SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Şu Çılgın Türkler' Ve Turgut Özakman

0
Güncellendi - 2021-09-28 01:41:55
'Şu Çılgın Türkler' Ve Turgut Özakman
A- A+ PAYLAŞ

Türk edebiyatına ve tiyatrosuna onlarca eser miras bırakan yazar ve avukat Turgut Özakman'ın vefatının üzerinden 8 yıl geçti.

Turgut Özakman, Hikmet Bey ile Münevver Hanımın ilk çocukları olarak 1 Eylül 1930'da Ankara'da dünyaya geldi.

Babaannesi Lütfiye Hanım'ın 1933'te vefat etmesiyle İstanbul Çengelköy’de kiralanan yalıya yerleşen Özakman'ın ailesi, Büyükbaba Ertem Bey'in yeniden evlenmesi üzerine, önce Beşiktaş'a, ardından Münevver Hanım'ın ailesinin yaşadığı Bakırköy'e taşındı.

Turgut Özakman, öyküler yazan annesi sayesinde yazmaya ilgi duyarken, okula başlamadan önce okuma ve yazmayı öğrendi.

Birinci ve ikinci sınıf matematiğini de annesinin yardımıyla öğrenen usta kalem, 1936'da Bakırköy Taş Mektep’te eğitim hayatına başladı.

Okuduğu öykü ve masalları daha çocukken oyunlaştırmaya başlayan yazar, o günlere ilişkin yaptığı bir açıklamada şunları söylemişti:

"Yoksulca bir ailenin çocuğuyum. Zaten o zaman Bakırköy'de zengin çocuğu yoktu. Hepimiz birbirimize benziyorduk. Yoksullukta buluşmuştuk. Ama çok mağrur, çok onurluyduk. Yerleri titreterek yürürdük. Geleceğimize çok güveniyorduk... Ben ortaokul ve lisedeyken, düz yazı ödevlerimi de hep diyalog tarzında yazardım. Küçüklüğümde de tiyatroya çok meraklıydım. Hem giderdim hem de masalları oyunlaştırırdım. Mahalledeki arkadaşlarımızın yarısıyla oynardık, yarısı da seyircimiz olurdu. Tiyatroya yatkınlığım vardı. İlk oyunum, lise son sınıftayken 'Masum Katiller'di. 'Duvarların Ötesi' oyununun büyükbabası diyelim."

Lisede, "Bir Bayram Sabahı" öyküsüyle birinci oldu

Bakırköy Barut Fabrikası'nda çalışan Özakman'ın babası, fabrika 1940'ta kapatılınca Kırıkkale'deki barut fabrikasına tayin edildi. Ailesiyle Kırıkkale'ye giden Özakman, ilkokulu Kırıkkale'de bitirdi. Özakman, ortaokul eğitimi için Ankara'daki halası Kıymet Hanım'ın yanına giderek, 1941'de Kurtuluş'taki Birinci Ortaokul'a kaydoldu.

Ankara Erkek Lisesi’ne 1944'te başlayan yazar, Halkevinde sergilenen oyunları izleyip, derslerine de Halkevi kitaplığında çalıştı

Usta kalem, 1945’te Ankara Atatürk Lisesi’nde Maeterlinck'in yazdığı "Evin İçi" oyunuyla ilk kez sahneye çıkarak, yönetmenlik yaptı.

Edebiyat öğretmeninin etkisiyle yazmaya yoğunlaşan Özakman, 1946'da Atatürk Lisesi Mezunlar Derneğince düzenlenen 1. Edebiyat Yarışması’nda "Bir Bayram Sabahı" öyküsüyle birinci oldu. Son sınıfta kaleme aldığı bir öyküsü ise 1946'da Ulus gazetesinde yayınlandı.

Özakman'ın, "Masum Katiller" adlı ilk oyunu okul arkadaşları tarafından Ankara Halkevi Sahnesi’nde oynandı ve büyük ilgiyle karşılandı. Mezunlar derneği tarafından 1947'de düzenlenen 2. Edebiyat Yarışması’nda da Özakman birinci oldu.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne 1947'de giren usta yazarın öyküleri 1951'den itibaren "Hisar" dergisinde çıkmaya yer aldı.

Tiyatro tutkusu nedeniyle tiyatroya yöneldi

Turgut Özakman'ın, "Pembe Evin Kaderi" oyunu, önce Devlet Tiyatrosunda, ardından Şehir Tiyatrolarında sahnelendi.

Üniversiteyi 1952'de bitiren yazar, askerlik görevinin ardından bir süre avukatlık yaptı ancak tiyatrodan vazgeçemedi.

Özakman'ın, "Güneşte On Kişi" adlı üçüncü oyunu, 1955’te Nihat Aybars yönetiminde Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi.

Aynı yıl ilk eşi Sevim San ile evlenen yazar, eşiyle Almanya'ya giderek, Köln Tiyatro Bilimi Enstitüsü'nde tiyatro öğrenimi gördü.

Eşinin hamileliği nedeniyle Türkiye'ye dönen çiftin, ikiz oğulları Can ile Kerem dünyaya geldi.

Yazar Özakman, Türkiye'ye döndükten sonra Basın Yayın Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatrosu ve TRT'nin de aralarında bulunduğu pek çok kurumda farklı görevler üstlendi.

"Duvarların Ötesi" 1964'te beyaz perdeye aktarıldı

Oyunları ödenekli ve özel tiyatrolarda sahnelenen Özakman, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nin ardından Basın Yayın Genel Müdürlüğü İç Basın Şubesi Müdür Vekilliğine getirildi. Aynı yıl Basın Ateşe Vekili olarak Almanya Bonn’a gönderildi.

Turgut Özakman 1961'de Ankara Radyosu Söz ve Temsil Yayımları Şefliği görevine atandı, 1962'de Radyo'da açılan prodüktörlük kursunda radyo yazarlığı dersi vermeye başladı.

Senaryosuna Özakman, Orhan Elmas ve Vedat Türkali'nin imza attığı, Özakman'ın kaleme aldığı "Duvarların Ötesi" adlı oyunu 1964'te sinemaya uyarlandı. Elmas'ın yönettiği filmde, oyuncu Erol Taş büyük çıkış yakaladı.

Özakman, aynı yıl, Orhan Kemal ve Halit Refiğ ile "Gurbet Kuşları" filminin senaryosunu hazırladı, yeni kurulan TRT'de görev aldı.

"Hisar" dergisinde iki yıl, "Gençlere Mektuplar" başlıklı yazıları kaleme alan usta edebiyatçı, 1967'de eşinden boşanarak Ayla Hanımla evlendi. Çiftin, Elif adlı kızı dünyaya geldi.

Turgut Özakman, 1967'de TRT'de vekaleten genel müdür yardımcılığı görevine atandı, 1970'te kurumdan ayrılarak reklamcılık-film yapımcılığı işine girdi. Daha çok senaryo yazarlığıyla ilgilenen Özakman'ın en bilinen çalışması, "Keloğlan" serisi oldu.

"Fehim Paşa Konağı" ilk kez 1980'de sahnelendi

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü'nde de görev alan Özakman, 1970'lerin sonunda yeniden oyun yazmaya başladı.

Özakman'ın çok ses getiren "Fehim Paşa Konağı" adlı eseri, ilk kez 1980-1981 sezonunda tiyatroseverlerle buluştu.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevine 1983'te başlayan yazar, 12 Ocak 1987'ye kadar görevde kaldı. Özakman bu süreçte, tiyatro belgeliği ile çocuk ve gençlik tiyatrosu birimini kurdu. Görevdeyken yerli oyunların oranını yüzde 60'a çıkaran Özakman, 1988'de Radyo Televizyon Yüksek Kurulu üyeliğine seçildi.

Usta edebiyatçı, roman olarak tasarladığı bir konuyu, öneri üzerine 1989'da 20 bölüm halinde TRT'ye teslim etti.

Ziya Öztan'ın yönetmenliğini üstlendiği, 6 bölüm çekilen "Kurtuluş" dizisinin ilk bölümü 22 Mart 1994'te yayınlandı.

"Şu Çılgın Türkler" 400 baskıyı aştı

Turgut Özakman, 1993'te ilk romanı "Korkma İnsancık Korkma" ile okuyucu karşısına çıktı ve bir yıl sonra Radyo Televizyon Yüksek Kurulu üyeliğinden ayrılarak, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı konuları başta olmak üzere tarihi konularda çalışmaya ağırlık verdi.

Kurtuluş Savaşı'nı işleyen "Şu Çılgın Türkler" kitabı 2005'te yayımlanan Özakman, büyük başarı elde etti. Kitap uzun süre çok satanlar listesinin başında yer aldı, 400'ün üzerinde baskı yaptı.

Özakman, "Türkiye Üçlemesi"nin ilk eseri olan "Şu Çılgın Türkler"in ardından 2008'de "Diriliş-Çanakkale 1915"i, 2009 ve 2010’da ise "Cumhuriyet-Türk Mucizesi 1-2" adlı eserleri okuyucuyla buluşturdu.

Yaşamı boyunca birçok ödüle ve fahri doktora unvanına layık görülen usta kalem, 1999'da Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün sahibi oldu.

Edebiyat ve sanatın farklı yönleriyle ilgilenen, tiyatronun daha çok ders verme kısmını seven Özakman, çok sayıda öğrenci yetiştirdi.

Turgut Özakman, koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği sebebiyle 28 Eylül 2013'te vefat etti.

Turgut Özakman'ın Eserleri

Usta edebiyatçı, "Keloğlan Aramızda", "Tuzsuz Deli Bekir", "Keloğlan'la Cankız", "Mevlana", "Yatık Emine", "Keloğlan İz Peşinde", "Turhanoğlu", "Kanije Kalesi", "Son Akın", "Kurtuluş", "Rıza Beyler", "Cumhuriyet", "Dersimiz: Atatürk" adlı senaryolar ile "Üç Destan", "Delioğlan", "Ah Şu Gençler", "Hastane", "Karagöz'ün Dönüşü", "Kardeş Payı", "Darılmaca Yok", "Berberde", "Ben Mimar Sinan", "Pembe Evin Kaderi", "Ocak", "Kanaviçe", "Paramparça", "Sarıpınar 1914", "Fehim Paşa Konağı", "Resimli Osmanlı Tarihi", "Bir Şehnaz Oyun", "Güneşte On Kişi", "Duvarların Ötesi", "Töre", "Tufan", "Bulvar", "Ulusal Kolej Disiplin Kurulu", "Deliler" adlı oyunları kaleme aldı.

Özakman ayrıca, "Korkma İnsancık Korkma", "Romantika", "19 Mayıs 1999 Atatürk Yeniden Samsun'da", "Şu Çılgın Türkler", "Diriliş-Çanakkale 1915", "Cumhuriyet - Türk Mucizesi 1-2", "Dr. Rıza Nur Dosyası", "Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi", "Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele", "Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği", "Radyo Notları" adlı kitapları yazdı.

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız