SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ali Ekber Çiçek Ölüm Yıldönümünde Anılıyor

0
Güncellendi - 2021-04-26 00:42:12
Ali Ekber Çiçek Ölüm Yıldönümünde Anılıyor
A- A+ PAYLAŞ

Sanat yaşamı boyunca, "Haydar Haydar", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" ve "Yolumuz Gurbete Düştü" gibi 400'den fazla türküyü derleyen Çiçek, halk müziğini geniş kitlelere ulaştırarak, unutulmazlar arasına girdi.

"Haydar Haydar", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" ve "Yolumuz Gurbete Düştü" gibi birçok türküyü derleyerek, Türk Halk Müziği'ne kazandıran Ali Ekber Çiçek'in vefatının üzerinden 15 yıl geçti.

Çiçek, Erzincan'ın Ulular Köyü'nde 1935'te dünyaya geldi. Babasını 1939 Erzincan Depremi'nde kaybeden sanatçı, çok küçük yaşlarda rençperlik yapmaya başladı.

Küçük yaşlarda dedesinin bağlamasını çalmayı öğrenen Çiçek, ilkokuldan sonra maddi olanaksızlıklar sonucu eğitim hayatına devam edemedi.

Askerlik vazifesinden sonra TRT'nin açtığı sınavı kazanan Çiçek, 1961'de İstanbul Radyosuna ses ve bağlama sanatçısı olarak girdi.

Usta sanatçı, Muzaffer Sarısözen döneminde TRT Ankara Radyosuna ve Yurttan Sesler Korosu'na girdi.

Sanat yaşamı boyunca 400'den fazla türküyü derleyip Türk Halk Müziği'ne kazandıran Çiçek, halk müziğini geniş kitlelere ulaştırarak unutulmazlar arasına girdi.

"Ben gençlere çok değerli bir miras bıraktım"

Ali Ekber Çiçek, bugün dillerden düşmeyen, pek çok sanatçının repertuvarına almak istediği "Haydar Haydar", "Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" ve "Yolumuz Gurbete Düştü" gibi çok sayıda türküyü derledi.

Çiçek'in hayatını konu alan "Cahilden Uzak Dur, Kemale Yakın" adlı belgesel 2003'te yapıldı. Çiçek, belgeselde "Türküyle siyaset yapılmaz" diyerek, müziği siyaset aracı haline getirenleri eleştirdi.

Bir röportajında, Türk Halk Müziği'nin bugününü değerlendirirken geçmişte üretilen eserlere saygı gösterilmediğinden yakınan usta sanatçı, şöyle konuşmuştu:

"Türk Halk Müziği tekrar popüler oldu. Ancak ben bu gelişmeyi hazırcılığa bağlıyorum. Şimdi şöhret olmuş kişiler, benim 40-50 yıl önce yazdığım parçalardaki ezgilerin üzerine güfte yapıp söylüyorlar. Bir de bu okuduğum parçalarda leyleği kuşa çevirerek okuyorlar. Ben nasıl çalıp okuyorsam gençlerin de öyle okuması gerekiyor. Parçalarımdaki yorum zaten içinde vardır. Ben gençlere çok değerli bir miras bıraktım."

TRT arşivlerinde 54 kaseti bulunan Çiçek, TRT'den emekli olduktan sonra birçok ülkede konser verdi ve üniversitelerdeki konferanslarla bu toprakların sanatını dünyaya anlatmaya çalıştı.

Çiçek, 71 yaşındayken 26 Nisan 2006'da şeker hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Usta sanatçı, vasiyeti üzerine Edremit'e bağlı Tahtakuşlar'a defnedildi.

"Ali Ekber Çiçek müzisyen olarak yeri kesinlikle doldurulamayacak bir insandı"

Usta sanatçının vefatının ardından TRT İstanbul Radyosu'nda düzenlenen törende konuşan Türk Halk Müziği sanatçısı Musa Eroğlu, Çiçek'in yerinin doldurulamayacağını kaydederek, "Kendisini, sazını ve türkülerini çok beğenerek dinliyordum. Ali Ekber Çiçek, müzisyen olarak yeri kesinlikle doldurulamayacak bir insandı." ifadelerini kullanmıştı.

Sanatçı Sabahat Akkiraz ise usta sanatçının değerinin yaşarken bilinmediğini belirterek, şunları kaydetmişti:

"Ali Ekber Çiçek, kendi kuşağındaki tüm sanatçılarımızın başına geldiği gibi yaşarken değeri bilinmemiş bir kişiydi. Japonya'da bile üniversitede Türk etnik müziği ile ilgili ders vermiş bir ozanımızdı. Derlediği tek bir eser olan 'Haydar Haydar' bile onu ölümsüzleştirmeye yetecek."

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız