleyicinin ‘Kimliğini gizlemek zorunda kalan ya da asimile edilmiş Ermeniler’e ait hikâyelerin de sinema perdesine aktarılması gerektiği’ni söylemesi üzerine toplumsal baskı ve ötekileştirme tavrı yüzünden Türkiye’de kimliğini gizlemek zorunda kalan Ermeniler’e ait çok sayıda trajik öykü bulunduğunu ifade eden Lusin Dink sözlerini şöyle sürdürdü: “Henüz çok çok yeni konuşuyoruz bu acıyı. Bu konuda o kadar çok hikâye var ki konuşmamız gereken… Çekimler için Bitlis’e gittiğimizde bir genç yanımıza geldi, ‘Bir Ermeni arkadaşım var. Sizinle konuşmak istiyor’ dedi. ‘Nasıl yani, Bitlis’de hala Ermeni var mı?’ diye sordum. ‘Var tabii. Arkadaşımın babası imam. Babası Ermeni olduğunu kabul etmiyor ama arkadaşım Ermeni kimliğine sahip çıkıyor. Bu yüzden sizinle tanışmayı çok istiyor’ diye cevap verdi bana. Çünkü sadece yüzyılın başında değil, daha 1960’lı yıllarda bile din değiştirilmeye zorlanan, hayatta kalabilmek için kimliklerini değiştiren ya da gizleyen Ermeniler oldu”.

Lusin Dink, Bitlis’de bir Saroyan Müzesi kurulması için çalışmalar yapıldığını, ancak buna izin verilmediğini de vurgulayar “Bugün şehirdeki tüm polisler bile Saroyan’ın Bitlisli olduğunu bildiği halde Bitlis’de bir Saroyan Müzesi kurulmasına izin verilmiyor” dedi. 

Haber: Niyazi DOĞAN 

Fotoğraf: Burak ÇELİK

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız