SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Gizli Tanık' Çarketti: "Cinayetlerde Gülen Cemaatinin Rolü Var"

0
Güncellendi - 2016-05-26 18:04:11
'Gizli Tanık' Çarketti:
A- A+ PAYLAŞ

Zirve Yayınevi Katliamı Davası olarak bilinen Malatya’da 2007 yılında 3 misyonerin öldürüldüğü davada verdiği ifadeleriyle, cinayeti işleyen 5 asli sanığın dışında, olaya 'Ergenekon sosu' vermek üzere  Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile birlikte Jandarma personeli olan emekli 1 albay, muvazzaf olan 1 binbaşı, 3 astsubay, 2 uzman çavuş ve 1 öğretim görevlisinin “terör örgütü” suçlamasıyla yargılanmasına ve uzun süre tutuklu kalmalarına neden olan Gizli Tanık İlker Çınar, HSYK Müfettişlerine verdiği ifadesinde, “Zirve cinayetinde Gülen cemaatinin rolü vardır, bu işten sıyrıldılar.” iddiasında bulundu.

Zirve Yayınevi Davasının “Deniz Uygar” takma adıyla  Gizli tanığı ve aynı zamanda sanığı olan İlker Çınar’ın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Müfettişlerine firari olan eski savcı Zekeriya Öz hakkında  şikayetçi olarak ‘Müşteki’ sıfatıyla ifade verdiği ortaya çıktı.

“YURT DIŞINA ÇIKMA İHTİMALİ VARDI, İFADESİ ALINDI”

HSYK Kurul Müfettişliği tarafından Gizli Tanık İlker Çınar’ın vermiş olduğu ifadesi Malatya’daki Zirve Yayınevi Davası ile ilgili bazı ayrıntıları da anlatması nedeniyle Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi ve davanın sürdüğü Malaya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyaya eklendi. HSYK’dan gönderilen ifadenin üst yazısında, “HSYK Müfettişliğince yürütülmekte olan inceleme ve soruşturma kapsamında; Dosyaya şikayet dilekçesi sunan İlker Çınar’ın gerek sıfatı gerekse zirve Yayınevi Cinayetine ilişkin soruşturma ve yargılamanın, vermiş olduğu beyanlar sonucu geldiği aşama da nazara alınarak, ayrıntılı olarak beyanının alınması amacıyla hazırlanan alt-yapı çalışmaları esnasında Tanık koruma Başkanlığı ile yapılan görüşmeler sonucu şikayetçi İlker çınar’ın yurtdışına çıkma ihtimali olduğu bilgisinin şifahi olarak bildirilmesi üzerine İlker Çınar’ın yurtdışına çıkışını gerçekleştirmeden biran evvel ifadesi alınmak amacıyla Tanık Koruma Başkanlığı ile irtibat sağlanarak, HSYK Müfettişliğince 18 Şubat 2016 tarihinde İlker Çınar’ın şikayetçi sıfatıyla ifadesi alınmıştır.” denildi.

“ESKİ İFADELERİNİN TAM TERSİ İFADE VERDİ”

HSYK’nın üst yazısında ayrıca, “Vermiş olduğu ifadeler ile görülmekte olan yargılamanın seyrini değiştiren İlker Çınar isimli şahsın, tarafımızdan alınan bu beyanı ile daha önce alınan ifadelerinin neredeyse tam tersi ve Malatya’da görülmekte olan yargılamayı doğrudan ilgilendirir mahiyette olduğu değerlendirilmiştir…” denildi.

“GÜLEN CEMAATİNE HİÇ LAF ETTİRMİYORLARDI”

HSYK’da firari eski savcı Zekeriya Öz hakkında şikayetçi olan ve 3 HSYK Müfettişi tarafından ifadesi alınan İlker Çınar’ın kendisinin 2010 yılında hazırlamış olduğu ihbar dilekçesini Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığına vermek için Tarsus Adliyesine gittiğinde, dönemin Tarsus Cumhuriyet A.K.’nin dilekçeyi Malatya Adliyesine değil, İstanbul’a dönemin Özel Yetkili Savcısı Zekeriya Öz’e yönlendirdiğini ileri sürdü.  Çınar’ın HSYK’daki ifadesinde, “Ben 20 Ekim 2010 tarihinde Tarsus Cumhuriyet Başsavcısı A.K.’nin yanına gittiğimde kendisi Zekeriya Öz ile yaptığı görüşme sonucu Malatya Zirve Yayınevine ilişkin İstanbul’da Zekeriya Öz tarafından bir dosya açıldığını bana söyledi, İstanbul bu dosyayı 2009 yılında açmış, A.K.’nin bahsettiği bu doyanın içeriğini 2011 yılında öğrendim. Ben ifade için hatırladığım kadarıyla 20-24 Aralık 2010 tarihinde İstanbul TEM Şubeye gittiğimde orada bulanan polis memurları benim ifademi aldıkları esnada Başbakana aynı mahiyette yazdığım dilekçeden dolayı bana hakarette bulundular. İfade esnasında savcı Zekeriya Öz’de benim yanıma gelerek, ‘Biz zaten seni alacaktık. Kendi ayağınla bize geldin’ şeklinde söz söyledi ve Zekeriya Öz bana hakarette bulundu. Ben bana neden bu şekilde davrandıklarını bilmiyorum. Ancak gelişen ve yaşanan süreç ve olaylar sonrasında bana bu şekilde davranın TEM Şube çalışanlarının ve savcı Zekeriya Öz’ün paralel yapı olarak adlandırılan grupla bağlantılı olduğunu anladım. Yoksa Başbakan lehine yazdığım bir dilekçe nedeniyle bana bu şekilde davranmalarının başka anlamı olamaz. Benim anladığım kadarıyla Zekeriya Öz kullanılmaya müsait bir karakter. Gülen cemaatinin de Zekeriya Öz’ü kullandığını düşünüyorum ve ortaya çıkan mevcut durumlara göre de kullanıldığını biliyorum. İstanbul TEM Şube de ifade verirken ifademde Gülen cemaati aleyhine her hangi bir cümle sarf etsem TEM Şube hemen üzerimde baskı kuruyordu. Gülen cemaatine hiç laf ettirmiyorlardı.” ifadelerini iddia etti.

“GÜLEN CEMAATİ ZİRVE YAYINEVİ’Nİ ERGENEKON’A BAĞLAMAK İÇİN 2008 YILINDAN İTİBAREN HAZIRLIK YAPTILAR, SAHTE BELGE OLUŞTURDULAR”

Gizli tanık Çınar HSYK’daki ifadesindeki iddialarını şu şekilde sürdürdü; “Yine ifadem sırasında işlerine gelmeyen doğru cümlelerimi sarf ettiğimde bana ‘Seni sorgu odasına alırız orada senden isteğimiz beyanları alırız’ şeklinde söz söyleyerek baskı kurdular. Bunu yapmalarındaki tek amaç ellerindeki tüm dosyaları yalan dolanla Ergenekon’a bağlamaktı.  Bunun içerinde Zirve Yayınevi cinayeti de vardır. Buradaki tek amaç paralel yapı olarak adlandırılan Gülen cemaatinin bu dosyalar üzerinden operasyon yapmasıdır. Tek amaçları meydana gelen olayları altı boş şekilde farklı göstererek Ergenekon’a bağlamaktır. Bu süreçte  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ergenekon adı altında yürütülen soruşturmaların içerisinde bulunan pek çok belge Gülen  Cemaati tarafından çok önceleri  sahte olarak hazırlanmış ve bu şekilde dosya kapsamına alınarak delil oluşturulmuş belgelerdir. Zirve Yayınevi cinayetini Ergenekon’a bağlamak içinde 2008 yılında Gülen cemaati hazırlıklarına başlamıştır. Zirve Yayınevi cinayeti kapsamında da Gülen cemaatinin oluşturduğu sahte belgelerle delil yaratılmıştır. Örnek olarak veremesem de dosya kapsamında yüzlerce belge bu şekildedir.  Yine bu dosya soruşturmaları kapsamında bana tanıklığım süresince baskı yaptıkları gibi diğer tanıkların da bu yapı tarafından baskı gördüğünü düşünüyorum.  Dilekçemin 4. Sayfasında ‘Dosya görevsizlikle Malatya’ya gönderildikten sonra ben bunlardan kurtuldum’ şeklinde bir cümle sarf ettim. Bunda amaç şudur; Zekeriya Öz, TEM Şubede görevli Yurt Atagün, Kazım Aksoy, Hüseyin Özkan ve Oğuzhan Ceylan gibi isimler beni İstanbul’da zorla bir yere kapatarak yaklaşık 1 ay burada tuttular. İstanbul’da beni zorla tuttukları yer Halkalı’da bulunan TOKİ’ye ait bir evdir. Bu evin her tarafından kamera vardı ve resmen beni göz hapsinde tuttular. Bu işi planlayan başta Zekeriya Öz’dür.  Dosya yetkisizlikle Malatya’ya gittikten sonra beni bu evde serbest bıraktılar.”

“ZİRVE YAYINEVİ CİNAYETİNİN İŞLENMESİNDE DE GÜLEN CEMAATİNİN ROLÜ VAR"

“Ben de gerek soruşturma sürecinde, gerekse yargılama sürecinde bana sorulan sorular doğrultusunda dosyaya vakıf oldum” ifadesini ileri süren Zirve Davasının gizil tanığı İlker Çınar, “Zirve Yayınevi cinayeti kapsamında verdiğim ifadelerle farkında olmadan ve bir anlamda Gülen cemaatine yardımcı olduğum halde benim ifadelerimi alarak Adem Yavuz Arslan aracılığı ile bir kitapta yayımladılar. Cemaat beni kendilerine farkında olmadan yardımcı olduğum halde deşifre etti. Bunu cemaat ekibinin yüksek özgüvenine veriyorum. Beni deşifre ederek şüpheli konumuna getirdiler. Bu nedenle cemaat beni deşifre etti. Benim ifadelerimi ‘Bir Ermeni Var’ isimli kitapta yayınlayarak deşifre eden kişi Zekeriya Öz ve TEM Şube yetkilileri olduğunu düşünüyorum. Bu konuda kesin bir bilgim yoktur. Benim cemaat tarafından deşifre olmama neden olan ilk olay budur. Bu süreçte cemaat sadece bin deşifre etti. Cemaatin beni deşifre etmesinin altındaki asıl amacı bir türlü bulamıyorum. Ancak ben Adem Yavuz Arslan’ı 2008 ile benim hakkımda yazdığı bir yazı nedeniyle şikayet etmiştim. Bunun intikamı diye düşünüyorum. Şunu açıkça söyleyebilirim ki Malatya’da meydana gelen Zirve Yayınevi cinayetinin işlenmesinde de Gülen cemaatinin rolü vardır. Bu konuda özellikle daha fazla açıklama yapmak istemiyorum. Ancak şunu söyleyebilirimki bu işin içinde Gülen cemaati kendisini bir şekilde bu işten sıyırdı. Cemaati de bu işten sıyıran Zekeriya Öz ve ekibidir. Tüm ihale Ergenekon’a kaldı. Bu tamamen Gülen cemaatinin Mehmet Ülger üzerinden uyguladığı bir operasyondur.” iddialarını ileri sürdü.

“TUSHAD ADLI ÖRGÜTÜ PARALEL YAPI KURDU”

Duruşmalarda ve verdiği ifadelerde TUSHAD adlı örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde kurulduğunu, başındaki ismin Emekli Orgeneral Hurşit Tolon olduğunu iddia eden İlker çınar, bu iddiasını değiştirerek , “Tüm aşamalarda söz konusu ettiğim TUSHAD isimli birimde paralel yapının konsensüs çerçevesinde kurduğu bir yapılanmadır. Ben TUSHAD komutanı kimdir, başında kim vardır bilmem de mümkün değildir.” iddiasında bulundu.

Bu arada, İlker Çınar’ın HSYK ifadesinde, “Şunu açıkça söyleyebilirim ki Malatya’da meydana gelen Zirve Yayınevi cinayetinin işlenmesinde de Gülen cemaatinin rolü vardır. Bu konuda özellikle daha fazla açıklama yapmak istemiyorum.” demesi ise dikkat çekti.

Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • EROL (7 yıl önce)
    Açıkça rant için yaptık demiyorsunuz, üzerine atmadığınız kişi kalmadı.Olay nereden nereye geldi.O cemaatın taşeronluğunu yapanlar kimlerdi. Cemaatın okullarında,dershanelerinde okuyan kimlerdi?
    0
    0
    Yanıtla
  • sultan (7 yıl önce)
    Son 15 yılda o kadar ilginç olaylar oldu ki Bülent Ersoy çıkıp gayrimeşru yedi çocuk doğurdum dese beş sene onu tartışırız. Bir kurumun önce itibarını sarsacak sonra operasyonu yapacaksınız. Asker, adliye, polis, maliye, millieğitim ...... Kurumların içinde ittifak yapacağın kitleleri kullan ! O kitleleri kutsal bildiği yolda mücadelenin bir parçası olduğuna inandır ! Sonra işin bitince bir operasyon adı bul ve sapla samanı bir et süpür gitsin! Sürekli bir düşmanın olsun. Sürekli mağdur ol. Böl, parçala ve yönet. Sana itaat eden kitleni ihya et. Tuncay Güney adında medya maymunu bir zevat vardı şimdi adını hatırlayan var mı? Adil sırrı saçan gibi bir emniyet görevlisi bu meczub yüzünden yıllarca yattı. Biz ipteki cambazsa bakarken saltanat kayığı limandan ayrıldı. Bakalım gemi su alınca ortaya neler çıkacak.
    0
    0
    Yanıtla
  • Adnan (7 yıl önce)
    Bu saaten sonra kim inanir ki?
    0
    0
    Yanıtla
  • Salih kurak (7 yıl önce)
    O cemaatte hiç masum değil bir zamanlar iyi taşeronluk yapıyorlardı doğrudur inanırım
    0
    0
    Yanıtla