SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Boğaziçi Eylemcilerine Tepki

0
Güncellendi - 2021-02-05 21:53:06
Boğaziçi Eylemcilerine Tepki
A- A+ PAYLAŞ

Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Malatya İl Başkanı Mehmet Sağdıç, İstanbul Boğaziçi Üniversitesinde bazı grupların gerçekleştirdiği eylemlere ilişkin, “Bugün görünüyor ki İslam düşmanları, milletimizi maşalarıyla yıldırmaya çalışmaktadır” dedi.

Sabah namazında Kernek Karagözlüler Camisinde buluşan MTBB üyeleri, namaz çıkışında İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden eylemlere ilişkin basın açıklaması düzenledi. Malatya Şube Başkanı Mehmet Sağdıç, büyük Türkiye ideali doğrultusunda hedefe doğru emin adımlarla yürüdükleri bu yolda içte ve dışta çetin ve tarihi bir mücadele verdiklerini söyledi.

Boğaziçi eylemlerinde kutsallarına hakaret eden bir güruh ve bu güruhun sapkın zihniyeti ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Sağdıç, “Geçmişten gününüze, İslam’ın bayraktarlığını şan ve şerefle üstlenmiş bir milletin topraklarında, İslamiyet’e hakaret edilmesi kabul edilebilir bir davranış değildir. 30 Ocak 2021 tarihinde İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde bir grup sapkın zihniyet, kutsallarımızın başında gelen Kabe-i Muazzama ’ya saygısızlık yapmışlardır. İslam’ın kutsallarına yaptıkları bu saygısızlık yetmezmiş gibi, sapkın zihniyetlerinin paçavralarını da Kabe’mizin resminin üzerine bırakmışlardır. Kutsallarımıza karşı sistemli bir şekilde kuşatma hareketi başlatan bu güruhun, tasmalarının dışarıda olduğunu bilmekteyiz” ifadelerine yer verdi.

Tarih boyunca her zaman İslam’ı savunanlar ve İslam’a savaş açanların olduğunu kaydeden Sağdıç, “İslam düşmanları bazen kendi elleriyle, bazen de maşalarıyla kutsallarımıza saldırmıştır. Bugün görünüyor ki, İslam düşmanları, milletimizi maşalarıyla yıldırmaya çalışmaktadır. 1453 yılında fethedilen İstanbul’da bu olayların yaşanması, fethe ve tarihimize gölge düşürmeye çalışsa da bu millet ve bu devlet, düşmanlarıyla nasıl mücadele edeceğini her zaman bilmiştir. Büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu topraklarımızda İslam’a ve kutsallarına hakaret etmekten çekinmeyenlerin, sapıklık adına özgürlük çığırtkanlığı yapanların karşısında merhum Malcolm X’in “İslam’a sövmekten başka fikri olmayanlar, fikrin değil İslam’a sövmenin hürriyetini istiyorlar” sözü ile mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz. Bizler Milli Türk Talebe Birliği gençliği olarak, İlim ve irfan yuvası olması gerekirken, bu tip sapkınlıkların yuvasına dönüştürülmeye çalışılan eğitim kurumlarımızı ve ülkemizi her daim koruyacağımızı ve dinimizin tüm değerlerine sahip çıkacağımızı buradan haykırıyoruz” diye konuştu.

EĞİTİM BİR SEN'İN TEPKİSİ..

Eğitim Bir-Sen Malatya 1No'lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez de, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere yaptığı açıklamada tepki gösterip, “Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların yerinin değiştirilmesini ‘ağaçlar katlediliyor’ bahanesiyle fırsata çevirmeye çalışanlar, 28 Şubat’ın psikolojik harekâtını andıran söylem, yöntem ve eylemlerle darbe arayışına girenler, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ortamı kendisine uygun bir zemin olarak görenler yeni bir tezgâh peşindeler. Hukuka, kanuna ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirilen rektör atamasını kendi ideolojik saplantılarına uygun bulmayanlar, algısal yöntemlerle, tepkisel söylemlerle bir eylem kapasitesi oluşturma gayretkeşliği içindeler. Yeni atanan rektörün daha önce bir siyasi partiden aday olduğu bahanesiyle rektör olarak görevlendirilmesine karşı çıkanların siyasi özgürlüklerden ne anladığı, amaçlarının bilim değil, sadece ideoloji olduğu, bazı hak ve özgürlükleri sadece kendilerine yakıştırdıkları, vandallıklarından ve sürekli darbe arayışlarından açıkça belli olmaktadır. İliklerine kadar işlemiş vesayetçi, darbeci ahlaksızlıkla hareket edenlerin kamu kurumlarının devlete ait millete hizmet mekânı olduğunu bilmeleri, bilmiyorlarsa da öğrenmeleri gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. Söylemez, "Bu güruh, her ortamda akademisyenlere ve kamu görevlilerine siyaset yasağının kaldırılmasını savunurken, kendilerinden görmedikleri kişilere karşı ne kadar gaddar ve sekter olduklarını bir defa daha gösterdiler. Gösteri adı altında sürdürülen arbedede üniversite öğrencilerinden ziyade terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin olması, işin amacını ve meşruiyet derecesini zaten göstermektedir. Ayrıca, nereden zuhur ettikleri belli olmayan sapkın bireylerin oluşturulan kaotik ortamda ortaya çıkmaları, kendilerine alan açmaya çalışmaları, seslerini duyurma gayretleri, bu topraklarda asla gerçekleşmeyecek meşruiyet arayışıyla kinlerini kusmaları beyhude bir çırpınmadır. Kıblemiz olan Kâbe’nin resmini saygısızca yere atanlar, kendi öğrencilerini fişleyenler, ‘mesele Boğaziçi değil, sen hâlâ anlamadın mı’ pankartıyla ‘Gezi’yle akrabalığını ortaya koyanlar, aradıklarını asla bulamayacaklardır. Milletimiz, bu ve benzeri olayları ve tezgâhları basiretiyle görmekte, ferasetiyle değerlendirmekte, sabırla ve tahammülle izlemektedir” dedi.

Her zaman düşünce ve fikir özgürlüğünden yana olduklarına dikkat çeken Söylemez, “Mağdur olan herkesin hakkını ararız, sözcülüğünü yaparız. Fikrine katılmasak bile herkesin düşüncesini ifade etmesinden yanayız. Ülkemizde elbette insanlar demokratik haklarını kullanmalı, gösteri yapabilmeli, yürüyüşle hak arayabilmelidir. Ancak küresel güçlere payandalık yapanların, ipleri emperyalistlerin elinde olan kuklaların, kendini kamufle eden etki ajanlarının, milletin iradesine ipotek koymak isteyenlerin, vesayet özlemiyle her şeye teşne olanların vandallıklarını özgürlük saymak safdilliktir. Eğitim-Bir-Sen olarak, yasakların ve sınırlamaların kalkması, özgürlük alanlarının genişlemesi için mücadele ederken; görüntüsü yerli, zihniyeti yabancı, istiklal mücadelesinin manasını bilmediği için istikbali müstemleke temsilciliği olarak hayal eden, kaosla beslenen bu zihniyetin milletimizin iradesine ket vurmasına, devletin bağımsızlığına karşı, 28 Şubat’ta, 17/25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da olduğu gibi, aynı kararlılıkla duracağız” diye konuştu.

iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız