SON DAKİKA
SON DEPREMLER

İlk Müslüman Türk Kadın Tiyatrocu

0
Güncellendi - 2021-07-24 01:15:37
İlk Müslüman Türk Kadın Tiyatrocu
A- A+ PAYLAŞ

Asıl adı "Afife" olan ve "Jale" takma adıyla sahnelere çıktığı için 2 isimle anılan Afife Jale, vefatının 80. yılında anılıyor.

Asıl adı "Afife" olan ve "Jale" takma adıyla sahnelere çıktığı için 2 isimle anılan oyuncu, Hidayet Bey ile Methiye Hanım'ın kızı olarak 1902'de İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdu.

Afife Jale, İstanbul Kız Sanayi Mektebi'ndeki eğitiminin ardından 1918'de Darülbedayi'nin açtığı tiyatro kursu sınavını kazandı.

Sadece kadınlara özel gösterilerde oynamaları düşüncesiyle Darülbedayi bünyesine alınan 5 kadından biri olan Jale, stajyer oyuncu kadrosunda çalışmaya başladı.

Eliza Binemeciyan, 1920'de Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyunundan ayrılıp Paris'e gidince, Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkma fırsatı buldu.

Daha sonra "Tatlı Sır" ve "Odalık" adlı oyunlarda rol alan Afife Jale, dönemin İçişleri Bakanlığı kararıyla Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkmasının yasaklanması üzerine tiyatronun ücretli kadrosundan çıkarıldı.

Çeşitli şehirlerde temsiller verdi

Afife Jale, birkaç yıl sonra Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu turnesine çıktı, ardından Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller verdi.

Madde bağımlılığı nedeniyle sağlığı bozulan ve tiyatroyu bırakmak zorunda kalan Jale, Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkması önündeki yasal engeller kalktıktan sonraki dönemde de sanatını icra etmedi.

Jale, bir konserde Hafız Burhan'a tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar ile tanışarak, 1929'da evlendi. Madde bağımlılığı ve sağlık problemlerinin evliliğini olumsuz etkilediği oyuncu, 1935'te boşandı.

Hayatının son yıllarını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde geçiren Afife Jale, 24 Temmuz 1941'de, 39 yaşındayken yaşamını yitirdi.

İstanbul, AA

 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız